Türkiye’de sanatsal müziği araştırmalarla, haberlerle dile getiren Musiki Dergisi 4. yılında İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ses sanatçısı Ümit Yazıcı’nın vücûda getirdiği, basımını Muğla Valiliği’nin bir kültür hizmeti olarak üstlendiği –kitapçılarda bulamıyacağınız- bestekâr “Mehmet Râkım Elkutlu” kitabını -mesaj gönderen ilk 25 okuyucusuna- armağan ediyor. Yapmanız gereken tek şey Dergimiz’e mesaj gönderen ilk 25 kişi arasına girmek. Bu nedenle elinizi çabuk tutun. Dergimizi takip eden ve mesaj gönderen ilk 25 kişi Yazarından talihli kişi ismine imzalanmış “M. Râkım Elkutlu” kitabına sahip olacak… Musiki Dergisi’nin diğer sürprizlerinde buluşmak üzere… devamı »


Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Müzikal Sergi CRR’de…

Eklenme Tarihi : 10 Eki 2010 | Kategori: Konserler


Enderûn-ı Hümâyûn’dan Mûsika-yı Hümâyûn’a… İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Osmanlı Sarayı Enderun Mektebi’nden başlayan ve batılılaşmanın ilk safhası Mûsika-yi Hümâyûn’a devam eden müzikal yolculuğumuzun hikayesinin anlatılacağı “Enderun’dan Mızıkaya” başlıklı konserle sanat sezonunu açıyor. Konser, müzikal tarihimizde Türk ve batı müziği’nin birlikteliği ve uyumu gösterirken, günümüzde yaşanan müzikal ayrımcılığa da eleştirel bir bakış açısı getiriyor. CRR Türk Müziği Topluluğu & CRR Senfoni Orkestrası ve Hakan Aysev & Ahmet Özhan aynı sahnede dinleyicileriyle buluşacak. Şef: İhsan Özer. Tarih: 11 Ekim 2010 Pazartesi, saat 20.00 … devamı »



…Bir süre sonra, 1876 yılında tahtta bulunan Sultan Abdülhamid, biraz da Pertev-Niyal Valide Sultanın etkisi ile Hacı Arif Bey’i tekrar ve son kez Kolağası Rütbesi ile Saraya geri alıyor… Ancak bu rütbe, daha önce Saray’da bulunduğu mevkilere göre daha düşük bir seviyede idi. Hacı Arif Bey her ne kadar Saray’a geri dönmekten mutlu ise de biraz da kendisini aşağılanmış hissetmeye başlıyor. Hırçınlaşıyor. Herkesi tersliyor. Hatta bu sinirli halinden Padişah bile nasibini alıyor. Tekrar Saray’dan uzaklaştırılıyor. Bunun üzerine daha da hırçınlaşıyor. Artık sağlığı da bozuluyor. Teselliyi evinde üçüncü eşi Nigarnik Hanım’da buluyor… devamı »


İstanbul 1. Uluslararası Yorgo Bacanos Ud Festivali

Eklenme Tarihi : 07 Eki 2010 | Kategori: Festivaller


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti programı kapsamında gerçekleştirilecek olan “1. Uluslararası Yorgo Bacanos Ud Festivali” alanında bir ilke de imza atmış oluyor. Çalgılarımız üzerine özgün festivaller, yarışmalar, sempozyumlar düzenlenmesi gerekliliği yıllardır dile gelir, ama uygulaması görülmezdi. İşte “Ud Festivali”, Aralıkta ise “İTÜ TMDK Kemençe Sempozyumu”… Ud’u değişik açılardan her yönüyle değerlendirecek olan festival’de konferanslar, atölye çalışmaları, konserler ve “Cinuçen Tanrıkorur Müziğinde Yorgo Bacanos İzleri” konulu bir panel yer alıyor. Tarih: 25 - 31 Ekim 2010, yer: Sepetçiler Kasrı, Sarayburnu-İstanbul … devamı »


Amerika’da Yeni Sinatra: Simavi Uluç…

Eklenme Tarihi : 06 Eki 2010 | Kategori: Haberler


Simavi Uluç Amerika’da yeni (Frank) Sinatra olarak tanınıyor . Biz henüz tanımıyoruz. İstanbul’da doğan Uluç 40 yıldır Amerika’da, şimdi ise New York’ta yaşıyor. Piyano çalmaya 14 yaşında başlamış. Benzetme/iltifat Amerikalı müzik eleştirmenlerine ait. Frank Sinatra’nın şarkılarını söylediği “Memories of You” albümü Amerika’da geçen yıl çıkmıştı. Şimdi Türkiye’de bir albümle yayına hazırlanıyor. Uluç dinlenilmesi gereken bir ses… Şöyle diyor: “Sinatra gibi eski usul sunsaydım, şimdiki jenerasyona ulaşamayacaktım. Ben de müziğin özünü bozmadan, gençlerin de seveceği bir şekilde yorumladım…” devamı »


“Sessiz Gemi” Şiirinin Hüzünlü Hikayesi…

Eklenme Tarihi : 05 Eki 2010 | Kategori: Tarih ve Anılar


Nazım Hikmet’in, annesiyle Yahya Kemal arasındaki aşkı farkettiği an… Celile Hikmet resimleri ile olduğu kadar güzelliği ile de tüm İstanbul’un diline destan bir kadındı… İstanbul sosyetesinin en çok konuşulan kadınları arasındaydı… 1900 yılında bu dillere destan güzellikte kadın Osmanlı’nın meşhur valilerinden Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlendi… Türk şiirinin dünya çapındaki en önemli ismi olan Nazım Hikmet de bu beraberlikten doğacaktı… 1916’ya gelindiğinde Celile Hanım‘la eşi Hikmet Bey arasında şiddetli bir geçimsizlik başladı… devamı »



18.09.2010 tarih ve 27703 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Devlet Konservatuarları Yönetmeliği”nde, konservatuarların tek yönetmelikle değil de, ayrı ayrı olarak ele alınması, bir yanlışın 2010 Türkiye’sinde hala devam ettiği şeklinde algılanmaktadır… Bilindiği gibi konservatuarların orta ve lise bölümleri 8 yıllık kanunla birlikte sürüncemede kalmış, hatta kaçak durumuna düşmüş, ancak daha sonra yönetmelik oluşturularak yeteneğe bağlı bu kurumların –konservatuarların- alt birimlerinin de oluşturulması/olması gerektiği görüşü ağır basmıştı.(*)… Çıkarılan yukarıdaki yönetmelikte Türk müziği ve çalgıları ile ilgili hiçbir kayıt yer almamıştır. devamı »



Müziğimizin tarihsel dönem taşlarından İsmail Dede Efendi(1778- 1846) 1001 gün çile çektiği, yaşadığı tarihi mekanda, Merkez Efendi Zeytinburnu’ndaki Yenikapı Mevlevihanesi’nde eserleriyle yâdediliyor. Bu coşku büyük olmalı hissedebilen için… İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı etkinlikleri kapsamında 2 Ekim Cumartesi akşamı saat: 20:00′de, Zeytinburnu Merkezefendi’deki Yenikapı Mevlevihanesi’nde, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu tarafından verilecek olan konsere giriş serbest… devamı »


Türk Sanat Müziği Neden Öldü?..

Eklenme Tarihi : 29 Eyl 2010 | Kategori: Değerlerimiz


Bugünlerde GTSM’nin içinde bulunduğu durumu hakkında pek de iç açıcı yazılarla karşılaşamıyoruz. Son kertiklenme TRT’nin GTSM’yi geri plana alması uygulamalarıyla kendini göstermeye başladı. Eski programlar kaldırıldı. Yerine yenisi de gelmedi. İşin popülist boyutu ön plana çıktı. Tıpkı “at sahibine göre kişner” örneğinde olduğu gibi… Biz “TRT TV’de GTSM’ne Fatiha; http://www.musikidergisi.net/?p=1566 ” diye başlık atmıştık. Bugün Gazetesi’nden Bilal Özcan ise iddialı bir şekilde “Türk Sanat Müziği Neden Öldü?..” başlığını atmış ve de yorumlamış.”Yeni beste çıkmıyor” demiş… Diyoruz ki: Beste çıkıyor da rağbet bulmuyor… Artık GTSM ile Halk arasında uyuşmayan bir şeyler mi var? İşte Bilal Özcan’ın nabız yoklama yazısı!.. devamı »



Alman Berliner Morgenpost gazetesi, dünyaca ünlü piyanist ve bestecimiz Fazıl Say’ı “Türk müziğinin Batı’daki en önemli elçisi” olarak tanıttı. Say, gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin farklı bir ülke olduğunu ve öyle de kalması gerektiğini vurguladı. Say, ”Müziğimiz Alman avangardistler tarafından pek takdir edilmiyor, ancak neden Alman avangardistliğine bağlı olayım ki, ben bir Alman değilim. Biz ülkemizin hammadesi ile ilgileniyoruz, bu bizim kanımızda var” şeklinde konuştu… devamı »


“Türk Müzik Kültürünün Hafızası” Projesi …

Eklenme Tarihi : 27 Eyl 2010 | Kategori: Haberler


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Klasik Türk Müziği Yönetmenliği tarafından gerçekleştirilen -Türk musikisi’nin dini, lâdini, mehter, askeri ve halk türlerine ait 70 binden fazla müstakil eserin bilinen bütün versiyonlarıyla ve 250 bin sayfanın üzerindeki notasından oluşan- “Türk Müzik Kültürünün Hafızası” arşivi, 29 Eylül 2010 Çarşamba sabahı saat 10:00′da, Sirkeci’deki Sepetçiler Kasrı’nda düzenlenecek törenle kullanıma açılıyor… devamı »


İsmail Hakkı Özkan Vefat Etti…

Eklenme Tarihi : 24 Eyl 2010 | Kategori: Değerlerimiz


Geleneksel Türk Müziği makamları, usulleri ve nazariyatı konusunda bilgi ihtiyacı hissedildiğinde ilk başvurulan kitap olan Türk Musıkisi Nazariyatı ve Usulleri-Kudüm Velveleleri‘nin yazarı, TRT denetiminden geçmiş 187 bestenin sahibi ve birçok GTSM sanatçısının hocası, müzik kuramı duayenimiz İsmail Hakkı Özkan(d.1941) 23 Eylül 2010 günü İstanbul’da kalp krizi sonucu, 69 yaşında aramızdan ayrıldı. İ. Hakkı Özkan bugün (24 Eylül 2010) Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi Camiin’de ikindi namazını müteakiben kılınan namazın ardından Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. devamı »



Bu sabah çok sevdiğim bir dostumun Almanya’daki olağanüstü başarısını öğrendim… Piyanist Elif Şahin, dünyanın en büyük yarışmalarından biri olan HUGO WOLF yarışmasında, soprano partneri ile birlikte dünya birincisi oldu. Bu yıl özellikle Türkiye klasik müzikte bir atağa kalkmış gibi… 13 yaşındaki harika kemancı Berfin Aksu, Romanya’da ENESCU yarışmasında birinci oldu. Aksu birkaç ay sonra Çek Cumhuriyeti’nde yine birinciliği kazandı… Mayıs ayında, Borusan yaylısazlar dörtlüsü New York’da 90 grup arasından dünya birincisi oldu… devamı »


Antalya’da Müzik Rekorları Girişimleri…

Eklenme Tarihi : 22 Eyl 2010 | Kategori: Haberler


Antalya müzik alanında rekor denemeleriyle dikkati çekiyor… Geçtiğimiz 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı kutlamaları kapsamında Guinness Dünya Rekorları’ na girmek amacıyla 2 bin 23 çocuğun oluşturduğu büyük koro rekoru bir başka denemeye kaldı. Dünya rekoru başvurusu’na karşılık olarak İngiltere’den gönderilen yazıda kabul edilmeme gerekçesi şöyle açıklanıyor: “..Denemeniz bizim tanımladığımız koro formatına uymuyor. Bu kategoride rekor kırabilmek için katılımcılar senkronize ve belirli bir koreografi dahilinde dans etmeliydi…” Antalya’da bir diğer girişim de 500 minik kemancı’nın rekor denemesiydi… devamı »



Sanatın, sanat hayatı sürecinin anlamını bilmeyen sanatın dışından ve de içinden birileri yıllardır konunun dedikodusunu yapar, yazar, mana bulur. “Bankamatik sanatçısı” gibi ağır deyimler kullanır. Onlar ki, o görev yapamıyan sanatçının içinde bulunduğu acı durumun iç yüzünü bilmez… O sanatçılar ki en verimli oldukları dönemlerde jüri karşısında sınavlarını kazanmışlar, sanatçı oldurulmuşlardır. Kimi ses, kimi saz, kimi ise balet-balerin, halk oyuncu… Aralarında torpilsel kaynaklar olduysa bu durum sanatçıların suçu mudur, yoksa politikacıların mı?.. Şimdi yaşı gelmiş bazı gerçek sanatçılarımız ellerinde olmayan -gerek biyolojik, gerek psikolojik- sağlık nedenleri yüzünden “mana bulunur” hale gelmişler, getirilmişlerdir…Yasal düzenleme de yoktur. Haklarında “sanat ve de sanatçının hayatı nedir?” bilmeyen kimi devlet görevlileri de fikir beyan eder hale gelince “ağlamak, suçlamak yerine” resmi, yasal çözüm üretmek realitesi Kültür Turizm Bakanı Sn. Ertuğrul Günay tarafından ilk kez bu denli açık olarak gündeme getirildi. Tabii ki sonuca ulaşmak önemliydi… devamı »



Müziğimizin gün geçtikçe çoksesli icralara doğru gittiği görülüyor. Bu çokseslilik; Türk müziği’nin sanat müziği ve halk müziği branşlarında gerçekleştirildiği zaman, yapılan düzenlemelere ve icralara göre dinleyiciye bazen zevk verebiliyor… Günümüzün popüler müzik piyasasında yapılan çalışmaların bazıları, ne kadar pop başlığı altında toplansa da, içinde barındırdığı müzikal düşünce arabesk kokmaktadır. Bu durum popüler piyasada yapılan senfonik müzik başlığındaki bazı çalışmalar içinde geçerlidir… devamı »



MEB Talim ve Terbiye Kurulu, ilköğretimin ilk 5 sınıfında “serbest etkinlik” saatini, uygulamaya koydu, buna göre, bu derslerde; deneme sınavları, sınavlara hazırlık ve telafi eğitimi kesinlikle yapılmayacak… “Etkinliklerde görev alacak öğretmenlerde aranacak nitelikler nelerdir?.. “-Halk Oyunları, Türk halk oyunları öğretmenleri tarafından yürütülür. Türk halk oyunları öğretmeni bulunmaması veya yetersiz olması halinde, yan alanı halk oyunları olan veya bu alanda beceri, deneyim ve çalışmaları bulunan ve bu durumunu belgelendiren diğer alan öğretmenleri tarafından da yürütülebilir.” İşte sorun buradadır… devamı »


7. Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali …

Eklenme Tarihi : 16 Eyl 2010 | Kategori: Etkinlikler


Kültürel coğrafyamızın bizce tanınmayan seslerini, müziklerini izleme imkanı bulduğumuz 7. Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali 22 Eylül 2010’de Fars klasik müziğinin önemli ismi Hossein Alizadeh & Hamavayan Ensemble ile başlıyor(22-30 Eylül 2010). Başka kimler yokki?.. Endonezya’dan Gamelan Semara Ratih, Çin Geleneksel Müziği - Soul to Formosa, Tuva Geleneksel Müziği ve Kalyama - Alash Ensemble, Ortodoks Kilise Müziği - Tropos Bizans Korosu, Pakistan - Qawwali Mehr Ali & Sher Ali Qawwal, Mali – Kora Toumani Diabaté, Hindistan - Karnatik Müzik Nirmala Rajasekar… devamı »



Bu CD, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Müdürlüğünün yayımladığı 15 adetlik CD serisinden yedincisidir. Buradaki 2 CD’den birisinde, Bay Ahmet Özhan söylemekte, diğerinde ise aynı eserler “enstrümantal” olarak çalınmaktadırlar… İcra edilen programa (bir-ikisi hariç) daha önce defalarca kayıtları yapılmış eserlerin alındığı görülmektedir (dipnottaki daha önce yapılmış kayıtlar listesine bakınız). Yani fazla bir kazancımız olmamış. Kaynakların verdiği bilgiye göre, 265- 270 civarında eseri bulunan Şevki Bey’in hep aynı eserleri mi icra edilmelidir?.. Niçin daha önce yapılan kayıtlar göz önünde tutulmamıştır?.. devamı »



Korolar bir topluma yalnız müzik sevgisi ve yalnız müzik kültürü vermekle de kalmazlar. Koroları oluşturan bireyler bu topluluklarda gerçek arkadaşlığı ve insan sevgisini bulurlar ve yaşamları boyunca da oradan elde ettikleri alışkanlıkları sürdürürler… Türk Müziği eğitimi veren sekiz devlet konservatuvarının “koro” ders müfredatları, öğretim elemanlarının dersin işlenişine ait görüşleri işlenişinde uygulama ve teorik yönden bütünlük olmadığı, dersin adında, işlenişinde ve ders saatlerinde farklı uygulamaların olduğu görülmüştür… devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz