İstiklal Marşı Telif Hakları Artık Bizim…

Eklenme Tarihi : 10 Ara 2010 | Kategori: Haberler


GEMA adındaki bir Alman meslek birliği 2007 yılında Almanya’daki 23 Nisan kutlamasında milli marşımızı çalan Türk okulundan telif bedeli istemişti. Konu okul tarafından Haziran 2010 sonlarında Kültür Bakanlığı’na intikal etmiş ve Telif hakları yasasında herhangi bir istisna hükmü getirilmediği için, ulusal marşımızın korumasız olduğu anlaşılmıştı. Bunun üzerine başlatılan çalışmalar sonuçlandırılarak İstiklal Marşı’nın, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunan mali haklara konu edilmemesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı dün (09 Aralık 2010) Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Aşağıda orijinal nüshasını verdiğimiz kararda besteci ve söz yazarının isminin geçmediği görülüyor. devamı »


Bu Akşam … Fazıl Say

Eklenme Tarihi : 10 Ara 2010 | Kategori: Değerlerimiz


Daha yeni turneden döndüm… Önce Almanya’da, sonra Cenevre ve Zürih’te tamamen dolu salonlarda konserler verdim. Münih’te, Süd Deutsche Zeitung gazetesinde çıkan eleştiride “Biz bugüne değin Münih kentinde böyle bir Çaykovski Konçertosu dinlememiştik, bambaşkaydı” yazıldı… Ama bu yazıları bile ertesi gün unutmaktayım. Hayat korkunç hızlı… Rahmetli hocalarımın konserlerime geldiğine inanmaya başladım. Fenmen, Gündemir… Oradalar sanki. Salondalar… Bu akşam evdeyim… Şu dönemde, Atatürk ve Cumhuriyet İnkılabları ile ilgili karalayıcı konuşmak hayli kazançlı iş… Beni, ama kazanç ilgilendirmiyor. Beni müzik ilgilendiriyor!.. Murat Bardakçı’ya ise, “Daha da vur! Daha da vur!” denilir muhtemelen. O da vurur. Biz evde çalışırken veya dünyanın bir yerlerindeyken… Harcanırız!.. devamı »


Hisarlı Ahmet Sempozyumu (2011)…

Eklenme Tarihi : 09 Ara 2010 | Kategori: Kongre.simp.panel


“Kütahya’nın Pınarları, Havada Turna Sesi Gelir, Elif Dedim Be Dedim” gibi 30 dolayında Kütahya türküsünün kaynak kişisi olan kültürel değerimiz Hisarlı Ahmet (1908-1984) adına; Kütahya Güzel Sanatlar Derneği tarafından Kütahya Valisi, Belediye Başkanı ve diğer kurum / kuruluşların destekleriyle bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “II.Ulusal Hisarlı Ahmet Sempozyumu” 26-27-28 Mayıs 2011 tarihlerinde Kütahya Hilton Garden Inn Oteli salonlarında gerçekleştirilecek. Sempozyumun ana teması “Değişen Toplumda Kültürlenme ve Kültürleşme” olarak belirlenmiş. Bildiri özetleri 04 Mart 2011’e kadar gönderilebilir… devamı »



Türkiye’nin kültür ve sanatında 75 yıldır süregelen ve uzunca bir süredir hızı kesilmiş “tek sesli- çok sesli” müzik eksenindeki artık anlamsızlaşan polemik, yeni bir Fazıl Say hamlesi ile tekrar başlamış bulunuyor. Sayın Fazıl Say, sanat ya da siyasete ilişkin herhangi bir olgu, haber, ya da yazıya karşı hemen tavrını koyuyor. Böyle bir tavır bu ülkede yaşayan herkes kadar onun da hakkı. Kendisinin bu konudaki son muhatabı ise Gazeteci-Tarihçi Sn. Murat Bardakçı… Bardakçı’ nın musıkîşinaslığı ve bir anlamda müzikolog düzeyindeki bilgi ve birikimi, en az yazarlığı ve tarihçiliği paralelinde tartışılmayacak bir olgudur… devamı »



Ülkemizde üniversitelere bağlı konservatuar sayısı 35’e ulaştı. “Hayırlı, uğurlu” olsun… Ülkemiz sanat ve kültürüne nasıl katkı sağlayacağını hep birlikte göreceğiz inşallah… Şimdi: Taslak içinde birkaç yerde adı geçen Konservatuarlar, maalesef kurum olarak, statü bakımından ortada bırakılmıştır. Bugün: Konservatuarlar Yüksekokul mu? Fakülte mi? Rektörlüğe bağlı bölüm mü? Hala statüsü belli edilememiş, birlik sağlanamamıştır… Konservatuar mezunları müzik öğretmeni olabilmek için, matematiğin ve fiziğin yoğun sorulduğu KPSS sınavlarına girmek zorunda bırakılmaktadır… devamı »


Müzik Devriminin Zafer Günleri… Hıncal Uluç

Eklenme Tarihi : 03 Ara 2010 | Kategori: Basından


Musiki İnkilabı ve başarısızlık..” … Bu başlığın anlamı ne Murat(Bardakçı)?.. İçinde Türk orkestraları ve icracılarını dinlerken nasıl sıkıldığını, Türk icracılarına nasıl tahammül edemediğini anlattın… “Tekfen harikaydı, çünkü içinde çok sayıda yabancı müzisyen vardı” dedin. Sonra sözü bestecilere getirdin. Saygunları, Erkinleri, Alnarları inkâr ettin… Onları, Rahmaninov, Çaykovski üzerinden Haçaduryan ile mukayese ettin. “Bir Haçaduryan kadar bile olamadılar” dedin… Haçaduryan’ın arkasında, o muhteşem, o yüzlerce yıllık Rus musiki geleneğinin ve dünyanın en güçlü sivil toplum örgütlerinden Ermeni lobisinin, buna karşılık, Türk Beşlerinin arkasında, onları senin gibi ayaklarından batağa çekenlerin olduğunu düşünmeden.. Yazdıklarının hepsi yanlış. Hepsi haksız.. Hepsi kırıcı.. Hepsi aşağılayıcı.. Hepsi yabancı hayranlığı kompleksinin eseri… devamı »



1926’da –sonraları Edirnekapı Dispanseri başhekimi- Dr. Zühtü Zühtü Rıza Tinel tarafından kaleme alınmaya başlanan, İstanbul Kemençesi’nin o zamanki durumu ve tıpkı keman ailesi gibi beşlemesinin meydana getirildiği(1933) detaylı çalışmaların bilimsel bir dille anlatıldığı ve 1984’den bu yana Dr. Ayhan Sarı Kütüphanesi’nde yayınlanmayı bekleyen Osmanlıca el yazması monografik çalışma Kasım 2010’da İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından yayınlandı. 1-3 Aralık 2010 tarihlerinde İTÜ Maçka Kampüsü Sosyal Tesisler’de düzenlenecek Cüneyd Orhon Kemençe Sempozyumu’nda ilk kez müzikbilim dünyasıyla buluşacak olan çalışmanın sunuşundan anekdotlar : devamı »



İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın, “Müzikte Temsil ve Müzikte Temsil Uluslararası Sempozyumu II” ye katılmak üzere gittiğim İstanbulda, Cumhuriyetin 86. yılına rasgeldiği için “Cumhurıyet Konseri” olarak adlandırılan bu konseri dinleme şanslılığım oldu… Sn. Mehmet Güntekin’in hazırlamış olduğu şık ve renkli basılmış program kitapçığında, icra edilen eserlerin güfteleri günümüz Türkçesi ile birlikte yazıldığı gibi bestecileri hakkında da kısa ve yararlı bilgiler verilmiş. Fakat, terennümlü eserlerin terennüm heceleri yazılmamış. Eski Darülelhan notalarında ve hatta kaynak olarak kullanılan Üngör’ün Güfteler Antolojisi’nde terennümler hep yazılıdır. Hiç olmazsa, terennümle başlayan Dügâh Kâr’ınkiler yazılmalıydı… devamı »



Geleneksel müziğimizin geliştirimci bir bakış açısıyla üzerinde en fazla bilimsel düşünce üretilen çalgısı İstanbul Kemençesi’dir. Tanburi Cemil Bey’in Vasilaki ile birlikte kemençeyi kaba saz grubundan ince saz grubuna özümseten icralarının ardından Dr.Z.R.Tinel ve Arel ile başlayan geliştirimci ve bir o kadar da tartışmalı serüven 1980’lerde Cüneyd Orhon ve Cafer Açın ile devam etti. İlk üç tellici, dört tellici tartışmaları o zaman başladı… Cüneyd Orhon adına İTÜ TMDK tarafından düzenlenen sempozyumda Dr. Ayhan Sarı’nın gün ışığına çıkardığı Dr. Z.R.Tinel’in “Asri Kemençe-1926” başlıklı el yazması kitabı müzikbilim dünyasına sunulacak. Ayrıca 77 yıl aradan(1933) sonra ilk kez “Kemençe Beşlemesi”nin tarihi konser buluşması Onur Türkmen’in eserinde gerçekleştirilecek.. 1-3 Aralık 2010, İTÜ TMDK, Maçka/İstanbul devamı »


Eserleri Seslendirilmeyen Besteci… Ersin Antep

Eklenme Tarihi : 24 Kas 2010 | Kategori: Değerlerimiz


Dün (23 Kasım 2010) keman sanatçısı ve orkestra şefi Ekrem Zeki Ün’ün 100. doğum yıldönümü idi. İstiklal Marşı’nın bestecisi Osman Zeki Üngör’ün oğlu Ekrem Zeki Ün, 1987 yılında aramızdan ayrıldı ve hayattayken pek az orkestra eserini canlı olarak dinleyebildi. Adeta eseri seslendirilmeyen besteciliğe mahkûm edildi. Her Türk bestecisinin eseri, en az bir kez seslendirilmeyi hak ediyor. Tıpkı Ün’ün 29 yıl önce yazdığı “Atatürk’e Armağan” adlı yapıtı gibi… 1934-1935 tarihlerinde, ilk Türk operası “Özsoy” operasının sahnelenmesi sırasında yaşanan fikir ayrılıkları sonucu Musiki Müesseseleri Müdürlüğü (tüm müzik kurumlarının müdürlüğü) görevinden ayrılan O. Z. Üngör ve E. Z. Ün, doğal bir Ankara dışlanmışlığına sürüklenmişti… devamı »


İzmir Devlet Korosu 25 Kasım’da 25. Yılında…

Eklenme Tarihi : 23 Kas 2010 | Kategori: Konserler


1985 yılında Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak kurulan İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu bu yıl 25. sanat yılını kutluyor. Dr. Teoman Önaldı kurucu şefliğinde geçen 16 yılın ardından şeflik görevini Hayati Çiftçi devralmıştı. Çeyrek yüzyılın bitimi 25 Kasım 2010 Perşembe akşamı Dr. Teoman Önaldı, Mülkiye Toper, İsmet Yazar, Koro ilk md. Emk. Kaya Bekat, Emk. Kanun san. Naci Derçin, Emk. Kontrbas san. Gündoğdu Doğan’ın eserleri ve solo katılımlarıyla gerçekleştirilecek. Yer İzmir E.Ü. AKM. Saat: 20.30 … devamı »



Bir sonraki yazımda idari görevde olduğum sırada (1994/1997)hazırladığımız bir yazıdan bahsedecek ve “geçen yıllarda neler değişti” diyerek sizlerin kararınıza bırakacağım. Bugün 2000 yılında yapılmış, bir sempozyum açılış konuşmasını sizlerle paylaşmak istiyorum… Aşağıdaki konuşmanın* bir Rektör (Prof.Dr. Gülsüm Sağlamer, İTÜ 1996-2004) tarafından yapılmasının ve “müziği bilmiyorum, iyi bir dinleyiciyim” demesinin yanında; sıcaklığı, samimiyeti, Rektör olarak çektiği sıkıntılar, dünyaya ve müziğe bakışı, proje isteği, çözüm önerileri ile sayıları 35’e yaklaşan Konservatuar idarecilerine, bağlı oldukları Rektör yardımcılarına, Üniversite Rektörleri’ne bir yol göstereceğine inanıyorum… devamı »



İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve İstanbul Dimitrie Cantemir Romen Kültür Enstitüsü’nün birlikte düzenledikleri “Türk Kültürüne Büyük Katkılarda Bulunan İki Romen: Dimitrie Cantemir ve Nicolae İorga” Türk-Romen Sempozyumu 25 Kasım 2010 tarihinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Avrasya Enstitüsü (Seyyid Hasan Paşa Medresesi ) Konferans Salonu’nda… Sempozyum Fakülte Dekanı Prof.Dr. Korkut TUNA’nın açılış konuşmasının ardından Prof.Dr.Mihai MAXİM ve Prof.Dr. Şehvar BEŞİROĞLU’nun bildirileriyle başlıyor. Program: devamı »



…Gür ve etkili bir sese sahip olan Lem’i Atlı kısa zamanda Boğaziçi Bülbülü sıfatı ile anılır olmuş. Kendisini dinleyenler “akan bir su şırıltısını, yahut şakıyan bir bülbül sesini andıran gırtlak nağmeleri ile okur” diyorlarmış. Lem’i Bey atalarının At yetiştirmesi nedeni ile Atlı soyadını almış ve 4 kez evlenmiştir… Garip bir tesadüf olarak Hocası Hacı Arif bey’in yaşadıklarına benzer olaylar içinde 300 civarında eser vermiştir. Aşklarını nağmeler ile anlatmıştır. Onu yakından tanıyanlar her şarkısının mutlaka bir güzel kadına ithaf edildiğini söyler… Bestecimizin ikinci hanımı aldatarak terkettiği kibar ve yumuşak tabiatlı Lem’i Bey’i bir süre sonra pek arar olmuş. Aracılar vasıtasıyla haber gönderip, tekrar kendisine dönmek ricasında bulunmuş… Lem’i Atlı ise yaşadığı durum üzerine ünlü şarkısını meydana getirmişti: “Bir kendi gibi zalimi sevmiş, yanıyormuş, Duydum ki şimdi beni vefasız anıyormuş”… devamı »



Müzikle ilgilenenler yüzyıllar boyu tahayyülelerindeki ezgilerin geleceğe kalması ve başkalarınca tekrar seslendirilebilmesi için bir müzik yazısı geliştirmeye çalıştılar. Okuma yazma bilmeyenler ise “müzikte kulak hafızası”nı tercih ederek kulaklarına güvenenler ile sadece yaşadıkları / birlikte oldukları yıllar içinde müzikal tatminleri için müzik yaptılar. Gelen “geleneksel” oldu… Ya kayıtsızlık yüzünden yok olanlar?.. Halkın beğenisinin yıllar içinde değişebileceği o zamanki kültür insanlarımız tarafından bilinmiyordu?.. Kalan, kaldı…Kalanlar ile “Kalan Müzik” zaten ilgileniyor… devamı »



Samuel Beckett’in bir oyunundan okumuş ve not almışım; “Terzi müşterisinin pantolonunu bir haftadır bitirememiş. Müşteri; “ Tanrı dünyayı yedi günde yarattı, sen bir pantolonu bitiremedin.” Demiş. Terzi, pantolonu iftiharla elinde tutup şöyle demiş:“Bir şu pantolona bak, bir de şu dünyanın haline!”… Her alanda gelişme sağlanıyor, ancak kültür / sanatta ve turizmde nedense mehter marşı ile gidiliyor… “Opera İstanbul’da sokaklara indi” gibi muhteşem bir organizasyondan sonra Dünya Basketbol Şampiyonası’nı Müslüm Gürses ile açtıran operacılar arabesktir. “Aaa Fazlı Say, arabesk şarkıcılara laf etti” diye muhabirleri Orhan Gencebay’ın üzerine salan ‘gazete ve TV haber müdürleri’ ve ‘magazin müdürleri’ arabesktir. Sezen Aksu’ya kıyak yapmak için çırpınan veya boykot edenlerdir arabesk… “* devamı »



20 Ekim 2010 Çarşambayı, Perşembeye bağlayan gece, saat 01.15 civarlarında başlayan Abbas Güçlü ile Genç Bakış Programını, Türkiye genelindeki sanatçılar sabırsızlıkla beklediler, çünkü konu başlığı konservatuar sorunları idi. Tüm sanatçı adayları, sanatçı eğitimcileri ve sanatçılar için kendimizi ifade edeceğimiz ve akıllarımıza takılan soruları, sorunlarımızı milyonların gözleri önünde tarafsızca konuşabileceğimiz bir fırsat ilk defa elimize geçmişti… devamı »


Osmanlılarda Zaman… Prof. Dr. Atilla Bir*

Eklenme Tarihi : 11 Kas 2010 | Kategori: Tarih ve Anılar


Zamanın nasıl belirleneceği sorunu insan zekasını çok eski çağlardan beri sürekli meşgul etmiş bir sorundur… İslamda zamanın belirlenmesi sorunuyla uğraşılırken daha önce bilinegelen ve temeli stereometrik izdüşümüne dayanan usturlaplardan yararlanılmıştır… İslam ülkelerinde kullanılan Hicri takvim Hz. Muhammed’in M.S. 622′de Mekke’den Medine’ye hicretiyle başlar… Zamanın bulunulan tarihe ve yere bağlı olarak tanımlanmış olması, nüfusun yoğun olduğu yerlerde, konunun muvakkit adı verilen uzman kişilerce belirlenmesini zorunlu hale getirmiştir… devamı »


“İstanbul’da iki Avrupalı” Konseri…

Eklenme Tarihi : 09 Kas 2010 | Kategori: Konserler


16 ve 17.yüzyıl İstanbul’na ait saz ve söz eserlerinin büyük bir çoğunluğu bu şehirde yaşamış iki Avrupalı sayesinde günümüze ulaştı. Bu Avrupalılardan ilki bir Leh asilzadesi olan ve genç yaşlarında Kırım Türkleri tarafından esir alınarak İstanbul’a getirilen Wojciech Bobowski(1610-1675). Bizde daha çok bilinen bilinen adı ile Ali Ufki Bey, diğeri ise İstanbul’a teammül gereği rehin olarak gelen Boğdan Prensi Dimitri Kantemir(1673-1723) idi. Ali Ufki ve Kantemir’in kitaplarında bulunan eserler ile diğer o devir eserlerin seslendirileceği konserin solistleri Prof. Erol Deran(kanun) ve Esma Başbuğ…11 Kasım 2010 Perşembe, İstanbul CRR konser salonu, saat:20.00 devamı »



“Evet, şimdilik konser salonları doluyor, biletler neredeyse yok satıyor ama endişelenmemiz gereken konu başka” diyor Amerikalı besteci ve klasik müzik eleştirmeni Greg Sandow blogunda… Ve çaresizce soruyor: “Yaş ortalaması 70’e dayanan dinleyicimiz öldüğünde ne yapacağız?”… Evet, belki bu denli umutsuzca olmasa da, klasik müzikle uğraşanların felaket senaryosu bu… Tüm dünyada, konser dinleyicisinin yaş ortalamasının epey yüksek olması bu endişeyi tetikliyor… devamı »



« Önceki Yazılar   |   Sonraki Yazılar »



Hoşgeldiniz