Osmanlı Müziği Çöktü, Türk Çağdaş Müziği Yaşıyor!.. Kemal Küçük
Eklenme Tarihi : 07 Şub 2011 | Kategori: Cevabi Yazılar, Eleştiri/Kritik…Yoksa Kemal İlerici’nin 53 eşit olmayan aralıklı sistemi mi?.. Buna göre değişen makam sayıları hakkında ne diyor Bardakçı? Bir şey diyemiyorsa, 21. Yüzyılda, daha kendi aralarında müziğin teorisini belirleyememiş, bu nedenle toplu eğitimde kullanacakları solfej eğitimini yapamayan, geleneksel sazlarının kesin ölçülerini saptayamamış, metodunu yazamamış makamsal müzikçilerin günahını asla Müzik devrimimizin ve çağdaş müziğimizin ustalarının üzerine atmasın. Eserleri için “leş” dedikleri, Ferit Alnar iyi bir kanun üstadı iken Batı müziği ile tanışıp, dünyanın ilk “Kanun Konçertosu”nu bestelemişti… devamı »
TRT 4’ün çocuk kanalına dönüştürülmesi, sonrasında kurulan TRT Müzik kanalının ise geleneksel Türk müziği(GTM) severlerin beklentilerine cevap verememesi ve buradaki GTM yayınlarının minimuma indirilmesi meselesine daha önce Musiki Dergisi’nde yayınladığımız birçok yazı(1) ile dikkat çekmeye çalışmış idik. TRT Müzik Genel Koordinatörü Sn. Necati Göksel’in bir izleyici mektubuna cevabı(2) konuya “GTM açılımı” açısından sâde mum ışığı yakmış gibi görünüyor. Sn. Göksel düşüncelerini : “…Bizim de sıkıntımız şu reyting belasıdır… İyi programlarımız başladığında siz de etrafınızdaki insanları uyararak seyredilmesini sağlayınız. Bu, kendi musikimize yapılacak bir hizmet olacaktır…” şeklinde dile getiriyor. devamı »
Fazıl Say’ın yanında Lang Lang yapmacık kalıyor!.. Frederik Hanssen
Eklenme Tarihi : 04 Şub 2011 | Kategori: BasındanBerlin’de düzenlenen “Fazıl Say Yılı” kapsamında bir dizi konser veren Fazıl Say, Almanları yine kendisine hayran bıraktı. Alman “Der Tagesspiegel” gazetesinden Frederik Hanssen, ‘Piyano sandalyesindeki çılgın’ başlıklı yazısında “Bu adam gerçekten harika; şeytani bir ustalıkla çalıyor ve piyanoya dokunur dokunmaz enerjisi konser salonunu kaplıyor” yorumunu yaparken, Say’ın performansıyla orkestra ve şefi gölgede bıraktığını vurguladı. Hanssen, Fazıl Say’ı; bir tür süperstar muamelesi gören ve Çin Hükümeti’nin tahsis ettiği özel uçakla turnelere giden Çin’li piyanist Lang Lang’la şöyle kıyasladı: “Fazıl Say’ın gerçekliği karşısında Lang Lang yapmacık kalıyor!” devamı »
1990′da Antalya’daki evinde inzivaya çekilen 10 yıldır alzheimer hastalığı bulunan müzik tarihimizin gazino dönemi önemli assolistlerinden Behiye Aksoy’un(1933) Ekim 2010’da Şişli Nezih Huzurevi’ne yerleştirildiği ortaya çıktı. Mayıs 2010’da Maslak TİM Center’da Bülent Ersoy, Muazzez Abacı ve Sibel Can’ın da katılımıyla bir vefa gecesi düzenlenmişti…. İTÜ TMDK (1979) Yönetim Kurulu Üyesi Halil Aksoy’dan oğlu Ahmet Kazım Aksoy, annesinin kendisi dışında kimseyi tanıyamadığı için geceye katılmak istemediğini belirtmişti… Şişli Nezih Huzurevi Müdürü A. Demirbaş: “Sanatçının huzurevine terk edilmiş imajı doğru değildir. Alzheimer hastası olduğu için evde bakım yerine 24 saat doktor gözetiminde tutulması çok önemli.” devamı »
Geleneksel Türk Müziği Solistlerimize Ne Oldu?.. Göktan Ay
Eklenme Tarihi : 03 Şub 2011 | Kategori: Fikir Yazıları“Gören var mı?”… Geleneksel Türk müziği, yıllardır gazinolarda bile günümüzde olduğu kadar eğlence amaçlı kullanılmamıştı. Solistler, ağırbaşlı, hareketlerine dikkat eden, şarkıların sözlerine göre mimiklerini düzenleyen, giysileri ile söz ettiren, makamları iyi bilen, güçlü saz ekipleri olan, gençlere örnek olan güçlü yorumculardan çıkardı. Dans kısmını mutlaka programda yer alan “dansöz” yerine getirirdi. Bu nedenle de hiçbir assolistin şarkıların arasında “göbek attığı, dans ettiği” görülmezdi, alkışlar en sonda olurdu… devamı »
Batı Pop Müziğinde Abuk Sabuk Şarkı Sözleri…
Eklenme Tarihi : 02 Şub 2011 | Kategori: Toplum ve MüzikTürk pop müziğinin kabuk değiştirmiş kimliğiyle yeni yeni filizlenmeye başladığı yıllar olan 1990’larda bazı şarkıların sözleri, birçok müzik uğraşanımızın ve birçok entelektüel insanımızın tepkisine neden olmuş, bu sözler hemen her müzik yorum cümlesinin başında dillenir hale gelmişti. 1994’de gündeme gelen Yonca Evcimik’in “Bandıra, bandıra ye beni” başlıklı parçası ise bu alanda bir kırılma noktası idi… Ama ya GTM bestecimiz A. Sami Toker’in 1970’lerde 45’lik plağa doldurulmuş bestesi “Seks, seks, seks”?.. İşin Batıdaki boyutu bize göre oldum olası zaten daha vahimdi. Aşağıda batıdaki pop müzigin hemen en saçma/absürd sözlerini bulacaksınız… devamı »
Sanatların birbirleriyle ilişkileri genellikle ilgi uyandıran bir konudur. Örneğin; resim ve müzik, resim ve edebiyat arasındaki ilişki ve etkileşimler zaman zaman araştırılır, denenir ve ilginç sonuçlar elde edilir. Ancak 20. Yüzyıla gelene değin bu ilişkiler sınırlı düzeyde kalır. 19. Yüzyıl sonlarından başlayarak bilimsel ve teknik gelişmelerin yaşama etkin olarak girmesiyle sanatlar arasındaki sınırlar tümüyle yıkılır, tüm sanatlar birbirini etkiler. Bu etkileşim resim ve müzik arasında oldukça fazladır… devamı »
ABD’nin Miami şehrindeki yetkililer, denizin ortasındaki ıssız bir kum birikintisi üzerinde bulunan ve kim tarafından bırakıldığı bilinmeyen eski bir piyanonun sırrını çözmeye çalışıyor. Biscayne Körfezi’nde kıyıdan yaklaşık 180 metre açıkta bulunan 300 kilogram ağırlığındaki piyanonun getirenler tarafından kum birikintisi üzerindeki en yüksek noktaya konduğu, bu sayede de gelgit sırasında su altında kalmasının önüne geçildiği belirtiliyor. Miami’li yetkililer, piyanonun nasıl buraya getirildiği konusunda bilgi sahibi olmadıklarını ifade ederken, bir prodüksiyon şirketinin reklam amacıyla böyle bir şey yapmış olabileceğinden şüpheleniliyor. devamı »
İstanbul Filarmoni Derneği Etkinlikleri: “Nazenin Konseri ” …
Eklenme Tarihi : 29 Oca 2011 | Kategori: KonserlerGeleneksel Türk Müziğinin karakteristik çalgılarından Kanun ve Kemençe, Viyolonsel ve Gitar ile birleşerek 2008 yılında ilk konserlerini vermeye başlayan “Nazenin Grubu” özellikle Tanzimat ya da “Modernleşme Dönemi” olarak adlandırılan müziğinin icrasını konu almaktadır. 19. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu hemen her alanda bir “geçiş” yaşadı. Prof. Nermin Kaygusuz (kemençe), Yrd. Doç. Ayşegül Kostak Toksoy (kanun), Yrd. Doç. Dr. Atilla Coşkun Toksoy(gitar), Rüya Kocamemiş (viyolonsel) ‘den oluşan Nazenin Grubu konseri: 31 Ocak 2011, GS Üniversitesi Çoşkun Kırca Salonu - Ortaköy, Saat: 19.30 devamı »
Odeon Plak 85 Yıllık Türkiye Geçmişinden 10.000 Şarkı ile Geri Dönüyor…
Eklenme Tarihi : 28 Oca 2011 | Kategori: HaberlerGeleneksel Türk müziğinden pop müziğe farklı müzik dallarında arşivinden yayınladığı yapıtlarla gündemde olan Odeon Müzik, arşivindeki 10 bin eseri dinleyiciyle buluşturuyor. Proje Koordinatörü Zeynep Göktürk, Odeon Müzik’in 85 yıldır müzikseverlere Türk müzik tarihinin en güzel seslerini sunduğunu dile getiriyor. İlk kayıtları 1925 yılında mekanik kayıt (taş plak) adı verilen yöntemlerle Hafız Ahmet Bey ile başlamış. Sadettin Kaynak, Hafız Kemal ve Afife Hanım gibi dönemin ünlü sesleriyle devam etmiş. İşin batı müziği yanı da düşünülmüş. Yabancı şarkılar ve şarkıcılar on yıllardır Odeon Plak sayesinde Türkiye müzik piyasasına kazandırılmış… devamı »
Siyasette “Popüler Sanatçı” Adaylar!.. Y.Doç.Dr. Göktan Ay*
Eklenme Tarihi : 27 Oca 2011 | Kategori: Fikir YazılarıHer seçim öncesi hem partilerden hem de kişilerden milletvekilliğine aday olma konusunda sanatçı** isimleri telaffuz edilmeye başlanıyor… Tabii ki “müzik” le uğraşanlar, diğer sanat dallarına göre önde oluyorlar…. Zannedilir ki, “sanatçıyı “alkışlayan” eller, siyasette de “eksiksiz” olarak ona oy verir.. “Acaba, bu böyle midir?” Ya da TBMM bir konser salonu mudur?.. devamı »
CD Tanıtım ve Eleştirisi: “Türkülerle Türkiye – Kilis”… İlhami Gökçen
Eklenme Tarihi : 24 Oca 2011 | Kategori: Eleştiri/KritikTRT repertuarında Kilis’ten derlenmiş daha başka türküler varken (bkz. Keçik 2000: 109-140), acaba neden Gaziantep’ten olanlar alınmış? Nerede, ‘Lamba da şişesiz yanmaz mı’, ‘Sultan’ın giydiği hareli kumaş’, ‘Kundurama kum doldu’, vb. türküler?.. “Vokaller” adı altında herhalde ‘Söyleyenler’ demek istenmiş [“vokaller” kelimesinin yanlış kullanıldığına dikkat ediniz, çünkü İng.; Fr. “vokal/vocal bir sıfattır; ‘vokalistler’ demek gerekirdi… Yöre ile ilgili olsun olmasın, çeşitli çalgılar kullanılmış. Örneğin, Akordeon, Mey gibi çalgılar, Kilis yöresinde çalınmaz ve hatta mey hiç bilinmez bile. Hele Elektro-gitar, son zamanların icadı değil midir?.. devamı »
“Musica” mı, Yoksa “Mûsikî“ mi ?.. Salih Zeki Çavdaroğlu
Eklenme Tarihi : 21 Oca 2011 | Kategori: Cevabi YazılarSayın Ayhan Sarı, “MUSÎKİ DERGİSİ” nde yayımlanan “Musiki Kelimesinin Şapkacıları” başlıklı, “mûsıkî “ nin yazılımı konusundaki farklılıkları ele alan makalesinde (http://www.musikidergisi.net/?p=1700 ) bunun kelime içinde kullanılan “şapka” işaretinin hangi harfin üzerine konulacağına dair anlamsız bir farklılıktan kaynaklandığını öne sürüyor… devamı »
Musiki Kelimesinin Şapkacıları… Ayhan Sarı
Eklenme Tarihi : 19 Oca 2011 | Kategori: Cevabi Yazılar, Eleştiri/Kritik, Yazarlarımız: A.SarıNe çokturlar. Musiki kelimesinin yazılışında şapkanın hangi sesli harf üzerine geleceği konusunda yıllardır bir karar verememişlerdir. Sürekli birbirleriyle tartışırlar. Yok şapka şurda, yok burada diye… Ne yazık ki çoğu da musiki kelimesinin Yunanca olduğunu bilmezler. Konu bilgi eksikliğinden kaynaklanan cesur fikir beyan örneklerimizden biridir. ALFABEye, ABECEye, buradaki harf ihtiyacına DEĞİL DE, şapkaya önem verirler. “Şapkacılar” ın dil köken bilincine ulaşmalarını bekliyoruz yıllardır… Yunanca kökenli kelime karşılığı olarak musiki (musikhe tekne) Orta Asya Türkçesinde “kök, küy, küğ”, Çekoslavakya’da “hudba”, Macarca’da ise “zene” oralarda halen kullanılmaktadır. Ya mitolojik mus kelimesine Yunanlıların –ike –iki, –ika, -iko takıları?.. Tıpkı turkiko, zeybekiko, kanunaki, caciki vb kelimelerinde olduğu gibi… Sonuçta oldu mu mus-iki… Hem Kökeni Arapça olmayan bir kelime neden Arapça yazmaya ve okunmaya zorlanır ki? devamı »
Kendinize Koltuğu Yakıştırın, Ama Yapıştırmayın… “Bir CEO’dan” … Göktan Ay
Eklenme Tarihi : 18 Oca 2011 | Kategori: Fikir YazılarıÜlkemizde bir çok görevler vardır, Atama ile ya da seçimle gelinir… Önemli görevlerin isteklileri de çok olur doğal olarak… Kriterlere uyan her kişi, kafasındaki projeleri hayata geçirmek için çalışır, kamuoyu yoklaması yapar, açıklayıcı/tanıtıcı kitapçıklar basar, toplantılar / yemekler yapar…Bunlar doğal yollardır. Doğal olmayan, bir kişi görevdeyken, süresini doldurmamışken onun yerine geçmek/onu yerinden oynatmak için yapılan “etik” olmayan kulis faaliyetleridir ki bu durum ülkemizde fazladır maalesef… devamı »
Solist Açısından İngiltere… Gülsin Onay - Fazıl Say
Eklenme Tarihi : 17 Oca 2011 | Kategori: Yorumsuzİngiltere Türk müzik sanatçılarının konser verme açısından iki ucu birbirine değmesi zor merdiven olarak algılanmış yıllar boyu. Bu olumsuz algılamada İngiltere’nin Türk müzisyenlere karşı bilgi, merak ve de tanıtımsızlıktan kaynaklanan önyargısı önemli etken olarak görülüyor. Orada icra-yı sanat eyliyecek Türk sanatçıdan her konser için ayrı vize istiyorlar. Eh bir de toplum olarak içe kapanıklıkları, soğuklukları hakkındaki ön yargımız hatıra getirildiğinde İngiltere’nin Türkiye’ye pek çok açıdan uzak olan sosyal mesafesi açılıyor da açılıyor… Fazıl Say ve Gülsin Onay İngiltere’de konser konusu üzerine söyleşmişler: devamı »
Müzik Enstrümanların İsimlendirilmesinde Totemleşme[1] Olgusu ve Türklerin Islık Yöntemiyle Seslendirilen Nefesli Aleti… Dr. Seyran Gafarzade*
Eklenme Tarihi : 12 Oca 2011 | Kategori: Araştırma YazılarıHalk tefekküründe müzik sazları hakkında oluşan düşünce ve fikirler doğal olarak değişik rivayetlere ve efsanelere yol açmaktadır. Türk masallarında tarif edilen flüt tipolojisi, Yunanlıların çok gövdeli/borulu Panflüt veya Hindistan’daki kutsal Krişna’nın yan flütü değildir; “bozkırda coşturan” (Nizami), “duygulandırıp, düşündüren” (C.Rumi), veya “ahret gününü” beyan eden (Türkmen efsanesi), “sırrı açıklayan” (C.R. Rey) gövdesi iki taraftan açık olan (tür belirtisi) ses çıkarma ve icra yöntemine göre düz flüt çeşididir… devamı »
Bağlamasıyla Türküleriyle Kıvırcık Ali olarak tanıdığımız Türk halk müziği sanatçısı Ali Özütemiz, yeni kaset çalışmaları için Beşiktaş’taki stüdyodan Çatalca’daki evine giderken Tepecik mevkii’nde sabah saat 05.30 sıralarında kendi aracıyla geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Ali Özütemiz (42) için yarın saat 13.00’te Avcılar Er Mahmut Dede Cemevi’nde törenin ardından toprağa verilecek. Türk halk müziği camiasında çok sevilen bir kişilik olan Kıvırcık Ali’nin vefatı adeta şok yarattı… devamı »
Birleşmiş Milletler (BM) Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumunun (UNESCO) somut olmayan kültür mirası çalışmaları kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü Türkiye’nin 2010 yılı ‘Yaşayan İnsan Hazineleri’ adaylarını sipsi yapımcılığı, bağlama, Kaval, Aşıklık, cam boncuğu, ebru, tezhib, dokumacılık, kıspet, yazma sanatı, çini sanatı gibi alanlardan belirledi. UNESCO’nun, ‘Yaşayan İnsan Hazineleri Listesi’ne aday gösterilecek olan, aşağıda isimlerini verdiğimiz kişiler dünyamızın ortak mirası olarak değerlendiriliyor… devamı »
Yerel Klasik Batı Müziği Üzerine Bardakçı Fırtınası…
Eklenme Tarihi : 10 Oca 2011 | Kategori: Fikir YazılarıÖzgüven davranış kökeninin bilimdışı olduğu bilinir. Bir örneğini yine gördük. Haber Türk TV’de Cumartesi günleri yayınlanan (25 Aralık 2010) “Tarihih Arka Odası” başlıklı programda Murat Bardakçı tarafından “Türk Beşleri”ne “Türk Leşleri” tabiri kullanılınca adeta kıyamet kopmuş, bunun üzerine de temsilci olarak 08.01.2011 tarihli programa Andante Dergisi sahibi Serhan Bali ve İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Müdürü Mehmet Güntekin davet edilmişlerdi. Müzikolog katılımı beklentisi, Bardakçı’nın Türkiye’deki müzikologları tanımaması nedeniyle gerçekleşmedi… devamı »
« Önceki Yazılar | Sonraki Yazılar »