“Kars Devlet Konservatuarı Sponsoru” Haberi ve Edirne’den Kars’a Bir İş Anısı… Dr. Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 4439 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 07:42
Kategori: Haberler, Tarih ve Anılar, Yazarlarımız: A.Sarı

Kars Devlet Konservatuarı sponsoru haberi Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu ilk yıllarının öyküsünü anımsattı. Topluluk eski bir kütüphanenin tavanları rutubetten pamuklaşmış bodrumundaki salonda, tahta sandalyeler üzerinde görevini icra ederken(1994) şefliğe Ayhan Sarı’nın atanmasının ardından son olarak Kız Yetiştirme Yurdu olarak kullanılmış, eski Türk Ocağı Binası, Vali Mehmet Canseven’in destekleriyle Milli Emlak’tan devralınmış ve yine aynı destekle Kültür Bakanlığı’nın hiç onarım ödeneği olmaksızın, Edirne’li özel/kamu kuruluş kurumlarının ve sanatsever kişi sahiplenmeleri sonucu oluşturulan imece usuluyle restore ettirilmişti… Sonrasındaki hükümet ve müdür değişimiyle ise, o destek veren kuruluşlara bir davetiye bile gönderilmez olmuştu…

Kars Devlet Konservatuarı Sponsoru Haberi ve Bir İş Anısı…

Hep duyar dururuz: “Müziği Amerika’da Avrupa’da vs. benzeri ülkelerde devlet desteklemez. Bu iş sivil toplum örgütleri, varlıklı müzikseverler ve yerel yönetimler tarafından paylaşılır. Oralarda bu durum geleneksel hale gelmiştir.”

Emekleme aşamasında olan Kars Devlet Konservatuarı ile ilgili destek haberini okuyunca yukarıdaki bilgiler geldi aklımıza. Çünkü merkeze bağlı taşra teşkilatı statüsünde bir kamu kurumu olan Kültür ve Turizm Bakanlığı Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu’nun ilk yıllarında yaşadığımız, içimizde müziksiz bir öyküye dönüşen anılar geldi hatırımıza.

Topluluk faaliyete geçişinin ilk yıllarında(1994) eski bir kütüphanenin tavanları rutubetten pamuklaşmış bodrumundaki salonda, tahta sandalyeler üzerinde görevini icra ederken şefliğe Ayhan Sarı’nın atanmasının ardından (birkaç binada daha çalıştıktan sonra), Kız Yetiştirme Yurdu olarak kullanılan eski Türk Ocağı Binası’nı dönemin yeni Vali’si Mehmet Canseven destekleriyle devralmış ve yine aynı destekle devletten hiç onarım ödeneği almadan, Edirne’li özel kuruluş kurumlarının ve sanatsever kişi sahiplenmeleri sonucu oluşturulan imece usuluyle restore ettirmiş, gerçekleştirilen onarımlar sonucu (bina içindeki 200 kişilik konser salonunda Atatürk’ün çekilmiş fotoğrafı bulunan) işlevine layık bir binaya kavuşmuştu.

Koro binasının kazanımı, yıllık konser sayısının 15’ten 36’ya çıkması, TRT periyodik programları ve Alaeddin Yavaşça, Avni Anıl, Yaşar Özel, Mustafa Sağyaşar gibi bir çok ünlü GTSM bestekar ve solist sanatçının Edirne’de konser verir hale gelmesi, “kurumun altın yılları” olarak nitelendirilmesini sağlamışsa da ilk iktidar değişimiyle hayatında Devlet Korosu ve konseri görmemiş üç DSP milletvekilinin seçilmesi, kimi zücaciyeci, kimi eski güreş ağası, kimi yeni müdür ve sanatçı aday adayı yakınlarının, milletvekillerini tek yanlı yönlendirmeleri -milletvekillerinin de koro ve müzik cahili olmaları sonucu- (binanın hizmete hazır hale getirilmesinden üç ay sonra) Topluluk yönetimi yeni kişilere verilmeye çalışılmış, bu da Topluluk içinde karışıklık çıkmasına neden olmuştur.

Özverili yöneticinin karşılaştığı sonuç Murphi Kanununa uymaktadır.

Şöyle der Murphi: “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz…”

Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu’ndaki fedakar çalışmalar sonucu ulaşılan saray gibi bir bina, konser kalitesi/sayısı sonucu ulaşılan başarı ve saygınlık ödül beklerken; hazıra konma isteği neticesinde “yönetime kendi istedikleri kişileri atamak gibi” artık klasikleşmiş hale gelen politik uygulamalar; önceleri ilgili milletvekillerince başarılmış bir iş gibi görünse de:

aslında çöküşün başlangıcı olduğunu anlamak için o milletvekillerinin bir daha seçilmediğini, kurumun faaliyet çizgisinin minimuma düştüğünü görmek gerekecek, o zaman da zaten çoktan iş işten geçmiş olacaktı.

Çünkü yıkmak kolay, yapmak zordu.

Devlet Korosu’nun o zamanlar gün batımı konserlerinin ezgileri yankılanan yemyeşil bahçesinde şimdi ne yazık ki boyu bir metreyi geçmiş yabani bitkilerin ve bina duvarlarında yeşermiş incir ağaçlarının yaprak hışırtıları duyuluyor…

Kars Konservatuarı’nı destekliyen işadamları haberini okuyunca aklımıza yukarıdaki satırlar geldi.

Ya sizin?..

_______________________________________________

Haber şöyle idi(1):

“Tanınmış Karslı işadamlarını sorunca herkes İsmail Aytemiz’i gösteriyor. Aytemiz memleketini unutmayıp yatırım yapanlardan. Ama bu yatırım kâr amaçlı değil. Örneğin Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın restorasyonundan enstrümanlarına kadar her şeyine sponsor olmuş. Çok yeni bir konservatuvar olduğu halde çevre illerden de oldukça rağbet görüyor bu okul. Okula girmişken genç piyanist Sabina Hasanova’yla (22) konuştuk. Rus kökenli Hasanova, annesi, babası ve erkek kardeşi gibi usta bir piyanist. Yedi yaşında çalmaya başladığı piyanoda genç yaşında hocalık mertebesine yükselmiş. Bu yıl buradaki hocalık görevine ara verip Mimar Sinan Güzel Sanatlar’da yüksek lisans yapmak üzere İstanbul’a gidiyor. Kardeşiyle birlikte iki kez Moskova Devlet Orkestrası’nda çalma başarısını gösteren Hasanova’nın babası Vasıf Hasanova, dünyaca ünlü bir piyanist ve halen Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik Bölüm Başkanı. Sabina ‘bugünkü Kars’ için Batı müziğinin çok yeni olduğunu, ancak halkın yavaş yavaş daha çok ilgi göstermeye başladığını, konserlere geldiklerini söylüyor.”
_______________________________________
(1) http://arsiv.sabah.com.tr/2009/02/15/pz/haber,E8F942A646D246F59B2C4D1281FDEC97.html




Hoşgeldiniz