Yerellikten Ulusallığa Devam; Ulusallıktan Küresel Kültürde Yer Edinmeye ise Henüz Erken… Dr. Ayhan Sarı


Toplam Okunma: 3651 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 13:43
Kategori: Fikir Yazıları, Yazarlarımız: A.Sarı

Bugüne değin hep ulusallıktan evrenselliğe söylemini tartıştık, kimimiz aynını, kimimiz ise tam tersini savundu yıllarca. Oysa “Türk halk müziğini oluşturan yerel müziklerin kendine özgü kişiliklerinin olduğu”ayrıntısı hep göz ardı edildi… Çünkü amaç yerel değeri tesbitten ziyade, yerel ayrıntıların dikkate alınmadığı genel bir Türk halk müziği oluşturmaktı….

Yerellikten Ulusallığa Devam; Ulusallıktan Küresel Kültürde Yer Edinmeye ise Henüz Erken… Dr. Ayhan Sarı

Bugüne değin hep ulusallıktan evrenselliğe söylemini tartıştık, kimimiz aynını, kimimiz ise tam tersini savundu yıllarca. Oysa “Türk halk müziğini oluşturan yerel müziklerin kendine özgü kişiliklerinin olduğu”ayrıntısı göz ardı edildi… Ta ki “Halkın dediği olur” söyleminin gerçekleşmesine değin…  

Bu bir süreçti…

Buna Türk halk müziğini oluşturma, yerel yurttaşlarımızı kaynaştırma süreci de diyebiliriz. Bu kaynaştırma sürecinin en belirgin uygulaması on yıllardır kulaklarımızda hoş sada yaratan TRT “Yurttan Sesler” programıydı.

Cumhuriyet ile birlikte başlayan derleme çalışmalarında yöresel icra özellikleri hep göz ardı edilmiş, kayıt altına alınmamıştır. Çünkü amaç yerel değeri tesbitten ziyade, yerel ayrıntıların dikkate alınmadığı genel bir Türk halk müziği oluşturmaktı.

Ayrıntıların çoğu günümüzde yaşıyor. Ama değerlendirme bilinci hala kapalı gibi görünüyor…

Sözkonusu uygulamanın TRT belirleyiciliğinin bitimine kadar olan sürecinde, yerel halkların birbiriyle müzikal anlamda tanışmaları sağlandıysa da yerelliğin öznel değeri kimi bölgelerde korunmuş, kimi bölgelerde yitip gitmiştir ki asıl kayıp, müzik tarihi derleme çalışmalarımızın orta zaman bölgesinde yaşanmıştır.

Nedir bu orta zaman ? Muzaffer Sarısözen’den Nida Tüfekçi’ye oluşum, sonrasında ise azalan THM tesbit çalışmaları ile günümüzde yokoluşa uzanan bir süreç…

Bilinçli midir, bilinçsiz mi?

Yani “THM anonim midir, beste mi?” sorularının ardında dönen bestesel derleme oyunları…

Bu süreç içinde iletişim teknolojisinin gelişimine kendini kaptıran yerel toplumlarımız gelenekselliğinden giderek uzaklaşmış, gelişime kendini kaptırma imkanı bulamıyan yerel toplumlarımızda ise tam tersi olmuş, onlar daha çok içine kapanmıştır.

Bilinmektedir ki; İnsanoğlu ne kadar gelişirse gelişsin; zenginleşirse zenginleşsin, hep özüne dönmüştür. Her doygunluk özü, geçmişi sorgulama ve araştırmayı da beraberinde getirmiştir, getirmektedir. Toplumsal özü araştırma dürtüsü, hayatta doyuma ulaşmış kişilerin psikolojik tatmin ihtiyaçlarından kaynaklanıyor gibi görünse de, kişide o duyguyu yaratan yine geçmişinin kendince açıklanamadığı hissi değerleridir.

Doygunluğun sağlanmadığı toplumlarda ise gelenek veya din gibi unsurlar, giderek artan bir mahalle baskısı aracına dönüştürülmüştür.

Yerel toplumların duruşunda gelenek ve geçmiş ata yadigari yaşanımlar, söylemler; varlığın kanıtlanması açısından önemlidir. Bu önem; görülmektedir ki, çoğumuza göre hala büyük ihtiyaçtır…

Diyebiliriz ki:

Geleneksel değerlerimizin gelişen bir ivmeyle sürekliliği, toplum önde gelenlerinin maddi doygunluklarıyla doğru orantılıdır. Yani birileri iyice doyacak ki, sıra kültürel gelişime, küresel kültürde yer almaya gelebilsin.

Günümüz Türkiye’sindeki tablo:
Kaynaşabilen kaynaşmış, kaynaşamıyan/kaynaştırılmayanlar ise sokaklarda türküleri yerine sloganlarıyla “O’nun Bu’nun maşası durumuna gelmiş insanlar” izlenimi vermişlerdir/vermektedirler.

Görülmektedir ki müziğinden, kültürüne hamasi romantizm söylemleri, kimi geleneksel müzik ve ırksal-gösterisel ağırlıklı figüran insanlarında kendine hala yer bulabilmektedir.

Hamasiyetin başkalarına alet olmadan objektif üretime dönüştüğü bir beklenti süreci çok da uzak değil.

Bu zaman diliminde söylenilen türküler ve şarkıların ise hepsi bizimdir.

Bize bir davul, bir zurna; veya bir darbuka, bir bağlama veya bir elektronik org yeter !..

Küresel kültürde çağdaş anlamıyla göğsünü gere-gere varolmak ise zaten henüz uzak…




Hoşgeldiniz