Bugün, Toplum ve Müzik (5) ’in Ardından… Pınar Özcan Antep
Toplam Okunma: 5515 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 13:43
‘Mirat-ı Musiki’ (1889) adlı haftalık bir müzik gazetesi çıkarma fikri ‘Şeştar’ (Cemil Arif-1890) ve ‘Musikar’ (Rauf Yekta- 1908) gibi örneklerin ardından Ersin Antep, müzik yazısının içerisinde nasıl dinamiklerin yer alması gerektiğini; hangi başlıklarla hangi konuların ilgi çekebileceğini sorarak sözü editörlere verdi. İlk olarak en kıdemli saygısına binaen Egemen Berköz’e söz verildi…
Bugün Toplum ve Müzik’ başlığı ile düzenlenen etkinlikler zincirinin beşincisi; 17 Ocak 2009 Cumartesi günü, ‘Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Basın ve Müzik İlişkileri, Basında Müzik, Basın ve Müzik İletişimi konusunda düzenlenen etkinlik panel ve ardından gerçekleştirilen seminer ile tamamlandı. Müzikbilim ve Medya, müzikbilimcinin medyadaki işlevi, editörün müzik haberinden beklentisi, gelen müzik bülteninde aranan dinamikler gibi konular üzerine odaklanılması planlanan panele, Türkiye’de önde gelen gazetelerin kültür sanat sayfalarının editörleri katıldı. Seminer ise müzikbilim mezunlarının iş hayatına dair paylaşımlarda bulunmak; müzikbilimin basında çalışma olanakları, geçim yolları üzerine olasılıkları ortaya çıkarmanın yanı sıra müzik konulu basın bülteni hazırlama üzerine bilgilendirme amaçlanarak, konusunda yetkin isimlerce gerçekleştirildi. Etkinliğin bilim kurulunda Ali Ergur, Ayhan Sarı ve Ersin Antep yer aldı.
Panel ve Seminer için ön kayıt sistemi uygulandı ve katılımcı olacaklar için müzik ilgilisi olmaları yeterli bulundu. Ön kayıt yaptırmış olanların yanı sıra izleyici olarak katılmak isteyenler de etkinliğe kabul edildi. Etkinliği izleyeceklerin, basında ya da basınla ilişkili alanlarda, müzik konusunda çalışacak bir seviyeye ulaşmaları için, aracı olunması amaçlandı.
Etkinlik öncesinde önkayıtlı katılımcıların hazırlamaları gereken analizlerin değerlendirildiği, yapılacağı önceden bildirilen ve saat 14.00-14.30 arasında planlanan ön hazırlık toplantısına katılımın az olduğu gözlendi. Toplantıda; etkinlik öncesi hazırlanması önerilen analizler hakkında görüşüldü. Söz konusu analiz için katılımcılardan haftanın 7 günü Cumhuriyet, Dünya, Milliyet, Radikal ve Zaman gibi gazetelerin kültür-sanat sayfalarını takip ederek analiz etmeleri ve analizlerini kaleme alacakları bir değerlendirme yazısı hazırlamaları istendi. Hangi gün, hangi tür (resim, heykel, sinema, batı müziği, Türk müziği, caz, edebiyat, tiyatro vb.) müzik haberi, yazı ve köşesi yer almakta; bu haber, yazı ve köşelerin genel yaklaşımı, ön plana çıkardıkları dinamikler nasıl özetlenebilir?’ gibi soruları cevaplayarak hazırlayabilecekleri kendilerine iletildi.
Panelde sözü edilen kültür sanat sayfalarının editörlerinden Cumhuriyet Gazetesi editörü Egemen Berköz, Dünya Gazetesi editörü Faruk Şüyün, Milliyet Gazetesi Editörü Filiz Aygündüz ve Radikal Gazetesi editörü Cem Erciyes’in yanında Türkiye’nin tek Popüler Klasik Müzik Dergisi Andante’nin Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali yer aldı.
Panel, müzikolog/yazar Ersin Antep’in basın ve müzik ilişkisinin çok önceden başladığını ispatlayan tarihi belgelerden örnekleriyle başladı.
‘Mirat-ı Musiki’ (1889) adlı haftalık bir müzik gazetesi çıkarma fikri ‘Şeştar’ (Cemil Arif-1890) ve ‘Musikar’ (Rauf Yekta- 1908) gibi örneklerin ardından Antep, müzik yazısının içerisinde nasıl dinamiklerin yer alması gerektiğini; hangi başlıklarla hangi konuların ilgi çekebileceğini sorarak sözü editörlere verdi. İlk olarak en kıdemli saygısına binaen Egemen Berköz’e söz verildi. Şair Berköz ise 8 yıldır Gazete’de editörlük yaptığını, daha önce gazetecilik yapmadığını belirtti. Ancak sanat ve edebiyatla bağlantısının geçmişe dayandığını hatırlatarak sözü almayı kabul etti. Her gazetede olduğu gibi Cumhuriyet Gazetesi kültür sanat sayfasında da gazetenin genel ilkelerinin geçerli olduğunu belirtti. Müzik yazarlarının belli günlerde yazdığını (Evin İlyasoğlu, Selmi Andak, belli zamanlarda Ersin Antep) kuramsal yazıyı sürekli yazarların yazabildiğini dile getirdi. Kültür sanat sayfalarına ayrılan alanın sınırlı olmasının ve gazetenin genel ilkelerinin yayınlanacak yazıların seçiminde etkili olduğunun söylenebileceğini iletti. Sohbet havasında ilerleyen panelde Internet nedeniyle gazeteciliğin tanımının değiştiği dile getirildi. Cumhuriyet ve Radikal gazetesinde hafta başlarında yayınlanan ve yayınlanacağı bölgeye göre düzenlenen sanat çizelgesi örnek verildi. Sanat etkinliklerinin sayısının, zaten sınırlı olan kültür-sanat sayfalarına sığmadığı ve sığamayacağına dair hemfikir olunarak, gazete okuyucusunun temposuna uygun olarak haber nitelikli bilginin bu sayfalarda yer alabileceği belirtildi.
Dünya Gazetesi’nin bilindiği gibi iş adamlarınca takip edildiğini belirten Şüyün, iş adamlarının ekonomik kaygılar duymadan etkinliklere katılabildiğini ekledi. Ayrıca gazetenin genelde ofislerde okunması ve ofis içinde geniş bir okuyucu kitlesi olması nedeniyle gerçek tirajını aştığını dile getirdi. Kültür sanat sayfası Nezih Demirkent’in düşüncesi olduğunu anımsattı. Ayrıca kenarda kalmış daha marjinalleri(!) tanıttıklarını belirterek Butik habercilik yaptıklarını dile getirdi. İlanların özellikle kültür-sanat sayfalarının alanını kısıtlaması meselesinin baki bir mesele olduğuna katılan Erciyes, reklam ve ilanların bazen küçük, bazen büyük olduğunu; yazıları kurgulamışken o gün, büyük bir ilanın işi zorlaştırabildiğinden; yeniden düzenleme yapmak zorunda kalmalarının kaçınılmazlığından söz etti. Tüm editörlerin bu konuda hemfikir olduğu görüldü. Radikal kültür sanat sayfasında da hangi konuda (hangi sanat dalında) eleştiri yapılacaksa onun gününün belli olduğunu belirten Erciyes, köşe yazılarının serbest olduğunu ekledi. Eleştiri yazılarının da okuyucunun yönlenmesini sağlayabilecek yazılar olması gerektiğini belirtti. Bir yazının inandırıcılığı için, yazan kişinin kim olduğuyla birikiminin ne olduğunun önemli olduğunu dile getirdi. Bununla birlikte eleştirinin ille ‘iyi’ ya da ‘kötü’ demek zorunda olmadığını ekledi. Müzik için de güzel anlatımın, okuma zevki verebilmenin önemine değinen Erciyes’ten sonra Şüyün, ‘Eleştiri’nin ne kadar gazetede yayınlanması gerektiğini tartışmaya açtı. Bu sırada akademik dergiler, hakemli dergilerden söz açılırken katılımcılardan gelen sorular üzerine müzikbilimcilerin de içinde bulunduğu pek çok akademisyenin üniversite eğitimi sonrasında fazlasıyla içine kapandığı konusundaki görüşler aktarıldı. Aynı zamanda Aygündüz, işin uzmanlarının günceli takip etmesinin gerekliliği görüşünü yineledi. Bali de uzmanlaşmanın önemine değinip aynı meslekteki her kişinin her konuyu bilmesini beklemenin yersiz olduğunu ve uzmanlaşma yoluna gitmenin gerekliğini hatırlattı. Bunun üzerine Antep, beşinci etkinliğin gerçekleştirilmesine, 20 Eylül tarihli dördüncü etkinlikte karar verildiğini; eleştiri içinse, ilerdeki etkinliklerde ayrıca yer verilmesinin düşünüldüğünü ifade etti. Bu konuda okurların da geri dönüşünün önemine değinildi. Tüm editörler geri dönüşün, yani okurların yazı ya da telefonla yayınlananlara tepki göstermelerinin seyrekliğine değindi.
Serhan Bali söz alarak Andante’nin 2002′de yayın hayatına başladığını; halkla klasik müziği birleştirme hedefi ile yola çıktıklarını ifade etti. Dünyada bu alandaki köklü yayınları (BBC Müzik Magazine, Diapason vb.) örnek alarak yola çıkan bir popüler klasik müzik dergisi olduklarını, buradaki popüler kelimesinin de etimolojik açıdan popülasyona, halka dayandığını, özellikle klasik batı müziğine odaklı olduklarını ve bu müziği çok iyi bilene de, bilmeyen ama bilmek isteyene de ulaştırmak istediklerini belirtti. Aboneliğe dayalı bir dergi olarak yayın hayatında kaldıklarını da ekledi. İlgi alanı belli olmasına rağmen, olanaklar çerçevesinde Türk Musikisi, Caz, Rock gibi sayfalara da yer verdiklerini hatırlattı.
Milliyet Gazetesi Kültür Sanat Editörü ve aynı zamanda Milliyet Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan Aygündüz, gazete okurunun tüketime dayanan bir kitle olduğunu, dergi okurlarınınsa daha rafine bir kitle olduğunu belirtti. Milliyet Sanat’ın sanatın bütün dallarına açık olduğunu ifade ettikten sonra, müziğin terminolojisi geniş bir dal olduğuna ve bu nedenle ilgili yazıları düzenlerken bol bilgiye sahip olup bilgisiyle ahkam kesen veya az bilgisi olup süslü üslup kullanan yazarlardan ziyade; ikisi arasında dengeyi koruyan yazarları dikkate aldıklarına dikkat çekti. Milliyet Sanat’ta polemiğin de, eleştirinin de, detayın da yer alabileceğini belirtirken, gazeteninse günlük gazete okuyucusunun temposuna uygun olmak zorunda olduğu bilinciyle hazırlandığını hatırlattı. Ayrıca iki yayını da aynı ekiple hazırladıklarını ekledi.
İlerleyen zamana paralel olarak dinleyici-katılımcıların sorularına yer verildi. Aygündüz’ün sözleri üzerine, etkinliğe katılan editörlerin hitap ettikleri okur profilleri üzerine görüşleri alındı. Cumhuriyet’in özellikle kültür sanat sayfasını takip eden okurları için Berköz, en az lise eğitimli, sanata ilgi duyan, sık olmasa da kitap okuyan, Cumhuriyet Aydınlanması bilincinde, Cumhuriyet dışında başka gazeteler de okuyan bir profili betimledi. Erciyes ise; Radikal okuyucusu için kentli, iyi eğitimli, orta ve üstü ekonomik gelir seviyesine sahip bir profil çizdi.
Gazete içinde yer bulunması beklendiğinde, neden ilk olarak kültür-sanat sayfalarından başlandığında, Yayın Yönetmeni ile Yayın Kurulları’nın sanata yakınlığının etkili olup olmadığı sorusuna; editörler olduğu yönünde cevap verdi. Aynı paraleldeki bir soruya cevaben de, kültür-sanat sayfalarının şekillenmesinde sayfa yönetmenleri ve yayın yönetmenlerinin, hatta muhabirlerin ilgi alanlarının etkili olduğu konusunda hemfikir sağlandı. Bunun üzerine Antep, Sedat Ergin gibi nitelikli müzik beğenisi ve çalgı icracılığı bilinen bir yayın yönetmeninin başında olduğu Milliyet Gazetesi’nde, ortalama yarım sayfa çıkan bir kültür-sanat sayfasının çelişki olduğu yönünde eleştiride bulundu.
Sanat sayfalarının arttırılması, ilk kesilecek sıralamasında en başta yer almaması için ne yapılması gerektiğine dair soruya ise; okurlardan hiç tepki gelmediği, yazılarla, haberlerle ilgili günde 3 telefon geldiği takdirde, çalışanlar arasında “telefonlarımız kilitlendi” gibi espriler geçtiği ifade edildi. Okurların beklenti, eleştiri ve düşüncelerini paylaşmakta çekinmemeleri gerektiğinin altı çizildi.
Dinleyici-katılımcıların analizleri ve soruları ile devam eden panelde, müzikbilimcilerin yazılarına kültür sanat sayfalarında az rastlanılmasının sebebi sorulduğunda; yazı gelmediği, gönderildiği takdirde ısrarcı olunması gerektiği, gelen yazıların gazetenin/derginin geneline uygun üslûpta, haber verir nitelikte ve öz bilgi içermesi gerektiği vurgulandı.
Gelen bir soru üzerine, müzikbilim öğrencilerinin gazetelerde staj yapabileceği, ancak bugüne kadar hiçbir başvuru gelmedi söylendi. Antep, müzikbilim bölümlerinden yalnızca Yıldız Teknik Üniversitesi’nde staj zorunluluğunun olduğunu, bu bölümden öğrencilerin yönlendirilebileceğini ekledi. Antep’in staj için okuldan yönlendirme zorunluluğu ile kontenjan olup olmadığı ve başvuru süresinin hangi dönemde olması gerektiğine dair soruya; bölümlerinde staj zorunluluğu olmasa da müzikbilim öğrencilerinin başvurabileceği, bunun için gazetelerin 4-5 kişilik kontenjanlara sahip olabileceği, yaz döneminde özellikle şehir dışından gelmek isteyenlerin, mutlaka Nisan-Mayıs aylarında başvuru yapmalarının gerektiği söylendi. Berköz; İstanbul’da öğrenimlerini sürdürenlerin, okul çıkışı gibi zamanlarda çalışmasının daha verimli olacağını ifade ederek, böyle durumlarda kış aylarının daha avantajlı olduğunu bildirdi.
Dinleyici-katılımcılardan Pınar Alpay, 2002 yılından itibaren Uluslararası Ankara Müzik Festivali bünyesinde, bir proje gerçekleştirmeye başladıklarını, gazetelerin ilgili sayfalarıyla görüşerek, yazı dillerine uygun yazarlar tespit ettiklerini, bu yazarlarla gazeteler arasında aracı olarak nitelikli eleştiri ve haberlerin yayınlanmasını sağladıklarını söyledi. Şüyün, bu tür projeye daima açık olduklarını, gazetelerinin üslubuna uygun yazılar gönderilmesini, bu durumda ısrarcı olunmasını beklediklerini ifade etti. Konuşmacılara katılımlarından dolayı teşekkür edildi ve katılımlarından dolayı teşekkür belgeleri sunuldu.
Aranın ardından, Dr.Ayhan Sarı’nın idaresinde, Ersin Antep ve Dr.Hakan Ergül’ün katıldığı seminer düzenlendi. Yelda Cavga’nın katılamadığı bu bölüme, Cumhuriyet Gazetesi Kültür Sayfası Editörü Egemen Berköz de katıldı. Sarı’nın açış konuşması ardından, Ergül; bülten hazırlama, bültenden habere dönüştürme teknikleri konulu sunuyu gerçekleştirdi. Katılımcılara, konuyla ilgili notlar dağıtıldı. Antep, Ergül’ün anlattığı konularla ilgili örnekler aktardı. Yazıların yayın organlarına göre tasarısı esnasında, yaklaşımın, farklı olması gerektiğini, özellikle başlığın her yayına göre özel düşünülmüş olması gerektiğini vurguladı. Sarı’nın yeri geldikçe sorduğu sorulara, Berköz cevaplar vererek, kendilerinin böylesi durumlardaki yaklaşımını anlattı. Soruların cevaplanması sonrasında etkinlik noktalandı. Katılımcılara, Bilim Kurulu, Düzenleme Kurulu Temsilcileri ve katılan Kültür-Sanat Editörleri’nin imzaladıkları sertifikalar takdim edildi.
Etkinlik için, Sevda Cenap And Müzik Vakfı Yayınları ile Andante Dergisi’nin yer aldığı yayın standı oluşturuldu. Etkinliğe iştirak eden katılımcıların iletişim bilgilerini içeren liste; -kendilerinin onayıyla- gazetelerin kültür-sanat editörleri ile paylaşıldı.
*********************************
SERTİFİKA SAHİBİ KATILIMCILAR**
1. Ayda Aras Koçman Kırıkkale
2. Seval Köse Burdur
3. Seda Binler Eskişehir
4. Sibel Karakelle Burdur
5. Özlem Akın Denizli
6. Rukiye Gelmedi İstanbul
7. Fulya Açıksöz Samsun
8. Bora Bilgin İstanbul
9. Gülin Öziskender Samsun
10. Kamuran Semra Eren Burdur
11. Pınar Özcan Antep İstanbul
12. Ezgi Nihan Kuran Eskişehir
13. Dila Şule Kıroğlu Antalya
14. Yiğit Bilgiç İstanbul
15. Feyzan Göher Niğde
16. Neslihan Yavuzer Behmuaras İstanbul
17. Zeynep Altay İstanbul
18. Özde Çolakoğlu İstanbul
19. Gözde Çolakoğlu İstanbul
20. Sinem Özdemir İstanbul
21. Nihan Bora İstanbul
22. Pınar Alpay Yüksel Ankara
23. Yusuf Kocakaplan İstanbul
24. Yunus Emre İçigen İstanbul
25. Duygu Uzlar İstanbul
26. Çınar Bulut İstanbul
**Panel ve seminerden oluşan eğitimi baştan sonra izleyen önkayıtlı katılımcılara; gazetelerin sanat sayfası editörleri ile etkinlik bilim ve düzenleme kurulu üyelerinin imzalarının bulunduğu sertifikalar takdim edilmiştir.