Ne İnsanlar Var…
Toplam Okunma: 3486 | En Son Okunma: 22.11.2024 - 06:21
Adamın konseri iptal edilmiş ve bir şeyler söylemiş… Ama öyle kötü, öyle şartlanmış, öyle lafı orasından burasından anlamaya meyilli, öngörüsüz heveskarlar var ki, problemde yatan ana nedeni anlamak yerine oltaya takılmayı tercih ediyorlar. Büyük bir balık yakalamışçasına. Oysa kendileri balık durumuna düşmüşler haberleri yok. Ne demiş Fazıl Say? Yorumsuz olarak aktarıyoruz…
Alın size iki haber: Haberin gerçek anlamını yok edip cımbızlamanın ne anlamı var. Yeterince algılamadan, kimsenin dikkate almadığı sözleri cımbızlayıp, dile getiren kimi kalemşörlere ne demeli?
***************************
KAYNAK -1-
Tartışmaya Neden Olan Sözlerin Yayınlandığı TV Programının Tümü için:
“Enver Aysever ile Ayrıntılar” programı. SKY Turk Televizyonu. 11 Ekim 2008
http://video.google.com/videoplay?docid=-2828862244079393841
1.23
KAYNAK -2-
Fazıl Say’dan Frankfurt Kitap Fuarı’na tepki
Fazıl Say, Nazım Hikmet Oratoryosu’nun programdan çıkarılmasını eleştirdi…
İSTANBUL - Frankfurt Kitap Fuarı’na katılmayacaklarını açıklayan Füsun Akatlı, Leyla Erbil, Tahsin Yücel ve Nihat Behram’dan sonra Fazıl Say da fuar organizasyonuna tepki gösterdi.
Fazıl Say’ın bestelediği Nazım Hikmet Oratoryosu, Frankfurt Kitap Fuarı konuk ülke Türkiye projesi programında yer alacağı çok önceden açıklanmıştı. Ne var ki, yapılan bir değişiklikle eserin yerine Yunus Emre Oratoryosu’nun Frankfurt’ta sahnelenmesi kararı alındı. Almanya’nın Münih kentinde bulunan Fazıl Say’la telefon bağlantısı yaptık.
“GAZETEDEN ÖĞRENDİM”
“Hatırlarsanız Aralık ayında Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, beni yemeğe davet etmişti. Orada Nazım Hikmet Oratoryosu’nun önce Moskova’da sonra da Frankfurt Kitap Fuarı’nda seslendirilmesine çok sevindiğini söylemişti. Zaten Mart ayındaki Frankfurt Kitap Fuarı’nda da Nazım Hikmet Oratoryosu açılış gecesi performansı olarak gözüküyordu.” diyen Fazıl Say, daha sonra Nazım Hikmet Oratoryosu’nun olamayacağıyla ilgili bir takım muallaklar doğduğunu söyledi:
“Ben de dünkü gazetelerde kesin olarak olamayacağını, Yunus Emre orotoryosunun gideceğini okudum. Yunus Emre Adnan Saygun’un güzel bir eseridir. ancak bize hiçbir açıklama yapılmaması biraz onur kırıcı bir durum.”
“BİR YIL ÖNCESİNDEN BUNUN PROGRAMINI YAPTIK”
Açıklama yapılmaması dolayısıyla hem organizasyonu hemde bakanlığı kınamak istediğini belirten Say, “Çünkü Ekim ayı programımızı, biz bir yıldır bunun üzerine kurmuştuk. Genco Erkal, Zuhal Olcay ve ben. Bizim hiçbirimizin programları bu şekilde haber verilmeden değiştirelemez. Son bir yıldır, ekim ayından sonra gelen bir çok konseri kabul etmedim, reddettim. Genco bey keza turnesini erteledi. Bu madi manevi bir kayıba da dönüştü. Kendilerine sorduğumda, anladığım kadarıyla, bakan bey bir röportajında Nazım’ın Frankfurt’ta çalınmasını ideolojik olarak yanlış olduğunu söylemiş, bunun sebebini bilmiyorum. Herhalde bunu kendisi daha iyi açıklar” dedi.
“BÜTÇENİN KISITLANDIĞI SÖYLENDİ”
Herhalükarda bu açıklamayı çok mantıksız bulduğunu dile getiren Say, “Festivali orada organize eden Görün Taner ise sorunun bir bütçe sorunu olduğunu söyledi. Halbuki Mart ayında gözüken Nazım programı, aynı Nazım, aynı bütçeydi. Görgün Taner, bütçenin devlet tarafından kısıtlandığını söyledi. Durum budur. Biraz madur durumda kaldık. Ama sonuçta Türkiye’de böyle bütün bunlar işliyor. Yani insanlar, hükümetler kendi işlerine gelen şekilde programlarını organize ediyor” dedi.
“KONUSU NAZIM OLAN BİR ESER KİTAP FUARINA ÇOK YAKIŞIRDI”
“Hatırlarsanız 2003 yılında Metin Altıok, AKP hükümetine zorluklar çıkmış., sonra da bir nevi sansür uygulaması olmuştu. Daha sonra da hiçbir gelişme olmamıştı” diyen Fazıl Say, şöyle devam etti:
Nazım Hikmet Oratoryosu’na yurtdışı için önce söz verilmesi sonra da götürülmemesi kararları, benim konumumdaki sanatçı için çok büyük dramlar değil aslında. Çünkü benim yurtdışında yılda 100- 120 konserim var. Bunlardan bir tanesinin olup olmaması çok mühim değil. Zaten müzisyenlerin yeri müzik festivalleridir yani kitap festivalleri değildir aslında. Ama ben konusu Nazım Hikmet olan bir eserin kitap fuarına çok yakışacağına, bunun çok doğru bir karar olduğuna, güzel bir iş olacağına gerçekten gönülden inandım. Çünkü bu eser bir edebiyat müzik buluşmasıdır. Nazım Hikmet, Türkiye’nin en tanınan edebiyatçılarından biridir. 20. yüzyılda ideolojik olarak bir sanatçının ne olursa olsun şairane dehalığını ve ahümanizmini, romantizmini bu şekilde dışlamak çok yanlış olur diye düşünüyorum. Sonuçta, birçok sanatçı kominist. Almanya özellikle komünizmin doğduğu ülke. Yani bu hiçbir sanatçı için ceza değildir, değer kaybı değildir. Bu bir dönemdir, bu bir tarihtir. Bir kültür tarihidir. O yüzden ideolojik olarak ne söylenirse söylensin yanlış olacaktır.”
“HÜKÜMETİN BU DERECE İŞLERE KARIŞMASI TALİHSİZLİK”
“Tarihi eğiştiremeyiz. Nazım Hikmeti’de değiştiremeyiz. Herşeyi olduğu gibi kabul etmeliyiz.” diyen Say, şöyle devam etti:
“Yani 2008 Almanya’sında ya da dünyasında durum elbetteki değişir. Nazım bugün yaşasaydı elbette farklı şeyler yazıyor olacaktı. Ama önemli olan onun dehasıdır diye düşünüyorum. Bunu buradaki sanatçılar için talihsizlik olarak görüyorum. Hükümetin bu derece işlere karışmasına, bu derece özgürlükleri kısıtllayıcı şeyler yapmasına ben kendi açımdan, bu enerjik yıllarımı, bu eserleri üretirken, daha da eser üretecekken, hiçbir teklif almama ve yazdığım eserlerinde seslendirmesinde sürekli sekteye uğramasıyla karşılaşmayı, talihsizlik olarak düşünüyorum. Talihsiz bir dönem. O yüzden inşallah işler düzelecektir, inşallah bu yaklaşımlar değişecektir diye düşünüyorum.”
__________________________________________
http://www.ntvmsnbc.com/news/453318.asp
Bir de karşı gazete haberine bakalım. Ne kadar Balıklama, ne kadar yanlı olduğunu gayet tarafsız bir yaklaşımla görmek mümkün. Son Yorumu ise siz sayın okuyucularımıza bırakıyoruz…
BU DA KAYNAK -3-
YENİ ŞAFAK GAZETESİ HABERİ:
Bu kez de Yunus Emre’ye dil uzattı !
Piyanist Fazıl Say, duru bir Türkçeyle yazdığı şiirleri halk arasında yedi asırdır okunan ünlü Türk şairi Yunus Emre’nin dilini anlamadığını söyledi.
Zaman Gazetesi’nin haberine göre, Frankfurt Kitap Fuarı’nda 15 Ekim 2008 günü vereceği Nazım Hikmet Oratoryosu’nun iptal edilip yerine Yunus Emre Oratoryosu’nun konulmasına kızan Say, ilginç bir tavır sergiledi. Yaklaşık 700 yıldan beri dizeleri dilden dile dolaşan ‘halk şairi’ni eleştiren Say, Yunus Emre’nin bugünkü nesillerce anlaşılmayan yabancı bir dil kullandığını iddia etti. SKY Türk’e konuşan Say, “Şiirlerinden günümüz gençliği hiçbir şey anlamıyor. Yunus Emre bizler için mühim de, Nazım Hikmet’in Almanya ile bir ilişkisi oldu hep. Büyük bir 20. yüzyıl şairi olarak Almanya’da bilinir.” dedi.
Fazıl Say’ın bu davranışı müzik ve edebiyet dünyasının tepkisini çekti. Hem Yunus Emre hem de Nazım Hikmet’in şiirlerini besteleyen müzisyen Ruhi Ayangil, iki şairi mukayese etmenin doğru olmayacağını vurguladı. Ayangil, “13. asırda yaşayan bir şairin diliyle 20. asırda yaşayanı kıyaslamanın mantığı yok. Yunus’a insanlığı kavrayan sevgi boyutunda, hümanizması bakımından yaklaşmak gerekir. Nazım Hikmet’in birçok şiiri de estetik ölçülerde olmayabilir. Yunus bir inanç, iman, hümanizma şairidir. Nazım diyalektik felsefe çerçevesinde insanlığa yönelmiştir.” şeklinde konuştu. Frankfurt Kitap Fuarı müzik organizatörü Görgün Taner de, Nazım Oratoryosu’nun 250 kişiden oluştuğunu, Say’ın kadroyu azaltmayı kabul etmediği için konseri iptal ettiğini açıkladı.
Geçtiğimiz yıl, yabancı gazetelere Türkiye’yi terk etmek istediğini söyleyen Say, tepki çekmişti. “Bakan eşleri türbanlı. İslamcılar kazandı.” diyen piyanist, dana sonra yanlış anlaşıldığını belirterek, “İnsanın içinden gitmek geliyor.” cümlesinin, ‘terk ediyorum’ şeklinde tercüme edildiğini söylemişti.
______________________________________
http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=09.10.2008&i=143929