Aşın Artık Şu Blok Flütü… Taner Sarı
Toplam Okunma: 6288 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 23:31
Yedi sene müzik dersi gören bir öğrenci müziğin anlamını, müziğin tarihçesini, müziğin nasıl evrensel bir dil olduğunu, nasıl bir sanat dersi olduğunu öğrenmemişse; Kendi müziğinin ve dünyadaki müziklerin önemli bestecilerini, müzisyenlerini bilmiyorsa, onların eserlerini tanımamışsa Türk Sanat Müziği’ni, Türk Halk Müziği’ni, telli çalgıları, vurmalı çalgıları, üflemeli çalgıları görmemişse; hatta ve hatta çok sesli müziğin ne olduğunu bilmiyorsa, bu müzik branşındaki öğretmenlerimiz acaba ne öğretiyorlar?
Yerel bir gazetede yayınlanmış olan ve müzik eğitim sistemimizden çok önemli bir kesidi konu edinen bir yazı dikkate şayan. Hem naif, hem, samimi, hem de tepkisel. Aktarıyoruz(M.D.):
Artık Aşın Şu Flüdü… Taner Sarı
Biga’daki(Çanakkale) ilköğretim okullarında müzik derslerine, branşı müzik olan öğretmenler giriyor.
Yolda yürürken, parkta otururken, alışveriş yaparken ve daha başka yerlerde karşılaştığınız ilköğretim çağındaki çocuklara müzik derslerinde ne yaptıklarını sorarasanız, hepsinin vereceği cevap aynı olacaktır:
“Nota öğreniyor, flüt çalıyoruz!”
“Başka ne yapıyorsunuz?” dediğinizde, cevap gene hep aynı olacaktır:
“Başka bir şey yapmıyoruz…”
Senelerdir tutturmuş bir flüt gidiyoruz. Belki çocuğumuzun vurmalı çalgılara, belki telli çalgılara yeteneği var. Olamaz mı yani ?
İlköğretim 2. sınıftan itibaren müziğe ilgisi, çalgılara merakı olan bu öğrencileri kim, nerede görmeli? Kim, nerede ortaya çıkarmalı ? Onları yetenekleri doğrultusunda kim, nerede bilgilendirmeli? Kim, nerede eğitmeli ?
Okullarda müzik öğretmenlerimiz değil mi ?
Ama hayır, ille de flüt!
“Neden flüt?” diye müzik öğretmenlerine sorarsanız, “Maddi olarak öğrencinin alabileceği en ucuz müzik aleti olduğu için…” diyorlar. Fakat flüt çalmasını da yarım yamalak öğretiyorlar.
İlköğretim okulunu bitiren bir çocuk postacı, küçük kurbağa ve buna benzer bir kaç tane çocuk şarkısını ezbere çalabilmek haricinde flütle ne çalabiliyor? Ayrıca okula flüt götürmeyenler de oluyor.
Yedi sene müzik dersi gören bir öğrenci müziğin anlamını, müziğin tarihçesini, müziğin nasıl evrensel bir dil olduğunu, nasıl bir sanat dersi olduğunu öğrenmemişse; dünya çapındaki bestecileri, müzisyenleri bilmiyorsa, onların eserlerini tanımamışsa Türk Sanat Müziği’ni, Türk Halk Müziği’ni, telli çalgıları, vurmalı çalgıları, üflemeli çalgıları kullanmamışsa; hatta ve hatta çok sesli müziğin ne olduğunu bilmiyorsa, bu branştaki öğretmenlerimiz ne öğretiyorlar?
Bizler de bu Biga’da doğduk, burada okuduk. “Bize de bu dersle ilgili ne öğrettiler?” diye kendimize bir soralım arkadaşlar.
O zaman sorun var demektir. Sorun bence:
1- Okullardaki yetersizlik.
2- Öğretmenlerimizin yetersizliği
Diyeceksiniz ki bu yetersizlik TÜRKİYE genelinde var. Doğrudur.
Bence bu konuda tek çözüm yolu; okullarda MÜZİK DERSLİKLERİNİN oluşturulmasıdır. Bunun için yapılması gereken şudur:
Biga’mızda büyük şirketler var.
Futbol takımlarına hiç bir hedefleri olmamasına rağmen binlerce YTL harcıyorlar.
Göstermelik reklam uğruna akıllarda hiç kalmayan organizasyonlara çuvalla para döküyorlar.
Bu şirketlerden okullara derslik yapmalarını isteyelim; onlar yapmaz ise okul aile birliklerinde olan bizler, bu işe el atalım.
Oluşturulan bu dersliklerde, piyano başta olmak üzere vurmalı ve telli bütün çalgılar olsun. Çocuklarımız bu derslikte müzik derslerine girsinler, her türlü müzik aletini tanısınlar, kullansınlar. Ayrıca teknolojinin bu kadar ilerlediği günümüzde öğretmenlerimiz derslerini daha iyi bir şekilde öğretmek için gerekli olan bütün materyalları da kullanmak zorundalar. Örneğin büyük ekran bir televizyon koyulsun; bu televizyonda piyasada kolaylıkla bulunabilen müziğin tarihçesi ile ilgili, dünyanın en büyük müzisyenleriyle ilgili olan cd leri temin edip, çocuklarımıza izlettirilsin. Bilgisayar ortamında fotoğraflardan oluşturulmuş arşivler hazırlanıp, slayt gösterisi olarak çoçuklara izlettirilsin.
Görsel eğitimin cok yararlı olduğunu unutmayalım.
Müziğin nasıl evrensel bir dil olduğunu, nasıl keyifli ve müthiş bir sanat dalı olduğunu ancak bu şekilde öğrenebilirler.
Unutmayalım ki; çocuklarımızın o yaşlarda ders seçme özgürlükleri yok.
Bu durumda, okutulacak dersi en iyi şekilde öğretmek öğretmenlerimizin; koşulları yaratmak da bizlerin görevi.
Bu şekilde MÜZİK DERSLİKLERİ oluşturulduğunda, kuşkusuz amaca ulaşacaktır.
Sevgili okurlar, müzik öğretmenlerinin ve bağlı bulundukları okul müdürlerinin bu konu hakkında bir an önce harekete geçmesi gerekmez mi ?
_________________________________
http://www.bigazete.com/?c=247