Musiki Dergisi 1. Yılında…
Toplam Okunma: 4595 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 15:35
Daha önce “Başlarken” diye başlık atmıştık. Şimdi ise “birinci yılında” diye sesleniyoruz. Siz değerli okuyucularımız, müziğe ”musiki dergisinin bakışından nasılmış?” diye soranlarımız…. Acısıyla, virüsüyle, bilgisayar web sitecisinin kapris ve hosting sağlayıcısının arızalarıyla dopdolu ama tecrübe edindirici bir yılı geride bıraktık. Yayın ilkemizde “annemizin ninnisinin nağmelerine” hep dikkat ettik.
Hiç reklam almadık. Alma çabasında da bulunmadık. İstemediğimizden değil, pazarlama konusundaki yeteneksizliğimizden.
Kimse de “nasılsın, reklam ister misin?” demedi…
Yayın ilkemizde “annemizin ninnisinin nağmelerine” hep dikkat ettik. Ama “haram süt emmişlere de” sırtımızı dönmedik.
Müzikolog kadrosunun olmadığını keşfetmemiz(!) gibi, müzikoloji bölümü öğrencilerinin müzikolojiyle çok da alakalarının olmadığını gördük. Tabii ki hocalarına mana bulduk…
İnteraktif Dergimizden seçilmiş yazılardan oluşan derlemeyi her yıl kitap olarak basma fikrini benimsedik. İsmine de “Musiki Dergisi Yıllığı” dedik.
Müzik bilim adamlarımız arasında henüz; yazma yetenek-alışkanlık ve cesaretinin kurumlaşmadığını, işin sadece simpozyum-kongrelerdeki 15 dakikalık sunumlarla ve titr özgeçmişine kayıt açısından kimi yazılarla sınırlı kaldığını, yazma konusunda, hele fikir açıklama hususunda büyük bir ürkeklik yaşandığını gördük.
Buna neden, açıklayanların başına gelenlerdi…
Fikir özgürlüğü, mesleki anlamda önem taşır mı? Bunu bir Türk müzikolog algılayabilir mi?
Şu soruyu sorduk:
“Bir zamanlar kadrosuz gece bekçileri vardı. Acaba şimdi aynı görevi müzik sanatı açısından üniversite mezunu müzikologlar mı üstlenmişlerdi?”
…
Musiki Dergisi birinci yılını doldurdu…
Haziran 2008