Avni Anıl Ebediyete Göçtü… Ayhan Sarı
Toplam Okunma: 4578 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 17:09
20. yy ikinci yarısının en büyük bestekarı Avni Anıl 14 Haziran 2008 sabahı evinde saat 07.50 sularında 80. yaşında İzmir’de aramızdan ayrıldı. Türkiye’de yarım asırdır gerek şarkıları, gerekse insanlığıyla herkesin sevgisini kazanan Avni Hoca bir süredir solunum yetmezliği nedeniyle rahatsızdı…
Avni Anıl 16 Haziran, pazartesi günü Alsancak Hocazade Camisi’nde ikindi namazını müteakip düzenlenecek Devlet Töreninin ardından Balçova Kabristan’ında toprağa verilecek.
Üç gün önce sağlık durumu daha da kötüleşen Avni Anıl’dan geriye eserleri, müzik arşivi ve Konak’taki Babıali gün kavuşma sohbetleri ile belki de en önemlisi Türkiye’de adım adım, il, ilçe giderek katıldığı etkinlikler ve fotoğrafları hatıra olarak kaldı.
İzmir Devlet Korosu bestekar sanatçılığı döneminde ve sonraları benim Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu Genel Yönetmenliğim sırasında vb. birçok yaşanımda birlikte olduk.
İçinde Atatürk’ün çekilmiş fotoğrafları ve 200 kişilik localı konser salonu bulunan yapı, Avni Hoca’nın da etkisiyle, Edirne Valisi Mehmet Canseven tarafından Edirne Devlet Türk Müziği Topluluğu’na Koro binası olarak tahsis edilmiş(1997), Devletten hiç ödenek almadan Edirneli kişi ve kuruluşlar imecesiyle üç ay içinde restore ettirilmişti. Binanın açılışını da sn. Vali Mehmet Canseven ile birlikte Avni Anıl yapmıştı.
Konser salonuna sn.Vali Mehmet Canseven’in önerisiyle Avni Anıl ismini vermiştik.
Avni Anıl Binanın açılışı sırasında şunları söyliyecekti:
“Bu nasıl güzel Edirnelilik?…”
Geleneksel Türk sanat müziği 20.yy ikinci yarısının en büyük bestecisi olarak niteleyebileceğimiz Avni Anıl, güçlü besteciliğinin yanında eli kalem tutan az sayıdaki müzik adamlarımızdan biriydi. 1955 de Akşam Gazetesinde başladığı yazarlığı, gazeteciliği ömrünün son 10 yılı öncesine değin sürdü. Müzikten kültüre pek çok konuyu işledi. Hatta bir ara 1990 yılında Tercüman gazetesindeki kendi sayfasında benim yazılarıma da yer verdi.
Şarkı Telif haklarının ilk savunucusu, hatta dönemin TRT’sine boykot koyan ilk bestecimizdir. Mücadele etti. “Musiki ve Nota” dergisinden orkestral konser notalarına kadar birçok yayın yaptı. Bunlara hep “tatlı çile” dedi.
Bestelerini öyle notayla falan değil, kağıt üzerinde tamamen kendine özgü bir nota sistemiyle yapardı.. Bir beste çalışması sırasında sormuştum:
“Bu direkler ne demek?” diye… Çünkü bir kağıdın üzerinde öbeklenmiş bir harfine benzeyen direkler vardı. “Bugünde böyle beste yapmak?”… Anlam veremezdim. Bizim kuşaktan kimse de veremedi. En muhafazakar ayincisinden, en güncel şarkıcısına dek. Gelenek bu olsa gerekti.
Besteciliğinde söz ve ezgi uyumunun içeriğinin duygu olarak güçlü olması en önemli özelliğidir. Sözün şiirsel duygusu besteye yanmıştır. Bir gelin için “ağlaya, ağlaya gidiyor” dediğinde o buruk mutluluğu müzikte de hissedersiniz. Müziği insanın içinde adeta tatlı tatlı salınır gibidir.
Güfte konusunda abartılı bir şekilde seçici olan Avni Anıl’ın, içinde duygu uyandırmayan bir şiiri kesinlikle besteleyemeyen bir yapısı vardır. Kendi deyimiyle “gönlünün titremesi” gerekirdi. Bu nedenledir ki hemen her şarkısı halkın yüreğinde yer bulmuştur. Şöyle derdi:
“Bana güftesini bestelemem için büyük paralar teklif ettiler. Yapamam ki! O eser ben olmaz o zaman. Ama sokakta kese kağıdına yazılı bulduğum bir şiiri de bestelemişimdir. “Sen saçlarıma koşan” diye başlayan.
Zor üreten titiz bir besteciydi. Bu nedenle de eserlerinin sayısı 120 dolaylarında kaldı. Ama nerdeyse eserlerinin yarısı Türk toplumunun çoğunluğunun kulaklarına aşinadır.
Geleneksel müziğimizin zincirinin önemli bir halkası olan Avni Anıl, tarihte yer edinmiş önemli bir değerimiz olmayı şimdiden hak etmiştir.
_______________________________________________
Avni Anıl, (23 Nisan 1928-14 Haziran 2008)
1928 yılında İstanbul’da Üsküdar’da doğdu. Selimiye’deki Ondokuzuncu İlkokulu bitirdi, Paşakapısı Ortaokulu ve Haydarpaşa Lisesi’nde okudu. Askerlik sonrası Polis Enstitüsü’ne girdi. 1955 yılında polislikten ayrıldı ve gazeteciliğe başladı. Üç yıl Akşam gazetesinin sanat sayfasını yönetti.1943-44′ lerde Üsküdar halkevi temsil ve müzik kolları’ndan sonra 1946-50 yılları arasında Üsküdar Musiki Cemiyetinde bulundu. Bu süre içinde Emin Ongan’dan yararlandı. İlk beste denemelerine başladı. 1954 yılında başlayan bir gazetecilik geçmişi de olan Avni Anıl,14 yıl İstanbul radyosu,10 yıl İzmir radyosunda hizmet verdi.
1982 yılında kendi isteği ile emekli oldu. Sonra Kültür Bakanlığı İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosunda Bestekar-sanatçı olarak görev yaptı.
1998 yılında Kültür Bakanlığı’nca verilen Devlet Sanatçısı unvanı verildi.
1967 yılında “Anıl Yayın Ajansı”nı kurdu, Dünya gazetesinin sanat sayfasını yönetti. “Musıkî ve Nota” dergisini çıkardı. “Musıkî Sözlüğü” adı altında dört ciltlik eserinde musıkî tarihi için önemli hatıralar yayımladı.
Akşam,Dünya,Yeni Asır,Tercüman gazetelerinde görev yapan Avni Anıl’ın 120′yi aşkın eser besteledi.
Büyük ölçüde halka malolan eserlerinden bazıları:
• “Rüya gibi uçan yıllar, biraz durun durun biraz”
• “Dilşâd olacak diye kaç yıl avuttu felek”
• “Sevmiyorum seni artık gözlerimi geri ver”
• “Biraz kül biraz duman, o benim işte”
• “Kader kime şikâyet edeyim seni bilemem”
• “Unutamıyorum, unutamıyorum gecem yok artık gündüzüm yok”
• “Gözlerin bir aşk bilmecesi sorar gibi”
• “Unutulmuş ne varsa sevgiden geri kalan”
• “Aşk bu değil yapma güzel”
• “Ne yeşili ne siyahı gözümde hep gözleri var”
• “Mihrâbım diyerek sana yüz vurdum”
• “İçimde nice uzun yılların özlemi var”
• “Kaderimde hep güzeli aradım”
• “Öyle dudak büküp hor gözle bakma”
• “Bir peri masalı kulaklarına”
• “Bir göz aşinâlığı var aramızda”
• “Gün be gün yaşanan o hatırayı unutup bir yana atmak olmaz ki”
• “Şarkılar söyle o sahillerde”
• “Ayrılık ümitlerin ötesinde bir şehir”
• “Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul’un”
• “Akşamın olduğu yerde bekle diyorsun gelmiyorsun”
• “Gelin alayı”