Sadece Göreve Atanmak “İyi İdareci Olmak” İçin Yeterli mi?.. Y.Doç.Dr. Göktan Ay


Toplam Okunma: 3084 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 22:18
Kategori: Fikir Yazıları

Hükümdar tarafından bir eyaleti yönetmesi için atanan bir öğrencisi, Konfüçyüs’ten öğüt almak istedi. Konfüçyüs o eyalet halkının nasıl kişiler olduğunu sordu. “Şehirde idareleri çok zor, güçlü kişiler var” diye cevap verdi yeni yönetici. Konfüçyüs ona şu öğüdü verdi: “Ciddiyetle ve titizlikle en cesur ve asi olanlar el altına alınabilir. Yüksek kalplilik ve adaletle güçlüler kendi yanına çekilebilir. Sevgi ve saygı ile darda olanlara yardım edilebilir, fakirlerin sevgisi kazanılabilir. Entrikacılar ise biraz tatlılık ama kesin kararlılıkla yola getirilebilir. Eğer bunları uygularsan yönetim zor bir şey değildir.”

Sadece Göreve Atanmak “İyi İdareci Olmak” İçin Yeterli mi?.. Y.Doç.Dr. Göktan Ay
(Konfüçyüs* Öğretileri Işığında…)

“2500 yıllık düşünce tarihini merak etmeden yaşayan insan
 günü birlik yaşayan insandır” (Goethe).

Öğrencileri Konfüçyüs’e bir devletin ne zaman iyi yönetilmiş olacağını sordu.“Yakındakiler sevinir, uzaktakiler oraya gelirse…” dedi.

Bir öğrenci “doğru yönetmek nedir” diye sordu. O; “Çabuk başarılar beklememeli ve küçük kazançlar aramamalı. Eğer çabuk başarılar beklenecek olursa asıl büyük başarılara erişilemez. Eğer küçük kazançlar aranacak olursa büyük bir eser meydana getirilemez.” dedi.

Konfüçyüs “kazanç” kavramını açıklamak için de şunları söyledi: “Seçkin kişi, adam olmuş kişi ödev içindir, bayağı insan ise sadece kazanç içindir… Bir kişi, özellikle yöneten kişi, yaptığı her işte hep kendi kazancını, kendi kârını kolluyorsa çok düşmanlık kazanır.”

Hükümdar tarafından bir eyaleti yönetmesi için atanan bir öğrencisi geldi, Konfüçyüs’ten öğüt almak istedi. Konfüçyüs o eyalet halkının nasıl kişiler olduğunu sordu. “Şehirde idareleri çok zor, güçlü kişiler var” diye cevap verdi yeni yönetici. Konfüçyüs ona şu öğüdü verdi: “Ciddiyetle ve titizlikle en cesur ve asi olanlar el altına alınabilir. Yüksek kalplilik ve adaletle güçlüler kendi yanına çekilebilir. Sevgi ve saygı ile darda olanlara yardım edilebilir, fakirlerin sevgisi kazanılabilir. Entrikacılar ise biraz tatlılık ama kesin kararlılıkla yola getirilebilir. Eğer bunları uygularsan yönetim zor bir şey değildir.”

Kendisinden akıl soran, öğüt isteyen yöneticilere;“Kim ki devletini ahlâkla yönetebiliyorsa, ona ne olabilir? Ama kim devletini ahlâkla yönetemiyorsa ahlâk ona ne verebilir… Bir Kişinin kendisi doğru ise emir vermesine gerek yoktur. Onun kurduğu düzen içinde her şey kendiliğinden yürür. Eğer o kişinin kendisi doğru değilse, istediği kadar emir versin dinleyen kimse çıkmaz… Devlet yönetimine gelen üstün kişi kendisine iş yükler, devlet yönetimini ele geçiren bayağı insan ise hep başkalarından iş bekler…”dedi.

Bir kişi devlet yönetimine nasıl kişileri getirmesi gerektiğini sordu. Konfüçyüs;
“Kendi kendisini yönetebilen için devlet yönetiminde bir güçlük yoktur. Kendi kendisini yönetemeyenin, başkalarının başına geçmek nesinedir?” dedi.

Si eyaletinde büyük bir kuraklık ve kıtlık olmuştu, halk oldukça kötü durumdaydı. Konfüçyüs o sırada bölgeden geçiyordu. Eyaleti yöneten kişi Konfüçyüs’ün yanına gitti, ne yapması gerektiğini sordu. “Kötü yıllar olabilir. Bu kötü yıllarda yöneticiler az at kullanmalı, angaryaları bıraktırmalı, devletin büyük posta caddeleri bir süre onarılmamalı. Yöneticiler ayinlerde ipek kumaş ve mücevher sunmayı bırakmalı, atalar için yapılan kurban törenlerinde musiki olmamalı, kurban edilen hayvan sayısı pek aza indirilmeli. İyi bir hükümdar halkını kurtarmak için töreleri bozmaktan bile çekinmemeli.” dedi.

Konfüçyüs’e bir hükümdarın yanında çalışanların nasıl davranmaları gerektiği soruldu. Cevabı “Onu hiçbir zaman aldatmamalı ve yanlış kararlarında ona direnmelidirler…” oldu.

Kısaca, iyi bir idareci olmak için;

BİR - Etrafına sadece “En iyisini siz bilirsiniz” diyenleri değil, “Bu yaptığınız doğru/yanlış” deme cesaretini gösterecekleri almalısınız.

İKİ - Size açıkça “itiraz edenlerden” değil, size hiçbir konuda “itiraz etmeyenlerden” korkmalısınız…

ÜÇ - Muhaliflerin bazen sizin için en iyi yol gösterici olabilir… Bu nedenle onlara kulak vermelisiniz…

DÖRT - Sizi eleştirenlere kızıp küsmek yerine, daima diyalog kanallarını açık tutmalısınız…

BEŞ - Asla “Nasıl olsa ben amirim, onlar kim ki, gerisi beni ilgilendirmez” dememelisiniz…

ALTI - Önemli konumlara getirdiğiniz insanların, “Güçsüz, inisiyatifsiz emir erleri” değil, “Kişilik sahibi, üretken, makamdan güç alan değil makama güç veren, sosyal insanlar” olmalarına dikkat etmelisiniz…

YEDİ - Hızınızı kesenleri, uzatmadan, yeri geldiğinde kırmadan, değiştirmede kararlı olmalısınız…

SEKİZ - Yaptığınız işleri/uygulamaları göstermekten/açıklamaktan çekinmemelisiniz…

DOKUZ - Verilen işleri özverili bir şekilde yapanları onore etmekten çekinmemelisiniz…

ON - Son kararı sağduyulu/sakin bir şekilde olabilirlikleri hesap ederek vermelisiniz…

VE EN ÖNEMLİSİ : Kanun ve yönetmeliklerde yazılı olanlara mutlaka özen göstermelisiniz….
______________________________________

*Konfüçyüs (M.Ö.551 Shandong -M.Ö.479 Shandong), asıl adı Kongfuzi olan ünlü bir Çinli filozoftur. Öğretileri yönetim ile alakalı olmakla birlikte, halk için de ciddi bir manevi sorumluluk öngörmektedir. Temelde felsefesi: ahlak, sosyal ilişkiler, politika ve adalet olarak dört ana ayağa oturur. “Oğuldan istenen babaya, memurdan istenen hükümdara, kardeşten istenen ağabeye, arkadaştan istenen de kendisine verilmelidir” diyerek, felsefesinin neredeyse tüm boyutlarını yansıtmıştır. Ciddi bir hiyerarşi ve görev dağılımı söz konusudur. Tüm düşünceleri, kendisi öldükten sonra Analekt - Konfüçyüs’tan Seçmeler denen derlemelerde toplandı. Bu derlemelerde, kendisi ve öğrencileri arasında geçen konuşmalara yer verildi.




Hoşgeldiniz