“Müzikolog” … Prof.Dr. Edip Günay


Toplam Okunma: 3380 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 11:31
Kategori: Araştırma Yazıları, Fikir Yazıları

Bireyin kendisini müzik bilimci olarak görebilmesi, benlik duygusunun bu konuda oluşmuşluğu ile ilgilidir… Başkalarının onu bir müzik bilimci olarak görmeleri; gerekli aşamalarda akademik bilgileri ve temel becerileri kazanmış olarak, bu çabalar süresince deneyimlerini arttırmış ve ortaya koyduğu eserleri ile bunu göstermiş olması ile olanaklıdır. Bizde ilk aşama fakülte diploması olarak düşünülebilir… Sonraki aşamalar ise; yayınlar, çalışılan kuruluşlar, etkinliklerdir…

Müzikolog… Prof. Dr. Edip Günay

Eğitim bilimciler bir öğretim programının uygulamalarında başarıya ulaşabilmek için, bir başka deyişle önceden açık-seçik yazılmış öğrenim amaçlarına ulaşabilmek ya da onlara olabildiğince yaklaşabilmek için, üç koşul sayarlar. Diğer koşulları göz ardı etmeksizin:

1.İyi seçilmiş, ileride çalışacağı meslek alanı için uygun nitelikli öğrenci.
2.Bu öğrenci kitlesini eğitebilecek, iyi yetişmiş öğretici.
3.Yetiştirilecek müzikolog modeline göre hazırlanmış ve sürekli olarak geliştirme çabaları ile desteklenen bir program.

Bu görüşte olanların ne kadar haklı olduklarını, okul deneyimi geçirmiş herkes, konu üzerinde bir parça düşündüklerinde görebilirler. Öyleyse öğrenciler, müzikoloji alanında başarılı olabileceği düşünülen adaylar arasından, onların da uygun olanları saptanarak seçilmelidir.

Bu görüş, öğrenci giriş sınavlarının okulun amaçlarına göre düzenlenerek yapılması gerektiğini de düşündürür. Okula kabul edilmiş öğrenci hem okul döneminde ve hem de elde ettiği bilgi ve beceriler ile okul sonrası iş yaşamında başarılı olabilmelidir.

Asıl olan alandaki meslek başarısı olup uzun yıllar süreceğinden; müzikoloji mesleğinin ne olduğu, hangi alt bilim dallarından oluştuğu, bu dallardan bazılarına yönelerek gelişmeye çalışma ile iş bulma olanaklarının neler olduğu ve gelecekte neler olabileceği düşünülmüş olmalıdır.

Okul, bulunduğu yakın ve uzak çevrede kendine bağlanan değerleri, daha giriş sınavlarındaki bilimsel çalışılmış sınav programı ile sınavlardaki yansız tutumlar ve sonuçlandırmalarla göstermelidir. Okula kabul edilen öğrenciler ise, kendilerine sunulmakta olan çok değerli yetişme yıllarını, olabildiğince çok çalışarak ve araştırarak değerlendirmeye çalışmalıdırlar.

Üniversitelerin meslek okulları olmadığını, bir meslek kazandırmaktan çok, bir bilim ya da sanat alanına yönelmiş olarak eğitim verdiğini; düşünen okuyan, tartışan, problem çözme bilgi ve alışkanlıkları gelişmiş, kendini ve uğraşı alanını öncelikle anadilinde açık-seçik ifade edebilen bireyler yetiştirmeyi amaçlamış olduklarını biliyoruz.

Müzikoloji bölümlerinde de müzik sanatı, müzik bilimleri bilgi ve becerileri aracılığıyla aynı “aydın insan” yetiştirme amacı güdülmelidir. Öğrenci bu bilinçle kendini göstermeye çalışmalı, öğretim elemanlarının yalnızca yönlendirici, bilgi verici rehberler olduklarını unutmadan, kendi gelişim sorumluluklarını omuzlamalıdır.

Kazanılanların yarınlar için bir güvence olduğunu, herhangi bir alanda çalıştığında kendine klavuzluk edecek araçlardan başka bir şey olmadığını, tüm alan bilgi ve becerilerinin yanında, insanı insan yapan davranışları kazanmış olmanın önemini kavramış olmalıdır.

Kişilik, bireyin başkalarınca gözlenebilen davranış özellikleridir. Bu gözlemler her zaman gerçeği yansıtmayabilirler, gözlemciler yanılabilirler. Kişinin kendisini görüş biçimi ise onun “benlik duygusu”dur. Bireyin benlik duygusu ile başkalarının onu görüş biçimi birlikte incelenebilirse, o birey hakkında daha gerçek bilgiler edinilebilir.

Araştırmacı kişiliği dediğimizde ise kendi uğraşı alanı onu müzik bilimlerinde, gerçeği bulma macerasında onu, tüm içsel(zihinsel ve duygusal) ve fiziksel güçlerini bu uğurda seferber edebilen birey olarak düşünülebilir. Araştırmacıların benlik duygusu gerçeklerden kopmadan kurtulmuş olmalı, ideal benlik duygusu ile gerçek benlik duygusu arasında anlamlı (kritik) bir fark bulunmamalıdır.

Öyleyse bilim adamı olarak müzikolog kazanmış olduğu bilgi ve becerilerin temelinde kendi gerçeklerini de tanımalı, özgürce ve yansız(objektif) düşünme ve karar alma bilincini de geliştirmiş olmalıdır.

Tüm bunlar bir bakıma müzikologun okul sürecinde ve sonrasında bir bilim insanı kişiliği inşa etmesi gerektiğini bize gösteriyor olabilir. Bireyin kendisini müzik bilimci olarak görebilmesi, benlik duygusunun bu konuda oluşmuşluğu ile ilgilidir.

Başkalarının onu bir müzik bilimci olarak görmeleri; gerekli aşamalarda akademik bilgileri ve temel becerileri kazanmış olarak, bu çabalar süresince deneyimlerini arttırmış ve ortaya koyduğu eserleri ile bunu göstermiş olması ile olanaklıdır. Bizde ilk aşama fakülte diploması olarak düşünülebilir.

Sonraki aşamalar ise; yayınlar, çalışılan kuruluşlar, etkinliklerdir.

Müzik bilimcinin kazanması gereken bilgi ve deneyim alanlarını önce akla geldiği gibi sıralayalım. Daha sonra Bu bilgi ve beceri alanlarını belli basamaklar halinde genelleyip aşamalandıralım.

Türkçe’yi ve bilim üslubunu bilme.
Yabancı dil bilme.
Müzikolojinin özel alan bilgilerini kazanmış olma.
Bir çalgı aracılığıyla müzisyenliğini geliştirme
Okumayı bilme, okuma alışkınlığını geliştirmiş olma.
Eleştirmeyi bilme.
Müzikbilimlerinin kendine uygun alanlarında uzmanlaşma.
Yazmayı bilme, yazma alışkanlığı edinmiş olma.
Kendi kitaplığını kurmuş olma. Kitaplık araştırmalarını bilme, sevme.
Bilimsel araştırma yöntem ve tekniklerini bilme ve alana çalışması zevki edinmiş olma.
Her çeşit bilimsel toplantılara katılma alışkanlığı edinmiş olma.
Görev almaktan kaçınmama.
Araştırmacı kişiliği-bilim insanı kişiliği edinmiş olma.
Konuşma becerilerini geliştirmiş olma.
Liderlik özellikleri kazanmış olma. Gerektiğinde sorumluluk almaktan çekinmeme.
Yöresellikten ulusallığa, ulusallıktan uluslar arası düzeye ulaşabilme çabalarını gösterebilme.
Öğrenmeyi ve üretmeyi, müzisyen kalarak yaşam boyu sürdürebilme.

Öyleyse bir müzik bilimce ne gibi kimlikler kazanmış olmalıdır?

Müzisyen kimliği kazanma(Müzisyenleşme).
Bilim insanı kimliği kazanma(Bilimselleşme)
Yazar kimliği kazanma(Yazarlaşma)
Uzman kimliği kazanma(Yetkinleşme)
Lider kimliği kazanma(Liderleşme)
Uluslar arası kimlik kazanma(Uluslararasılaşma)

Bir müzik bilimcinin, kendini yetiştirmede yalnız görev bilerek değil, zevkle uğraşıp geliştirebileceği ve kimlikler kazanabileceği özetlenip genellenmiş alanlar bu anlattıklarımız olabilir.

O, müzisyen kalmayı bilerek; araştırmacılığını sürdüren, üretici bir bilim ve sanat adamı olmayı başarabilmelidir.
___________________________________
Kaynak: Prof Dr. Edip Günay “ Müzikolog” Porte Dergisi, İTÜ Müzik Bilimi Kulübü Aylık Bülteni, Sayı:6, Aralık 2007, Baskı: Pan Yayıncılık

Müzikolog… Prof. Dr. Edip Günay

Bireyin kendisini müzik bilimci olarak görebilmesi, benlik duygusunun bu konuda oluşmuşluğu ile ilgilidir… Başkalarının onu bir müzik bilimci olarak görmeleri; gerekli aşamalarda akademik bilgileri ve temel becerileri kazanmış olarak, bu çabalar süresince deneyimlerini arttırmış ve ortaya koyduğu eserleri ile bunu göstermiş olması ile olanaklıdır. Bizde ilk aşama fakülte diploması olarak düşünülebilir… Sonraki aşamalar ise; yayınlar, çalışılan kuruluşlar, etkinliklerdir…

Müzikolog… Prof. Dr. Edip Günay

Eğitim bilimciler bir öğretim programının uygulamalarında başarıya ulaşabilmek için, bir başka deyişle önceden açık-seçik yazılmış öğrenim amaçlarına ulaşabilmek ya da onlara olabildiğince yaklaşabilmek için, üç koşul sayarlar. Diğer koşulları göz ardı etmeksizin:

1.İyi seçilmiş, ileride çalışacağı meslek alanı için uygun nitelikli öğrenci.
2.Bu öğrenci kitlesini eğitebilecek, iyi yetişmiş öğretici.
3.Yetiştirilecek müzikolog modeline göre hazırlanmış ve sürekli olarak geliştirme çabaları ile desteklenen bir program.

Bu görüşte olanların ne kadar haklı olduklarını, okul deneyimi geçirmiş herkes, konu üzerinde bir parça düşündüklerinde görebilirler. Öyleyse öğrenciler, müzikoloji alanında başarılı olabileceği düşünülen adaylar arasından, onların da uygun olanları saptanarak seçilmelidir.

Bu görüş, öğrenci giriş sınavlarının okulun amaçlarına göre düzenlenerek yapılması gerektiğini de düşündürür. Okula kabul edilmiş öğrenci hem okul döneminde ve hem de elde ettiği bilgi ve beceriler ile okul sonrası iş yaşamında başarılı olabilmelidir.

Asıl olan alandaki meslek başarısı olup uzun yıllar süreceğinden; müzikoloji mesleğinin ne olduğu, hangi alt bilim dallarından oluştuğu, bu dallardan bazılarına yönelerek gelişmeye çalışma ile iş bulma olanaklarının neler olduğu ve gelecekte neler olabileceği düşünülmüş olmalıdır.

Okul, bulunduğu yakın ve uzak çevrede kendine bağlanan değerleri, daha giriş sınavlarındaki bilimsel çalışılmış sınav programı ile sınavlardaki yansız tutumlar ve sonuçlandırmalarla göstermelidir. Okula kabul edilen öğrenciler ise, kendilerine sunulmakta olan çok değerli yetişme yıllarını, olabildiğince çok çalışarak ve araştırarak değerlendirmeye çalışmalıdırlar.

Üniversitelerin meslek okulları olmadığını, bir meslek kazandırmaktan çok, bir bilim ya da sanat alanına yönelmiş olarak eğitim verdiğini; düşünen okuyan, tartışan, problem çözme bilgi ve alışkanlıkları gelişmiş, kendini ve uğraşı alanını öncelikle anadilinde açık-seçik ifade edebilen bireyler yetiştirmeyi amaçlamış olduklarını biliyoruz.

Müzikoloji bölümlerinde de müzik sanatı, müzik bilimleri bilgi ve becerileri aracılığıyla aynı “aydın insan” yetiştirme amacı güdülmelidir. Öğrenci bu bilinçle kendini göstermeye çalışmalı, öğretim elemanlarının yalnızca yönlendirici, bilgi verici rehberler olduklarını unutmadan, kendi gelişim sorumluluklarını omuzlamalıdır.

Kazanılanların yarınlar için bir güvence olduğunu, herhangi bir alanda çalıştığında kendine klavuzluk edecek araçlardan başka bir şey olmadığını, tüm alan bilgi ve becerilerinin yanında, insanı insan yapan davranışları kazanmış olmanın önemini kavramış olmalıdır.

Kişilik, bireyin başkalarınca gözlenebilen davranış özellikleridir. Bu gözlemler her zaman gerçeği yansıtmayabilirler, gözlemciler yanılabilirler. Kişinin kendisini görüş biçimi ise onun “benlik duygusu”dur. Bireyin benlik duygusu ile başkalarının onu görüş biçimi birlikte incelenebilirse, o birey hakkında daha gerçek bilgiler edinilebilir.

Araştırmacı kişiliği dediğimizde ise kendi uğraşı alanı onu müzik bilimlerinde, gerçeği bulma macerasında onu, tüm içsel(zihinsel ve duygusal) ve fiziksel güçlerini bu uğurda seferber edebilen birey olarak düşünülebilir. Araştırmacıların benlik duygusu gerçeklerden kopmadan kurtulmuş olmalı, ideal benlik duygusu ile gerçek benlik duygusu arasında anlamlı (kritik) bir fark bulunmamalıdır.

Öyleyse bilim adamı olarak müzikolog kazanmış olduğu bilgi ve becerilerin temelinde kendi gerçeklerini de tanımalı, özgürce ve yansız(objektif) düşünme ve karar alma bilincini de geliştirmiş olmalıdır.

Tüm bunlar bir bakıma müzikologun okul sürecinde ve sonrasında bir bilim insanı kişiliği inşa etmesi gerektiğini bize gösteriyor olabilir. Bireyin kendisini müzik bilimci olarak görebilmesi, benlik duygusunun bu konuda oluşmuşluğu ile ilgilidir.

Başkalarının onu bir müzik bilimci olarak görmeleri; gerekli aşamalarda akademik bilgileri ve temel becerileri kazanmış olarak, bu çabalar süresince deneyimlerini arttırmış ve ortaya koyduğu eserleri ile bunu göstermiş olması ile olanaklıdır. Bizde ilk aşama fakülte diploması olarak düşünülebilir.

Sonraki aşamalar ise; yayınlar, çalışılan kuruluşlar, etkinliklerdir.

Müzik bilimcinin kazanması gereken bilgi ve deneyim alanlarını önce akla geldiği gibi sıralayalım. Daha sonra Bu bilgi ve beceri alanlarını belli basamaklar halinde genelleyip aşamalandıralım.

Türkçe’yi ve bilim üslubunu bilme.
Yabancı dil bilme.
Müzikolojinin özel alan bilgilerini kazanmış olma.
Bir çalgı aracılığıyla müzisyenliğini geliştirme
Okumayı bilme, okuma alışkınlığını geliştirmiş olma.
Eleştirmeyi bilme.
Müzikbilimlerinin kendine uygun alanlarında uzmanlaşma.
Yazmayı bilme, yazma alışkanlığı edinmiş olma.
Kendi kitaplığını kurmuş olma. Kitaplık araştırmalarını bilme, sevme.
Bilimsel araştırma yöntem ve tekniklerini bilme ve alana çalışması zevki edinmiş olma.
Her çeşit bilimsel toplantılara katılma alışkanlığı edinmiş olma.
Görev almaktan kaçınmama.
Araştırmacı kişiliği-bilim insanı kişiliği edinmiş olma.
Konuşma becerilerini geliştirmiş olma.
Liderlik özellikleri kazanmış olma. Gerektiğinde sorumluluk almaktan çekinmeme.
Yöresellikten ulusallığa, ulusallıktan uluslar arası düzeye ulaşabilme çabalarını gösterebilme.
Öğrenmeyi ve üretmeyi, müzisyen kalarak yaşam boyu sürdürebilme.

Öyleyse bir müzik bilimce ne gibi kimlikler kazanmış olmalıdır?

Müzisyen kimliği kazanma(Müzisyenleşme).
Bilim insanı kimliği kazanma(Bilimselleşme)
Yazar kimliği kazanma(Yazarlaşma)
Uzman kimliği kazanma(Yetkinleşme)
Lider kimliği kazanma(Liderleşme)
Uluslar arası kimlik kazanma(Uluslararasılaşma)

Bir müzik bilimcinin, kendini yetiştirmede yalnız görev bilerek değil, zevkle uğraşıp geliştirebileceği ve kimlikler kazanabileceği özetlenip genellenmiş alanlar bu anlattıklarımız olabilir.

O, müzisyen kalmayı bilerek; araştırmacılığını sürdüren, üretici bir bilim ve sanat adamı olmayı başarabilmelidir.
___________________________________
Kaynak: Prof Dr. Edip Günay “ Müzikolog” Porte Dergisi, İTÜ Müzik Bilimi Kulübü Aylık Bülteni, Sayı:6, Aralık 2007, Baskı: Pan Yayıncılık




Hoşgeldiniz