İstanbul Uluslararası Dans Kongresi’nin (CID) Ardından… Y.Doç.Dr. Göktan Ay


Toplam Okunma: 2796 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 14:40
Kategori: Kongre.simp.panel

Dünyada “dans” konusunda yapılan; çalışmaları, araştırmaları, etkinlikleri, yenilik ve gelişmeleri, “CID Uluslararası Dans Konseyi” yapmaktadır… Kongre’nin teması, Unesco tarafından benimsenmiş olan “Kültürel İfade Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Anlaşması” ile uyumludur. Irk, dil, din, renk ayrımı gözetmeden, tüm dans formlarını kapsamak ve bu alanlarda yapılan her türlü çalışmayı paylaşmak, bilgilendirmek, tanıtmak amacı ile düzenlenmektedir.

CID Uluslararası Dans Kongresi’nin Ardından… Y.Doç.Dr. Göktan Ay

Dünyada “dans” konusunda yapılan; çalışmaları, araştırmaları, etkinlikleri, yenilik ve gelişmeleri, Birleşmiş Milletlerin Eğitim, Bilim ve Kültür kurumu Unesco’nun temel prensiplerine dayalı ilkeleri altında kurulu bulunan NGO’larından biri durumundaki “CID Uluslararası Dans Konseyi” yapmaktadır.

Konsey geçen sene Istanbul’da Turkuaz’la 2007 yılında yaptığı kongreyi beğenmiş olacak ki; İstanbul için Ayhan Uncuoğlu Başkanlığında faaliyetlerini sürdüren “İstanbul Turkuaz Turizm Folklor Derneği GK” ile işbirliğini, Kongre yapma yetkisini de vererek devam ettirmiştir.

29 Nisan -03 Mayıs 2008 tarihlerinde düzenlenen “İstanbul, 2. Uluslararası Dans Kongresi” ile CID üyesi yabancı ve yerli bilim insanları ve dansçılar; gün boyunca Kadir Has Üniversitesi’nde bildirilerini ve workshoplarını sunmuşlar, Aya İrini ve C.R.R. Konser Salonu’nda da dans gösterilerini-atölye çalışmalarını izleyici ile paylaşmışlardır.

Kongre açılış yemeği Yerebatan Sarnıcı’nda, kapanış gala yemeği “Binbirdirek Sarnıcı”nda yapılmıştır. Gösterilere İTÜ TMDK Öğretim Elemanları ve Öğrencileri “Türk Çalgıları” ile örnekler sunarak renk katmışlardır.

Kongre Danışma kurulu üyesi ve Bilim kurulu başkanı olarak ülkenin tanıtımında önemli bir yere sahip olacak olan bu kongrenin her yıl, Istanbul’da Nisan ayı sonuna doğru yapılma kararı alınması elbette sevindirici bir olaydır.

Çünkü; Kongre’nin teması, Unesco tarafından benimsenmiş olan “Kültürel İfade Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Anlaşması” ile uyumludur. Kongre; ırk, dil, din, renk ayrımı gözetmeden, tüm dans formlarını kapsamak ve bu alanlarda yapılan her türlü çalışmayı yine alanındaki kişi ve ilgili tüm remi özel kurumlarla paylaşmak, bilgilendirmek, tanıtmak amacı ile düzenlenmektedir.
Kongrede, kesinlikle kar amacı güdülmediğinden, diğer festivallerle, atölye çalışmalarıyla, yarışmalarla veya açık konferanslarla karıştırılmamalıdır.

Turkuaz tarafından, bu kongrenin her ne kadar kendileri tarafından yürütülse ve sorumluluk altına girilse de; konunun ülkemizin tanıtımındaki önemi, değişik yollarla, ülkemizde dans konusunda faaliyetlerde bulunan tüm kişi, kurum, kuruluş, araştırmacı, akademisyen ve de ilgililere gönderilse de; “imece” sağlanamamış, kurumlar arası diyalog maalesef kurulamamıştır.

Bu eksikliğinde önümüzdeki dönemde kalkacağına ve dansın - müziğin o büyülü gücünün ayrımcılığa, benliğe yer ver bırakmayacağına, salonların halk oyunları ve dansçıları tarafından doldurulacağına inanmaktayım. Dansa gönül verenleri “istanbuldancecongress.org” sayfasından bilgilenmeye ve üye olmaya davet ediyorum.

Tamamen kendi imkan ve girişimleri, temasları neticesinde; kültürel, sanatsal ve bilimsel içeriği olan bu büyük organizasyonu; ülkemizin tanıtılması, kültürel, sanatsal ve bilimsel değerlere katkı sağlanması, dünya ile bütünleşerek değerlere ve de kültürel dostluğa, dünya barışına katkı sağlanması amaçları ile organizasyon boyutunda ülkemize taşıyan İstanbul Turkuaz, Ayhan Uncuoğlu Başkanlığı’nda önemli bir işi başarmıştır.

Geçen yıl, konunun yeni olması nedeniyle uzak duran Kültür ve Turizm Bakanlığı, İ.B.B., Kültür A.Ş., THY, 2010 Komitesi ve ilgili kuruluşların desteği, gelen dansçıların ülkelerine huzurlu ve bilinçli bir şekilde dönmelerine imkan hazırlamıştır. Bu kurumlar elbette önümüzdeki yıllarda da desteklerini artırarak sürdürecektir.

İstanbul, gerçekten kültür ve sanat alanında yoğun bir trafik yaşıyor. Özellikle tarihi yarımada, tarihi eserleriyle, kültür ve sanat seven/destekleyen dostlarıyla/ kurumlarıyla, öncü görevini yapmaya devam ediyor. Kültür-sanat-eğitim alanına emeği geçenleri kutluyor, bu tür çalışmaların kaynaşmada-paylaşmada ve üretimde önemli bir yeri olduğuna inanıyor, televizyonlarımızın sadece popüler kişileri-olayları değil, gerçek sanat faaliyetlerini de takip etmesini, haber yapmasını diliyorum.




Hoşgeldiniz