Dr. Ayhan Sökmen: “Koca bir çınar o, bizler gölgesinde alın terinin”… Prof.Dr. Hakan Cevher


Toplam Okunma: 5728 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 10:57
Kategori: Değerlerimiz

Bir ömür, her anı sanatla dopdolu geçen yıllar… Yüzlerce konser, pek çok makale, beste ve binlerce öğrenci İzmir’de; radyosuyla, konservatuvarıyla, korosuyla, yeşeren emeklerinden…

Dr. Ayhan Sökmen 1929 yılı Haziran ayında İstanbul Göztepe’de doğdu. Babası, Gümrük sahil muhafaza motorlarında makinist olan Ali Rıza Bey, annesi Halime Süreyya Hanım’dır. Dört yaşlarında babası ile annesinin ayrılması nedeniyle, kız kardeşi ile birlikte Erzincan Kemaliye’ye gittiler. İki yıl orada kaldıktan sonra, teyzesi Selma Cezzar tarafından İstanbul’a getirilerek ilkokula başladılar. Kardeşi ile beraber İstanbul Yıldız’daki yatılı ilkokulda okudular. (1936-1941) Babasının görevi nedeniyle Anadolu Kavağı’nda oturmakta iken, Sarıyer Ortaokulu’nu bitirdi. (941-1944)Haydarpaşa Lisesi’ndenmezun oldu. (1944-1947) Lise son sınıftayken Göztepe’de yakın komşu olarak yerleşen Rakım Hocanın oğlu ŞuayibElkutlu ile tanıştı. Ondan ilk ciddi musiki derslerini aldı. Rakım Hocanın eserlerinden hazırlanan konserde, Hicazkar makamında “Bekledim fecre kadar gelmedin ah işte Güneş de doğdu” şarkısını solo olarak okudu.


Dr. Ayhan Sökmen (1929-2013)

1947 yılında, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdi. O sırada Kadıköy Halkevi’nde Kemal Niyazi Seyhun’un açtığı Türk musikisi çalışmalarına katıldı. Bu çalışmalar, daha sonra, Arif Sami Toker tarafından yapıldı. Tıp Fakültesi’nin birinci sınıfında iken Batı müziğine meraklı Nezih Sansoy isimli bir arkadaşının teşviki ile İstanbul Belediye Konservatuvarı’na giderek burada Türk musikisi çalışmalarına devam ettikten sonra, ertesi yıl Türk musikisi kurslarına kaydını yaptırdı. Buradaki hocası Şefik Gürmeriç’di. Özellikle üniversite öğrencilerinin Türk musikisine ilgilerini arzu ediyor ve onları teşvik ediyordu. Kendisinden çok istifade etti.

1952-1953 yılı Mayıs ayında yapılan sınavda, beş sınıftan ibaret bulunan Türk Musikisi Nazariyatı Bölümü’nü pekiyi derece ile bitirdi. 22 Mayıs 1953’de mezun oldu.

Bu tarihte, tıbbiye’nin son sınıfına gelmiş staj yapmaktayken, konservatuvar icra heyetine eleman alınacağını duyunca hemen sınava katıldı. Bu sınavı,Nazim’in Muhayyer makamında,Zencir usulündeki bestesini, usulünü vurmak suretiyle okuyarak kazandı ve stajyer ses sanatçısı oldu. 10 ay kadar devam eden stajyerlikten sonra, askerlik görevini yapmak üzere konservatuvardan ayrıldı. Konservatuvar icra heyetinde Dr. İrfan Doğrusöz, Rıza Rit, Muzaffer Birtan, Mefharet Yıldırım, sınıf arkadaşları; Nurten Sürelsan(Erpek), Göksel Çeliker ile diğer konservatuvar üyeleri birlikte çalıştılar. Sökmen özellikle icra heyetinin nota tanzimi işleri ile ilgileniyordu. Bu vesile ile özel nota kütüphanesini geliştirdi.

1950-53 yılları arasında, üniversite korosunda Dr. Nevzat Atlığ, Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde Emin Onganve İleri Türk Musikisi Konservatuvarı Derneği’nde Laika Karabey ile çalıştı. Ayrıca Göztepe’de oturan Kanuni Hacı Arif Beyin oğlu Zeki Arif Ataergin’in evinde yapılan meşklere katıldı. Bu çalışmalarda, Dr. Alaeddin Yavaşça ve Feriha Tunceli ile tanıştı. İstanbul Radyosu’nda Kemani Avni Atun’un topluluğu ile ayda bir kez yapılan çalışmaları düzenledi ve katıldı. Beş erkek sesinden oluşan bu toplulukta bestekar Kasım İnaltekin ud sanatçısı ve besteci İrfan Özbakır bulunuyorlardı. 1954 yılının Nisan ayında Tıp Fakültesi’ni bitirerek doktor oldu.

1954 yılı, yaz dönemi, 38. dönem yedek subaylık eğitimi için Ankara’ya gitti. Bu nedenle konservatuvardan ayrılmış oldu. Yedek subay okulunda Türk musikisi korosunu kurarak çalıştırdı. Ankara Radyosu’nda dönem sonu konserini verdi. Bu sırada Ankara’da bulunan İsmail Baha Sürelsan, Münir Mazhar Kamsoy ve Eczacı Behzat Bayer ile tanıştı. İsmail Baha Sürelsan’ın evinde yapılan musiki toplantılarına katıldı.

Bu devre sonunda çekilen kurada Heybeliada Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrine kurasını çekti. Oradan Yassı Ada’daki Makine Sınıf Okulları Hekimliği’ne atandı. Bu sırada, konservatuvar ile ilgisini kesmeyip Şan Sineması’nda Münir Nurettin Selçuk’un yönettiği icra heyeti konserlerine katıldı. Askerliğinin son aylarında İskenderun’a tayin olarak, Askeri deniz fabrikaları hekimliği yaptı. 1956’de terhis oldu. Devlet Demir Yolları’na müracaat ederek Maraş kısım hekimliğine tayin edildi. Bir yıl sonra Akhisar kısım hekimliğine nakledildi. İki yılı aşkın süre ile bu görevde çalıştı. (1956-58) Akhisar’da bulunduğu sırada bölgesi olan Soma’ya haftada bir gün gidiyor ve gece orada kalıyor, burada bulunan ek demiryolu atölyesi işçilerinin doktorluğunu yapıyordu. O sırada Soma dağlarında bulunan linyit kömür madeninde idareci olarak çalışan Şeref Canku ile çalıştı. Şeref Canku keman çalıyordu ve orijinal besteleri vardı. Özellikle de halk müziği ile de ilgilenmiş ve çeşitli derlemeler yapmıştı.

Akhisar’da Kız Enstitüsü’nde Sağlık Bilgisi dersleri verirken, öğrencilerden bir topluluk oluşturdu ve öğrenciler dışındaki kişilerin de katıldığı çalışmalar yaptı. Bu topluluk ile Manisa’da mesir şenlikleri sırasında konserler verdi. Manisa’da verdiği konserlerde Kemençe çalan Eczacı Kamil Gülersoyile tanıştı. Konserlerinde Şeref Canku ve Kamil Gülersoy eşlik ettiler.

Akhisar’daki görevi esnasında sık sık İzmir’e gelmekte ve gerek İzmir Radyosu ve gerekse musiki çevresi ile olan ilişkilerini sürdürmekteydi. Ali Rıza Avni ile tanışması bu yıllara dayanır.

1958 yılının sonbaharında İzmir’e geldiğinde Kulak Burun Boğaz Kliniği’nde asistan olan sınıf arkadaşı Dr. Orhan Cura ile görüşerek Göz Kliniği’nde asistan ihtiyacı olduğunu öğrenerek bu göreve talip oldu. İlgili sınavı başarı ile geçerek buradaki asistanlık görevine başladı.

1959 yılı başlarında İzmir’de ilk olarak Ticaret Lisesi’nde İzmir Yüksek Tahsil Gençlik Korosu’nu kurdu ve çalışmalarına başladı. Bu koronun kayıtlarını şu anda İzmir Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ses sanatçısı olan Kaya Bekat yapıyordu. İzmir’de bulunan Dr. Tali Özgenç, Diş Hekimi Ayhan Başer, TRT TSM Ses Sanatçısı Özer Uçar, Keman sanatçısı Şeref Toksöz, İzmir Radyosu’nda çalışan Kemani Server Özbay, Kanuni Turan Yalçın, Udi Güner Erman bu koronun konserlerine katıldılar.

1960 yılında İzmir Radyosu’nda müdürlüğe vekalet eden, müzik yayınları Şefi Necdet Varol ve Belediye Reis Muavini Rüştü Şardağ ve Dr. Halit Nazlı’nın teşebbüsleri ile İzmir Musiki Cemiyeti kuruldu. İzmir Belediyesinin yatırımlarıyla kurulan bu dernek, ilk çalışmalarını Fuar içerisindeki pavyonlarda yaptı ve Necdet Varol’un yönetiminde ilk konserini Fuar Açıkhava Tiyatrosu’nda verdi. Necdet Varol kısa bir süre sonra İstanbul Radyosu’na tayin olunca koro şefliğine Ahmet Aksoy getirildi. Birkaç konser onun yönetiminde verildi. Daha sonra Kahramanlar semtindeki özel olarak kiralanan lokale nakledilen koronun şefliğine Ayhan Sökmen getirildi. Bu sırada 27 Mayıs 1960 ihtilali olmuştu ve İzmir Radyosu’nda ihtilalden sonra bir sınav yapıldı. Bu sınava Ayhan Sökmen de katıldı. Koro yöneticisi ve ses sanatçılığı dallarında görev yapabileceği onaylandı.

1960 ve 1962 yılları arasında İzmir Musiki Derneği’nde koro şefi, repertuvar hocası olarak çalıştı ve Elhamra Sineması’nda her yıl sekiz konser olmak üzere 24 konser verdi.

1963 yılında prensip anlaşmazlığı nedeniyle İzmir Musiki Derneği koro şefliğinden ayrıldı. Alsancak’taki evinde özel musiki çalışmalarına devam etti. Çeşitli kurumlara solo konserler verdi. Bu konserlerde radyodan saz sanatçılarıyla, beş bayan öğrencisi kendisine eşlik etti. Daha sonra bir kısmı radyo sanatçısı olan bu bayan öğrencilerin arasında; Mihriban Tatlıdil (Sayın), Gülşen Çakır (Paykoç), Tuncay Sümer (Ekinci), Sayan Dallık (Horst) bulunuyordu. Sökmen, bu grubu ile evinde sazlarla birlikte çalışmalarını sürdürüyordu. Çeşitli kurumlara özel solo konserler verdi. Böylece İstanbul’da Münir Nurettin Selçuk’un vermiş olduğu solo konserlerin benzerlerini İzmir’de uyguladı. Verdiği konserlerde oldukça büyük bir ilgi toplayarak sesini duyurdu.

Kendisine; Server Özbay (Keman), Nihat Doğu (Kemençe), Turhan Yalçın (Kanun), Vehice Engin,İhsan Türer (Ud), Gündoğdu Dalca ve Hüseyin Engin (Ney) refakat ettiler. Bu arada radyo sanatçılığı görevini de sürdürdü.

20 Şubat 1963’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu Dr. Yaşar Burdurlu ile hayatını birleştirdi. Yaşar Sökmen öğretmen ve yazar Tahsin Burdurlu ile Biyoloji öğretmeni Aliye Burdurlu’nun tek çocuğudur. Bu evliliklerinden 1965 yılında Kamil Tahsin Sökmen ve 1966 yılında Berat Nağme Sökmen oldu.

1963 ve 1970 yıllara arasında özel musiki konserlerine devam etti. 1965’de Göz Hastalıkları Uzmanı olarak İzmir Behçet Uz Çocuk Hastanesi’ne tayin oldu. 14 yıl bu görevde çalıştı. 1978 yılında emekli oldu. Erken emekli olmaktan amacı, musiki alanındaki çalışmalarına daha fazla yer vermekti. Ege Üniversitesi Göz Hastalıkları Bölümü’nde çalışırken; çeşitli kongre, sempozyum ve panellerde 17 bilimsel bildiri verdi.

1970 yılında Türkiye Milli Talebe Federasyonu bünyesinde Türk müziği korosunu kurdu ve çalıştırdı. Bir yıl sonra da İzmir Türk Amerikan Derneği’nde Türk musikisi topluluğu ve eğitim kursları düzenleyerek bu derneğin konser salonunda aylık periyodik konserler vermeye başladı. 1984 yılına kadar devam eden bu konserlerin adedi 87’ye ulaştı. Gerek İzmir’den gerek İzmir dışından pek çok bestekar ve sanatçı konuk olarak bu konserlere katıldı. Bunlar arasında; Sadi Hoşses, Avni Anıl, Yusuf Nalkesen, Emin Ongan, Erol Sayan, Melahat Pars ve özellikle 1977 yılında Münir Nurettin Selçuk’u sayabiliriz. Ayrıca birçok klasik bestekarımız, özel programlarda eserleriyle beraber tanıtıldı.

1981 yılında Atatürk’ün doğumunun 100. yılı nedeniyle İzmir Valiliği’nin koordine ettiği sanatsal çalışmalar içinde koroya İzmir Cumhuriyet Korosu adını vererek, çalışmaları tüm halka açtı. 1981 yılında ilk konserini, Atatürk’ün sevdiği eserleri kapsayan bir konser programı ile verdi. Daha sonra, 1983 yılında Ege Üniversitesi Rektörlüğü ile birlikte bu merkezde ayda bir olmak üzere açıklamalı üniversite konserleri yapmaya başladı ve koro bundan sonraki çalışmalarını Atatürk Kültür Merkezi’nde sürdürdü. Her ayın ikinci Cumartesi günü saat 16.00-18.00 arasında verilen bu konserlerde çeşitli Türk musikisi enstrümanları ve formları tanıtıldı. Bu konserlerin sayısı da 27’ye ulaştı.

TRT İzmir Radyosu’nda 1960 yılında başlayan solo programları 1980 yılına kadar devam etti. Koro şefliği ise, 1989 yılına kadar sürdü. Son beş yılda (1984-89) TRT İzmir Radyosu Klasik Türk Müziği Korosu’nu yönetti. 60’a yakın kaydı yapılan programda, 56 makamda klasik takım hazırladı, ayrıca 20 kadar klasik besteciye ait özel programlar yaptı.

1982 yılı başlarında, İzmir’de Türk musikisi konservatuvarı kurulması için yaptığı çalışmalar sonucu, 1984-85 eğitim öğretim döneminde Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı kuruldu. 1985 yılında faaliyetine başlayan, Kültür Bakanlığı İzmir Klasik Türk Müziği Korosuda onun şahsi gayretleri ile tesis edilmiştir.

1984-89 yılları arasında, konservatuvarda TSM Repertuvarı, Nazariyat ve Koro derslerini verdi. Son olarak, 1989 yılında konservatuvar Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu.

1990’da konservatuvar ve radyodan ayrılarak özel çalışmalarına devam etti ve kendi adını taşıyan korosu ile Atatürk Kültür Merkezi’ndeki konserlerine devam etti. 1996’da Alsancak’da, kendisine ait binada Özel Sökmen Müzik Kursu’nu kurdu ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan çalışma izni aldı. Türk ve Batı musikisi dallarında kurslar düzenlemek suretiyle oğlu Dr. Kamil Sökmen ile birlikte musiki çalışmalarını sürdürdü.

Yılda en az dört kere olmak üzere, Dr. Ayhan Sökmen Türk Müziği Korosu, vefatından üç ay öncesine kadar Dr. Ayhan Sökmen yönetiminde konserlerine devam etti. Şu anda, bu koronun yönetimi, Kültür Bakanlığı İzmir Klasik Türk Müziği Korosu emekli şeflerinden Hayati Çiftçi tarafından yapılmaktadır.

Hicaz Zirgüle Fantezi, Düyek, “Dalgalar arasında”, Hicaz Şarkı, Curcuna, “Yoksul çağa erdi gönül”, Acemkürdi Şarkı, “Engine dalmışsın gözlerin nemli”, Hicazkar Şarkı, Aksak, “Aldanabilirim”, Kürdi Fantezi, Sofyan “Hoşgeldiniz müzik şölenimize” künyeli besteler onundur.

30 Aralık 2013 Pazartesi günü sabahı evinde vefat eden Sökmen, Alsancak Hocazade Camii’ndeki öğlen namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Kokluca mezarlığına, annesinin üzerine defnedilmiştir.

Bir ömür, her anı sanatla dopdolu geçen yıllar… Yüzlerce konser, pek çok makale, beste ve binlerce öğrenci İzmir’de; radyosuyla, konservatuvarıyla, korosuyla, yeşeren emeklerinden…

Koca bir çınar o, bizler gölgesinde alın terinin…
____________________________
Prof.Dr. Hakan Cevher - www.musikidergisi.net




Hoşgeldiniz