Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik TBMM Genel Kurul yeni(*) açıklamaları…


Toplam Okunma: 3370 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 08:45
Kategori: Haberler

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Bakanlığının 18 Kasım 2013 tarihindeki TBMM plan bütçe görüşmeleri sırasında söylediği devlet sanat kurumlarının kapatılacağı yönündeki beyanatı ardından 14 Aralık 2013′de TBMM Genel Kurul’da yeni açıklamalar yaptı…

Meclis Başkanvekili Güldal Mumcu başkanlığında 14 Aralık 2013 Cumartesi günü toplanan Genel Kurul’da, Avrupa Birliği Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın bütçeleri görüşüldü. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik TBMM Genel Kurul konuşmasının(*) ilgili bölümlerini aktarıyoruz:

“Türkiye’deki mevcut sisteminin devlet ve sanat ilişkisi açısından uluslararası bir dayanağı yok. Sorun Türkiye’nin sanat, kültür üretiminin standartlarını yükseltmek, evrensel rekabete açmaktır. Burada da çoğulcu ve özgürlükçü bir modelle sanatçının memur olduğu modelin dışına çıkarak bir model geliştirmek gerekiyor.

Burada devlet kendi elinde operasyonel bazı kurumları tutar. Bu kurumlar çerçevesinde bütün sanat alanlarını destekler. Bunun Anadolu’ya açılmasına, dışarıdan gelecek projelere daha çok destek verilmesine kendisini açar.

Ama devletin memur sanatçı modeli ile kültür ve sanat alanını domine ettiği bir yapı özgürlükçü, çoğulcu bir yapı değildir. Kültür, sanat alanının ihtiyaç duyduğu rekabeti karşılamamaktadır. Arayışımız bu temeldedir. Bu sebeple kapatma ifadesi hiçbir şekilde doğru değildir.

Sorulması gereken soru elimizdeki modelin uluslararası dayanağı nedir?

Her alanda uluslararası standartları yakalamaya çalışan Türkiye’nin bu alanda da reform yapması ve uluslararası standartları yakalaması gerektiğini düşünüyoruz.”

“Sanatçılarımızın kıymeti konusunda bir tartışma konusu yoktur. ‘Kültür sanat kurumları kapatılıyor‘ ya da ‘kültür sanat kurumları lağvedilecek’ gibi bir yaklaşım bizim vizyonumuzun dışındadır.

Bahsettiğimiz şey; Türkiye’de devlet sanat üretimi ilişkisinin yeniden yapılandırılması, devlet sanat üretimi ilişkisinin çağdaşlaştırılmasıdır.

Şunu kabul etmek gerekir ki sanatçının memur olduğu, devletin bu kadar kültür sanat alanı içerisinde mali bir güce sahip olduğu bir kültür sanat ortamı hiçbir şekilde çoğulcu ve özgürlükçü olamaz. Bu alan içerisinde hiçbir ideolojik önceliğe yer verilmemesi gerekir. Bu alan kadrolaşma alanı değildir.

Şunu kabul etmek gerekir ki kültür sanat alanı kısır kalmıştır ve devlet sanat üretimi ilişkisinin yeniden yapılandırılması gerekir.

Burası rekabete açılmalıdır.

Sanat kurumlarıyla ilgili ideolojik tercih meselesi bizim gündemimizde yok. Ama şunun bilinmesi gerekir.Kamuya ait bir kaynağı kullanırken bir ölçü koymak zorundasınız.Her kamu parasını kullanan kurum genel ahlak ölçüsüne dikkat etmek durumundadır. Genel ahlak ölçüsüyle, ahlaki kriterlere dikkat etmekle ahlakçılık arasındaki farkı herkesin bildiğini varsayarak konuşuyorum. Bu ilk defa bu sene konulmuş ve tiyatroya özel koyulmuş değildir. Telif haklarında bu kriter vardır. Sinema alanında bu kriter vardır. Kamu parasını kullanan herhangi bir siyasetçi, millete sorumluluk mevkiinde olan birisi bu kaynakların nasıl kullanıldığı konusunda millete hesap vermek zorundadır. Kamu kaynağı kullanılırken hiçbir kriterin olmaması gibi bir ölçü kabul edilemez.”

________________________________

(*)  13-14 Aralık 2013




Hoşgeldiniz