Rauf Yektâ Bey’in “1932 Kahire Şark Musikîsi Kongresi”ne dâir notları… -II-
Toplam Okunma: 4613 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 05:09
GEÇEN nüshamızda, Rauf Yektâ Bey in “1932 Kahıre Şark Musikisi Kongresi”ne dâir notlarını ihtiva eden hâtıra defterinin 8. 9. 10. 11 ve 12 Mart 1932 günlerine aid satırlarını sütunlarımıza aktarmıştık… Rauf Yektâ Bey’in nâdide bir gençlik fotoğrafı ile tezyin eylemiş olduğumuz bu nüshada da, Şubat 1972 târihli mecmuamızda kaldığımız yerden itibaren konuya devâm ediyoruz:
Rauf Yektâ Bey’in «1932 Kahire Şark Musikîsi Kongresi» ne dâir notları (*) … - II - İsmail Baha Sürelsan
13.Mart.932 pazar
Kahire Glorya Oteli :
Yedide kalktım … Sokak-sokak dolaştım Caddelerin vüsati (genişliği), işleyen tramvay, şömendöfer vagonları, otobüsler vesâirenin çokluğu ve intizâmı, gözle görmeyince anlaşılamayacak bir halde idi. Her tarafıma hayrân-hayrân bakakaldım. Mübâlağasız iki saat kadar dolaşmış ve artık adetâ yorulmuş idim ki «NADÎ EL-MÛSİKİ» (Konservatuar) nin bulunduğu «Şâri el-Melike Nazlı» (cadde) nin ismini, bir caddenin köşesinde görmeyeyim mi?. Köşede duran bir polise sordum. Arabca birşeyler söyledi ve eli ile biraz daha uzakta olduğunu târif etti Yoluma devâm ettim. En sonra «Nâdî el-Mûsiki» binâsi karşıma çıktı. Kapıcısına, reis Mustafa Rızâ Bey i sordum.
— Henüz gelmedi amma nerede ise gelir;
derken baktım ki, uzaktan geliyor. Kapının önünde karşılaştık ve «safâ geldiniz» diyerek beni aldı; bir odaya götürdü. Orada, evvelce kendisi ile muhâbere ettiğimiz Sefer Ali Bey ve bir-iki Mısır’lı musikişinâs verdi. Birbirimize takdim edildik Sonra Mustafa Rizâ Bey beni aldı; binanın konser salonunu, müzesini, her tarafını gezdirdi ve saat on bir raddelerinde Maârif Nâzırına (Milli Eğitim Bakanına), Mesûd’la beraber gidip kısa bir ziyaret yapmamızın münâsib olacağını söyledi.
— Öyleyse otele uğrayayım da, sabahleyin uykuda bıraktığım Mesûd’u alarak gidelim; bana şimdilik müsâade ediniz.
dedim ve oradan çıktım.
Otelden Mesûd’u alıp bir otomobile bindik ve doğruca Maârif Nezâreti binâsına gittik Nâzır Paşa bizi derhal kabûl etti. Bizimle beraber iki papaz daha vardı ki. birisi meğerse benim çok zaman evvel muhâbere ettiğim ihtiyar Râhib Collangettes (Xavier Maurice Collangettes - M.D.) (Kollanjet imiş, Nâzırın yanında ismini öğrenince. birbirimizin elini sıktık İkimiz de çok memnûn idik Nâzır sordu …
— Rauf Bey Sizin talebeniz mi?..
Bu suâle ihtiyar Râhib gülerek:
— Bilakis. ben ondan birçok şeyler sorardım!.. dedi
Nâzır, kongrenin mesaisinden hayırlı neticeler çıkmasını arzu ettiğini, münâsıb bir lisanla, söyledi ve bize muvaffakiyetler temenni etti. Çok oturmayarak beş dakıyka sonra yanından çıktık.
Orada tesâdüf ettiğimiz Mustafa Rizâ Bey, bizi kongre Reis-i Sânisi (kongre ikinci başkanı) ve Maârif Müsteşarı Abdülfettâh Sabri Paşa’nın odasına götürdü. Bu zât dahi bizi hüsn-i kabûl ile küçük bir nutuk söyledi:
“Arab Musikisine aid eserlerin, son zamanlarda, güftelerinin hepsi aşk ve alakadan bahis (bahseden) olduğundan ve aileler arasında bunların terennümünü muvafık görmeyen aile reislerinin çocuklarına alafranga musiki öğrettiklerinden ve halbuki Arab Musikisinin kendi musikileri olup letafet ve asaleti de (güzellik ve temiz soyluluğa da) gayr-i münker (inkar edilemez) olduğundan bahsettikten sonra, Kral hazretlerinin bu işi bizzat tasavvur, takib ettiklerini ve burada toplanan büyük üstadların mesaisinden çok büyük faideler beklenildiğini” izah etti.
Birer kahve içtikten sonra oradan çıktık. Bu münasebetle, kongrenin teknik Reis-i sanisi Baron d’Erlanger’nin epeyce hasta olup hekimlerinin şiddetli mümanaatları (men etmeleri) üzerine kongrede bulunamayacağını, maalesef, öğrendik.
Maarif Nezaretinden çıkınca tekrar «Nadi» ye uğrayarak, orada bizi bekleyeceğini telefon eden, Mesûd’un Berlin’de hocası Lachmann ile görüştük. Çok sempatik bîr Alman. Âla (yüksek, çok iyi) Fransızca bildiğinden, çabuk dost olduk. Oradan çıkınca, birlikte bir lokantaya gidip öğle yemeğini yedik. Yemekten sonra, Berlin’den ve Viyana’dan gelecek murahhasların (delegelerin) on beşi çeyrek geçe istasyona geleceklerini, Lachmann söyleyerek, onunla beraber istasyona gittik. Tirenden çıkan murahhaslar şunlardı:
“Alman Hornbostel. Curt Sachs, Hindemith. Avusturyalı Wolf, Çekoslovakya’dan meşhur çeyrek ses musikicisi Alois Haba ve arkadaşı“
* * * *
Rauf Yektâ Bey in yukarıdaki satırlarında adları geçen musikicilerin kimliklerine dâir pek kısa bir açıklama yapmağı faydalı bulduk:
— — «X. Collangettes» (19. - 20. Yüzyıl) : Fransız musiki bilgini. «Journal Asiatique» dergisinde «Arab musikisi üzerine çalışma» başlıklı makaleleri (1904 ve 1906) vardr.
— — «Baron Rodolphe d’Erlanger») (1872-1932): Fransız musiki bilgini. Çoğunlukla Tunus’da yaşadı «La Musique Arabe» adlı, altı ciltlik bir eseri vardır.
— — «Robert Lachmann» (1892-1939) : Alman musiki bilgini. Birinci Dünyâ Harbi (1914-1918) esnâsında Hindli ve Afrikalı esirler vasıtasiyle Avrupa dışındaki musikileri tanıma fırsatını buldu. Kuzey Afrika musikisi parçalarından mürekkeb zengin bir kolleksiyon meydana getirdi. 1922 de «Tunus şehirlerinde Arab musikisi» konusu üzerinde doktora yaptı. Musiki araştırmaları için Trablus (1925) ve Tunus’a (1927) seyahatler yaptı. Neşriyâb arasında «Doğu’nun musikisi» isimi kitabı zikr edilebilir.
— — «Erich Moritz von Hornbostel» (1877-1936) : 1900 de Viyana”da doktorasını yaptı. 1901 den sonra Berlin’e giderek mesâisini, musiki ilmi ve psikolojisine hasretti. 1906 da, Kızılderililer’in musikilerini tedkiyk etmek maksadıyle Kuzey Amerika’ya gitti. 1906 dan sonra Berlin ses arşivi’nin müdürlüğünü yaptı. Musiki çalışmaları arasında: «Fonografla kayd edilmiş Türk melodileri 1903 (Otto Abraham ile birlikte)», «Fonografla kayd edilmiş Hind melodileri», «Fonografla kayd edilmiş Tunus melodileri», «Ekzotik musikinin transkripsiyonuna âid tavsiyeler», «Kırgız musikisi âletleri ve melodileri hakkında notlar», «Musiki sistemleri». «Muhtelif memleketlerin ses ıskalaları üzerinde çalışmalar» zikre şâyândır.
— — «Curt Sachs» (1881-1959) : Berlin’de, Üniversitede Musiki ilmi profesörlüğü. Staatliche Hochschule’de musiki hocalığı. Akademide de Kilise ve okul musikisi hocalığı yaptı. Staatliche Instrumentensammlung der Musik- hochschul’de müdür olarak çalıştı. Eserleri arasında «Musiki Aletleri İlmi» «Musiki Aletlerinin Sistematiki». «Hind ve Endonezya Musiki Aletleri ve Aynı Zamanda Çalgı İlmine Giriş». «Eski Mısır Musiki Aletleri» gibi kitapları zikr edilebilir
— — «Paul Hindemith» (1895-1963) : Alman viyolacı ve bestecisi. Aynı zamanda kuramcı ve orkestra şefi. On bir yaşından itibâr en bütün mesâisini musikiye hasretmiştir. 1927 den sonra Berlin Yüksek Musiki Okulu’nda Meisterlehrer olarak çalışmıştır. 1935-1939 yıllarında Ankara Devlet Konservatuarı nı düzenlemişti.
— — «Johannes Wolf» (1869-1947) : 1902 de üniversitede (Berlin) musiki ilmi doçenti. 1908 de Profesör oldu. 1907 den 1927 ye kadar, Kilise Musikisi Enstitüsü’nde musiki târihi hocalığı yaptı. 1928′den sonra «Staatbibliothek» in müdürü olarak çalıştı. Ortaçağ Avrupa Musikisi ve özellikle nota yazısı üzerinde ilk önemli araştırmaları yaptı.
— — «Alois Haba» (1893 Wisowitz - Çekoslovakya) : Çeyrek ses sisteminn nazariyâtta ve tatbikatta mücadelecisi idi. Kendisi, Opus 7 den itibâren çeyrek sesleri kullandı. Daha sonra da altıda bir sesleri kullandı. Çeyrek sesleri, târihi halk musikisinden esinlenerek vücûda getirmişti. Mâmâfih, bu maksadla ayarlanan piano üzerinde çeyrek ses entervalleri, hiç bir zaman saf olarak elde edilemedi. «Çeyrek ses teorisi». «Musikide Yeni Stil İmkânları ve Ses Farklarının Esasları», «Yeni Armoni Nazariyeleri» isimli yazıları zikr edilebilir.
Şimdi, yukarıda kaldığımız yerden yine Rauf Yektâ Bey’in satırlarına dönüyoruz :
“Maârif Nezâretinde gelen iki memur, bu zatları istikbal ederek (karşılayarak) bizimle beraber cümlemizi (hepimizi) bir salona götürdü. Birbirimize takdim edildikten sonra murahhaslara, Maarif Nazırı nâmına hoş-âmedi’ ye (hoşgeldiniz demeğe) memur olduğunu ve her ne emirleri olursa ifaya amade (hazır) bulunduğunu mübeyyin (açıklayan) küçük bir nutuk söyledi. Otomobillerle herkes oteline ayrılıp gitti.
Akşam üzeri yine “Nadi” de toplandık. Reis Mustafa Rıza Bey üç otomobil getirtti. Yanımıza da kongre katib-i umûmisini (genel sekreterini) ve diğer bir zatı katarak Kahire’nin cami’lerini, çarşı-pazarını, şayan-ı temâşa (görülmeğe değer) yerlerini gezdirdi. Akşam geç vakit otelimize avdet ettik…
Yarınki pazartesi günü, saat 16.30 da «Nadî» de verilecek resmî bir çay ziyafetine davetliyiz. Fransız murahhaslar da yarın sabah geleceklermiş. Mâarif Nazırı gelecek ve bir nutuk irad edecek (söyleyecek) miş.»
* * *
Gelecek nüshada, Rauf Yektâ Bey’in «Kahire Şark Musikisi Kongresi notları» na 14 Mart 1932 târihinden İtibâren devâm edeceğiz.
_________________________________________
(*) Musiki Dergisi için yayına hazırlayan: Ayhan Sarı
(1) Musiki ve Nota Dergisi (Avni Anıl), Yayın Yönetim Adresi: Molla Fenari Sok. No:43, İnan İşhanı K.2 Cağaloğlu/İstanbul, Sayı: 29, Mart 1972, Dizgi: Latin Matbaası, Baskı: Kral Matbaası