Rauf Yekta Bey’in kaleminden “1932-Kahire Şark Musikisi Kongresi” anıları (Özet) … İsmail Baha Sürelsan
Toplam Okunma: 4383 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 04:16
Müzik sempozyum, kongre ve kurultayları, müzikbilimin yanında aynı çağda yaşamış müzikbilimcilerin biraraya gelme vesilesidir. 1932 yılında Kahire’de düzenlenmiş olan Kahire Şark Musikisi Kongresi anılarını Rauf Yekta Bey kaleme almış, İsmail Baha Sürelsan da Avni Anıl’ın yayınlamış olduğu Musiki ve Nota Dergisi’nde 1970 ve 1972′de aktarmıştı. Kongre katılımcıları arasında, Baron D’erlanger’den Alois Haba’ya, Hornbostel’e, C.Sachs’a, Farmer’a değin şimdi müzik tarihimizin önemli isimleri olarak kabul ettiğimiz kimler yok ki… Rauf Yekta Bey’in Mesud Cemil ile birlikte yaptıkları Mısır seyahatinde tutmuş olduğu notların önce özetini yayınlıyoruz… Tümünü daha sonraki yazılarımızda bulabilirsiniz…
Rauf Yekta Bey’in kaleminden “1932-Kahire Şark Musikisi Kongresi” anıları… İsmail Baha Sürelsan
…Musikimizle ilgili çeşitli konular üzerinde birşeyler yazan veyâ söyleyenlerden bâzılarının, hâlâ Rauf Yektâ Bey’in kitapları ile çeşitli gazete ve mecmualarda intişâr etmiş sayısız makalelerinin -kendi tâbiri ile - ötesinden berisinden yaptıkları aktarmaları, şahsi buluşları imiş gibi takdim ettiklerine öteden beri sık sık şâhid olmaktayız…
Rauf Yektâ Bey hakkında şimdiye kadar, temmuz 1962 de Ahenk Mecmuası’nda, Temmuz 1963 te Türk ve Batı Musikisi Mecmuası’nda, Ocak 1965 te Musiki Mecmuası’nda ve ocak 1968 de de Son Baskı gazetesinde - gazete ve mecmua hacimlerinin müsaadesi nisbetinde bir dereceye kadar genişçe bilgi vermeğe çalışmıştık. Bu yazımızda da ilk defâ olmak üzere büyük üstâd’ın Kahire Şark Musikisi Kongresi’ne, memleketimizi temsilen iştirâk etmek üzere Mesûd Cemil (1902 -1963) ile birlikte yaptıkları seyahatte tutmuş olduğu notları ihtivâ eden hâtıra defterinden birkaç paragrafı nakil ile yetineceğiz.
Bu vesile ile, Rauf Yektâ Bey’in, yıllardan beri zaman zaman faydalandığım çok büyük bir değer taşıyan husûsi kütüphânesinin en nâdir kitapları ile pek kıymettâr evrâkını da - bunları Ankara’ya kadar bizzât getirmek külfetine de katlanarak - şimdilik istifâdemize tevdi etmek lütufkârlığında bulunmuş olan torunu ve yeri doldurulamayacak çapta çok değerli meslekdaşım ve aziz dostum rahmetli Emced Yektâ’nın oğlu çok değerli musikışınâsımız aziz muhıbbim Yavuz Yektâ’ya can ve gönülden şükrânlarımı tekrarlarım.
Kahire Şark Musikisi Kongresi’nden - 1932 (Tüm fotoğraflar haricen Musiki Dergisi Arşivi‘nden alınmıştır.)
“1932 - Kahire Şark Musikisi Kongresi” Rauf Yekta Bey
8 Mart 1932 salı: Vapurumuz Galata rıhtımından saat onbirde kalktı.
12 Mart 1932 cumartesi: Saat on dokuza doğru Kahire’ye vâsıl olduk.
13 Mart 1932 pazar: Mesûd ile birlikte doğruca Maârif Nezâreti binasına gittik. Nâzır Paşa bizi derhal kabûl etti. Bizimle beraber iki Papaz daha vardı ki birisi meğerse benim çok zaman evvel muhâbere ettiğim ihtiyar Râhib (Collanjet) imiş. Nâzır’ın yanında ismini öğrenince birbirimizin elini sıktık. İkimiz de çok memnunduk.
Nâzır sordu :
— Rauf Bey sizin talebiniz mi?
Bu suale ihtiyar Rahib gülerek:
— Bilâkis, ben ondan birçok şeyler sorardım, dedi.
Çok oturmayarak, beş dakiyka sonra, yânından çıktık. Orada tesadüf ettiğimiz Mustafa Riza Bey (Nâdi el- Mûsiki’nin Reisi) bizi Kongre Reis-i sânisı ve Maârif müsteşarı Abdülfettah Sabri Paşa’nın odasına götürdü. Bu zât dahi bizi hüsn-i kabul ile küçük bir nutuk söyledi:
Arap Musıkısi’ne âıt eserlerin, son zamanlarda, güftelerinin hep aşk ve alâkadan bâhis olduğundan ve aileler arasında bunların terennümünü muvafık görmeyen aile reislerinin çocuklarına Alafranga musiki öğrettiklerinden ve halbuki Arap Musikisi’nin kendi musikileri olup letafet ve asâletı de gayri-münkei (inkâr edilemez) olduğundan bahsettikten sonra. Kral hazretlerinin bu işi bizzat tasavvur ve takip ettiklerini ve burada toplanan büyük üstâdların mesâisinden çok büyük faydalar beklenildiğini izâh etti. Birer kahve içtikten sonra oradan çıktık. Bu münâsebetle, Kongrenin teknik Reis-i sânisi (Baron d’Erlanger) nin epeyce hasta olup hekimlerinin şiddetli mümânaatları üzerine Kongrede bulanamayacağını maalesef öğrendik. Maârif Nezâreti nden çıkınca tekrar (Nâdi) ye uğrayarak orada bizi bekleyeceğini telefon eden Mesud’un Berlin’de hocası (Lachmann) ile görüştük. Çok sempatik bir Alman. Alâ Fransızca bildiğinden çabuk dost olduk. Yemekten sonra Berlin’den ve Viyana’dan gelecek murahhasların on beşi çeyrek geçe istasyona geleceklerini (Lachmann) söyleyerek onunla beraber istasyona gittik Tirenden çıkan murahhaslar şunlardı:
Alman (Hornbostel), (Kurt Sachs), (Hindemith), Avusturyalı (Wolff), Çekoslovakya’dan meşhur çeyrekses musikicisi (Alois Haba) ve arkadaşı..
14 Mart 1932 pazartesi: Bizim İngiliz (Farmer) de gelmiş… Cebinden kağıt kalem çıkardı. Bırşeyler yazdı. Biraz anladım: (Türk Musikisine müteallik birkaç yazma kitap getirdim; görmek ister misiniz?) diyordu.
15 Mart 1932 salı: Sabah dokuzda (Nadi) de toplanacaktık… Orada evvelâ (Musiki perdelerinin tesbiti) Komisyonunda toplandık. (Râhib Colanjet) i Reis intihâb ettik. Sonra (Makâm Usûl Telif) Komisyonunda toplandık.
Mustafa Riza Bey :
— Ben Rauf Yektâ Bey in Reis olmasını teklif ederim; dedi.
— Beni mâzûr görünüz dedimse de ekseriyetle beni oraya reis ve kâtipliğe de (Safer Ali Bey) i intihâb ettiler.
17 Mart 1932 perşembe : Her gece saat dokuz buçukta. (Nâdi) nin tiyatro salonunda, bize mahsûs konserler veriliyor. Kongreye dâvet edilen bizler gibi azadan başka, bir de Fas’tan, Tunus’tan, Bağdad’dan musiki heyetleri çağırmışlar Bunlara konser verdiriyorlar.
İlk gece Dini Musiki konseri idi.. Ecnebi Aza bu konserden pek birşey anlamamışlardı.
Evvelki gece Faslıları dinledik. Beyaz bornozları ile sahnedeki manzaraları şairane olmuştu.
Dûn gece de Tunus çalgıcılarını dinledik. İnsana, her gece bir dıyara seyahat ediyoruz gibi geliyor. Her hal¬de her zaman ele geçmez bir fırsat içinde yaşıyoruz.
19 Mart 1932 cumartesi: Bu akşam (Nadi) de, evvelâ Cezayir Musiki heyeti ve sonra (Nadi) heyetini ve daha sonra (Nadi) talebelerinin (Orkestra) dedikleri konserlerini dinledik
Fas, Tunus, Cezayir heyetleri, doğrusu Arap Musikisinin çok geri kalmış şubeleri olduğunu bu münasebetle anladım. (Nadi) deki gece konserleri bize bütün Arap dünyasının Musikisi hakkında bir fikir vermesi itibariyle fena olmuyor,
24 Mart 1932 perşembe: Bugün (Nadi) de, Reisler Komisyonunda, öğleye kadar çalıştık .. Akşam konserde Suriye’den gelen saz takımını dinledik. Ne derseniz? Mısır’lılar bunları hiç beğenmiyorlar. Vâkıâ bu takım da adamakıllı birşey çalmadılar ya!.. Iptidai bir hânendeleri ayakta belki kırk defa ayni nağmeleri tekrar etti durdu. Sonra saz takımı bize, merhûm İsmail Hakkı Bey devrini hatırlatan (Vals) usulünde, yarısı Arapça yarısı taklit alafranga bir hava dinletti. Bunların konseri hitâm bulunca Mesûd Bey sahnede göründü (Nâdi) nin orkestra dedikleri takımı dizilmişlerdi. Mesûd Bey önde ve ortada oturup (Şedd-i Arabân) bir taksim yaptı ve bunu müteâkip pederinin Saz Semâisini çaldı. Çok alkışlandı. Mesûd Bey sahnede ilk göründüğü vakit bir zât tarafından Arapça: (Kongrede Türkiye murahhası Üstâd Mesûd Cemil Bey) diye huzzâra takdim edildi ve alkışlanarak çekildi.
Konserde, bizim Osman Bey in Uşşak’ını acib bir şekl-i Arabide çaldılar. Bunu müteâkip Mesûd Bey tek¬rar gelerek orkestranın başına geçti ve yine pederinin Muhayyer Saz Semâisini büyük bir muvaffakiyetle ve birlikte çaldı. Alkışlar ayyûka çıktı..
31 Mart 1932 perşembe : Sarayın mükellef merdivenlerinden çıktık. Bir salona ve daha sonra bir odaya girdik. Kral, ortada ayakta duruyordu ve sol tarafında biraz açıkta da Maârif Nâzın vardı. Birer birer Kral ın önüne doğru ilerleyerek elini sıktık ve birer tarafa çekildik. Bâdehû Kral, geriye çekilip yerine oturdu…
Kral, nutkunda; Kongrenin dâvetindeki maksadı kısaca anlattı ve elbet birçok mesâilin halline muvaffakiyyet hasıl olduğundan emin bulunduğunu ve pek tabii olarak muhtac-ı hal başka meseleler kalmış ise ilerde yine bir Kongre daha açılacağını, her halde gösterilen rağbetten dolayı çok memnun olduğunu söyledi. Rahib Collanjet ayağa kalkarak, Krala teşekkürden sonra, Arap Musikisini kendisinin ve arkadaşlarının çok sevdiklerini ve bu sevgi dolayısıyla birçok senelerden beri bu musikiye daır kitaplar yazdıklarını söyledi ve burada gördükleri hüsn-i kabulden çok memnun ve mütehassıs olduklarını ve Devlet ve Milletlerinin saadet-i hâli için temenniyatta bulunduklarını ve ilerde icab ederse vukû bulacak davete kemal-i şükranla icâbet edeceklerini söyledi. Bunun üzerine Kral ayağa kalkıp, salonun ortasında durdu. Biz de birer birer elini sıkıp çekildik. Ben elini sıkarken bana Türkçe olarak (Teşekkür ederim) dedi.
Mısır Kralı I. Fuad (d. 1868- ö. 1936)
11 Nisan 1932 pazartesi: Bu sabah Kahire’de geçirdiğim günlerin sonu idi… İstasyona Mustafa Riza Bey, Şâir Mehmet Akif Bey, Fuat Murabıt Bey. Zeki Ali Bey. Doktor Hofti Bey. Notacı Melekzed Efendi, çeyrekses musikisi mûcidi Alois Haba gelmişlerdi… (1)
—————————————-
(1) İsmail Baha Sürelsan “35. Ölüm Yılı Münasebetiyle Rauf Yekta Bey” Musiki ve Nota Dergisi, (Avni Anıl); Sayı:3, Ocak 1970
*********************
Anıların detaylısını daha sonraki yazılarımızda bulabilirsiniz… Musiki Dergisi