Müzik yazıları/yazarları nereye gitti?.. Dr. Ayhan Sarı
Toplam Okunma: 6041 | En Son Okunma: 19.11.2024 - 10:23
Geleneksel Türk müziğinin yazı aleminde verimsizlik gözlenir oldu. Durum tarihe, yazamıyan/yazmıyan bir müzikoloji kuşağının kendince hüküm sürdüğü bir dönem olarak geçecek gibi görünüyor. Üstelik müzik alanında titr sahibi müzik uğraşanlarımızın sayısının giderek artışını göz önünde bulundurduğumuzda, sorgulamamız gereken olguların olduğu aşikardır. Üniversitelerimize bağlı 10’u aşkın müzikoloji bölümü bulunmaktadır. Neden yazamıyorlar, yazmıyorlar? Okullulaştıkça yazısızlaştık mı?..
Ülkemizde müzik açısından çeşitli konularda fikirlerin, araştırmaların bir yayın organında yayınlanması ihtiyacının başlangıç çalışmaları ve uygulamaları 19. yy. son çeyreğine değin uzanır. Bu ilkler arasında Şehbal, Milli Tetebbular Mecmuası vs. gibi doğrudan müzikle ilgili olmayan dergileri sayabiliriz. Mehmet Baha Pars (1877-1953) Osmanlı İmparatorluğu’nun Osmanlıca ilk müzik dergisi Alem-i Musiki‘yi 01 Ekim 1919′da 15 günde bir olarak çıkarmaya başlamış, 16 sayılık yayın hayatından sonra 16 Mayıs 1920′de kapanmıştır. Ardından GTM (geleneksel Türk müziği) geleceği açısından fikirleri de içeren 1930’larda yayınlanmış “Nota ve Müzik” başlıklı dergi ve ardından ilk önemlileri olan “Musiki Mecmuası”, “ Türk Musikisi Dergisi”, “Musiki ve Nota” ve “Orkestra Dergisi” gelmektedir. Bu arada yılda bir-iki de olsa yayın hayatı devam eden ve 12.sayısı yayınlanan (2012) Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği Kulübü “Musikişinas” dergisini anmak gerek. Sonraları kişisel özverilerle yayınlanan birçok dergi müzik hayatımıza girdi ve çıktı. Hepsi de zamanlarının yazısal sadalarını sayfalarında tesbit ettiler.
Bugün ise Türkiye müzik dergiciliğinde verimsizlik hakimdir. Oysa dergi yazıları dönemi her açıdan tesbit etmek, tarihe veri-düşünce-kaynak aktarımı bakımından önemlidir.
Gelecek kuşaklarımız bizleri ne ile değerlendirecekler?..
Durum tarihe, bu kadar müzikoloji bölümü olduğu halde yazamıyan bir kuşağın hüküm sürdüğü bir dönem olarak geçecektir. Üstelik müzik alanında yardımcı doçent, doçent, profesör gibi titr sahibi müzik uğraşanlarımızın sayısının giderek artışını göz önünde bulundurduğumuzda, sorgulamamız gereken bir takım olguların olduğu aşikardır. Neden yazılar azaldı?
Eksiklik hocalarda, hocaları hoca yapan jüri üyelerinde mi yoksa eğitim sisteminde mi?..
Müzikal yazı dünyamızın görüntüsü, akademik titr alma çıkarına odaklanmış, “ne kadar titr, o kadar zorunlu yazı” anlayışı hakim olmuştur. Hatta öyle ki büyük bir TM konservatuarımızdan bir yardımcı doçentin, doçentliğe müracaatında uluslararası hakemli bir derginin “içindekiler” kısmına kendi makalesi yayınlanmış gibi fotomontaj yaptığı; bunu diğer jüri müzikolog öğretim üyesinin açığa çıkardığı, üstelik de örtbas edildiği konuşulmaktadır.
Ayrıca bazı üniversitelerimizdeki Müzikoloji bölümleri “para karşılığı tez hazırlayan öğretim görevli/üyesi var mı?” şeklinde bir soruşturma bile açabilirler.
. . .
Diğer yanda ille de “hakemli dergi”… Üstelik müzikle ilgili olmasa da olur” kabulcülüğü… Hakemli derginin geniş kitle tarafından okunma düşüklüğü göz önünde bulundurulduğunda akademik titr amaçlı yazılar “tozlu rafları” daha baştan kabul etmiş olmaktadır.
“Titr açlığı”nın müzik dünyamıza yansıyan boyutu “yazı açlığı”dır.
. . .
Müziğin dergisel yazı boyutu “hem geleceğe güncel tesbitler bırakmak, hem de geleceği karşılıklı, katılımcı, bilinçli yönlendirmek” açısından bir gereksinimdir.
Yazılarımızı yayınlayabileceğimiz bir yayın organı adeta bulamaz hale geldik. Etem Ruhi Üngör Laika Karabey’den 1960′larda devraldığı Musiki Mecmuası’nı (1948 H.S.Arel) onyıllarca mumlu kağıtta teksirle çoğaltarak sürekliliği sağlama başarısını göstermişti. Ardından sn. Mehmet Güntekin tarafından birkaç sayı sürebilen canlı tutulma çabaları yeterli gelmedi. Doğrudan müzik yayın organı olarak süregelen, basılı anlamda aylık bir tek Panayot Abacı idealizm ve gayretinde 50 yıldır yayınlanan Orkestra Dergisi var ki O da yazı sıkıntısı çekmektedir. Editörlüğünü ve maddi giderlerini kurucusu Dr. Ayhan Sarı’nın üstlendiği Musiki Dergisi yayınını(2007-2012) beş yıldan bu yana hiçbir geliri olmadan internet vasıtasıyla sürdürmektedir.
Yazmak gerek…
Bilgiyi, fikirleri, kurumları, mücadeleyi, etkinlikleri, müzik çevresinde gelişenleri; çağa tanık olmak, iz bırakmak için…
Yazmak gerek.
Çünkü gelecek kuşaklar bizlerin yazılarını arıyacak.
. . .