Muammer Sun’a geçmiş olsun*…
Toplam Okunma: 3024 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 09:56
Çoksesli müziğimizin gelenekçi çağdaş yüzü besteci-eğitimci-yazar Prof. Muammer Sun(1932) geçtiğimiz gün (10 nisan 2012) Ankara’da açık kalp ameliyatı - bypass geçirdi(**). Başarılı geçtiğini öğrendiğimiz ameliyatının ardından kendisine acil iyileşme, şifa temenni ediyoruz. Besteciler, Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Birliği’nin de kurucusu olan Muammer Sun besteci kimliğinin yanı sıra Türkiye’nin müzik sorunlarına gelenekten kaynaklanan ilerici bakış açısıyla yaklaşan fikir ve yazılarıyla da tanınıyor: İşte 40 yıl önce yazdıkları. Değişen birşey yok gibi…
Prof. Muammer Sun 1969’da kaleme aldığı “Türkiye’nin Kültür-Müzik-Tiyatro Sorunları” (1) başlıklı kitabında bakınız ta o zamanlarda neleri gündeme getirmiş, neler demiş:
“… Siyasal partilerin programları incelenirse, ‘kültür ve sanat konularının akla gelmediği, önemsenmediği’ savının doğrulandığı görülecektir. Oysa çok partili siyasal düzende, halkın yaşamına yön verme durumunda ve ve savında olan siyasal partiler, başlıca bu üç konuda görüş sahibi olmak zorundadırlar.
Çünkü iktidara geçtiklerinde bu türlü görüşlerini gerçekleştirmek durumunda bulunacaklardır.
Bizim siyasal partilerimizin hemen tümünde ekonomi ve toplumsal ilişkiler düzeni konusunda yeterli ya da yetersiz bulunabilecek, doğru ya da yanlış sayılabilecek görüşler vardır; ama kültür ve sanat konusunda yeterli-yetersiz ya da doğru-yanlış sayılabilecek görüşler yoktur.
Kültür ve sanat konularıyla ilgili görüşler parti programlarında bulunmadığı için, partiler iktidara geçtiklerinde, uygulayacakları hükümet programlarında da kültür ve sanat konularıyla görüşler yer almamaktadır.
Bu nedenle olacak kültür sanat alanının çeşitli dallarında yürütülen devlet uygulaması, bakanlık -özellikle milli eğitim, kısmen de Turizm ve Dışişleri (1969’da Kültür Bakanlığı(1971) kurulmamıştı.MD)- müsteşarlık, genel müdürlük gibi makamları dolduran kimselerin kişisel tutumlarına bağlı olmaktadır.
Bu makamlara getirilen kimseler, ne kadar iyi niyetli ve becerikli olurlarsa olsunlar, eğer bütün Türkiye’nin kültür ve sanat kuruluşunu, onun bugünkü işleyişini, yarın için hangi amaçlara ve ereklere yönelmesi gerektiğini, önceden belirlenmiş bir temel görüşe göre yönetme yönlendirme nazırlığında değilse, devlet uygulaması günlük tedbirlerin ötesine geçemiyecek, bütün Türk halkını kapsayan bir genişliğe ulaşamıyacaktır…
Prof. Muammer Sun
Otuzbeş (35 MD) milyonluk koca bir ülkede 100-150 sanatçı aydının, üçer-beşer kişilik özel toplantılarda (çoğu kez içki masalarında) kültür ve sanat konuları üzerinde tartışmaları, sorunları sözlerle ortaya koyup hemen oracıkta çözüleyivermeleri, iyimser bir yorumla “birikim” sayılsa bile; gerçekte, kültür sanat sorunlarının yurt çapında çözümüne ciddi ve olumlu bir sayılamaz.
…
Gerçekten değerli olan bazı dergilerde (şimdi elektronik ortamda MD) çok az sayıda değerli imza, belirli sanat dallarında özellikle sanatın kendi sorunları üzerine yazılar yazmakta, Türk sanat ve düşünce yaşamına olumlu katkılarda bulunmağa çalışmaktadırlar.
Ama sanatın toplumla ilgili sorunları üzerinde gereğince duran, toplumun kültür ve sanat kuruluşunu, bu kuruluşun gereği süregelmekte olan kültür ve sanat yaşayışını bilmeyi, anlamayı, daha iyiye doğru değiştirmeyi öngören, Yurt Çapında Köklü Kültür ve Sanat Kalkınması’nı amaçlayan yazılara bu türlü dergilerde de çok seyrek rastlanmaktadır.
Toplumun –bu kesimlerin dışında kalan- pek büyük çoğunluğu ise bugünkü kuruluşun kendilerine verdiği (eski + yabancı + yoz işbirliğini simgeleyen) kültür ve sanat ürünlerini, bilerek-bilmeyerek yaşamlarına katmakta, durumu ve geleceği ‘nasıl olursa olsun kabullenecek’ gibi görünmektedir.
Bu ortam da açıkça belirtmektedir ki:
Kültür ve sanat adamları bütün Türk toplumunun kültür ve sanat sorunlarına yazılarıyla / eylemleriyle daha çok sahip çıkmadıkça kültür ve sanatla doğrudan ilgili olmayan (ve hatta olan) siyasacı ve yöneticilerden Yurt Çapında Köklü Kültür ve Sanat Kalkınması’nın başarılması konusunda etkin bir davranış ve bugünkünden daha olumlu bir uygulama beklenemez, beklenmemelidir.
Siyasal partiler, kültür sanat dergileri, sanatçılar ve yazarlar bu türlü “ukalâca” düşüncelere(düşüncelerimize MD) ve deyiş biçimine(deyiş biçimimize MD) bozulabilirler. “Bozulma” nın gerçeği değiştirmeyeceği bellidir; ama bu bozulma onların bu alandaki sorunların bilinmesine ve çözümlenmesine yazılarıyla ve eylemleriyle olumlu katkıda bulunmak üzere daha çok yardımcı olacak ise bu satırların yazarı zararlı çıksa da sonuçta halkımızın kültür ve sanat yaşamı kazançlı çıkacağı için “atılan taş ereğine ulaştı” denilebilecektir…”(1)
* * *
Evet; Muammer Sun hocanın 1969’da (37 yaşında) söyledikleri bunlar.
Bugün ile bir kıyaslama yaptığımızda temelde, temel anlayışta değişen bir şeyin olmadığı, değişen hemen tek şeyin Türkiye nüfusunun 35 milyondan 70 milyona çıkması olduğu görülüyor.
Ve kitap şöyle bitiyor:
“Belki…
Birgün…
Bir ateş…
Tutuşturur yürekleri…”
* * *
Geçmiş olsun Muammer Sun hoca ve temennimiz o ki çok yaşa…
________________________________
(*) Dr. Ayhan Sarı
(**) Bestecimiz Ertuğrul Oğuz Fırat‘ın (1923) “geçmiş olsun” mesajı…
“Değerli Arkadaşım Muammer Sun,
Gözlerim görmediği için ameliyatınızdan geç haberim oldu. Ameliyat sonucu sağlığınıza kavuştuğunuz haberini almaktan büyük mutluluk duydum. Çok çok geçmiş olsun. Sağlık içinde daha uzun yıllar yaşamanızı gönülden diler, gözlerinizden öperim.”
Ertuğrul Oğuz Fırat - besombirligi@yahoogroups.com, 11 Nisan 2012
(1) Muammer Sun “Türkiye’nin Kültür-Müzik-Tiyatro Sorunları” AjansTürk Yayınları No.2, Ankara, 1969, sf. III-IV