“Yasaklı türküler üzerine” Bakanımız Sn. Fatma Şahin’e açık mektup… Y.Doç.Dr. Göktan Ay
Toplam Okunma: 3269 | En Son Okunma: 19.11.2024 - 22:29
Sayın Bakanımız; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görevine atandığınız günden itibaren, atak, verimli, gerçekçi çalışmalarla “kadın ve aile” konularında önemli işler yapıyorsunuz. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile ilk kadına/aileye şiddet kanunu çıkarmanızdan dolayı TBMM üyelerini ve Sizi tebrik ediyoruz…
Atanmanızı tebriken şahsımı kabulünüzde yaptığım görüşmede, Bakanlığın; “sadece kadını değil, aile bireylerini de içine alması”, Kültür ve Turizm, İçişleri, Milli Eğitim ve Adalet Bakanlığı ile koordineli çalışması, aile içi şiddetin önlenmesi ve ailenin gelişmesinde sanatın; birleştirici/yapıştırıcı/geliştirici/sosyalleştirici/eğitici özelliği nedeni ile unutulmaması gerektiğini özellikle belirtmiş, her türlü desteğe hazır olacağımızın bilinmesini istemiş ve Siz de değerlendireceğinizi söylemiştiniz.
Çalışmalarınızı desteklerken, son aylarda basında Bakanlığınızın isteğiyle “askerde kadını aşağılayan marşlar ve türküler” yasaklanacak şeklinde haberler yer almaya başladı. Alan mensupları olarak bizler bunların ne olduğunu araştırırken, bir done bulamadık, daha sonra yine basında “yaylalar” türküsü ve “…sarışın, esmer fark etmez, Türk askeri affetmez…” marşı ile karşılaştık. Özellikle belirtmek isteriz ki, bu marşı askerliğimizi yapmış olmamıza rağmen hiç duymadık. Bir marşa yakıştırılmış/yapıştırılmış sözler olabileceğini düşündük.
Sayın Bakanımız,
Bu konuyu size nerden getirdiler ve sundular bilmiyoruz. Şunu anlayabiliyoruz; “Siz, erkeklerin yoğun olarak bulunduğu ve her gencin eğitimden geçtiği askerlik döneminde, kadın, aile, çocuk v.b. sorunları seminerler ile işlemek, kısaca erkekleri eğiterek ilerdeki hayatlarında aile yapısının yükselmesini, şiddetin olmamasını, kız çocuklarının okutulmasını/geliştirilmesini/meslek sahibi olmalarını v.b.” hedefliyorsunuz. Bu konuda doğru yoldasınız, hemfikiriz ve gönülden destekliyoruz.
“Genelkurmay Başkanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, kışlalarda “toplumsal cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddet, töre cinayetleri” gibi konularda vereceği eğitimlere hukuk bilgileri de ekleniyor. Kışlalarda “Yaylalar” gibi cinsiyet eşitliğine aykırı ifadeler taşıyan marş ve türküleri radikal bir kararla kaldıran Genelkurmay Başkanlığı, asker ocağında toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatmak için de kolları sıvadı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, geçen hafta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’i ziyaret etmişti. Özel’in Şahin’le gerçekleştirdiği yaklaşık bir saatlik görüşmede, “Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”a yönelik tebriklerini ilettiğini öğrenildi. Kadına yönelik şiddete karşı hassas duruşuyla dikkat çeken Orgeneral Özel, ayrıca Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü yetkililerinden de erlerin eğitiminin önemi konusunda bilgi aldı. Özel ve Şahin’in görüşmesinde, er ve erbaşlara hukuki konularda da eğitim verilmesi hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. İçeriklerini Aile Bakanlığı’nın oluşturduğu ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilecek eğitimlerde, her yıl vatani görevini yapan 450 bin er ve erbaşa, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Meclis’ten geçen “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” da anlatılacak. Askerler, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yanı sıra, töre cinayetlerinin yaptırımları, karısına veya çocuklarına şiddet uygularsa nelerle karşılaşacağı hakkında bilgilendirilecek. (Sabah,18.03.2012)
Ancak, “yüz yıllarca halkın arasından süzülüp gelen, anonim olan, halkın düşünce ve duygularını dile getiren, yöresel özellikleri içinde taşıyan, edebi sanatlarla örülmüş türkülerimiz” ile işe başlamanız çok yanlış olmuştur. Özellikle “yaylalar” türküsünde, 2 genç arasında yaşanan “aşk”; saf ve temiz bir şekilde her yörede yaşantının içinde olan, adına yüzlerce türkü yakılmış “yaylalar” aracılıyla anlatılırken, bu sözler şimdiye kadar başka türlü yorumlanmamışken, başta Rus Kızılordu Korosu olmak üzere yüzlerce sanatçının yorumladığı, askerde sözleri için değil ritm yapısı gereği koşuya ve nakaratı nedeniyle “toplu söylemeye uygun” olduğu için söylenen “yaylaları” yasaklamak gibi bir düşüncenin içinde olmanızı anlayamıyoruz…
Bu, folklor ve müzik uzmanlarından görüş bile alınmadan, yankısının nasıl olacağı düşünülmeden, acele ve yanlış alınmış bir karar olarak tarihe geçecektir. Zaten Genel Kurmay Başkanlığı’nın birliklere bu konuda yazılı değil, sözlü bilgi verdiği belirtilmektedir. Bu konuda Siz’den herhangi bir açıklama da henüz gelmemiştir!
Şeyh Sadi, Gülistan isimli eserinde Padişah’a nasihat eder öğüt verirken şöyle der: “Bir padişah devlet idaresinde beceriksiz, vasıfsız kişilere vazife vermeye başladığı andan itibaren çöküş de başlar”
Keşke kadınlarımız ve çocuklarımız için 1 marş ve 1 türkü çözüm olsa… Unutmayalım ki türküler halkın malıdır…Ama “yasaklamak” kelimesi bizde “ters etki” yapmaktadır, biliyorsunuz….
Ayrıca, “aynı cinslerin” bir araya geldikleri ortamlarda, bir çok şey basitleşir, bayağılaşır, kontrolden çıkar, rahatlaşır, argolaşır…Bunun için okulların karma olması istenmiştir.
Sonuç olarak;
Bizler Siz’in samimiyetinize inanıyor, yanlış yapmanızı istemiyoruz…
Evet, yapılacak çok iş var…ama doğru kararlarla, sindire sindire olmalı…
Önce eğitimle “kafalar değişmeli”…
Bunun içinde özellikle “sanatsal ağırlıklı” projeler gerekli…
Aile bireyleri yeteneklerine göre, meslek sahibi olmaları için eğitilmeli…
Sn. Bakanım, asıl olan büyük fotoğraftır…
Lütfen hedefinizi küçültmeyiniz…
Saygılarımızla…
İşte “Ay Akşamdan Işıktır Yaylalar Yaylalar” türküsünün sözleri
Ay akşamdan ışığdır, Yaylalar yaylalar
Yüküm şimşir kaşığıdır, Dilo dilo yaylalar
Komşu kızını zapteyle, Yaylalar yaylalar
Bizim oğlan aşıktır, Dilo dilo yaylalar
Ay akşamdan aşda gel, Yaylalar yaylalar
Cılga yola düş de gel, Dilo dilo yaylalar
Eğer anan koymazsa, Yaylalar yaylalar
Vicdanın danış da gel, Dilo dilo yaylalar
Ayın önünde yıldız, Yaylalar yaylalar
Nerden gelirsen baldız, Dilo dilo yaylalar
Sen git de ablan gelsin, Yaylalar yaylalar
Duramıram yalnız, Dilo dilo yaylalar
Bir şiirde bizden;
Bayramlık Nağmeler / Ali Rıza Malkoç 12/10/2007 Bursa
Gönlüm gürültüye kanma
İzi Kalmalı yolunda
Dünyayı gülistan sanma
Tuzu olmalı balında
Söyler isen gördüğünü
Dinle önce sorduğunu
Zorlaştırma kördüğümü
Sözü bölmeli dilinde
Nefis bu, dünyayı ister
Yokuşu görünce pes der
Doyup da gideni göster
Dozu bulmalı pulunda
Veren; ister sanatını
Doğru yöne sür atını
Zahirini, batınını
Özü dolmalı kulunda
Bülbül misal daldan dala
Konan göçer, haldan hala
Binip son durakta sala
Yüzü gülmeli gölünde
Ömür geçer, seksen olur
Boş duvarı yıksan olur
“Ali” adı noksan olur
“Rıza” bilmeli halında
Nağme : Güzel, uyumlu ses, ezgi, melodi
Batın : Gözle görülmeyen, iç, manevi durum
Zahir : Açık, belli., Dış yüz, görünüş
Halk Şiiri; 8 heceli, 3 ayaklı yazılmıştır