Birer Ticari-Kolektif Organizasyon Olarak Popüler Müzik ve Medyanın Etkileşimi: Amy Jade Winehouse Örneği… Arda Kaya*
Toplam Okunma: 5634 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 13:52
Winehouse’la benzer sonu paylaşan, benzer müziksel endişeleri taşıyan şarkıcılar nasıl ki efsane olarak anılıyorsa, günümüz medyasına göre Winehouse’un da çağının “popüler müzik efsaneleri” içerisinde -bu yolla- anılacağı düşünülebilir… Popüler müzik endüstrisi içerisinde caz, rock, soul gibi müzik türleri, birçok bireyin zihninde anlamsız müzikler yapan, uyuşturucu madde kullanan, toplumsal normların dışında kültürleri olan kitleleri çağrıştırabilir…
Birer Ticari-Kolektif Organizasyon Olarak Popüler Müzik ve Medyanın Etkileşimi: Amy Jade Winehouse Örneği… Arda Kaya*
Müzik, insanlığın ortak mirası olan kültürün temelinde bir iletişim aracı olarak kullanılagelir. Varoluşunu sürekli değişime borçlu olan kapitalizm, modernite ve sanayi sonrası tüketim anlayışı ile birlikte müzik, kitle iletişim araçları vasıtasıyla geniş kitlelerin beğenisi ve ilgi alanları içerisinde yerini almıştır.
Bu çalışmanın amacı, özelde, A.J. Winehouse’un ölümünden sonra, Türk medyası ve kitle iletişim araçlarındaki medya metinlerini; ürettiği müzikle birlikte, beraberinde getirdiği kolektif kitle etkileşimini ticari açıdan incelemek, yorumlamak ve bu bağlamda müziksel çıkarımlarda bulunmaktır.
Öncelikle kitle, kitle iletişimi, kitle iletişim araçları gibi kavramları belirtmekte yarar var:
“Kitle kelimesi, basit anlamıyla, milliyetleri, cinsiyetleri ve kendilerini bir araya toplayan tesadüf her ne olursa olsun, rastgele bireyler topluluğunu ifade eder.” (Le Bon 97, 19). Tutar ise; kitle toplumlarının, birbirinin benzeri olan, farklılaşmamış, biteviye ve monoton birey özellikleri gösterdiğini; bu toplumlardaki bireylerin bireyselleşme tercihlerinde bulunulmayı tercih etmediklerini ve insanların bireysel özellikler göstermediklerini söylemekte; ayrıca kitlelerin yönlendirilmez yönlendirilir ve yönetilmez, yönlendirilir olduğunu vurgular. Toplumların çözülüp kitleye dönüşmesinde, modernliğin dönüştürücü ve buyurucu yaşam tarzının etkisinin bulunduğunu da eklemektedir. (Tutar 2002, 215). Türkoğlu da; bazı yazarların en eski kitle iletişim araçlarının kitap olduğunu ileri sürerek (De Fleur ve Dennis 1991, 31), elektronik kitle iletişim araçlarının halkın çoğunluğunu etkileyebilmek amacıyla, seri üretim ve kullanım yoluyla bireylerin yaşamına girmesiyle birlikte, kitle iletişiminden ve kitle iletişim araçlarından söz edilmeye başlandığını belirtmektedir. (Mutlu 1991, 129-130’dan aktaran Türkoğlu 1991, 68). Enformasyon, teknoloji ve sanayi ile birlikte gelişen araçlar, kitleler arasında gerçekleşen iletişimi daha geniş kitlelere yaymaktadır. Kitle iletişimi, bilgilerin veya sembollerin insan, grup, kurum veya kuruluş tarafından üretilmesi, kitleye aktarılması ve onlar tarafından yorumlanması sürecidir, iletiler kitle iletişim aracının türüne göre tanımlanır; nasıl açımlandığına göre de algılanır, iletişim fiziksel ya da toplumsal bir bağlamda sürdürülür. (Tutar 2002, 215).
İlkel toplumlardan günümüz modern - post-modern toplumlarına kadar müzik, kimi zaman çeşitli amaçlar, kimi zaman da araçlar doğrultusunda kullanılmaktadır. Haviland; bir kültürün dünya görüşüne dönük bilgi, cinsiyet ve akrabalık ilişkilerinden dini inançlarına, politik görüşlerinden tarihsel belleğine kadar değişik konularda ipuçları vermiş olan sanatın; toplumsal konum, manevi kimlik ve politik güç gösterisi içinde kullanılabileceğini belirtmiştir. (Haviland ve diğ. 2008, 720). Benzer şekilde müzik sanatınında sosyo-ekonomik izdüşümlerinin olduğu düşünülebilir.
Shannon ile Weaver’a göre iletişim; bir aklın bir başkasını etkilediği tüm işlemleri içerir; bu ise, yazı yazmanın ya da sesli konuşmanın yanı sıra, müziği, görsel sanatları, tiyatroyu, baleyi, tüm insan davranışlarını kapsamaktadır. (Shannon 1997’den aktaran Usluata 1997, 11).
Bu tanımlardan yola çıkacak olursak insanın toplum içerisinde ve diğer kültürlerle etkileşimi ile üretmiş olduğu kültürel ürünü olan müzik ve iletişimi davranışlardan bağımsız düşünülemez. Davranışların ürünü olarak, tarih boyunca her müzik türü –ki her müzik türü birbiri ile iletişim ve etkileşim içerisindedir- felsefesinden psikolojisine, kültürel değişkenlerinden ritüeller esnasındaki davranışlarına kadar kendi kültürünü de ürettiğini söyleyebiliriz. Gelişen teknoloji ve medya endüstrisiyle birlikte daha geniş kitlelere de ulaşan bu kültürel ürünler, kitleler arasındaki belirli farkları da ortadan kaldırarak, heterojen, kolektif yani psikolojik bir bilinç oluşur. Le Bon, kitleyi meydana getiren bireyler kimler olursa olsun; yaşama tarzları; iş-güçleri, karakterleri yahut zekaları ister benzer, ister ayrı olsun, kalabalık haline gelmiş olmalarının onlara bir tür kolektif ruh aşılayacağını vurgulamaktadır. (Le Bon 1997, 20). Wicke’e göre; 1960 ve 70’li yıllarda plak, fotoğraf ve film gibi kitle iletişim endüstrisinin gelişimiyle sermaye, genç kitleden önemli ölçüde kar elde etmiştir. Belli bir grubu hedef alan pazarlamacılığın başlamasıyla birlikte, kendi düşüncelerinde canlandırdıkları bir gençlik için yatırım yapan öncüler, gençlerin yaşamını alabildiğine bir tüketimle daha anlamlı yapmayı arzulamıştır. Ancak üretilen mallar hedefine ulaşmamış; piyasaya sunulan tüketim mallarının ve satın alma gücünün yüksek seviyelerde olması, önceden belirlenen değerlerin değişim geçirerek, somut bir gerçeğe dönüştürülmesi gibi nedenlerle giderek daha geniş bir kitle tarafından her alanı kapsayan bir davranış ilkesi olarak benimsenmiştir. (Wicke 2006, 257). Yeni oluşan değerlerin eski değerlerin üstesinden gelebilmesine bağlı olduğunu öne süren Wicke, gençler ve yaşlılar arasındaki çatışmaların nedeni olduğunu söylemektedir ve örnek olarak da; hoparlörü ve yükselticisi kapağının içine monte edilmiş ve de plastik bir çantanın içine yerleştirilmiş pikapları verirken, gerçek anlamda gençler için üretilmemiş fakat en çok rağbeti gençlerden görmüş olan pikabın, farklı marka ve modeller de üretilerek çok kısa bir zamanda çocuk odalarının bile baş donanımı haline geldiğini vurgulamaktadır. (Wicke 2006, 257). Yukarıda da görüldüğü üzere, yaş farklılıklarının bile anlamsızlaştığı bir kültürden, kitle kültüründen söz edilmektedir .
Bu bağlamda kitle kültürleri içerisinde her popüler müzik türünün kendi kültürel kimliğini ve bu kültürel kimliğe bağlı heterojen kitlesini yaratacağı, böylece çok daha geniş kitlelerin tüketim beğenisine sunulacağını söylemek mümkündür. Bu müzik türleri içerisinde pek çok aktör yer almaktadır ve birçok kişi ve grubun bu alanda müziksel çalışmalar yapmış olduğunu görmek mümkündür.
Bu bağlamda ele alabileceğimiz popüler müzikler içerisinde R&B, soul ve caz müzik türlerinde çalışmalar yapmış olan, İngiliz popüler müzik sarkıcısı ve söz yazarı olarak bilinen ve şarkılarını toplamış olduğu iki albüm yayınlamış olan Amy Jade Winehouse, son zamanlarda uyuşturucu madde bağımlılığı, ruh sağlığı bozukluğu gibi sorunlarla medya da yerini almış ve 23 Temmuz 2011 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
Amy Jade Winehouse
İngiliz haber ajansı Press Association; 27 yaşındaki Amy Winehouse’un Londra’nın kuzeyindeki evinde ölü bulunduğunu aktarmış, ancak Londra Polisi ölüm nedeninin henüz bilinmediğini açıklamıştır. Ölümünden bir ay sonra, 23.08.2011 tarihinde toksikoloji testinde uyuşturucuya rastlanmadığı ancak alkol bulunduğu haberi duyurulmuş; fakat Winehouse’un ölümünde alkolün rol oynayıp oynamadığı henüz belirtilmemiştir.
Amy Jade Winehouse’un ölüm haberinin hemen ardından, Türk medyasında konuyla ilgili programlar, köşe yazıları, tartışmalar gibi yayınlarla kişiler fikirlerini belirtmiştir. Genel olarak tartışmaların odağında uyuşturucu madde kullanımı ile bir popüler müzik türü olarak ilişkisi; farklı olanı yaratan ve geniş kitleler tarafından sanatçılar ile uyuşturucu madde kullanımı ilişkisi; kendi içe dönüşünü yaşayan ve eserlerinde bu durumu da konu edinen sanatçılar ile uyuşturucu madde kullanımı ilişkisi gibi bilimsel tartışmaya açık konuların bulunduğu dikkat çekmektedir.
Amy Jade Winehouse, icra ettiği popüler müzik türleri içerisinde kendi anlamlı kültür bileşenlerini yaratmış bir şarkıcıdır. Bu bileşenlerle gerçek anlamda iletişimin gerçekleşmesini sağlayan araçlardır. Winehouse’un - yazılı, görsel, işitsel ve görsel - işitsel medya ve internet ortamında yer aldığı şekliyle - şarkılarında kullandığı elektronik altyapılar; şarkı sözleri; sesi; video klipleri; dövme, saç, makyaj ve giyimi (imajı) ; davranış ve mimikleri, bu müzik türlerinden olsun ya da olmasın diğer popüler soul-caz müzik icracılarından farklı bir kitle kültür üretmiş olacağını söylemek de yanlış olmayacaktır. Buna ek olarak; medya araçları vasıtasıyla takip edildiği üzere, onun müziğini; soul, caz, R&B ve pop müziğinin deneysel etkileşimi olarak nitelendirmek mümkündür. Bu etkileşime bağlı olarak da sözü geçen kültür bileşenleri de deneysel bir form alarak, üretim güçlerince kitlelere aktarılmaktadır. Storey; ticari eğlence pazarının sunduğu kültürün, gençlerin duygu ve davranışlarına ayna tutması ve aynı zamanda bu tavrın yansıyabileceği bir ifade edici alan ve semboller bütünü sunması bakımından önemli bir işlev olduğunu belirtmektedir. (Storey 2000, 119). Gençlik kültürünün, gerçek olanla imal edilmiş olanın çelişkisel karışımından oluştuğunu: bu alanın gençler için kendini ifade etme; ticari kuruluşlar için ise verimli bir kar alanı olduğunu vurgulamaktadır. (Storey 2000, 119). Buna göre, gençlik kültürü ile etkileşim içinde oluşan, ticari kaygılar içinde gelişen, üretilen, aktarılan ve tüketilen popüler müzik stratejileri, birey tarafından “kişiselleştirilen” Amy Winehouse’un ölümünden ticari kar elde etmektedir ve bu durumun azımsanamayacak bir süre daha devam edeceği açıktır. Ölümünün ertesi günü, 24.07.2011 tarihinde, Londra’daki bazı mağazalarda, üzerinde Winehouse’un doğum ve ölüm yılının yazılı olduğu, ayrıca illüstratif bir resminin de bulunduğu t-shirtler satılmaya başlanması bu yaklaşımın önemli bir göstergesidir.
Daha geniş bir açıyla bakacak olursak, gelecek zamanlarda Amy Winehouse ile ilgili, belki de üretmiş olduğu kültür bileşenlerini de içine alacak şekliyle, kitaplar yazılabilir, belgesel/film çekilebilir, fotoğraf albümleri/biyografi/kataloglar basılabilir, anma konserleri düzenlenebilir, festivaller yapılabilir, makyaj ürünleri üretilebilir ve her biri izler kitlesini oluşturarak yeni tüketim alışkanlıklarını da beraberinde getireceği açıktır. Günümüz popüler kitle iletişim araçlarında bu tür örneklere sıkça rastlanmaktadır. Medya kanallarında, Winehouse ile sıkça karşılaştırılan Janis Joplin, Kurt Cobain, Sid Vicious, Billie Holiday gibi isimler de yukarıda bahsedilen medya ürünleri içerisinde yerlerini almışlar ve almaya da devam etmektedirler. Protest Rock/Alternatif Rock/Progressive Rock müzik türlerinde şarkılar icra eden popüler müzik şarkıcısı Kurt Cobain’in, Gus Van Sant tarafından 2005 yılında “Last Days” adında bir belgesel filmi çekilmiştir. Kısacası kitlelere yeni alışkanlıklar kazandırarak kendi heterojen karakterli kolektif kitlelerini oluşturabilir. Bunların yanında, sözü geçen kitlelerin içerisindeki/dışarısındaki bilinç, Winehouse’u çağrıştıran metalarla ve/veya yukarıda sözü geçen medya metinleriyle ayakta durup, “efsane” sıfatıyla anılmak istendiği düşünülebilir.
Winehouse’la benzer sonu paylaşan, benzer müziksel endişeleri taşıyan şarkıcılar nasıl ki efsane olarak anılıyorsa, günümüz medyasına göre Winehouse da çağının “popüler müzik efsaneleri” içerisinde bu yolla anılacağı düşünülebilir. Yukarıdaki görülen şarkıcılarda da olduğu gibi; Winehouse’un yaşamı, ölümü, popülerleşme süreci kısacası hayatı ile ilgili üretilmiş/üretilecek olan bir medya ürününün, şarkıcının kuşaktan kuşağa aktarılması boyutunda da düşünülerek “efsaneleştirilmek” istenmesinin söz konusu olduğu açıktır. Bu bağlamda Winehouse’un, efsane olarak anılması için gereken olağanüstü nitelikler olarak; Winehouse’un kariyerindeki başarıları, sesi ve yorumu, müzikalitesi, imajı vb. özelliklerinin bulunması ve bu özelliklerin medya tarafından, izler kitlelere sıkça dile getirilmesi veya getirilecek olması şeklinde düşünülebilir. Hoiberg’e göre; efsanelerin, günümüzde büyük çoğunluğun inanmadığı birer eski öykü durumuna gelseler bile çağdaş sanatlar için işlenmeye elverişli kaynak olma niteliği sürmekte olduğunu ve efsanelerden yararlanarak ressamlar, şairler, tiyatro yazarları ve romancılar için bir halkı anlatabilmenin en güzel yollarından biridir. (Hoiberg vd. 2004, 31). Buna göre de, Winehouse’dan sonra gelecek bazı popüler müzik icracıları için de “ilham” ve konu kaynağı olarak kullanılacağı söylenebilir.
Popüler müzik endüstrisi içerisinde caz, rock, soul gibi müzik türleri, birçok bireyin zihninde anlamsız müzikler yapan, uyuşturucu madde kullanan, toplumsal normların dışında kültürleri olan kitleleri çağrıştırabilir. Zaman ve mekana göre farklılık gösterse de; festivaller, konserler, söyleşiler kısacası bir çok popüler ritüelin ardından karşımıza bu türden haberler çıkmaktadır. Yazılı-görsel kitle iletişim araçlarında da bu türden görüşlere açık bir şekilde rastlanabilir. Örneğin; geniş kitleler tarafından takip edilen gazeteci-yazar Ertuğrul Özkök de; İstanbul’da konser veren caz sanatçıları Miles Davis, Herbie Hancock, Wayne Shorter ve Marcus Miller’ın konserlerini izledikten sonra onlarla birlikte vakit geçirdiklerine köşesinde yer vermiştir. “Ağzına İçki Koymayan Budist Cazcı Olur mu” alt başlıklı yazısı; “Caz denilince akla gelen ilk fotoğraf; alkol, sigara, esrar vs’dir.” cümlesiyle sözüne başlamaktadır. Gerçek anlamda beklenin dışında bir davranışta bulunmuş olsalar da, onlara bu türlü bir görevin yüklenmiş olduğu ya da icra ettikleri müzikle bağlantılı olarak müzisyenlere kuvvetli bir önyargıyla yaklaşıldığı açıkça görülmektedir. Bunun en önemli nedeni ise, alışılmış olan, ürettikleri müzikten dolayı aykırı davranmalarıdır.
Protest müzikler ve bu müzik türlerinden bağımsız olmayan kültür bileşenlerinin de aynı ölçüde aykırı davranışa/kimliğe/norma sahip olması beklenmektedir. Genelde basında bu türden örnekler karşımıza çıkabilmektedir. Radikal Gazetesi’ndeki bir habere göre Türk Rock şarkıcısı Aylin Aslım’da, her konser öncesi birkaç kadeh viski veya tekila içtiğini, sahnede, evde ya da sokakta farklı kişilikler gösterdiğini ve sahnedeki kişiliğini bulmak için de mutlaka alkol içmesi veya meditasyon yapması gerektiğini vurgulamaktadır. Görüldüğü üzere, medyanın içinde üretilmiş olan ve dolaysız olarak da halkın gözünde oluşturulan müzik uyuşturucu karşılıklı etkileşimi söz konusudur. Storey; pop şarkılarının, duygusal ve cinsel ikilemler içinde boğuşan gençlerin sorunlarını yansıttığını ve bu şarkılarda, hayatı doğrudan ve yoğunluğuna yaşamak gerektiği ve güvenli bir yaşam için kesinliği olmayan ve değişebilen duygusal bir dünyaya girilmesini vurgularken öte yandan, bu şarkıların ticaret pazarı için üretilmesini, (…) onların ve yerleştirildikleri konumların belli bir gerçeklikten yoksun oldukları anlamına geldiğine işaret ederek, söz konusu şarkıların gerçek duygulara hitap ettiklerini ve kesin olarak gençlerin duygusal sorunlarını yansıttıklarını öne sürmüştür. (Storey 2000, 120). Winehouse’un “sürekli izler kitlesi” ise; bu duygusal sorunları kendi iç dünyasıyla ve kimliğiyle eşleştirebilir ve kolektif bir bilinç oluşturabilir. İşte bu noktada, “duygu endüstrisi” ortaya çıkacaktır. Kitlelerin kendilerini bazı gerçeklik duygularıyla özdeşleştirdiği düşünülecek olursa, Winehouse’un müziği, şarkı sözleri ve özellikle sesi, psikolojik dışavurumunu yansıtırken izler kitlenin bu şekildeki bir kurgu içerisinde kendi kimliğini, imajını oluşturduğu ve şekillendirildiği düşünülebilir. Bu etkileşimlerin sonucunda oluşan kolektif kitleler, üretim araçları tarafından bir tüketim aracına dönüştürülebilir. Öte yandan sadece uluslararası değil Türk medyası da benzer haberlere yer vermiştir. Yukarıdaki örneğe ek olarak; oyuncu ve sunucu olarak bilinen Defne Joy Foster’ın ölümünden sonraki otopsi raporunda kanında alkol bulunduğu belirtilmiş ve bir süre medyanın yoğun bir şekilde gündemini oluşturmuştur. Uluç’un köşe yazısında; Defne Joy Foster’in kocasından habersiz bekar bir erkeğin evinde ölü bulunduğu ve öldüğünde kanında da alkol olduğunu söylüyor; sonrasında da kocası ile okur kitle arasında empati kurdurmaya çalışmıştır. Devamında da ‘toplumun kurumlarına, gelenek ve göreneklerine aykırı yaşayan’ kişinin yine aykırı bir yolda ölebileceğini vurgulayan “su testisinin su yolunda kırılır” deyim benzetmesiyle görüşünü vurguluyordu. Amy Jade Winehouse’un ölümün ertesi günü, Türk pop şarkıcısı Yonca Evcimik, kitle iletişim sitesi Tweetter’a; “Yine su testisi su yolunda kırıldı. Bence artık durumu biran önce kabullenin de başka testiler kırılmasın…” şeklinde bir yorum eklemiştir. Evcimik de Uluç gibi ahlaki mi yoksa başka bir açıdan mı gönderme yaptığı açık olmasa da; ona göre bunun “artık kabullenilmesi gereken bir durum” olduğu görülmektedir. Bu ise; yukarıda sözü geçen uyuşturucu ve müzik karşıtlığını yineleyen ve sonucunda da kitlelerin zihninde bu ilişkileştirmeyi sürekli olanaklı kılan bir durumdur. Erol’a göre; verili bir modelin yorumunda bir aracın performansı ya da ünlülüğü, hem kendi başına ticari bir ürün, hem de özünde başka bir aracın diline çevrilmiş aynı somut işin benzeri olan diğer bir ürünün reklamı olabilir. Böylece ürünün ya da performansın simgesel özelliği, bir ürünün ya da ürün akışının parçası olarak, ait olduğu daha büyük ürünü ya da ürün dizilerini öne çıkarmaya hizmet edebilir. (Erol 2009, 196). 26.07.2011 tarihinde Star TV de yayınlanan Star Akademi adlı programda bir yarışmacı Winehouse’un ‘Valerie’ isimli şarkısını seslendirdikten sonra yarışmanın juri üyeleri Ajda Pekkan bu şarkıyı bugüne kadar yorumlamaya cesaret edemediğini vurgulamıştır. Bilindiği gibi Ajda Pekkan Türk pop müziğinin en eski isimleri arasında yer almış, geniş kitleler tarafından tanınmış bir icracıdır; Amy Winehouse ise, global medya da yer aldığından daha geniş kitleler tarafından tanınmış bir şarkıcıdır ve bu bağlamda benzerlikler taşıyan iki popüler kültür temsilcisi söz konusudur. Pekkan’ın bu yorumu; yukarıda söz ettiğimiz “efsaneleştirme politikaları” içerisinde ele alınması gerektiği söylenebilir. Diğer bir juri üyesi olan Sertab Erener ise, Winehouse’un ölümü ile ilgili; müthiş bir yetenek olduğu fakat yeteneğin yetmediği zekanın da gerektiği yorumunu yapmış ve bu durumun Winehouse gibi bir değerin kaybolmuş olması anlamına geldiğini eklemiştir. Erener’in, uyuşturucu madde kullanımından öldüğünü düşünerek, Winehouse’u, “yetmeyen zeka” olarak nitelendirmesi, popüler müziksel bir pazarlama aracı olarak yukarıdaki şekliyle düşünülmesi gerektiğine de işaret etmektedir.
Sonuç olarak, bir kitle kültürü olarak müziğin medya tarafından bir çok kullanım şeklini olduğunu görmekteyiz. Ayrıca medyanın kendi organizasyonu olarak ürettiği, müziksel bir nesne ya da kimlik olarak Winehouse’un ölümünden sonra, metinlerin; yine medya tarafından oluşturulan ve heterojen yapıdaki (bireyler arasındaki algı, yaş, meslek vb. farklılıklara rağmen oluşan psikolojik kitleler), statü ve kimlikleri anlamsız kılan bir organizasyon olarak kolektif kitlelere, ticari etkisini ve bu etkinin gerçekleşmiş veya gerçekleşme olanağı olan müziksel sonuçlarını görmekteyiz.
Bir kitle kültürü olarak popüler kültürler içerisinde popüler müziklerde de, izler kitle tarafından keşfedilen ve üretilen anlamlar, ticari politikalar doğrultusunda da yönlendirildiğinden, her zaman daha geniş kitlelerin beğenisine sunulma gibi bir kaygı içerisinde olduğundan, kalıplar içerisinde tüketime telkin edilen kitleler oluşturur ve bu yığınlara ulaşılması da zor olmamaktadır. Bu bağlamda, programlar, yazılar, tartışmalar ve “sosyal paylaşımlar” gibi medya kanallarıyla izler kitlelere ulaşmakta ve her biri kendi imajını ve enformasyonunu üretmektedir ve aktarmaktadır. Medya, üretilmiş veya üretilecek müziksel ürünlerin oluşumuna, gelişimine ve kitlesel algılanışına da etki etmektedir. Winehouse’un medya kanalıyla bu şekilde efsaneleştirilmek istenmesi müziksel ve/veya müzik dışı nesnelerin üretimi ve tüketiminin üzerinde gelecekte ne şekilde olabileceği konusunda da bilgi vermektedir.
__________________________________________________
* Süleyman Demirel Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Müzik Bölümü, Müzik Bilimleri ASD, Lisans 3. Sınıf Öğrencisi. Isparta
1 Cumhuriyet Haber Portalı, http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=263574 , (SGT: 02.02.2012).
2 Radikal Gazetesi Hayat Eki, Ölümü Uyuşturucudan Değil, 24.08.2011, s.39.
3 Bu illüstratif resim Winehouse’u, makyaj ve saç şekline (imaj) göndermeler yaparak da benzetilmiştir.
4 Bantmag internet dergisi, Londra Muhabirimiz Bilfdiriyor ‘Amy Winehouse’un Sokağında Ticari Hamleler”, http://bantmag.com/news/?p=3583, (SGT: 02.02.2012).
5 IMDB (The Internet Movie Database), Last Days, http://www.imdb.com/title/tt0403217/ , (SGT: 02.02.2012).
6 “Efsane”; “Belli bir kişi veya yerle ilgili olarak kuşaktan kuşağa aktarılan öykü ya da öyküler bütünü. …belli bir yer ya da kişiyle ilişkin geçmiş bir olayı anlatır.” (Hoiberg vd. 2004, 31). Bir başka tanımıyla “efsane” ya da “fesane”; “Halkın gözünde nakledilenin hayal gücünde biçim değiştirerek olağanüstü niteliklerle donatılarak anlatılan hikaye.” (Kılıçoğlu 1990, 88-89).
7 Kitle endüstrisi, ticari politikalar gibi kavramlarla ekonomik bir amaç için araç olarak kullanmasından ileri gelmektedir.
8 Hürriyet Pazar Gazetesi, Nam Myoho Renge Kyo, 10.07.2011, S.13.
9 Radikal Hayat, Sahne Arkasında Neler Oluyor, 02.08.2011, S.20.
10 Bu sözlerin altnda yer alan fotoğrafta da, üzerinde viski ve tekila bardaklarının bulunduğu bir makyaj masasında Aylin Aslım makyaj yapmaktadır.
11 Sabah İnternet Gazetesi, Bu Nasıl Bir Mahalle Baskısıdır, http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2011/02/04/bu_nasil_bir_mahalle_baskisidir , (SGT: 02.02.2012).
12 Radikal Gazetesi, Yine Su Testisi Su Yolunda Kırıldı, 24.07.2011.
13 CNN Turk Yaşam, http://video.cnnturk.com/2011/yasam/7/26/sertab-erener-amy-icin-oyle-bir-laf-etti-ki , (SGT: 02.02.2012).
KAYNAKÇA:
KİTAPLAR
DeFLEUR, Melvin L., ve Everette E. Dennis, Understanding Mass Communication, Houghton Mifflin Company, Boston, 1991, s.13.
EROL, Ayhan, Popüler Müziği Anlamak: Kültürel Kimlik Bağlamında Popüler Müzikte Anlam, Bağlam Yayınları, İstanbul, 2009.
FİSKE, John, İletişim Çalışmalarına Giriş, Çev.: Süleyman İrvan, Bilim ve Sanat Yayınları/ARK, Ankara, 1990.
HAVİLAND A. William vd. , Kültürel Antropoloji, Çev.: İnan Deniz Erguvan Sarıoğlu, Kaktüs Yayınları, İstanbul, 2008, s.720.
HOLEBERG H. , Dole (edit.) vd. , Ana Britanica, Ana Yayıncılık, İstanbul, 2004, s.31.
JAMES, Severn ve W. Tankard, Communication Theories, Origins Methods and Uses in the Mass Media, Longman, 1992, s.252.
KILIÇOĞLU, Sefa vd. , Meydan Larousse, Meydan Gazetecilik ve Neşriyat, İstanbul, 1990, s.88-89
LE BON, Gustave, Kitle Psikolojisi, Haz.: İsmail Demirci, Timaş Yayınları, İstanbul, 1997.
MUTLU, Erol, Televizyonu Anlamak, Gündoğdu Yayıncılık, Ankara, 1991, s.129-130.
SHANNON, Claude E. ; Weaver, Warren, The Mathematical of Communication, Urbana: Univ. of İllinois, 1997.
STOREY, John, Popüler Kültür Çalışmaları Kuram ve Metotlar, Çev.: Koray Karaşahin, İstanbul, 2000.
THOMPSON, B. , John, Medya ve Modernite, Çev.: Serdar Öztürk, Kırmızı Yayınları, İstanbul, 2008, s.179.
USLUATA, Ayseli, İletişim, İletişim Yayınları, İstanbul, 1994, s.11.
WİCKE, Peter, Mozart’tan Madonna’ya Popüler Müiğin Bir Kültür Tarihi, Çev.: Serpil Dalaman, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2006.
MAKALELER
AYAŞLI, Zeynep, Televizyonun Popüler Kültürü Oluşturma ve Yayma Etkisi, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Sinema Televizyon Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2006, s.6.
O’SULLİVAN, Tim, John Hartley ve diğerleri, Key Concepts in Communication and Cultural Studies, Second Edition, London: Routledge, 1996, s.50.
SÜRELİ YAYINLAR
Cumhuriyet Gazetesi, Amy Winehouse Adına Vakıf, 28.07.2011, s. 16.
ÖZKÖK, Ertuğrul, Hürriyet Pazar Gazetesi, Nam Myoho Renge Kyo, 10.07.2011, s.13.
Radikal Gazetesi Hayat Eki, Ölümü Uyuşturucudan Değil, 24.08.2011, s.39.
Radikal Gazetesi Hayat Eki, Sahne Arkasında Neler Oluyor, 02.08.2011, s.20.
İNTERNET
ARSLAN, Ali, Medyanın Toplumsal Gücü, http://ilef.ankara.edu.tr/id/yazi.php?yad=2356 , (SGT: 23.08.2011).
Bantmag İnternet Dergisi, Londra Muhabirimiz Bilfdiriyor ‘Amy Winehouse’un Sokağında Ticari Hamleler”, http://bantmag.com/news/?p=3583, (SGT: 02.02.2012).
CNN Turk Yaşam, http://video.cnnturk.com/2011/yasam/7/26/sertab-erener-amy-icin-oyle-bir-laf-etti-ki , (SGT: 02.02.2012).
IMDB (The Internet Movie Database), Last Days, http://www.imdb.com/title/tt0403217/ , (SGT: 02.02.2012).
Radikal İnternet Gazetesi, Yine Su Testisi Su Yolunda Kırıldı, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1057462&Date=14.08.2011&CategoryID=79 , (SGT: 02.02.2012).
Sabah İnternet Gazetesi, Bu Nasıl Bir Mahalle Baskısıdır, http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2011/02/04/bu_nasil_bir_mahalle_baskisidir , (SGT: 02.02.2012).
ULUÇ, Hıncal, Bu Nasıl Bir Mahalle Baskısıdır, http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/uluc/2011/02/04/bu_nasil_bir_mahalle_baskisidir, (SGT: 02.02.2012).