E.Ü. Devlet Türk Musikisi Konservatuarı’nın CRR çıkartması… Göktan Ay


Toplam Okunma: 2889 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 10:23
Kategori: Konserler

14.11.2011 akşamı CRR salonlarında, misafir olarak ilk defa İstanbul’da ve CRR Konser Salonu’nda konser verecek E.Ü.DTM Konservatuarı’na ev sahibi olarak hoş geldiniz demek, heyecanı paylaşmak için salona gitmiştim. Konserin konusu, Reşat Aysu 101 yaşında “ufuk açan bestekarlık” idi…

Konserde İTÜ TMDK çiçeği yalnız kalmıştı. Salonda sanatçı arkadaşlarım; M.Utandı, Ş. Beşiroğlu, K. Karaöz, G.Ekmen, E.Sayan, E.Deran, İ.Bertuğ, F.Salgar, B.Yayla gözüme takılanlardı. Oldukça geniş bir davetli çağrıldığı görülüyordu.
1.bölümde R.Aysu’nun “saz eserleri” icra edildi, orkestra spor giyinmişti. 2. bölümde klasik eserlere geçildi ve orkestra “takım elbise” ile çıktı. Bunda bile bir anlayışı ortaya koymuşlardı.

Kısaca, Aysu; ayağını kendi toprağımızın teşkil ettiği zeminden koparmaksızın, müzikteki evrensel teknikleri, kendi müziğimizin ruhunu örselemeyecek şekilde kullanmayı başarmış ender musiki adamıydı. Armoni ve kontrpuan gibi teknik özellikleri orkestra için eserler besteleyebilecek derecede öğrenmişti. Bestelerinde (380), saz eserleri yanında sözlü eserlere de yer vermişti. Besteci olarak eskiyi taklitten kurtulmuş, ezgi ve çerçeve itibariyle klasik çizgiye karşı saygılı bir koruma anlayışını sürdürmüş, içerik ve ruh olarak tamamen kendine özgü kalmıştır. Bazı eserlerinin icrasının virtüözite gerektirdiği bilinmektedir. Ancak, Aysu’nun müzik camiasında yeteri kadar tanınmadığını söylemekte mümkün… 1999 yılında kaybettiğimiz, sanatçımızın ruhu şad olsun…

KAZANANLAR; Önce E.Ü. DTM Konservatuarı kazandı, İstanbul gibi bir kültür şehrinde adeta gövde gösterisi yaptılar. Sürekli değiştirilmeyen uygulamaya dayalı ders programları ile özgün ve klasik anlamda güçlü bir konser yapılacağını gösterdiler. İzmir’den biz bu yarışta/rekabette varız dediler. Kazandılar.

Konser öncesi konuşma yapan Sn. Murat Bardakçı, sözü fazla uzatmadan, R.Aysu ile ilgili önemli özellikleri vurguladı. Bu arada E.Sayan – burada olacağını bilsem konuşmazdım. Çünkü, Erol Sayan, Aysu ile çok yakından çalıştı, eserlerini ilk o icra etti, benden daha yakındı v.b.- için söyledikleri kadirşinaslıktı, tabiî ki kazandı.

Seyirciler; temiz bir müzik, fazla abartılı olmayan güzel bir icra izlediler. Dolayısı ile kazandılar.

KAYBEDENLER; İstanbul Konservatuarları, Müzik ve Müzik Öğretmenliği Bölümleri, Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Öğretim Elemanları ve öğrencileri, İstanbul’da faaliyet gösteren Devlet Toplulukları/Koroları sanatçıları, Türk Müziği Dernek/Vakıf yöneticileri ve şefleri, TRT ve özel kanallar, paylaşımda bulunmayarak kaybettiler.

(Müzik, en iyi uygulama ile öğrenilir. Onun içinde; izlemek, çalmak, okumak şarttır. Bu alanda okuyan öğrencilerin bu tür akademik konserleri mutlaka takip etmesi için onlara bu bilinci vermek gerekmektedir. Öğretim elemanlarının da, diğer kurumlarda yapılan uygulamaları görmelerinde/bilmelerinde her zaman için yarar vardır.)

Konserin Türk Musikisi Vakfı adına yapıldığının söylenmesine ve tanıtım broşüründe logo olmasına rağmen, kitapçıkta vakıfla ilgili bir tanıtım yazısı dahi yoktu. Vakfın ne katkısı oldu bilmiyorum. Ayrıca, mütevelli heyeti üyesi olduğum vakıftan bir üye ve proje sahibi M.Güntekin dışında kimseyi göremedim. Haberleri yok muydu acaba?! Dolayısı ile üyeler kaybettiler.

Bir misafir gurubu karşılayarak, CRR doldurarak, İstanbul’da bu musikinin de gerçek seyircisi varmış dedirtemeyen sanatseverler de kaybettiler.

ALKIŞLAR; Konserde orkestra hakimiyeti ile Öğr. Gör. Halil İbrahim Yüksel alkışı hak etti. Eserlerin girişlerinde ve bitirişlerinde yaptığı nüanslar beğenildi.

TEBRİKLER: Konser tanıtım kitapçığında, konserde yer verilen eserlerin notasının da verilmesi güzel ve şık bir düşünceydi. Ayrıca, aylarca önce bir makalemde yazmış, “ben olsam protokolu en önden alır, salonun ortasında bir yere oturturdum”- çünkü en önde kendilerini baskı altında hissediyorlar, konsere konsantre olamıyorlar, konserin bütününü göremiyorlar- demiştim. Konserde davetlilere, önde değil, ortalarda yer verilmesi çok doğru olmuştu. Uygulamanın devamı dileğiyle…

Ege Üniversitesi DTM Konservatuarı’na uzun yolculuğunda başarılar dileriz…

* * *
“Bütün dostlarımın, yazılarımı taklip eden okurlarımın yeni yılını kutlar; olumsuzluklardan uzak, müzik/sanat projelerinin çoğaldığı, paylaşımın arttığı, akademik düşüncenin yaygınlaştığı bir yıl dilerim. G.AY”




Hoşgeldiniz