Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Orkestrası ve Solistleri; “Hayaldi, gerçek olacak mı?”… Göktan Ay


Toplam Okunma: 4672 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 10:21
Kategori: Kültürel Öneriler

İstanbul TMD Konservatuarı’na öğrenci olarak girdiğim 1976’lı yıllarda, değerli sanatçı hocalarımdan, sürekli duyduğum ve etkilendiğim bir konu vardı. “Cumhurbaşkanlığı’na bağlı “Senfoni Orkestrası” vardı da neden “Türk Müziği orkestrası yoktu”. Ancak, Konservatuarımızın kurulduktan 2-3 yıl sonra, zamanın iktidarı tarafından, “Türk müziği okullarda okutulamaz” denilerek kapatılmak istenmesi, devlet olarak batı uygarlığı, batı medeniyetinin amaçlanması nedeniyle bu biraz zor görünüyor, o zamanın siyasal ortamı/anlayışı içinde mümkün görünmüyordu…

Üstelik, 1975’ li yıllarda, İstanbul da Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın ve İstanbul Devlet Klasik Türk Musikisi Korosu’nun hayata geçirilmesi bile mucizeydi…( “İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu” kadrosu çıkartılmış, imtihanları yapılmış, ilan edilmiş olduğu halde 1980 askeri yönetimi tarafından iptal edilmişti.) Çünkü, Önderimiz Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” veciz söylemine rağmen, ülkemizde, “cumhurun” ve “kültürünün” değil, batıdan kopya/bizim olmayan sanatların egemen kılınması, uygarlığın bu şekilde ülkeye yayılacağı şeklinde özetleyeceğimiz yanlış ve şekilci bir devlet anlayışı hüküm sürmekteydi. Örnek olarak, bir hükümet değişiyor Kültür Bakanlığı’nın çıkardığı derginin adı –içerik aynı olmasına rağmen-“Milli Kültür” oluyor, diğeri geliyor, derginin adı “Ulusal Kültür” oluyordu. Bu konuda hep dayanak olarak ortaya konan Atatürk’ün hiçbir söyleminde, “kendi müziklerinizi, bestecilerinizi, ressamlarınızı, folklorunuzu saklayın, ortaya çıkarmayın, yasaklayın, okullarda okutmayın, gençlere öğretmeyin” cümleleri bulanmamaktaydı. Ancak, O’nun; “batıdan ilim ve çalışma prensiplerini, üretimlerini örnek alarak, kendi kültürünüzü yükseltmeye çalışın” söylemleri rahatlıkla bulunabilmekteydi.* Zaten, her şeyi ile milli ve manevi olan bir dehanın, kültür/sanat ve müziğe gelince milli olmaması mantığa tersti…

Bu nedenledir ki, “cumhur”; ülke çapında kurduğu yüzlerce dernek ve vakıflarla Türk müziğini, halk oyunlarını yaşatmak ve yaymak konusunda hiçbir engel tanımamış, yoluna devam etmişti. (Ayrıca, bilinmektedir ki; bir kültür değeri, eğitim içine alınırsa, yanlış yayılması önlenir, sağlıklı gelişmesine imkan tanınır, disipline edilmesi sağlanır.)

İşte, bu karmaşa içinde** yıllarca çok uğraşılmasına, yazılıp çizilmesine rağmen bu amaca ulaşılamadı.

Bilindiği gibi, ülkemizde Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı topluluklar/korolar, ülke çapında belli repertuarları ile çalışmalarını devam ettirmektedirler.

Bu yazımızda üzerinde duracağımız; “Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Orkestrası ve Solistleri”nin kurulmasının şart olduğudur….

Bize göre;
1/ Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olacak ve ismi ile anılacak bu orkestra “cumhuru” temsil etmeli, “özgün” olmalıdır.
2/ Kurulmuş, herhangi bir koronun/topluluğun adının değiştirilerek uygulamaya sokulması kesinlikle düşünülmemelidir.
3/ Orkestra kişilere bağlı değil, “cumhura” bağlı olarak kurulmalıdır.

ÇÜNKÜ; BU ORKESTRA ÜLKEMİZDEKİ “KALİTELİ BÜTÜN MÜZİK TÜRLERİNİ REPERTUARINA ALMALI VE SESLENDİREBİLMELİDİR.”

Örnek olarak;

- Klasik Türk Müziği eserlerine,
- Halk Müziği eserlerine,
- Çok sesli Türk Müziği eserlerine,
- Tasavvuf Müziği eserlerine,
- Pop müzik eserlerine,
- Ülke marşlarına,
- Özgün-yeni bestelere,
-Komşu Türk Cumhuriyetleri’nin eserlerine

repertuarlarında yer verebilmelidir.

Bize göre, Kültür ve Turizm Bakanımızın ve ustalık dönemi hükümetini kuran Sn. Başbakanımızın, yıllardır hiçbir Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın başaramadığı “Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Orkestrası ve Solistleri” nin kadrosunun çıkarılması ve hayata geçirilmesi konusunda kararlı olacağına kesinlikle inanıyoruz.

O nedenle, bu konuda, çevremizde oluşan görüşleri toparlayarak yararlı olması dileğiyle; ilgililerin bilgisine sunmak istiyoruz;

1/ Önce orkestranın omurgasını oluşturacak, konu ile ilgili uygulama ve teorik çalışmaları ile bilinen sanatçılardan/uzmanlardan bir danışma kurulu (en fazla 5-7 kişi) oluşturulmalıdır.
2/ “Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Orkestrası ve Solistleri”, alanında virtüöz seviyesine ulaşmış çalgı sanatçılarından ve özenle seçilmiş ses sanatçısından oluşmalıdır.
3/ Şef; her tür müziği iyi bilen, müzikler arasında ayrım yapmayan, bir çalgıyı iyi derecede çalan, orkestra yönetmiş, araştırmaya ve bilime önem veren, paylaşımcı bir akademisyen-sanatçı olmalıdır.
4/ Şef yardımcıları;
Şefe yardımcı olacak, bölümleri/alanları yürütecek alanında tecrübeli/birikimli 3 yardımcı şef olmalıdır.
5/ Orkestrada solist özellikli en az 8 erkek, 7 kadın ses/vokal görev almalıdır.
6/ Orkestra şu çalgılardan oluşmalıdır;
Tuşlu çalgılar; piyano, klavye, akordeon
Yaylı çalgılar; Keman (2), Viola, Viyolonsel, Kontrbas, Kemane, Karadeniz Kemençesi, Klasik Kemençe,
Tezeneli çalgılar; Bas bağlama, Bağlama, Tanbura, Cura, Divan, Tar, Tanbur, Ud, Kanun, Lavta
Nefesli çalgılar; Ney, Mey- Balaban, Kaval-Sipsi, Klarnet, Obua, Zurna, Tulum
Vurmalı çalgılar; Kudüm, Asmalı Davul, Perkusyon, Bendir

Çekirdek kadronun yanında, gerektiğinde misafir sanatçı çağrılabilecektir.

Cumhurbaşkanlığı Türk Müziği Orkestrası ve Solistleri’nin kurulması için, Sn. Cumhurbaşkanımıza bu konuda çeşitli çevrelerden raporlar/yazılar gönderildiğini, Sn. Cumhurbaşkanımızın konuyla ilgilendiğini biliyor, özlemle bekliyoruz.

Ülke ekonomisine çok fazla yük getirmeyecek, ancak, ülke tanıtımında ve millet temsilinde önemli yararlar sağlayacak bu girişimin ekonomik hesaplarla geri bırakılmaması en büyük dileğimizdir.

Hayaldi, ama, neden gerçek olmasın?!.
Ocak 2012 milat olsun…

Biliyoruz ki;
GEÇMİŞE SAPLANMAK YERİNE BUGÜNÜN KOŞULLARINA UYGUN ÇÖZÜMLER ÜRETMELİYİZ. SİYASET’ DENİLEN MESLEK ZATEN BUNUN İÇİN VARDIR.
____________________________
* Atatürk’ün önderliğinde,müzik alanında yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır;
Ankara’da ‘’Musiki Muallim Mektebi ‘’kuruldu (1924).
 ’’Mızıka-i Hümayun’’Ankara’ya taşınarak ‘’Riyaset –i Musiki heyeti ‘’adını aldı(1924)
İstanbul Belediye Konservatuarı kuruldu(1926).
Ankara Devlet Konservatuarı kuruldu(1936).
Gazi Terbiye Enstitüsü Müzik Bölümü kuruldu(1937)
Ankara’da Askeri Müzik Okulu öğretime açıldı(1938)
Atatürk’ün belgelenmiş sözleri; “Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”, “Bir ulusun musiki eğitiminde önem verilmezse, o ulusu ilerletmek mümkün olamaz.”, “Hayatta müzik lazım değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzik ile ilgili olmayan varlık insan değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise, müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat saten mevcut olmaz”, “Her milletin kendisine özgü gelenek, kendine göre, milliği özellikleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin taklitçisi olmamalıdır… Milliği müziğimizi, modern teknik içinde yükseltme çalışmalarına, daha çok emek verilecektir. Dünyanın her türlü ilminden, buluşundan, gelişmesinden istifade edelim, lakin unutmayalım, asıl temeli kendi çizdiğimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz”, “Türk müziğinin kendisine özgü geleneksel yapısı içinde, uslüp ve biçim özelliği değiştirilmeden geliştirilmesi ve çağdaş bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir.”, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir,”, “Bir millet sanata önem vermedikçe büyük bir felâkete mahkûmdur”, “Dünyada medeni, ileri ve gelişmiş olmak isteyen herhangi bir millet, mutlaka heykel yapacak ve heykeltıraş yetiştirecektir.”, “Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve uğraşlardan sonra alnında ışığı ilk hisseden insandır.”, “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız.”

** 2011 Türkiyesi’nde geride kalan bu karmaşayı/ayrımı bilmek için, Kültür Bakanlığı tarafından 1988 yılında Ankara’da düzenlenen 1. Türk Müziği Kongresi bildirilerini ve aynı yıl Sevda_Cenap And Vakfı tarafından İstanbul’da düzenlenen Çağdaş İcra ve Eğitim Sempozyumu bildirilerini okumak yeterli olacaktır sanıyorum.

*** Dr. Ayhan Sarı “Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti’nden Cumhurbaşkanlığı Geleneksel türk Müziği Orkestrası’na”
Bkz: http://www.musikidergisi.net/?p=717




Hoşgeldiniz