Itrî ve Nâbi’yi Anma Yılı: 2012 …


Toplam Okunma: 4568 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 10:24
Kategori: Haberler

Merkezi Paris’te bulunan “Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Örgütü” UNESCO 36. genel konferansında, Buhurizade Mustafa Itri’nin (1635y-1712) ”klasik Türk müziğinin en iyi temsilcilerinden birisi olması”, Şair Nabi’nin(1642-1712) “felsefe, lirizm ve hicivde ulaştığı yüksek düzey” gerekçeleriyle 300. ölüm yıl dönümlerinde(2012) uluslararası anma etkinliklerinin düzenlenmesine karar verildi…

Aynı zamanda Türkiye’den mimar ve şehirci Kemal Ahmet Aru’nun 100. doğum yıl dönümü, Piri Reis Haritasının yapılmasının 500. yıl dönümü anma faaliyetlerini 2012-2013′deki ilgili haftalarda destekleme kararı aldı.

UNESCO genel konferansının kararında:

”Itri’nin klasik Türk müziğinin en iyi temsilcilerinden birisi olduğu”

”Nabi’nin felsefe, lirizm ve hicivde yüksek düzeye ulaştığı”

”Piri Reis Haritası’nın dünya belleğinin seçkin bir parçası kabul edildiği”

“Kemal Ahmet Aru’nun ise bütün dünya mimarları ve şehircileri için bir referans niteliği taşıdığı”

vurgulandı.

Buhurizade Mustafa Itri (d.1635y-İstanbul - ö.1712).

17. yüzyıl büyük Türk bestekârı. Asıl adı Mustafa olup Itri mahlasıdır. Çiçekçilik ve meyvecilikle uğraştığı için bu mahlası almış olduğu söylenir. Ustaları arasında Hâfız Post, Nasrullah Vakıf Halhali, Kasımpaşalı Koca Osman Efendi, Derviş Ömer Efendi gibi, 17. yüzyıl bestecileri vardır.

Sözleri ünlü İranlı şair Hafız-ı Şîrâzî’ye olan Neva Kâr’ı Klâsik Türk Musikisi repertuarının en yetkin eseri olarak kabul edilir. Makamsal geçkiler, ezgilerin zengin ve orijinalliği bu eseri bir baş yapıt haline getirmiştir. Yine Segâh Yürük Semaisi olan “Tûti-i mûcize-gûyem ne desem lâf değil” çok bilinen ve seslendirilen bir eserdir. Eserin güftesi Nefî’nindir.

Bunlar arasında Segah Bayram Tekbiri, Segah Salat-ı Ümmiye, Cuma Salatı, Dilkeş-haveran Gece Salası, Rast Mevlevi Naatı bütün İslam Dünyasında meşhurdur.

Siyâhi Ahmet Efendiden hat meşk etmiştir. İyi bir tâlik hattatı olan Itrî, Divan yazabilecek kadar da iyi bir şairdir. Devrinin büyük bestekârları başta Hafız Post olmak üzere, Koca Osman, Küçük İmam ve Derviş Ömer’den mûsikî meşk etmiştir

Sultan IV. Mehmet ve Kırım Hânı I. Selim Giray tarafından himaye edilmiştir. Enderûn’da hocalık yapmış olan Itrî, kendi isteği ile ‘Esirciler kethûdağlığı’ na talip olmuş, Sultan IV. Mehmet tarafından bu isteği kabul görmüştür. Bu isteğin, iki sebebinin olabileceği varsayılıyor:

Birincisi; kötü muamele gören kölelerin daha iyi şartlarda yaşamalarını sağlamak olabilir, İkincisi; değişik coğrafyalardan gelen kölelerin sayesinde, diğer müzik anlayışlarını öğrenme hevesi olabilir.

Döneminin Galata Mevlevihanesi ile birlikte en önemli mevlevihanesi olan Yenikapı Mevlevihanesi yakınında doğması nedeniyle Mevlevilikle iç içe olmuştur. Hocaları Hafız Post ve Küçük İmam da Mevlevidir.

Abdülbâki Dede, Itri için “Dede” mertebesini kullanmış ‘Mecmûâ-i Ayini Şerif’ inde Segâh Ayini Şerifi – Itrî Dede şeklinde kayıt düşmüştür.

Şeyhülislam Esad Efendi, Itrî’nin 1000 den fazla eser bestelediğini belirtiyor. Elimize tek bir şarkı ve türküsü gelmemiştir. Yılmaz Öztuna’ya göre elimizde 42 eseri mevcuttur. 10’u dini, 3’ü peşrev 1’i saz eseri, 28’i dindışı eserlerdir. Dindışı 28 eserinden 2′si kâr, 13′ü beste, 8′i Ağır Semai ve 5′i yürük Semai formundadır.

‘Segâh Bayram Tekbir’i, ‘Dilkeşhâveran Salâ’sı, ‘Salât-ı Ümmiye’si İslam alemine malomuştur. Rast Na’t-ı Şerif-i üç asırdır ‘Âyin-i Şerif’lerden önce okunmaktadır. Neva makamındaki kârı, Hisar Beste ve Ağır Semai, Segâh Ağır Semai ve Yürük Semai ve diğer eserleri makamlarının ve formlarının en önemli örnekleri arasındadır.

Segah ayini, Itri’nin, klasik müzik bestekârı olarak değil de, bizzat ”Mevlevi” olarak vücuda getirdiğinin kanıtı olarak görülür. Segâh ayinini klasik müziğimizin çok nakışlı girift ezgilerinden oluşturmamış, nispeten daha sade ve ayin tavrına uygun bir şekilde bestelemiştir. Bu da O’nun Mevlevihaneye devam ettiği, diğer ayini şerifleri dinlediği şeklinde yorumlanabilir.
Klasik musiki tavrı ile ayin tavrını karıştırmamıştır. Klasik müziğimizde ustalaşmış bestekârlarımızın bile ayinlerinde zaman zaman bu iki tavrı karıştırdıkları ve eleştiriye uğradıkları görülür.
.
Itri’nin ölümüne şu mısra ile tarih düşürülmüştür:

‘Buhûrizade’yi, bûya-yı bezm-i adn ide Allah’
(Buhûrizade’yi Allah, cennet meclisinin en güzel kokusu yapsın.)

Mezarı divan şairi Şeyhi ‘nin yazdığına göre Yenikapı Mevlevihanesi’ndedir. Ancak mezar taşı kaybolduğundan, yeri konusunda bilgi yoktur.




Hoşgeldiniz