Süreyya’da beşinci yıl…
Toplam Okunma: 3566 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 10:32
2011-2012 sanat mevsimi, 2007 yıl sonbaharında opera ve bale temsilleriyle başlayıp, oda müziği konserleriyle zenginleşen, işlenmiş yüksek müzik dinletileri ve müzik çalıştay / panelleriyle oluşturulan etkinlik programlarının İstanbul, Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi’ndeki beşinci yılı olacak. Kadıköy Belediyesi’nin destekleri çerçevesinde her yıl çeşitlendirilen programların nitelik kaygısı Süreyya sahnesi yönetimince her zaman gözetilen ve bütün faaliyetlere yön veren bir prensip olduğu 5. yılda kendini kanıtlamış görünüyor…
Beşinci yıl bildirgesini aktarıyoruz:
KADIKÖY BELEDİYESİ SÜREYYA OPERA SAHNESİ’NDE 2011-2012 MÜZİK PROGRAMLARI HAKKINDA NOTLAR
Beşinci yılda programlar düzenlenirken gerek İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nce; gerek Kadıköy Belediyesi’nce; yeni eserlerin sahnelenmesine, değişik konser programları ve etkinliklere yer verilmesine özen gösterilmiştir.
Süreyya Opera Sahnesi’nin karakteristik özelliği olan ‘Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Oda Müziği Konserleri’ elbet bu yıl da programın önemli bir ağırlığını oluşturuyor. Bu konserler artık ‘geleneksel’ sıfatını kazanma aşamasına gelmiş sayılır. Kadıköy Belediyesi,
yüksek sanatın toplumun ve bireylerin duygu ve düşünce yapısını, iç dünyalarını geliştiren ve yaşam kalitesini yükselten bir değer olduğu düşüncesiyle, Süreyya Sahnesi’ni bu amaç doğrultusundaki etkinliklere tahsis etmiştir.
Programların belli bir takvim düzenine göre sıralandığını da seyircinin dikkatine sunmalıyız. Oda müziği ve fuaye konserleri geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Pazartesi günleri gerçekleşecektir. İstisna olarak birkaç konser, İDOB temsillerinden boş kalan haftanın diğer günlerine konulmuştur. Opera ve bale temsilleri Pazartesi dışındaki günlerdedir. Pazar gündüzleri İDOB’un çocuk müzikalleri bu yıl da sürecektir. Fuaye konserlerinin Kadıköy Belediyesi’nin bir eğitim / kültür hizmeti olarak saat 18.00’de ve ücretsiz olduğunu da izleyicilere hatırlatmalıyız.
Yeni program dizisi…
2011-2012’deki yeni bir program türünün, opera severlerin dikkatini çekeceğini sanıyoruz. Geçen senelerde gerçekleştirilen açıklamalı müzik programları ve konferansları yerine, beşinci yılda müzikseverlerin ilgiyle ve severek izleyeceklerini umduğumuz değişik bir etkinlik hazırladık. Dünya opera literatürünün beş önemli eseri, değerli sanatçılar tarafından opera salonunda beyaz perdeden de yararlanarak, karakteristik sahnelerinden seçkilerle gösterilip anlatılacak. Bu yeni program serisi, yılın beş Pazartesi günü, akşamüstü 18.00’de izleyicilere açık olacak. Bu etkinlik şeklinin, yıllar önce Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) TV2 Kanalı’nda, değerli operacı Yekta Kara’nın hazırlayıp sunduğu “Opera Bir Ateştir” adlı programdan esinlenildiği söylenmeli… Hem başlığı, hem içeriği hafızalarda yer tutan o güzel programların benzerlerini gerçekleştireceğiz. Program dizisinin adını da Yekta Kara’nın kulaklarını çınlatıp, hoş göreceğini var sayarak ve “Sinema Bir Şenliktir” diyen kaybının acısını unutamadığımız Onat Kutlar’ı anarak “Bir Şölendir Opera” diye koyduk… Eserlerin seçiminde bazılarının Türkiye’de hiç oynanmamış olmasını tercih ettik.
Anlatılar 19 Aralık’ta tiyatrocu Ali Poyrazoğlu’nun, Bizet’nin ünlü Carmen operasından yaptığı seçkiler ve değerli tiyatrocunun sunumuyla başlıyor. 13 Şubat’ta, Türkiye’de belki de geniş bir solist kadrosuna ihtiyaç duyulduğu için bir türlü oynanamayan Rossini’nin La Cenerentola (Külkedisi) operasıyla bu devam dizisinde Külkedisi, Can Gürzap anlatımıyla sunulacak.
Türkiye’nin opera denince ilk akla gelen isimlerinden olan değerli rejisör Yekta Kara da, Mozart’ın ünlü Don Giovanni operasını özel olarak hazırlayıp 19 Mart günü seyirciye anlatacak.
Seçilen bir diğer eser de Alman operasının öncüsü kabul edilen Carl Maria von Weber’in meşhur Freischütz (Sihirli ya da Büyülü Av) isimli romantik operası… Gürer Aykal yıllardır orkestra şefi olarak sahnelenmesini beklediği Freischütz’ün müzik direktörlüğünü yapmayı hayal etmekteymiş. Teklifimiz üzerine Süreyya Operası’nda Freischütz’ü anlatma teklifimizi memnuniyetle kabul ettiğini söylerken, “sahnede canlı olarak yönetemedim, kısmet anlatmakmış, tabii şimdilik…” şeklinde esprisini yapmaktan da geri kalmadı. Seriyi yine Ali Poyrazoğlu tamamlayacak ve 7 Mayıs’ta Prokofiev’in Üç Portakalın Aşkı’nı anlatarak noktalayacak.
Gelelim Oda Müziği Konserlerine…
Beşinci sezonunu 3 Ekim’de, Kadıköy Belediyesi Oda Müziği Konserleri’nin ilkiyle açılıyor. Viyana’da yaşayan ve Avrupa konser salonlarında aranan Türk kemancı Atilla Aldemir, yine Viyana’dan gelecek olan Japon asıllı piyanist Etsuko Miyakoda ile 2011 Ekim’inin ve sezonun ilk Pazartesi’sinde, Paganini’nin Kaprisleri’ni seslendirecek. Tam anlamıyla özel bir konser. Diğer kemancı, kemanın idollerinden Paganini ile seyirciye yoğun bir Paganini gecesi yaşatacak.
2011 Türkiye’de Kuzey Kıbrıs yılı dolayısıyla davet ettiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’nin önde gelen genç kuşak piyanistlerinden Rüya Taner, bu kapsamda 17 Ekim’de bir resital verecek. Değerli virtüöz Taner, Süreyya’da ilk defa çalacak. Artık onun da Süreyya oda müziği kadrosuna katılmasını diliyoruz. Konserde seslendirilecek parçalardan biri de, Amerika’da yaşayan Türk besteci Kamran İnce’nin ‘Kıbrıs adasındaki iki farklı toplumu yansıtmak’ temasına dayanan, Taner’in siparişi üzerine bestelediği ‘Kapılar’ eseri olacak.
Bir güzel yenilik ise Kamran İnce’nin ayrıca viyolonsel sanatçısı Rahşan Apay’la 12 Mart’ta tamamen kendi eserlerinden oluşan bir konser verecek olmasıdır. Sanatçıların repertuvarları arasında Türk bestecilerin eserlerine yer vermelerinin ötesinde, yorumcu sanatçıların anlayışları ve kabulleri ölçüsünde her sene en az bir konserin sırf Türk bestecilerinin eserlerinden oluşmasını hedeflemekteyiz. Geçen sene de bu anlamdaki konseri Hande Dalkılıç ile gerçekleştirmiştik. Türk bestecilerinin eserlerinin programlarda genel olarak yer almaları ise doğal olarak arzumuzdur.
Bu yıl dinleyicilerimizi bol bol iki piyano repertuvarıyla buluşturacağız. İlk olarak Devlet Sanatçısı Gülsin Onay henüz yirmi yaşındaki genç ve umut vaad eden piyanist Doruk Görkem Tokur’la 14 Kasım’da bir konser gerçekleştirecek. Ardından piyano ikilisi Ufuk ve Bahar Dördüncü 16 Ocak’ta ikinci kez Süreyya Operası’nda olacaklar. Üçüncü çift piyanolu konser ise, ‘OpusAmadeus Oda Müziği Festivali’ kapsamında 7 Mart’ta gerçekleşecek ve Birsen Ulucan ünlü Macar piyanist Marta Gulyas ile bir araya gelecek. Geçtiğimiz iki yıl Süreyya Operası’yla ortak olarak Mart ayında düzenlediği ‘İstanbul Piyano Haftaları’ konseptini genişleten organizatör Mehmet Mestçi ile bu yıldan itibaren ‘OpusAmadeus Oda Müziği Festivali’ ismiyle dünyadan ve Türkiye’den seçkin oda müziği gruplarını İstanbul dinleyicisiyle buluşturacağı festivalinin üç konserini, yine Kadıköy’de işbirliği içinde gerçekleştireceğiz.
Beşinci yılın yenilikleri arasında bizi sevindiren birkaç programın ve onların dayandığı anlayışı da vurgulayalım… Bunların belki ilki, yüksek müzik hayatının ülkede sembolleşmiş iki değerli yorumcusu İdil Biret ve Suna Kan’ın 23 Nisan 2012 günü birlikte verecekleri resitaldir. Bizi heyecanlandıran bu konserin, izleyicilerin de ilgisini çekeceğini düşünüyoruz.
Aynı şekilde heyecanlandırıcı bir etkinlikse Suna Kan’ın piyanist Cana Gürmen ve genç viyolonselci Dorukhan Doruk ile oluşturduğu trio konseridir. Kemanın duayeni Suna Kan böylece Süreyya Sahnesi izleyicilerine meslektaşlarıyla yepyeni bir dinleti armağan etmektedir. Böylece, değerli piyanist Gülsin Onay’ın genç bir piyanist ile izleyiciyi buluşturması gibi bu trio konseri ile de genç çello virtüözü Dorukhan Doruk da müzikseverlerle bu trionun ‘ilk’ ve anlamlı resitalinde karşılaşmış olacaktır. Herhalde bütün müzikseverlerin temennisi bu trio birlikteliğinin devamlılık kazanmasıdır.
Oda müziği dizisinin yeniliklerine devam edelim… Bu yıl yepyeni ve sürekli olmasını dilediğimiz bir başka ‘trio’ topluluğu daha var. Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası, bu topluluğa daha faaliyete geçmeden güvendi, benimsedi: Viyolonist Tuncay Yılmaz, piyanist Emre Elivar, çellist Gustav Rivinius’tan oluşan ‘Arkas Trio’nun 2011 Aralık ayında vereceği konseri merakla bekliyoruz. Türkiye’de böyle oda müziğine odaklanan grupların çoğalması gerçekten desteklenmesi gereken etkinliklerdendir. Buna paralel olarak Türk bestecilerinin eserlerinin bu topluluklarca icra edilmesi ve sık sık yeni yaratıların meydana çıkması da bir başka özlemdir. Borusan Quartet ile olan işbirliğimiz bu yıl da üç konserle sürüyor. Tabii binamızın artık klasikleşen konser programlarından bir dizisi de İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Haziran ayında düzenledi Müzik Festivali’nin konserleridir.
Özetle Süreyya Operası’ndan dağıtılacak kitapçıktaki program bölümünde ayrıntılarıyla görüleceği üzere bir hayli zengin oda müziği dinletilerini örgütleyebildiğimizi düşünüyoruz. Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası faaliyetleri çerçevesinde beşinci yılda gerçekleştirilecek bir de ‘sergi’ olacak…
Elbet bu sergi de müzikle ilgili; ‘Opera Afişleri Sergisi’dir. Sergide Türkiye’nin milli opera topluluğu Devlet Opera ve Balesi’nce sahnelenmiş operaların afişlerinden seçmeler yer alacak. Olanaklar el verirse bu serginin Süreyya Opera Binası’nda sunulmasından sonra, İstanbul’da başka salonlarda yer almasını da düşünüyoruz.
Opera ve Bale Temsillerine Gelince…
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) ilk opera temsilini biraz gecikerek, 22 Ekim’de verecek. Ama mevsim açılışı yeni bir eserle olacak: Donizetti’nin ünlü ‘Aşk İksiri’. Dünya opera sahnelerinin iki yüz yıla yakın zamandır vazgeçemediği bu şenlikli operayı Yekta Kara sahneye koydu. Böylece bu yıl izleyiciler, 2008 yılında Süreyya için hazırlanan ilk opera olan aynı bestecinin ‘Don Pasquale’si ile birlikte iki Donizetti operasını peş peşe seyredip, mukayese yapma şansı bulacaklar…
İDOB’un bu yılki ikinci yeni operası heyecan verici… Bir Türk kompozitörün; Ferit Tüzün’ün, değerli tiyatro yazarı Güngör Dilmen’e ait sahne eserinden alarak bestelediği ‘Midas’ın Kulakları’… Yıllar önce de oynanan ve akıllarda kalan bu güzel eseri, Türk tiyatrosunun duayen rejisörlerinden, Devlet Tiyatroları’nın başrejisörlüğünü de yapmış olan değerli sahne adamı Yücel Erten’in yönetmesi, ayrı bir özellik kazandırıyor. eseri, Türk tiyatrosunun duayen rejisörlerinden, Devlet Tiyatroları’nın başrejisörlüğünü de yapmış olan değerli sahne adamı Yücel Erten’in yönetmesi ise ayrı bir özellik kazandırıyor. Yılın bir diğer yeni prodüksiyonu Richard Strauss’un ‘Ariadne Naxos’ta’ adlı dramatik operası. Mevsim sonunda ise çağdaş bir İtalyan müzikli oyunu, ‘Hasır Şapka’ 2011-2012’nin repertuvarını süsleyecek. Geçen yıllarda başlayan La Traviata, Kötülüğün Döngüsü, Şen Dul, Hoffmann’ın Masalları, Sevil Berberi ve Mançalı Şövalye da bu yıl devam ediyor.
Elbet bale temsillerinde de yeni prodüksiyonlar yer alıyor… Bir Türk besteci ve koreografın eseri olan ‘Hürrem Sultan’dan başlayalım. Müzik Nevit Kodallı’ya; koreografi ise Oytun Turfanda’ya ait. ‘Genç Werter’in Acıları’ F. Chopin’in bestelerinden yararlanılarak sahnelenecek bir başka yeni prodüksiyon. Senfonik Minyatür, Don Kişot, Dört Duvar geçen yıldan devam eden bale gösterileri. Türk balesinin kurucu hocası ünlü koreograf Dam Ninette de Valois anısına hazırlanan bir yeni temsil de Süreyya Operası’nda izleyiciyle buluşacak. Mevsim sonunda ‘Dünden Bugüne’ başlığı altında Türk bestecilerinin müzikleri ile hazırlanmış, Türk koreograflarından seçme bale parçaları sergilenecek.
Her yıl olduğu gibi İDOB büyük ilgi gören Yılbaşı ve Bahar konserlerini, orkestrası ve solistleriyle gerçekleştirecek.
Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası
Bahariye Cad. Caferağa Mah. No.29
34710
Kadıköy / İSTANBUL
iş. 0216 346 15 31 (pbx) / 115
fax. 0216 346 21 00
cep. 0532 743 34 14
sureyyaoperasi@gmail.com
gizem.tuzun@sureyyaoperasi.org
www.sureyyaoperasi.org