Musiki Dergisi 5. yılında…
Toplam Okunma: 4543 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 21:29
“Araştırmacı, detaycı, matematiksel sadelik ve geleneksel değerden çıkan uluslararası müzik imzası” şeklinde özetleyebileceğimiz bakış açımızla daha önce “Başlarken” diye başlık atmıştık. Şimdi ise “beşinci yılımızdan” sesleniyoruz. Türk müziği açısından tecrübe edindirici bir yılı daha geride bıraktık. 5. yıla girdik… Övünçlüyüz…
Yayın ilkemizde “annemizin ninnisinin nağmelerine” dikkat ettik.
Müzik bölümlerimizden özellikle de çalışma alanı müzikbilim olanlarından ‘yazılar bekliyoruz’ dedik.
“İlle de ‘hakemli dergi’ olsun, puanlarıma puan katsın.
Puansız yazıya kafa yormam arkadaş!..” düşüncesi ağır mı basıyordu ne?
Mana bulduk…
Reklam konusunda çaba gösteremedik. İstemediğimizden değil tabii ki…
İnteraktif Dergimizden seçilmiş yazılardan oluşan derlemeyi her yıl kitap olarak basma fikrini benimsemiş, ismine de “Musiki Dergisi Yıllığı” demiş idik. Türk müzikoloji dünyasında ödüller verecektik…
Anladık ki konu henüz olgunlaşmamış.
“Yayıncılar ve medya ile müzikbilimciler arasında bir doku uyuşmazlığı mı var?” sorusunu sorduk.
Çuvaldızı birazcık da kendimize değdirdik ve müzikbilim insanlarımız arasında henüz; yazma yetenek-alışkanlık ve cesaretinin kurumlaşmadığını, işin sadece simpozyum-kongrelerdeki 15 dakikalık sunumlarla ve titr özgeçmişine kayıt ve puan amaçlı kimi yazılarla sınırlı kaldığını, yazma konusunda, hele fikir açıklama hususunda büyük bir ürkeklik yaşandığını bu yılda bir kez daha gördük.
Ana korku, yazdıklarından ötürü kimi kişileri karşısına alma, düşman edinme korkusuydu.
Buna neden, fikrini yazanların başına gelenlerdi…
Fikir özgürlüğü, mesleki anlamda önem taşır mı? Bunu bir Türk müzikolog algılayabilir mi?
Onca üniversitemizde onca müzikoloji bölümü her yıl onca mezun verirken -Kültür ve Turizm Bakanlığı dahil- ne devlette ne de özel kuruluşlarda müzikolog veya yan dallarıyla ilgili bir kadronun bulunmadığını keşfettik(!).
Şu soruyu sorduk:
“Bir zamanlar kadrosuz gece bekçileri vardı. Acaba şimdi aynı görevi müzik sanatı açısından üniversite mezunu müzikologlar mı üstlenmişlerdi?”
* * *
Musiki Dergisi beşinci yılına girdi…
___________________________________
5. Yılımız dolayısıyla gelen mesajları(*) yayınlıyor, teşekkür ediyoruz…
Sayın Yrd.Doç.Dr. Göktan Ay’ın mesajı:
“Sayın Dr. Ayhan Sarı
Kendi imkanlarınızla “müzik insanlarının ortak paylaşımı olması ve sorunların çözümleri ile birlikte sunularak, alanımızın daha ileri seviyeye yükselmesi” amacıyla başlatmış olduğunuz internet yolculuğunuzda 5. yıla girerek önemli bir başarı elde etmiş bulunuyorsunuz.
Ben de yazabildiğim ve başarabildiğim kadarı ile yazılarımla destek vermeye çalışıyorum. Ancak, alanımızla ilgili yazıların çoğalması en büyük dileğimdir. Ancak, sizin de belirttiğiniz “sebepler” nedeni ile bu konuda “çekimser” davranıldığı görülmektedir.
2011 Türkiyesi’nde müzik camiası birlikte bir çok işi başaracak “kadrolara ve güce” sahiptir.
Bana göre önemli olan; “ben” lik duygusunda kurtularak, bulunulan konumlarda alanımızda “biz” için ne yapabiliriz anlayışında birleşmek, “müziğin o olağanüstü gücünü” her mevkideki insanlara anlatabilmektir.
Alanımız bir “orkestra” olarak düşünülmeli, her kişi de kendini bu orkestranın “değerli bir parçası” olarak görmeli, katkıda bulunmalıdır.
Sizi gönülden tebrik ediyor; bıkmadan, usanmadan, reklam alarak (bu konuda dostlarımızın destek vermesi gerekir) devamını diliyorum.”
En derin saygılarımla.
Göktan Ay
Sayın Şefik Kahramankaptan’ın mesajı:
“Musiki Dergisi’nin Sayın Yöneticileri…
İnternet ortamında 5′nci yılınızı doldurmanız nedeniyle kutluyor, zaman zaman çok yararlı araştırmalara da rastladığım sanal derginizin gelişerek devamını diliyorum. Tüm katkı sahiplerine iyi dileklerimle.”
Şefik Kahramankaptan
www.kahramankaptan.com
Sayın Prof.Dr. Nesrin Kalyoncu’nun mesajı:
“Sayin Dr. Ayhan Sarı ve ekibini sabirli calismalari icin kutluyor, kosullar ne olursa olsun derginin yayin hayatini sürdürebilmesini diliyorum.
Saygilarimla”
Prof. Dr. Nesrin KALYONCU
AIBÜ Ogretim Uyesi
EAS Türkiye Koordinatörü
Sayın Prof. Nermin Kaygusuz’un mesajı:
“Musiki Dergisi ile Türk müziğine büyük katkılarınız oldu. Başarılarınızın devamını dilerim.”
Prof. Nermin Kaygusuz
İTÜ TMDK Öğretim Üyesi
Sayın Süleyman Şenel’in mesajı:
Çok değerli meslektaşım, dostum, kardeşim Dr. Ayhan Sarı…
Türkiye’deki müzik sanatının, özellikle de müzikolojinin sorunlarını neredeyse çocuk yaşlarımızda tartışmaya başladık… Sanat alanında kurumsallaşma, ülkemizde neredeyse emekleme dönemini yaşıyor, müzik türleri arasında iletişimsizlik ve sanat çevreleri arasındaki kırılganlık, güvensizlik her ortamda kendini hissettiriyordu… Üretim azdı ancak hemen her vitrine çıkan emek ürünü eser, ilgilisi tarafından takdir görüyor, eleştiriliyor ve kütüphanelerin en değerli köşesine kıymetli bir mücevher gibi yerleştiriliyordu… Sanat ile uğraşmak, sahne sanatçısı olmak, besteci olmak, eğitimci olmak, yazar olmak, programcı olmak, yayıncı olmak kısaca alanımızın farklı dalları ile uğraşmak adeta büyük bir sorumluluğa ortak olmak demekti…
Yıllarca devletin kültür-sanat politikalarının uğradığı ihmalden ve zaaflardan ve yetersizliklerden söz ettik, şikâyet ettik. Sorunların büyük ölçüde iyi yetişmiş insan faktörü ile çözülebileceğine inanıyorduk. Devletin zayıflamış ilkelerinden mutlu olamayacağımızı fark ettiğimizde de kendi hedef ve prensiplerimize sarılmış; meslek büyüklerimiz bizim bereketimizdir deyip; onların nasihatlerini, moral verici sözlerini kulaklarımızın bir tarafına yerleştirmeye özen göstermiş, düstur edinmiş; kendi başımıza verdiğimiz mücadeleleri farklı farklı şehirlerde yaşayan akranlarımızla, dostlarımızla, meslektaşlarımızla paylaşmıştık…
Gün geldi çeşitli sanat kurumlarında sorumluluklar üstlendik; bu arada çoluk çocuğa karıştık…
Ve bize moral olan, ışık saçan değerlerimiz/hocalarımız teker teker kendi dünyalarına göç ettiler. Karanlığa düştüğümüzü hissettik..
Gün geldi, içimizde yanan zayıf ışık ve körelmiş hisler, bizi kanıksadığımız bu dünyadan aydınlığa çıkmaya itti. Yeni ışık arıyorduk.
Heyhat nereden nereye geldik! Ne günler yaşadık! Diyemeden yarım yüzyılı arkamıza almışız bile…
Aziz ve kadim dostum Dr. Ayhan Sarı…
Bu hal içinde dahi, senin vazgeçmediğin ilkelerin, taşımaya her zaman hazır olduğunu hissettirdiğin sorumluluk bilincin ve aynı ölçüde sapasağlam bir duruşun vardı… Bundan 6-7 yıl öncesini hatırlıyorum da, değişen yeni dünya düzeni içerisinde bilişim çağının bir gereği olarak, eski ile yeni zamanın şartları ve alışkanlıkları arasında bir gel-git yaşamadın ve uzun bir hazırlık döneminin ardından elektronik yayıncılığa adım attın. Bıkmadan, usanmadan üretmeye ve insanlarla paylaşmaya başladın. Bunu yaparken de merhum hocan Prof. Dr. Gültekin Oransay ekolünün ve çizgisinin gerçek bir takipçisi ve temsilcisi oldun. Türler, sanatlar, fikirler, kurumlar, inançlar, ırklar ve her şeye bir kulp takmaya hazır insanlar arasında bir ayrım yapmadın ve her türlü fikir için, paylaşma ve yaygınlaştırılma düsturu ile herkes için değerli bir fikir platformu oluşturdun.
Başka bir deyişle, Türkiye’de müzikolojinin ve sanat dallarının her türü ile uğraşanlar için saygıdeğer ve sevimli bir paylaşım ortamı yarattın. Bu sayede de, birbirini tanıyan/tanımayan nice değerli şahsiyeti, müzikoloji arkadaşlığı, sanat paydaşlığı adına aynı meydanda topladın.
Ve…
Kolaycılıkla, fırsatçılıkla, haddini bilmezlikle, hokkabazlıkla, soysuzlukla, baskıyla, zorbalıkla, hile ve şer ile kendisine haksız mevki ve sıfat elde etmeye çalışan nice çürük meyvelere karşı önemli bir özgüven ve doğruluk kürsüsü kurarak sanatın ve bilimin zorlu yollarında mücadele vermenin erdemini hatırlattın. Bu kürsüde de fikir sahiplerinin duygularını, düşüncelerini, sorunlarını ve dileklerini tereddütsüz tartışabilmelerini arzuladın…
Ne de iyi yaptın! Sana, ne kadar teşekkür etsek azdır…
İnancım o ki, en zorlu 5 yıl geride kaldığına göre; bilgi, güzel ahlâk, alın teri, ahde vefa, saygı ve paylaşma prensipleri üzerine kurduğun çelik gibi sağlam bu söz kürsüsünü kimseler yıkamayacak… Ve yine inancım odur ki, daha uzun yıllar ülkemiz ve dünya sanatlarına unutulmaz hizmetler vereceksin… Seni seven ve sana inanan dostların olacak…
Hep birlikte nice yıllara…
Süleyman Şenel
İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı
Sayın Yrd.Doç.Dr. Gözde Sarı’nın mesajı:
Güncel haber ve bilgi aktarımının daha hızlı/kolay bir şekilde paylaşıldığı 21. yüzyıl Türkiye’sinde müzikle ilgili her konu ve alanda objektif paylaşımı sağlayan Musiki Dergisi 5. yılını ilgi ve beğeniyle tamamlayarak, bundan sonraki 10 yılllarda da Türkiye müzik yaşamına katkılarını sürdüreceğini göstermiştir. Özverili çalışmalarıyla 5. yılına ulaştırdığı e-dergi için Sayın Dr. Ayhan Sarı’yı tebrik ediyor, Musiki Dergisi’ne nice seneler diliyorum.
Gözde Çolakoğlu Sarı
İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı
Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Sayın Prof.Dr. Cihat Aşkın’ın Mesajı:
Sayın Dr. Ayhan Sarı
Musıki Dergisi yayın hayatının 5. Yılını doldurmuştur. İnternet dünyasında çok önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Tamamen sizin ve gönüllü yazarlarımızın gayretleriyle meydana gelen Musiki Dergisi’nde hem güncel sanat konuları hem de müzik bilimi ile ilgili konular yer almaktadır. Bu konuları ilgi ile takip etmekteyim ve oldukça faydalı görmekteyim. 5. yılınızda sizi ve değerli yazarlarımızı kutlarım. Musıki Dergisi’nin sadece internet dünyasında değil, kütüphanelerde de yer almasını ve başarılarınızın artarak devam etmesini dilerim.
Prof. Dr. Cihat Aşkın
İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müdürü
Sayın Gülsin Onay’ın mesajı:
Nice 5 yıllar diler, güzel çalışmalarınızı kutlarım..
Gülsin Onay
Sayın Yrd.Doç.Dr. Seyit Yöre’nin mesajı:
Dr. Ayhan Sari’nin onculugunde devam eden Musiki Dergisi’nin 5 Yilini kutlar, nice yillar dilerim.
Yrd. Doc. Dr. Seyit YORE
Selcuk Universitesi Dilek Sabanci Devlet Konservatuvari
Sayın Prof. Suna Çevik’in mesajı:
Sayın Dr. Ayhan SARI’nın önderliğinde, Musiki Dergisi’nin değerli çalışanlarını 5. yıl dönümü sebebiyle kutluyor, daha nice yıllar müzik bilimine katkı vermelerini diliyorum.
Saygılarımla…
Prof Suna ÇEVİK
Gazi Üniversitesi GEF Müzik Eğitimi ABD
Emekli Öğretim üyesi
Sayın Dr. Nuri Mahmut’un Mesajı:
Sayın Dr. Ayhan Sarı
Musiki dergisi yayın hayatının 5.yılını tebrik ediyorum. Musiki Dergisi internet dünyasında müzikle ilgili güncel ve bilimsel konuları en doğru şekilde yayın yaparak ülkemiz dışındaki Türkçe konuşan ülkelerin de dikkatini çekmektedir. Bu derginin yayın hayatının gittikçe geliştirilerek sürdürülmesini umut ediyorum…
Dr. Nuri Mahmut(*)
Ege Üniversitesi Devlet Türk müziği Devlet Konservatuarı
(*) Çin Uygur Özerk Bölgesi Bestecisi
Sayın Dr. Halil Altınköprü’nün Mesajı:
Musiki Dergisi Türkiye akademik müzik dünyasında önemli bir boşluğu dolduruyor. Birbirimizden haberdar olmamızdan öte sanatçılarımızın uluslararası yükseltideki etkinliklerinin sayfa bulması ayrı bir bakış açısı.
Musiki Dergisi’nin daha nice 5 yıllar bizlere ışık tutacağına inanıyor, hocam sn. Dr. Ayhan Sarı’yı tebrik ediyorum.
Dr. Halil Altınköprü
Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı
Sayın Yrd. Doç. Dr. Recep Uslu’nun mesajı:
Online dergicilikte uzun soluklu nadir dergilerden biri 5. Yaşına bastı. Hangi dergiden mi söz ediyorum, elbette www.musikidergisi.net ’ten. Başlangıcından bugüne kadar ne zaman sona erecek, imkansızlıktan kapanacak derken, gittikçe büyüyen bir müzikoloji birikimini okuyucuları arasında paylaşılmasını sağladı. Bir taraftan yeni araştırmalara yer verirken, diğer taraftan bulunmasında güçlük olan yazıları yeniden sayfasında yayınlamakla paylaşımları çoğalttı.
Tebrikler, daha nice 5. Yıllara diyoruz. Dergideki yayınlanan yazılarının çeşitliliği gittikçe arttı. Zaman zaman Türkiye’deki müzikoloji sorunlarını zaman zaman müzikologların sorunlarını yansıttı.
Tekrar tebrikler, nice başarılı yıllara Musiki Dergisi…
Recep Uslu
İTÜ
Türk Musikisi Devlet Konservatuarı
Muzikoloji Bölümü
Sayın Tuğrul Göğüş’ün Mesajı…
‘Musiki Dergisi’ 5. Yılında
Sevgili dost Ayhan…
Bu ne olağanüstü bir süreç… “Musiki Dergisi”nin 5. yılına girmiş olması ne büyük bir fedakarlık… Koca bir beş yılı omuzlayıp götürmen ülkemiz kültürüne ne müthiş bir katkı… Bu beş yıl içerisinde hiçbir fedakarlıktan kaçınmaman ne büyük bir özveri…
Türk toplumu yüzyıllardan beri hiçbir alanda –olması gerektiği kadar- yazılı belge bırakmayan pek enteresan bir toplum. Kağıt harcamaktan, mürekkep akıtmaktan, bu tür “gereksiz” çabalar için zaman tüketmekten kaçınırız biz Türkler… Ve sonuçta tarihimize, sosyal olaylara, kültürümüze ilişkin birçok şey sözel yolla sonraki kuşaklara aktarılır. Doğal olarak da bu aktarım şekli sayısız yanlışlara, eklemelere, değiştirmelere ve toplumsal bellek yitimlerine yol açar. Elbette kayıt tutulmamasından devlet birinci planda sorumludur; ama toplumu oluşturan bireyler olarak bizlerin hiç mi kabahati bulunmaz?
Kültür alanında, hele ki musikimiz konusunda hemen bir mazeret üretmek olanaklıdır. “Devletin kültür alanında bir planlamasının bulunmadığı” gibi yanıtlar akla gelebilir ve gerçekten de böyledir.
Peki, hemen her ilimizde bulunan o “pek bir bilim yuvası” dört duvar üniversitelerimiz kültürel dokümantasyon konusunda ne yaparlar acaba?
Meselenin bizi ilgilendiren tarafı musiki… Unutmayalım ki her bir üniversitemiz vitrinine artık bir konservatuvar, bir küğ öğretmeni yetiştiren fakülte ve işin bilimsel tarafını unutmayalım kabilinden bir “küğbilim” yuvası yerleştirmeyi pek bir marifet bellemiş durumda. Bu okulların anlı şanlı “prof.”ları, “öğretim üyeleri” ve “araştırma görevlileri” ne yaparlar acaba? Hiç merak etmeyin, bu büyük bilim adamları derslere girip yıllarca önce öğrendiklerini noktası ve virgülüne dahi dokunmaya zahmet etmeden tekrarlayıp dururlar.
Öyle emek harcayıp kayıt tutmaya, belge biriktirmeye, arşivlemeye, bu bilgileri özümseyip yeni bir sentezle yazıya dökmeye; kısacası tarihe ışık tutmaya ne gerek var?
Bu tür zahmetli işleri “Musiki Dergisi”ne, yani sevgili çalışkan dost Ayhan Sarı’ya bırakıverirsin olur, biter. Ayhan arkadaşımız da omuzlarında hissettiği sorumluluktan ötürü her gece sabahlara kadar çalışır, didinir; ortaya daha henüz 5. yılında olan bu ürünü koyar. Bizim bilim adamcıkları da bu dergide kamuya açık olan bilgilerden demetler oluşturur, kes-kopyala-yapıştır yöntemiyle pek bilimsel ders materyalleri hazırlarlar; hatta, kaynak belirtmeden hem bu dergiden hem de başka çalışmalardan bildiriler hazırlarlar, tez dosyalarına bile kendi ürünleri imiş gibi girdiriverirler.
İşte ülkemizin hazin durumu kısaca bu… Bir yanda gerçek bir bilim adamı ve isimsiz kahraman olan Ayhan Sarı ve öbür yanda…?
Sevgili dost Ayhan…
Yazının başında sana böyle seslenmiştim. Sen bu ülkeye ve halkına, hatta dolaylı olarak tüm ülkelerin halklarına gerçek bir dostsun. Çünkü sen yaptığın çalışmalarla “T.C. Kültür Bakanlığı”nın yapmadıklarını yerine getiriyorsun; çünkü sen yaptığın çalışmalarla üniversitelerimizin sorumluluğunda olan, her türden küğ bölümünün gerçekleştir(e)mediklerini gerçekleştiriyorsun; çünkü sen bu ülke halkı adına kayıt tutuyor, yazılı belge üretiyor ve tarihi ışıklandırmak için zamanını, emeğini, maddi kaynaklarını, beynini harcıyorsun.
Sana bir arkadaşın ve ertikten bir can yoldaşın olarak sağol diyorum. İnanki küğ tarihimizde parlak yerini aldın ve unutulmayacaksın.
“Musiki Dergisi” senin eserindir. Nice yıllar ve nice başarılar dilerim sevgili dost…
Tuğrul Göğüş / 11.09.2011, Pazar - Adana
______________________________
(*) Mesajların yayın sırası iletim tarihine göredir.
Sayın meslekdaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz…