Nesteren: İlk Türk Operası (?)*…
Toplam Okunma: 9867 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 21:39
01 Ekim 1919’da yurdumuzun ilk müzik dergisi Alem-i Musiki’yi 15 günde bir çıkarmaya başlayan Mehmet Baha Pars (1877-1953) Bestelerinin çoğunda Türk makamları ile çoksesli çalışmalar yapmıştır… Geleneksel Türk müziğinin modernleşmesinin Bursa’da öncülüğünü yapan besteci müzik kişiliğini şöyle özetliyordu. “Alaturka, alafranga müzik olmaz. Müzik bir lisan-ı ruhtur”… Abdülhak Hamid Tarhan’ın metni üzerine bestelenen Nesteren hem bestecisi, hem de libretto yazarı Türk vatandaşı olan ilk operadır(**)…
Nesteren: Ağustos gülü, yaban gülü.
O zamanlar opera denemeleri de(***) yapıldı: Librettosunu Halide Edib Adıvar’ın yazdığı ve Vedi Sabra’nın bestelediği “Kenan Çobanları”, Mehmed Baha Beyin bestelediği Nesteren Operası, Celâl Esat Arseven’in Vittorio Radeglia ile birlikte meydana getirdiği 1918′de Viyana’da oynanan “Şaban” adlı komik opera, 1920′de amatörlerin oynadığı, librettosunu Şehabettin Süleyman ile Hulki Âmil Keymen’in yazdığı ve Nurullah Taşkıran’ın bestelediği “İhtiyar” adlı opera bu arada sayılabilir.
Ali Bey’in “Letafet” adlı opereti, Abdülhak Hamit’in “Nesteren” ve “Liberte” adlı oyunları hece ölçüsüyle yazılmıştır.
Abdülhak Hamid Tarhan ve eşi Lüsyen Hanım’ın Maçka Palas’ta oturdukları daire, 7 kasım 2000’de bir sanatevine dönüştürüldü. Körfezbank Sanatevi’nin ertesi gün gerçekleştirilen açılışında davetlilere Hamid’in ‘Nesteren Opereti’nden de bir dinleti(****) sunulmuştu.(1)
Paris’te yazılan Nesteren , Hamid’in Fransız trajedi şairi Corneille’i kendi vatanında okuduktan sonra kaleme aldığı manzum dramadır(1878). Eserini İstanbul’da değil Paris’te yayımlar. Nesteren’ de vatan sevgisi, ahlak ve kahramanlık konusundaki güzel sözler dikkat çeker. Şair bu eserini duraksız 11’li hece vezniyle yazdığı, dolayısıyla hecenin ahenk kurallarına uymadığı için, Nesteren’i haklı olarak, vezinsiz ve sadece kafiyeli olarak tanınmasını ister.
Yazar bu eserinde zalim bir hükümdara başkaldırmayı anlatır; iki müstebit kardeş hükümdarın kavgalarını konu edinmişti. Konu o yıllarda abdülhamit ile beşinci murad arasında süren kavgayı çağrıştırıyor, hükümdarlardan biri halk tarafından sevilirken diğeri sevilmiyordu. Abdülhamit ile 5.Murad arasında da böyle bir benzerlik vardı. Besteci bu tasalarla eserini imzasız olarak bastırsa da istanbul’a gelince bir sebeb ile açığa alınmış, işsiz kalmıştır.
Mehmet Baha Pars (1877-1953)
Müzisyen, bestekar, gazeteci ve şair, milletvekili Mehmet Baha Pars, İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucularından Hakkı Baha Pars ve opera sanatçısı Umur Baha Pars’ın ve Tahir Alangu aynı ailedendir. Atatürk’ün Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin Selanik’teki şubesi Hakkı Baha Pars’ın evinde kurulmuştur. Baha Pars, Atatürk ve ünlü Teşkilat-ı Mahsusacı Ömer Naci ile Harp Okulu’ndan sınıf arkadaşıdır.
Babası Şeyh Hacı Baha Efendi’nin ölümünden sonra, dergâhta onun yerini alan sanatçı, iyi bir öğrenim gördü. Çeşitli okullarda Fransızca ve müzik öğretmenliği yaptı. Besteleri arasında ilahiler büyük yer tutar. Marş, operet ve şarkılar da besteledi.
Bursa’da doğan besteci Bursa Mülkiye İdadisi(Bursa Erkek Lisesi)’ni bitirdikten sonra İstanbul Aksaray Dar’ül Tedris Mektebi ile Galata Alyans İzraeli’de eğitimini tamamlamıştır…
Bursa’ya döndükten sonra çeşitli okullarda müzik, tarih ve Fransızca dersleri verdi. Hüdavendigar gazetesinde yazılar yazmış ve 10 yılı aşkın bir süre Vilayet Matbaası’nı yönetmiştir. 1 Ekim 1919’da ülkemizin ilk müzik dergisi olan Alem-i Musiki’yi 15 günde bir çıkarmaya başlamıştır…
Bestelerinin çoğunda Türk makamları ile çok sesli çalışmalar yaptı…
Türk müziğinin modernleşmesinin Bursa’da öncülüğünü yapan Mehmet Baha Pars Bey “alaturka, alafranga müzik olmaz. Müzik bir lisan-ı ruhtur” dermiş…
Milletvekilliği de yapmıştır. 1921 yılında Ulusal Marşımız için açılan yarışmaya da katılan Mehmet Baha Pars, 724 eserin katıldığı bu yarışmada finale kalan 7 eserden birine sahiptir. Pars, Akif’in şiirini dinledikten sonra eserini geri çekmiştir…(2)
Sözlerini Abdulhak Hamit Tarhan’ın yazdığı tanınmış Makber gazelinin bestecisi de Mehmet Baha Pars’tır.
_____________________________
(*) Ayhan Sarı
(**) Çoğu kaynaklarda “ilk Türk operası” olarak lanse edilse de “Özsoy Operası” Atatürk’ün isteği üzerine Ahmet Adnan Saygun tarafından bestelenen ve librettosunu Münir Hayri Egeli’nin yazdığı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk sahnelenen (19 Haziran 1934) operasıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki Türk tarihinde ilk opera olarak, Donizetti’nin 1842 yılında temsil edilen “Belisario” adlı operası kabul edilmektedir.
(***) Opera terimi kavramı açısından ilk Türk operaları ile sözleri Renuccini tarafından yazılan ve Peri tarafından 1594′de bestelenen ilk Batı öncül operası Daphne arasında karşılaştırma yapıldığında ve de 19.yy’da sahnelenen R. Wagner’in(1813-1883) opera sanatı açısından doruktaki operaları gözönüne getirildiğinde bunlara Türk öncül operaları demek daha doğru olur(M.D).
(****) Nesteren Operası’nın notası nerdedir, kimdedir? Biliyor musunuz?..
(1) http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/11/07/258382.asp
(2) http://www.bursahakimiyet.com.tr/makaleDetay.aspx?mid=2734