Si bemol, b moll, Bemol ve Şeytan Aralığı(*)… Ayhan Sarı
Toplam Okunma: 9883 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 05:16
Fakülte yıllarımızda (Türkiye’nin ilk müzikoloji bölümü Ege Üni. GSF 1976-83 sonra Dokuz Eylül Üni.) arkadaşlar arasında gelişen duruma ters argo cevap vermemiz gerektiğinde bir tonallık adını kullanırdık. “Si bemol”… Şöyle ki: “Senden bişeycik olmaz sibemol”, “konuşma l..n sibemol”, “sibemolün teki … ” gibi… Fakat -argo betimleme gerektiğinde- neden “sibemol” (**) deyimini kullandığımızı sorgulamazdık. Buna sebeb yalnızca si bemol sesinin majör tonu değildi…
Çünkü majör tonu iki adet değiştirme işareti alır. Si ve mi bemol… Popülist ve amatör müzisyenler bu donanımı daha çok sol minör olarak tanırlar. Çok kullanılır. Çünkü sol minör, si bemol majörün (1.5 ses pesti) ilgili minörüdür. Bu durumda bize kala kala kullandığımız manadaki si bemol betimlemesini düşündürecek müzikal tek öge kalmaktadır. O da si bemol minör…
B = si (İng.)
moll = minör (Alm.)
bemol = bemolle (İtl.)
bemol = bemol (Frn.)
bemol = flat (İng)
Si bemol minör tonallığı donanımına bemollerin geleneksel sırasındaki si-mi-la-re-sol-do-fa (tümü bemol) dizilişindeki ilk beş bemolü almaktadır. Yani si-mi-la-re-sol (tümü bemol)…
Bemol sırasının pratik tonallık adlandırması şöyledir: Donanımdaki son bemolden bir önceki bemolün ismi tonallığa majör türünden ismini verir.
Bu durumda beş bemollü donanımdaki son değiştirme işareti sol bemolden bir önceki değiştirme işareti olan re bemol bizi majöre ve ardından ise re bemol majörün ilgili minörü yani birbuçuk ses pesti/kalını olan sibemol minör tonuna ulaştırmaktadır.
Bu si bemol sesine argo anlam yüklenmesinin sebebi minör tonallığının icrasının güçlüğü olabilir miydi ?..
Müzik tarihinde si bemol tonallığında yazılmış bazı eserlere de şöyle bir bakıverelim de umudumuz kalacağına emeğimiz kalsın.
Çaykovski’nin meşhur 1. Piyano konçertosu Si Bemol Minör tonallığındadır. Ve diğer bazıları:
• Frédéric Chopin :
o Piano Sonata No 2 op 35
o Mazurka, Op 24/04
o Nocturne No 1 Op 01.09
o Polonez o.op. (1826)
o Prelüd op 28,16
o Scherzo op.31
• Antonín Dvořák : Slav Dance No 13 op 72,5
• Sergei Rachmaninov : Piano Sonata No 2 Op 36
• Kurt Atterberg : Piyano Konçertosu, Op.37
• Alberic Magnard : 3 Symphony No, 11 Opus
• Xaver Scharwenka : Piyano Konçertosu No 1 Op 32
• Wilhelm Stenhammar : Piyano Konçertosu No 1 op 1
• Dmitri Shostakovich : Symphony No 13 op 113 “Babi Yar”
• Samuel Barber : Adagio for Strings , Op 11
O halde si bemolü Türkiye’nin ilk müzikoloji bölümünde bu denli argo hale getiren sebeb neydi?..
Şimdiye değin Türkiye’deki müzikoloji veya müzik eğitim okulu öğrencilerinde sözkonusu durumun yaşandığı var mıydı?..
. . .
Bizim zamanlarda Ege Üniversitesi Müzikoloji Bölümü, Türkiye’nin ilk müzikbilim profesörü Gültekin Oransay’ın kurmuş olduğu ve içinde Farsça, Arapça, İtalyanca gibi dillerden matematiğe, fiziğe değin birçok açıdan müzikolojiye yaklaşım açısını öğretmeye çalışan bir ders eğitim sisteminin hakim olduğu kurum özelliği taşıyordu.
Bu dil ve matematik yaklaşımı özelliğini öğrencilerine öğretmeye çalışan Oransay, müziğin hemen her yönünü yaşayan dil-betimleme-kavram yönünden çapraz düşünce şekliyle aktarmaya, müzikal durumu en iyi şekilde anlatabilecek kelimeyi bulma açısından düşünce jimnastiği alışkanlığını –tabii ki bu özelliği kavrayabilecek- öğrencileri nezdinde geliştirmeye çalışırdı.
G. Oransay (1930-1989) için müzik yazarlığı; müzik gibi soyut bir olgunun insan üzerinde hissettirdiğinin yazıya aktarılmasındaki beceri idi.
Peki argo sibemol deyimi ile ilgili olarak öğrencilerine bir şey söylemiş miydi?..(***)
Söylememişti.
Argo sibemol ile ilgili olarak ortaya çıkan benzetmeler aslında O’nun derslerde vermek istediği düşünce tarzının öğrenci muzırlığında ders aralarına yansıyan şekliydi.
Belki de en önemlisi şimdiye değin kimsenin bilmediği, üzerinde kafa bile yormadığı Türk müzik eğitiminde kullanılan bemol kelimesinin si minör anlamına gelen “B(İng. si) moll(Alm. minör)” kelimesinden türetilmesi düşüncesinden oluşan çıkış noktası idi. Çünkü Alman için moll kelimesi anlaşılabilir, İngiliz için de müzikteki B harfı…
Ama ya bizim için?
Bizim için bemol kelimesi ne anlam çağrıştırmaktadır?…(***)
Hiç!..
Sadece İngiliz’in B (si) notasıyla, Alman’ın moll (minör) dizisini !..
Birbirine entegre olmuş, ekonomik ve sosyal/kültürel açıdan üyelik bağlarıyla da birbiriyle kaynaşmış Avrupa’da tonallık ismi söylememiz gerekip de parçanın tonallığını “sol Be mol” olarak belirttiğimizde karşımızdakinin anlıyacağı “sol-si minör”, re be mol de ise re-si minör, gibi absurt bir kelimeydi ki şaşırıp kalacaktı. Çünkü kendi kültürleri dışındaki diller tarafından kelime kökeninin yarısı İngilizce, yarısı Almanca olarak algılanabilmekte idi…
Yani “B moll-bemol” oralarda/buralarda si minör anlamına da geliyordu.
Si kelimesi ve sesindeki ayrıntıyı, müzikoloji bölümünün Oransay’lı dönemininin son asistan hocası Adnan Atalay kendi sitesinde ayrıntılı olarak açıklıyor, diyor ki:
“Boethius yazısında kullanılan harfler (Grek Harf yazısındakinin tersine) sesleri kalından inceye doğru gösteriyordu. “A” sesi bugünki adıyla La3 sesini gösteriyor, buna göre Si sesi “B” harfiyle, Do sesi “C” harfiyle… gösterilmiş oluyordu. (Bugün İngiltere ve Almanya’da seslerin La, Si, Do… gibi heceler yerine A,B,C gibi harflerle adlandırılması geleneğinin kökleri Boethius yazısına uzanmaktadır.)
“Temelde Boethius yazısından türetilmiş olan Odo (X.yy. müzik kuramcılarından Cluny’ li Odo 897-942) yazısının getirdiği bir başka yenilik ya da gelişme bu yazıda İKİ TİP “B” HARFİ KULLANILMIŞ ve (bugünkü adıyla) Si sesinin “kare” biçiminde, Sibemol sesinin ise “yuvarlak” bir “b” harfiyle gösterilmiş olmasıdır.
…
Bugünkü adıyla “Si” o zamanki adıyla “b” sesi, o çağlarda üzerinde çok düşünülmüş ve türlü yorumlara neden olmuş bir sesti.
Çünkü ezgi içinde Do, La ya da Sol sesleriyle ilişkili olarak kullanıldığında güzel tınlayan bu ses, Fa sesiyle ilişkili olarak kullanıldığında FA-Sİ TRİTONUNA neden oluyor, bu aralığın uyumsuz etkisi ise özellikle o çağların aralık anlayışı ve beğenisine ÇOK TERS DÜŞÜYORDU.
Batıl bir inanışla “ŞEYTANIN DİNSEL ŞARKILARI BOZMAK İÇİN YENİ BİR OYUNU” olarak yorumladıkları ve “ŞEYTAN ARALIĞI” olarak niteledikleri bu uyumsuz etkiyi giderebilmek için özellikle “F” sesiyle ilişkili olduğu durumlarda o günkü deyimiyle daha yumuşak bir “b” sesi(bugünkü adıyla Sibemol) kullanmaları gerekiyordu. Böylece biri yumuşak öteki ise sert kabul edilen iki ayrı “b” sesi kullanılmış oluyordu.
Odo yazısı aslında çok eskiden beri yapılagelen bu alteriationu kullandığı iki ayrı “b” harfiyle belirlemiş ve günümüzdeki alteration göstergelerinin de temelini atmış oldu.
Nitekim Odo yazısında yalnızca (bugünkü adıyla) Sibemol sesi için kullanılan “b mol” ile (yumuşak b) sözcüğü zamanla her tür pestleşmenin adı olmuştur.
Aynı şekilde o zamanlar yalnızca “kare” biçimindeki “b”yi (yani bugünkü adıyla Si naturel sesini)göstermek için kullanılan “b carre” (kare b) sözcüğü de, seslerin alterationsuz (naturel) olacağını bildiren genel bir sözcük haline gelmiş ve “bekar” imlasıyla ülkemizde de yakın zamana kadar kullanılmıştır.“(1)
“Moll” kelimesinin İngilizce karşılığı sözlükte şöyle geçmektedir: “Fahişe, gansterin sevgilisi, kadın, sevgili…”
Tüm anlattıklarımızın ışığında bugün düşünüyorum da o zamanlar “si bemol sesine ve tonallığına -farkında olmadan da olsa- gereken önemi vermişiz.
Onu günlük okul yaşamı müzik dilimizin baş sıralarına oturtmuşuz.
Bizi ancak “biz anlayabiliriz” diye!..
Si bemol kelime içeriğini çok yönlü bir şekilde tümüyle algıladığımız oranda birbirimizi anlamamız da gelişecek.
Ve
Si bemollerimiz müzik hayatımızın fıkralarında giderek daha da efsaneleşecek…
_________________________________________
(*) Bu yazı “müzikoloji eğitimi aşamasında olan” tüm si bemollere ithaf edilmiştir…
(**) Bu yazıda müzikte düşündüğümüz (büyük harf=majör, küçük harf= minör) alışkanlığı –yazı yazım gereği- geçerli değildir.
(***) Belki de bu çağrışımsızlık ve algılama kargaşası nedeniyle olsa gerek o zamanlar Bölümde si bemol’e “yon gi” denmekteydi. Yani “yontmak”tan “yon”; solfejde hızlı telaffuz kolaylığı açısından ise si yerine “gi”. Çünkü kimi ülkeler de (İtalya) “ti” hecesini tercih ediyordu. Sol-la söyleminde ardarda gelen iki -l harfi solfeji yavaşlatmasın diye de sol yerine so kullanılmaktaydı.
(1) http://www.adnanatalay.com/Harf%20Yazilari.htm