Müzisyenlerimiz: Burhan Tonguç…


Toplam Okunma: 6042 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 21:49
Kategori: Toplum ve Müzik

Müzik hayatımızda kendi çevresi içinde isimli, ama popüler anlamda düşünüldüğünde isimsiz, nice gerçek müzisyenimiz vardır. Onlar bu dünyadan isimsiz bir şekilde göçüp gitmişlerdir. Klasiğinden arabeskine değin müzik asıl bu müzisyenlerimizin omuzlarında yükselmiştir… Burhan Tonguç da ismini çoğumuzun bilmediği değer müzisyenlerimizden., Türk jaz, rock , arabesk , pop müziğine önemli katkıları olan “Vedat Yıldırımbora , Özer Şenay, Ömer Faruk Tekbilek” gibi müzisyenlerin hocasıdır. “Cem Karaca, Erkin Koray”ların da destekçisi… O aynı zamanda arabeskçilerin de Burhan Baba’sı… Şöyle demişti: “O ritmi, o perdeleri vücudunuzda görüp ondan sonra bir şeye, çalgıya aktardığınız zaman, o alet çalıyor. Aslında ilk çalan vücud…”

Burhan Tonguç zamanında Beyrut’ta Ferid El Atraş’la da çalmış.

Ömer Faruk Tekbilek şöyle diyor: “…Burhan babayla caz dinlerdik. O davulcu olduğu için Elvin Jones severdi. Duke Ellington’ları, Coltrane’leri dinlerdik. Grup Metronom’un(1970’ler) icralarında caza kaçtığımız yerler olurdu. Emprovizasyonlar yapardık. Zaman zaman Burhan babayı tek başına bırakırdık sahnede, davulunun başında… ”

Burhan Tonguç cazcı kimliğinin yanında, Vedat Yıldırımbora ile beraber 70′lerin başında Grup Metronom’u kurmuş ve zamanı için deneysel sayılabilecek arabesk çalışmalara imza atmiş. Eski arabesk şarkıcısı Biricik’in de üvey babasıdır..

Ritmin müziğin içinde yüksek matematik merkezi olduğunu,bunun dinleyicide bıraktığı tortuyu hissettiren, enstrümana bir kişilik getiren kişi Burhan Tonguç…

Roll Dergisi Vedat Yıldırımbora röportajından alıntı:

“Burhan Tonguç V.Yıldırımbora’ya “Senin davul çalman şart” demiş. Hangi enstrumanı çalarsa çalsın aslında ‘ritim çaldığını’, vurmadan, dokunmadan ses çıkmayacağını, aslında her müzisyenin bir ritimci olduğunu söyleyerek Yıldırımbora’yı vurmalı çalgılar konusunda teşvik etmiş Burhan Tonguç.

Ö.F. Tekbilek de Tonguç’a çok şey borçlu olduğunu ifade ediyor:

“Burhan Baba, bize pratik yaptırırken evvela havada yaptırırdı. Çünkü havada çalıyorsun, ses yok ama duyabilmek önemli … Sonra bunu piyanoya koyarsan piyano olur, saza koyarsan saz olur… O ritmi, o perdeleri vücudunuzda görüp ondan sonra bir şeye aktardığınız zaman, o alet çalıyor, aslında ilk çalan vücud




Hoşgeldiniz