Aram Haçaturyan Keman Konçertosu Üzerine Bir Çalışma… Selçuk Bilgin, Mehmet Efe(*)


Toplam Okunma: 7513 | En Son Okunma: 25.11.2024 - 14:01
Kategori: Araştırma Yazıları

Haçaturyan, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Türkmenistan, Azerbaycan ve Türk halk şarkılarından etkilenmiştir. Aynı zamanda batı ile doğunun klasik müzikte kesişme noktası olarak da anılır. Halk müziğinden etkilenmesinin bir sonucu olarak, yapıtlarında özgün bir ritmik yapı, melodi çeşitliliği ve zengin orkestra renkleri bulunur. Üslubuna lirik bir anlatım egemendir. Eserleri; Türk motiflerini andıran ezgileri ve kompozisyonlarındaki folklorik öğeler sebebiyle sanki bir Türk bestecisinin yapıtı dedirtecek kadar halk ezgilerimize yakındır. En önemli eserlerinden biri olan keman konçertosu gerek içerisindeki temaları oluşturan ezgileri gerekse orkestrasyon içerisindeki modal yapı bakımından Çağdaş Türk Müziğinin dünya müzik platformunda yakalamak istediği başarıya örnek teşkil edebilecek niteliktedir…

Aram Haçaturyan Keman Konçertosu Üzerine Bir Çalışma… Selçuk BİLGİN, Mehmet EFE(*)

Yüzyılın yetiştirdiği ve büyük bestecilerin sonuncusu olarak kabul edilen Ermeni Besteci Haçaturyan, 1903 yılında Gürcistan’ın Tiflis kentinde doğmuştur. Aram İlyiç Hacaturyan Azerbaycan ve Türk motiflerine benzer temalarıyla batı müziği dünyasında başarı kazanmıştır. Yörenin ritmik özelliklerini yansıtan Gayaneh, Lermontov’un piyesi üzerine Maskarad (1941) Spartakus (1943) gibi baleleri ve parlak yapıdaki piyano (1936), keman (1940), flüt (1940), viyolonsel(1946) konçertoları ve iki senfonisiyle (No.1.1934; No.2.; 1944) tanınan besteci, Kafkasya’nın halk ezgilerini klasik müzik formlarıyla yansıtmıştır.

Hacaturyan, Moskova’da 1922’de girdiği Gnesin Müzik Okulu’nda viyolonsel eğitimine başlamış yeteneğinin anlaşılması üzerine kompozisyon sınıfına geçmiştir. Burada, Rimski-Korsakov ve Liadov’un öğrencisi olan M.F. Gnesin’in önderliğinde bir çok solo çalgı için, çoğu halk müziğinden kaynaklanan parçalar yazmış ve bun¬ları keskin ritimli, zengin armonili, doğaçtan gelişen bir stille işlemiştir. Haçaturyan 1929’dan itibaren eğitimini Moskava Konservatuvarı’nda sürdürmüştür.

Genç ve enerji dolu bir besteci olarak çağdaş batı müziğinden özellikle “Ravel” in yapıtlarından etkilenmiş ve 1.senfonisini 1935 yılında tamamlamıştır. Haçaturyan’ın bundan sonraki yapıtlarında ise ermeni halk müziğinin belirgin temaları daha fazla ön plana çıkmaya başlamıştır. Besteci kimliğinin yanı sıra başarılı bir şef olan Haçaturyan dünyanın birçok önde gelen senfoni orkestralarını yönetmek üzere konuk şef olarak davet edilmiştir. 1951 yılında Moskova ve Viyana’da yüzyılın en iyi bestecisi ve şefi ödülünü alan Haçaturyan iki kez Stalin ödülünü almış Ermeni ulusal marşını bestelemiş ve birçok film müziklerine imza atmıştır.

Haçaturyan müzik dünyasında yalnızca halk müziğinin temalarını senfoniye döken bir besteci değil, aynı zamanda yüzyılın yetiştirdiği en genç besteci ve de dünyaca ünlü senfonistlerin oluşturduğu zincirin son halkasıdır.

Keman Konçertosu
“Allegro con fermezza” “Andante sostenuto” “Allegro vivace”
Devletin sağladığı olanaklardan yararlanarak 1940 yazını ailesiyle birlikte, Moskova yakınında çamlar içindeki Ruza Besteciler Evi’nde geçiren Haçaturyan “Keman konçertosu”nu orada bestelemiştir. Yine klasik orkestra kadrosuna ek olarak bas klarinet, trampet ve zil de kullandığı eserini ünlü kemancı David Oystrah’a ithaf etmiştir. İlk yorumu da Oystrah, 16 Kasım 1940’da Moskova’da Ukraynalı şef Aleksander Vasilyeviç Gauk (1893–1963) yönetimindeki Rus Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde gerçekleştirmiş ve eser büyük bir başarı kazanmıştır. O şiddetli Rus Alman çarpış¬maları sırasında, Şostakoviç’in ünlü 7. Senfoni’si ve Miaskovski’nin “Kirov Bizimle” kantatı gibi Rus Halkının kahramanlık duygularını yansıttığı için esere 1941’de Devlet ödülü verilmiştir.

Haçaturyan eseri bestelemeden önce Mendelssohn, Brahms, Çaykovski ve Glazunov gibi ünlü bestecilerin keman konçertolarını incelediğini, virtüoz karakterinde, ancak senfonik gelişimi halk tarafından anlaşılabilecek tarzda yazmak istediğini belirtir. Çok kolay bestelediğini, ancak hızla gelen düşünceleri kâğıda aktarmakta güçlük çektiğini anlatır. Bunda da başarı kazanmış konçertonun ilk ölçülerinde itibaren canlı bir melodi, şölen havasında süslü bir orkestrasyonla işlenerek etkileyici olmuştur. 4/4 ‘lük ölçüde, çabuk ve metanetli (Allegro con fermezza) tempodaki 1. Bölümün kolay anımsanan, kahramanca ve sürükleyici teması,

1.Bölüm
1.Tema
(A)

1.Bölüm
1.Tema
(B)

zarif ama yine de tutkulu bir Kafkas ezgisi karakterindeki ikinci tema ile kontrast oluşturur.
1.Bölüm
2.Tema

Sondaki uzun kadans ise Oystrah’ın elinden geçmiş ve yeniden şekillendirilmiştir.
2. Bölüm 3/4’ lük ölçüde ağırca ve tutumlu (Andante sostenuto) tempodaki vals üzerine kurulmuş lirik bir noktürn gibidir.

Fagotun başlattığı bu hüzünlü, ağıt tarzı bölüm biraz daha güçlenen orta bölme ile kesilirse de çekiciliğini yitirmez.

3. Bölüm 3/8’lik ölçüde, çabuk ve canlı(Allegro vivace) tempoda, rondo formunda enerjik ve güçlü başlar. Zarif olduğu kadar da parlak ana tema ilk bölümün bayram coşkusunu anımsatır.

3.Bölüm
1.Tema (Ana Tema)

Bu tema yorulmazmış gibi sürekli ortaya çıkar.
Aradaki uzun intermezzo tarzı bölmede ise keman türlü mizaçları, ateşli-duygulu-oyuncu tarzları sergileyerek ilgiyi artırır ve rondo temasıyla karşıtlık yaratır.

3.Bölüm
1.Yan Tema

3.Bölüm
2.Yan Tema

Konçerto ilk temayı duyuran parlak finalle sona erer.
Fransız flütçü Jean-Pierre Rampal bu konçertoyu flüte uygulamış ve kaydını yapmıştır. Bu başarıdan cesaret alan Haçaturyan da 1961’de keman ve orkestra için bir “Konser Rapsodisi” yazmış ve bunu ünlü kemancı Leonid Kogan’a ithaf etmiştir.

Keman edebiyatında D minör tonalitesinde yazıldığı ifade edilen eser aslında to¬nal bir anlayıştan çok modal bir ezgi yapısı ile kurgulanmış olduğu görülmektedir. Eserin ilk teması Geleneksel Türk Halk Müziğinin en güzel eserlerinin ezgisel yapısını oluşturan Hüseyni makamının dizi ve seyir yapısını çok çarpıcı bir biçimde göstermektedir. Bu modal anlayış o kadar açık ve çarpıcı bir biçimde esere hakimdir ki bes¬teci eserin donanımında D minör tonalitesinin değiştirici işareti olan B bemolü kullan¬mamıştır.

“Ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce genel son müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu sayede Türk ulusal müziği yükselebilir, evrensel müzikte yerini alabilir”(Saygun, Tarihsiz: 46).
“Müzik denildiği zaman yüksek duygularımızın, yaşayış ve anılarımızın ifadesini bulan bir müzik murad ediyoruz” (Özalp, 2000: 12).
“Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda ülkede uygulanması gereken müzik politikalarına ilişkin görüşleri bu yöndedir. Ulusların en büyük kültür değerlerinden biri olan müzik sanatının gelişmesinde ise en önemli kaynak, o ulusun geleneksel müzikleridir. Şüphesiz ki müzik sanatındaki değişim ve gelişim başka kültürlerin ürettiği müzik değerlerinden de etkilenecektir, bu durum müzik sanatının kültürler üstü gücünden kaynaklanmaktadır” ( Efe, 2007: 1).

Haçaturyan, geleneksel müziğini evrensele taşıyarak, Atatürk’ün Türk müziğinde yapmak istediği değişikliği yani “Türk Kalarak Çağdaşlaşmak’’ olgusunu gerçekleştirmiştir. Kendi ulusunun, halkının müziklerinden, gelenek ve göreneklerinden yararlanarak müziğini evrensel boyutlara taşımış ve kendi yöresel ezgilerini tüm dünyaya tanıtmıştır.

Üslubu, büyük ölçüde Ermeni halk müziğinin etkisiyle kişisel yönelimlerinin bir bireşimi olarak gelişen Haçaturyan, Gürcistan, Rusya, Ukrayna, Türkmenistan, Azerbaycan ve Türk halk şarkılarından da etkilenmiştir. Besteci aynı zamanda batıyla doğunun klasik müzikte kesişme noktası olarak da anılır.

Halk müziğinden etkilenmesinin bir sonucu olarak, yapıtlarında özgün bir ritmik yapı, melodi çeşitliliği ve zengin orkestra renkleri bulunur. Genellikle, üslubuna lirik bir anlatım egemendir.

Eserleri Türk motiflerini andıran ezgileri ve kompozisyonlarındaki folklorik ögeler sebebiyle sanki bir Türk bestecisinin yapıtı dedirtecek kadar halk ezgilerimize yakındır.

Çalışmamızda incelemiş olduğumuz keman konçertosu, gerek biçimsel özellikleri gerekse çıkış noktasını geleneksel ezgilerden alarak bu yolla evrensel başarıya ulaşması sebebiyle, genç bestecilerimize hem eğitimleri boyunca hem de eser yaratma süreçlerinde ışık tutabilecek literatürdeki en çarpıcı eserdir.
_________________________________
(*) Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Müzik Eğitimi A.B.Dalı, Beşevler / ANKARA / TÜRKİYE., Mayıs 2010 Cilt:18 No:2 Kastamonu Eğitim Dergisi sf. 607-612

Kaynakça
1. BARLOW, H., & MORGENSTERN, S., A Dictionary Of Musical Themes Revised Edi¬tion, Faber & Faber, London- Boston, 1948.
2. EFE, M., Geleneksel Türk Sanat Müziği Kemani Bestekarlarının Eserlerindeki Batı Müziğine Ait Müzikal Unsurlar Ve Keman Eğitiminde Kullanılabilirliği, Ya¬yınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2007.
3. ÖZALP, N., Türk Musikisi Tarihi II, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları:3110, Bilim ve Kültür Eserleri Dizisi:965, Araştırma İnceleme Dizisi:72, İstanbul ,2000.
4. SAYGUN, A., Atatürk ve Musiki, Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Yayınları 1. Ankara, (Tarihsiz).
5. YENER, F., Müzik Kılavuzu, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2001.
6. http://en.wikipedia.org/wiki/Violin_Concerto_(Khachaturian)
7. http://www.beethovenlives.net/index.asp?ID=1582
8. http://myclassical.blogspot.com/2008/05/khachaturian-violin-concerto-in-d-minor.html

Aram İlyiç Haçaturyan Kimdir?

(6 Haziran 1903 / 1 Mayıs 1978) Ermeni asıllı Sovyet besteci.)

Aram ilyiç Haçaturyan Çarlık Rusya’sına bağlı Gürcistan’ın başkenti Tiflis’de fakir bir Ermeni ailesinin çocuğu olarak doğdu. Gençliğinde çevresinde duyduğu müzikle büyülenmişti ama başlangıçta müzik eğitimi almadı. 1921’de tek kelime rusça bilmeden Moskova’ya gitti. Daha önce bir müzik eğitimi almamasına karşın yeteneği aracılığıyla Mihail Gnessin yönetimindeki Gnessin Enstitüsüne çello öğrencisi olarak alındı. 1925’de kompozisyon sınıfına girdi, 1929’da Nikolay Myaskovski yönetiminde çalışacağı Moskova Konservatuvarına geçti. 1930’larda sınıf arkadaşı Nina Makarova ile evlendi. 1951’de Moskova Gnessin Devlet Müzik ile Eğitim Enstitüsüsü’nde profesör olarak göreve başladı. Besteciler Birliğinde de önemli görevler aldı. Ancak “şekilci” bulunarak Prokofyef ile Şostakoviç’le birlikte yapıtları kınandı. Her şeye karşın bu üçlü Sovyet müziğinin devleri olarak tanınmıştır. 20. yüzyılın önde gelen bestecileri olarak onaylandılar.

Genç, enerji dolu bir besteci olarak çağdaş batı müziğinden, özellikle “Ravel” in yapıtlarından etkilendi. birinci senfonisini 1935 yılında tamamladı. bundan sonraki yapıtlarında ise Ermeni halk müziğinin belirgin temaları daha fazla ön plana çıkmaya başladı. 1943 yılında ikinci senfonisini bolşevik devriminin yirmi beşinici yıl dönümü kutlamaları için yazdı. besteci kimliğinin yanısıra Haçaturyan başarılı bir şef olmayı başardıktan sonra dünyanın birçok önde gelen senfoni orkestralarını yönetmek amacıyla konuk sef olarak çağrı aldı. 1951 yılında Moskova’da, Viyana’da yüzyılın en iyi bestekar ile şef ödülünü kazandı. iki kez Stalin ödülünü alan, ayrıca Ermeni Ulusal Marşı’nın da bestecisi olan Aram Haçaturyan, birçok film müziklerine de imza atmıştır. 1954 yılında Sovyetler Birliği’nin halk sanatçısı ünvanını almaya hak kazanan Haçaturyan , 1959 yılında ise Lenin ödülüne layık görülmüştür. ailesinin Haçaturyan’ın kültür yaşamında önemli bir yeri vardı. eşi Nina Makarova ile yeğeni Karen Haçaturyan da birer besteciydiler. 2003 yılında tüm dünyada müzik lobileri ile önde gelen senfonilerince Aram Haçaturyan’ın doğumunun 100. yıldönümü nedeniyle festivaller ile anma konserleri düzenlenmiştir. Aram Haçaturyan müzik dünyasında yanlızca Ermeni halk müziğinin temalarını senfoniye döken bir besteci değil, yüzyılın yetiştirdiği en genç besteci, dünyaca ünlü senfonistlerin oluşturduğu zincirin son halkası olmuştur.

Haçaturyan komünizme büyük eğilim duydu. 1920’lerde Ermenistan bir Sovyet Cumhuriyeti ilan edildiğinde Gürcü-Ermeni sanatçılarla birlikte bir propaganda turuna katıldı. 1943’de Komünist Parti’ye katıldı. Ermenistan sevgisi ile beraber komünist ülkülere bağlılığını yapıtlarında görmek olanağı vardır. Özellikle Gayane (Kılıç Dansı) adlı balesi bir kollektif çiftlikte geçer. İkinci senfonisi komünizme övgü olarak sunulmuştur. Ancak ironik olarak bu eseri Parti’nin gazabını üstüne çekmiştir. Yapıtı için “… insanların benim eserde yazılı olmayan programımı anonssuz hissetmelerini istedim. Bu eserin Sovyet insanının büyük ve güçlü ülkelerinden duydukları kıvanç ve gururu ifade etmesini istedim” demiştir. Ama yapıt programında açıkça söylenmeyen bu niyeti geri tepmiş, Parti sekreteri Andrey Jdanov’ ca çıkarılan hükümle Şostakoviç, Prokofyev, Haçaturyan ile bir bölüm öteki Sovyet besteci biçimci, halk karşıtı olmakla suçlanmıştır. O günler için “zor ve trajik günlerdi. Meslek değiştirmeyi ciddi olarak düşündüm” diyecektir.

1-Mayıs-1978’de ölen besteci Erivan’da toprağa verilmiş, 1998’de 50 dram’lık kâğıt para üstüne resmi konulmuştur.

YAPITLARI

Senfoniler
* Senfoni No. 1
* Senfoni No. 2
* Senfoni No. 3

Solo enstrumanlar ve orkestra için
* Piyano Konçertosu
* Keman Konçertosu
* Çello Konçertosu
* Piano ve Orkestra için Konçerto-Rapsodi
* Keman ve Orkestra için Konçerto-Rapsodi
* Çello ve Orkestra için Konçerto-Rapsodi
* Masquerade Süiti
* Lermontov Süiti

Bale
* Spartaküs, TRT’de de gösterilen «Kaptan Onedin» dizisinde kullanılmıştır.
* Gayane, meşhur Kılıç dansı (Sabre Dance) bölümünü içerir.

Oda müziği
* Keman ve piano için üçlü (1932)
* Solo piyano
* İvan’ın maceraları (öğretim amaçlı parça)
* Toccata
* Etüd
Piyano sonatı (1976)




Hoşgeldiniz