Her İşin Eleştirmeni Var, Müzikte Eleştiri Yasak!.. Güngör Uras
Toplam Okunma: 3957 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 04:09
Türkiye’de her konuda eleştiri yapılıyor. Ama müzikte eleştiri yok. Orkestralar ve sanatçılar sadece övülüyor… Doğuş Holding’in desteği ile her yıl Turgutreis’te gerçekleştirilen Uluslararası Müzik Festivali’nin altıncısında İngiliz Kraliyet Filarmoni orkestrası ile İdil Biret çaldı. Fazıl Say ve arkadaşları çaldı. Beş bin müziksever orkestrayı, İdil Biret’i, Fazıl Say ve arkadaşlarını ayakta dakikalarca alkışladı. Ben de sıradan bir müziksever olarak orkestrayı, İdil Biret’i, Fazıl Say’ı ve arkadaşlarını çok, hem de çok beğendim… Konserden sonra gazeteleri açtım. Acaba müzik eleştirmenleri orkestrayı ve sanatçıları nasıl değerlendirmişler öğrenmek istedim. Ama tek bir müzik eleştirisi yok…
Konser yazılarında kimler konseri izlemiş, izleyenler nasıl alkışlamış sadece bunlardan söz ediliyor.
Borusan Holding’in desteği ile Borusan Filarmoni Orkestrası ve Fazıl Say Salzburg’da konser verdi. Ben izlemedim. Ama merakla gazetelerde eleştiri yazısı aradım. Konserle ilgili yazılarda gene konseri kimlerin izlediği, konser öncesi ve sonrası gidilen davetler anlatılıyor, yabancı ve yerli izleyicilerin konseri pek beğendikleri yazıyordu.
Hatasız kul olur mu?
Acaba şef, sanatçılarla uyumda hata yapmış mı idi? Birinci keman iyi mi idi? Vurmalılar, nefeslilerle uyumu sağladı mı? Fazıl Say daha önceki performanslarına göre nasıldı? Fazıl Say’ın yeni bestesinde inişler çıkışlar dengeli mi idi? Özgün bir beste mi olmuş, yoksa daha önceki duygusal besteleri mi andırıyor? Birilerinin bu konularda değerlendirme yapması gerekiyor.
Eleştiri orkestra için, tüm sanatçılar için önemlidir. Salzburg’daki konseri izleyen Meral Tamer yazdı. Konserin ertesi günü Fazıl Say, konserle ilgili eleştiri yazılarını okumak için sabah sabah mahalli gazeteleri satın almış. Kurier, Die Presse Salzburger Nachrichten gazetelerinde eleştiri yazıları yayımlanmış.
İstanbul Müzik Festivalleri Direktörü Dr. Yeşim Gürer Oymak ile görüştüm. Diyor ki, “İstanbul’a festivale katılan orkestraların elemanları sanatçılar her performanstan sonra bize basında ne gibi eleştiriler yayımlandığını soruyorlar. Eleştirilerle ilgili dosya istiyorlar. Ne yazık ki bizim medyamızda bu tür eleştiriler yer alamıyor.”
Sanatçı hiç hata yapmaz mı?
Eleştiri, orkestra elemanları, sanatçılar kadar müzikseverler için de önemli. Eleştiri hem sanatçıların yanlışlarının azalmasına imkân verir hem müzikseverleri eğitir.
Bir konuya açıklık getirmekte yarar var. Türkiye’de müzikologlar var, müziğe gönül vermiş olanlar var. Bunlar çok güzel kitaplar hazırlıyor, dergilerde, gazetelerde müzikle ilgili makaleleri yayımlanıyor. Klasik müzik dergisi Andante’de gazetelerde Evin İlyasoğlu’nun Aleksandre Ivanof’un, Serdar Bali’nin, Kemal Küçük’ün müzik yazılarını oluyoruz. Bilgi verici anlatım başka, eleştiri başka. Bir açıklama daha. Eleştiri demek illa da kötülemek, yıkmak, cesaret kırmak demek değildir. İyileri, doğruları, yanlışları, hataları bir arada anlatmaktır.
İyi de tekrar baştaki soruya dönelim: Neden müzik eleştirmeni yok? Türkiye’nin önde gelen müzikoloğu Dr. Filiz Ali ve önde gelen müzik yazarı Evin İlyasoğlu ile konuştum. Anlayabildiğim kadarıyla:
(1) Gazeteler müzik eleştirilerine yer ayırmıyor. Eleştiri konserden hemen sonra yayımlanmalıdır. (2) Orkestraya tam ve yarım destek veren gruplar müzik eleştirisini, yapılan işi kötülemek olarak değerlendiriyor.
(3) Sanatçılarımız çok hassas. Eleştiriye tepki gösteriyor.
Ben müzikolog değilim. Müzik severim. Her dinlediğim orkestrayı, sanatçıyı kusursuz, her türlü yanlıştan uzak, mükemmel, Balkanlar’ın ve Avrupa’nın ve hatta dünyanın en iyisi olarak kabul etmeye mecbur olmayı sürdürecek miyim? Bu iş eleştirmensiz olmaz… Olursa da kalite olmaz. Biz (hem sanatçılar hem müzikseverler olarak) kendi kendimizi kandırmayı sürdürürüz.
___________________________________
Milliyet Gazetesi, 01 Ağustos 2010