TV Reklamlarında Meydana Gelen Ses Seviyesi Yükselmesini Denetleyen Devlet Kurumu Hangisi?.. Dr. Ayhan Sarı
Toplam Okunma: 6085 | En Son Okunma: 21.11.2024 - 06:31
Olağan bir TV programı seyrederken “konuşma görevlisi”nin sıranın “reklam arası”nda olduğu anonsu ardından oluşan volüm seviyesi yükselmesi karşısında seyirci normal konuşma tonunun yetersiz kaldığını yaşar. Oysa TV’sinin volüm düğmesiyle hiç oynamamıştır. Odanın/salonun içi birden ilk anda fark edilmeyen “gelinnn! alınnn! vs” tarzında tacizkar seslere boğulur. Kişi bu sesin boyutunu ancak belli bir “gürültü sıvanması”ndan sonra anlar. Ve bu uyanış sonucunda bir zaman gelir ki kendini kulaklarına tecavüz ediliyor gibi hisseder. Tıpkı şimdi hemen tüm TV kanallarının reklam yayınlarında olduğu gibi… Buna kim, hangi mercii bakar? Şimdiye değin ne kadar ceza kesilmiştir? Bu işe bakacak bir görevli kadrosu var mıdır?.. Üstelik bu kadar müzikoloji bölümü varken ve bunlar yılda 100’ü aşkın mezun verirken…
TV reklamlarında ses seviyesi yükselmesini denetleyen devlet kurumu hangisi?
RTÜK mü, Çevre Bakanlığı mı, yoksa Tarım Bakanlığı mı?!..
Türkiye sosyal hayatımızda bunun gibi halkımızın çoğunun “eniştem beni niye öptü” misali farkında olmadığı, devletin zaten hiç dikkate almadığı yaşamsal ayrıntılar bulunmaktadır.
Sesli yayın kurumlarındaki ses volüm seviyesi uluslararası standartlarda belirlenmiştir. Bu sınır TRT’de her bant kaydından önce normal frekanstaki bir sinyalle duyurulur/ölçülür. Zaten her TV Radyo yayın teknisyeni bu limiti bilir. Bilmelidir. Ama niye bildiği varsayılır? O görevli kulağı duymasa dahi önündeki yayın seviye tesbit ibre veya dijital rakamından sesin antenden evlere yansıma düzeyini görür. Görmelidir.
Devletin Türkiye’de yayın yapan sesli yayın organlarının aştıkları, dolayısıyla sebeb oldukları gürültünün ayrıntıları hakkında çalışabilecek yaptırım uygulayabilecek kurumu yoktur.
“Vardır” diyenlere inanmayın. Onlar politikacılardır. Veya politikacılaşmış resmi memurlardır.
Ya Çevre ya Tarım kurumlarıdır!
Tıpkı bitkisel destek ürün vs gibi halkın doğrudan midesine giden tabletler, tozlar, poşet sularına sanki insanlar bitkiymiş, hayvanmış gibi tarım bakanlığı tarafından yasal müsaade damgası vurulması olgusunda olduğu gibi. İnsanla doğrudan ilgili, insanın midesine giden şeye neden sağlık değil de asıl oy ve ilgi potansiyeli köylü/çiftçi olan tarım kurumu bakar?..
Cahillik, az gelişmişlik TV’de reklamlar girdiğinde sesin yükseldiğini, insanın kulağına tecavüz edildiğini fark edememesi, bu farkındasızlığa devlette önlem alabilecek merciin bulunmaması gibi de bir şey.
Sadece eğitim değil…
Tıpkı müzikoloji mesleğinin devlette kadro bulamaması gibi…
İnsan sağlığına zararlı olabilecek gürültü boyutu, sadece sokakta veya disco/bar veya teknelerdeki ses düzeyi midir?
Ya TV’lerde uluslarlarası standart yayın volüm seviye sınırının denetlenmesi işi?
İnsan kulağına ve psikolojisine, ses yükselmesi nedeniyle konuşamaması sonucu sosyalliğe, paylaşıma hatta toplumsal huzura verdiği zarar…
Buna kim hangi mercii bakar? Baktıysa şimdiye değin sözkonusu durumdan ötürü kestiği ceza miktarı nedir?
Merak etmeyin, ceza kesildiğini sanmıyoruz. Çünkü bizde böyle bir kadro oluşturulsa bile zararı tesbit edebilecek memurunun “ramazan topçuları” arasından seçilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Reklamların ses/volüm seviyesinin normal yayın seviyesinden en az iki ölçek düşürülmesi hususunun yasa/yönetmelik ile tesbit edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Çağımızın devlet yöneticileri konuyla ilgili eleman yetiştirmeyi şimdilik düşünemiyor durumda olsalar da görev alabilecek akademik kurumlarımız ve mezunları mevcuttur.
Üstelik bu akademik kurumlar arasında bu kadar müzikoloji bölümü varken ve bunlar yılda 100’ü aşkın mezun verirken…
Sahi, balık niye başdan kokar?..
* * * * *
Gelişme yolunda adımlar…