Yeşilçam Oscarları’nın Ardından: “Müzik Nerdeydi?”… Göktan Ay
Toplam Okunma: 2778 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 22:13
Türsak Vakfı ve Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliğiyle, Turkcell’in ana sponsorluğunda düzenlenen 3. Yeşilçam Ödüllerinin sahipleri, 23 Mart 2010 Salı gecesi Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan bir törenle açıklandı… Ancak böyle bir gecenin neden ruhsuz, monoton, soğuk geçti, yoksa “ekranlara mı böyle yansıdı” diye düşünürken, basındaki eleştirilerden de bir şeylerin eksik olduğu anlaşıldı…
Yeşilçam Oscarları’ nın ardından… “Müzik nerdeydi?”… Göktan Ay
“Elinde çekiç olan kişi her şeyi çivi olarak görür…”
Abraham Harold Maslow
Türsak Vakfı ve Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliğiyle, Turkcell’in ana sponsorluğunda düzenlenen 3. Yeşilçam Ödüllerinin sahipleri, 23 Mart 2010 Salı gecesi Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapılan bir törenle açıklandı. NTV den izlediğimiz gecede ünlü sanatçılar, modacılar tarafından giydirilerek görünüme çıkarıldı.
Hazırlayan ve destek veren kuruluşlara teşekkür ederken, ödül alanları canı gönülden kutluyoruz…Bu organizasyonun daha geliştirilerek/güzelleştirilerek devam etmesini diliyoruz.
Ancak böyle bir gece neden ruhsuz, monoton, soğuk geçti acaba?, yoksa “ekranlara mı böyle yansıdı” diye düşünürken, basında ki eleştirilerden bir şeylerin eksik olduğu anlaşıldı…
Bu nedenle organizasyonla ve çağrılan sanatçılarla ilgili, bizim gördüğümüz bazı aksayan yönleri de belirtmek istiyoruz;
“Türk Filmleri Yarışıyor, Türk Sineması Kazanıyor” sloganları ile hazırlanan gecede salon, ülkemizin en güzel törenleri için kullanılan Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi sarayı idi.
Yola döşenen kırmızı halılar, yabancı ülkelerin gecelerini hatırlatıyordu.
Canlı yayına çıkarılan, aday veya misafir sanatçıların söyleyecekleri birkaç cümleyi önceden belirlemeleri çok zor mu acaba?…Neden bu büyük isimler; şaşırıp, cümle kurmakta zorlanıyorlar, anlamsız mimikler yapıyorlar?…Hepsi sahneden geliyor, demek ki, bu konuda da çalışmak gerekiyor…
Hele sanatçıların, kamera karşısındaki, sahnedeki; çekingenlikleri, tutuklukları, üstündeki kıyafetleri taşıyamamaları anlaşılır gibi değil…
Ayrıca, davetiyelerde koyu renk kıyafet denmesine rağmen, bu kurala uymamak neyi ifade ediyor?..*
Sunucu olarak Meltem Cumbul varken, her ödül için, yakından tanınan 2 sanatçıya tek bir cümle söylemeleri için sahnede görev verilmesine, sahneye gelirken başka bir erkek sesinin devreye girerek onların ve müzik eserlerinin isimlerini anons etmesine gerek var mıydı?
Ödül alanların salonda olup olmadıklarının daha önceden belirlenmemesi, ödül sahibi gelmeyince herhangi birinin sahneye çıkması (adı daha önce bilinmeliydi), ödül alanların arka sıralarda oturtulması, ödül alanların yerlerine değil, sahne arkasına alınarak kendinden sonraki heyecanı paylaşmasına imkan verilmemesi 2010 yılında aşılması gerekli çok kolay uygulamalardı…
Enbe gibi mükemmel bir orkestra neden kendi içinde kapanık, cansızdı, anlaşılamadı. Aday her filmde “müzik damgası” vardı ama sahnede yoktu… Seçilen parçaların enstrümantal olarak seslendirilmesi, solist olmaması belki de doğru değildi…
Kısaca, böyle bir gecede müzik değerinde kullanılamadı Enbe’ye rağmen…
Kapanış hızla oldu ve soğuk bir şekilde bitti. Sahneye çağrılanlar öylece kaldı, neden çağrıldıkları anlaşılamadı… Bir toplu resim dahi alınmadı.
Gece sonunda Ana sponsor Türkcell’e, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Beyoğlu Belediye Başkanı’na neden bir teşekkür plaketi verilmedi acaba?..
İsterseniz 2011’e hazırlığa şimdiden başlayalım… Ne dersiniz?…
_________________________________
* Maalesef bu konu her yıl yapılan Cumhuriyet Resepsiyonlarında v.b.de de es geçiliyor. Davetiyelerde “koyu renk kıyafet” denilmesine rağmen, bayanlarda rengarenk kıyafetler görülmekte. Gelen davetiyede “kural yazılmışsa” ona göre davranılır, beğenilmezse katılınmaz… İşin tabiatı böyledir, etiklik bunu gösterir…Hala L.C.V. dahi yerine oturtulamamıştır. Davetiye gelen kişi bana nasıl olsa yer bulunur diye düşünmekte, makamına güvenmekte, organizasyonun ne kadar zor durumda kalacağını hesaba katmamaktadır. Bize göre, kural konan davetlerde, kurala uymayan nazik bir ifade ile içeri alınmamalıdır, işin başka çözümü yoktur.