2010 Ali Ufki Yılı…
Toplam Okunma: 4935 | En Son Okunma: 22.11.2024 - 01:03
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, 2010 yılını, Türk Musikisi Vakfı ve Fikret Karakaya’nın projesiyle “Ali Ufkî(1610?-1675?) Yılı” ilân etti. Yıl boyunca gerçekleştirilecek konserlerin ilki, Bezmara Topluluğu tarafından 24 Ocak Pazar günü saat 19.30′da İstanbul Şale Köşkü’nün Manej Salonu’nda gerçekleştirildi. Etkinlik Fikret Karakaya’nın Konserden önce Ali Ufkî ve eseri Mecmûa-i Sâz ü Söz üzerine yaptığı konuşma ile başladı.
“2010 Ali Ufki Yılı” Proje etkinlikleri, Ali Ufkî’nin “Mecmûa-i Sâz ü Söz” adlı eseri üzerinde çalışmaları bulunan Fikret Karakaya ve Bezmârâ Topluluğu’nun yıl boyunca vereceği aylık konserlere ek olarak, Şubat ayında yapılacak Uluslararası Ali Ufkî Paneli ve biri Ali Ufkî, diğeri erken Osmanlı sazları üzerine Fikret Karakaya’nın yazacağı iki kitap çalışmasından oluşuyor.
İstanbul 2010 AKB Ajansı Klasik Türk Müziği Yönetmeni Mehmet Güntekin’in ilk konser ile ilgili izlenimleri:
Ali Ufki Yılı’nın İlk Konserinin Ardından…
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansı, Türk Musikisi Vakfı’nın projesini destekleyerek, 2010 yılını, doğumunun 400. yılı anısına “Ali Ufkî Yılı” ilân etti.
Yıl boyunca sürecek olan projenin ilk adımı, 24 Ocak Pazar akşamı, Fikret Karakaya’nın yönetimindeki Bezmârâ topluluğunun verdiği konserle atıldı.
Yıldız Sarayı’nın TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na bağlı Şale Köşkü - Manej Salonu’ndaki konserden önce Fikret Karakaya, Ali Ufkî’nin müzik ve kültür tarihimizdeki yerini belirleyen bir konuşma yaptı. Konserde topluluk, Ali Ufkî’nin naklettiği 20 kadar eseri büyük bir başarıyla seslendirdi. Titizlikle hazırlandığı belli olan konser, seslendirilen eserlerin ortaya çıktığı dönemdeki sazlarla icra edildiğinden, farklı soundu ve müzikal mükemmeliyeti ile, karakışın yaman soğuğunu unutturdu.
İstanbul’un iki gündür yaşadığı çetin hava şartlarına rağmen, ekte fotograflarını göreceğiniz konserin gördüğü yerli ve yabancı müziksever ilgisi dikkat çekiciydi.
Konsere büyük ciddiyetle ve fedakârlıkla hazırlanan sanatçıları, Türk Musikisi Vakfı’nı, mekân desteğinde bulunan TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’nı ve emeği geçen herkesi içtenlikle tebrik ediyoruz. En büyük tebriki ise, kuşkusuz ki, hareket kabiliyetini son derece kısıtlayan kış şartlarına rağmen salonu dolduran müzikseverler hakediyor.
İstanbul kültürünün en önemli ayrıntılarından biri olan, fakat bu önemin aksine gölgede kalmış bulunan “Ali Ufkî’nin müziği”ne dokunabilecek kadar yakınlaştığımız bu projenin ikinci adımı, 13 Şubat’ta… Almanya, Fransa ve ABD’den gelecek olan Ali Ufkî uzmanlarının katılacağı bir panelin ve bir konserin yapılacağı “Ali Ufkî / Şubat” adımını şimdiden ajandalarınıza not etmenizi tavsiye ediyoruz.
Etkinlikten kareler:
Ali Ufki (1610?-1675?)
Asıl adı Wojciech Bobowski/Albertus Bobowius.
Polonya’nın bir şehri olan Lembergli (Lvow) bir ailenin çocuğu.
Muhtemelen Tatar akıncılar tarafından esir alınıp İstanbul’a getirilmiş.
Türk kültürünü batı’ya, batı kültürünü bize tanıtmak için eserler kaleme aldı.
Kitab-ı Mukaddes’i Türkçe’ye çevirdi, İslamiyet’i anlatan latince bir kitap yazdı.
Türk musıkisi hakkında eser yazacak bilgiye kavuştu, Türk musıkisi formlarıyla mezmurlar besteledi.
Türkçe’nin yanı sıra yunanca, latince, arapça, lehçe, almanca, italyanca, fransızca biliyordu.
Osmanlı İmparatorluğu Divan-ı Hümayun ikinci tercümanıdır.
Ali Ufki’nin (Wojciech Bobowski) müziğe ilişkin eseri “Mecmua-i Saz ü Söz” 16. ve 17. yüzyıl Klasik Türk Müziğinin en önemli kaynaklarıdır. Yüzlerce saz ve söz eserini notaya alan Ali Ufki (1610?-1675) İstanbul’da çalınıp okunan eserlerin kimliklerini tesbit eder.
Ali Ufki’nin ardında bıraktığı üç müzik elyazmasından biri de “Mezmurlar”dır. Bu elyazması bu kitapta bir bütün olarak değerlendirilmiş, metin ve nota transkripsiyonları yapılmıştır. Ayrıca Ufki’nin hayatı, kişiliği ve eserlerine ilişkin kapsamlı bir biyografi denemesi de verilmektedir.