Bir Tatlı Huzur… Mehmet Erduğan


Toplam Okunma: 3541 | En Son Okunma: 20.11.2024 - 22:12
Kategori: Konserler

Keyifli bir bayram tatili dönüşü Ankara’da, dostum Akif Akbulat ile yaptığımız bir sabah kahvaltısında tanıma şansına sahip oldum O’nu. Güçlü ve bir o kadar da kadife yumuşaklığındaki sesi ile can bulup dile gelen notalar, o an ruhumu “bir tatlı huzur”a kavuşturmaya yetti. İstanbul’a döner dönmez, D&R raflarında bulunan “Belcanto ”yu başucu eserlerimin arasına ekledim. Evet, meslektaşlarının “Tenor Doktor” diye hitap ettiği Zafer Mutlu ’dan söz ediyorum…

Hepiniz O’nun doktorluğunun dışında “Arta Kalan Zamanlar”ında kendi imkanlarıyla kat ettiği yolculuğundaki keşfediliş sürecini gerek yazılı gerekse görsel basından takip etmişsinizdir. Ama yine de sizlere kendisini biraz anlatmak istiyorum:

1961 yılında Bulgaristan’ın Rusçuk kentinde, Türkçe öğretmeni bir anne ile spor öğretmeni bir babanın ilk çocukları olarak dünyaya gelir. Henüz küçük yaşlardayken, evlerinde söylenen Rumeli Türküleri’ne tutkuyla bağlanır. Beş yaşında klasik müzikle tanışır ve keman dersleri almaya başlar. O yıllarda Bulgaristan’da Türklere karşı yoğun baskılar ve soykırım hareketleri vardır. Bunun zorluğunu yaşayarak büyüyen Mutlu, okula gittiği yıllarda aynı zamanda Bulgar öğrencilerin aşağılamasına da maruz kalır. 1970 yılında Türkçe’nin tamamen yasaklanmasıyla beraber baskılar daha da artar ve Mutlu ailesi 1974 yılında Türkiye’ye iltica eder. Böylece Anavatan’da sıfırdan yeni bir hayata başlarlar.

Babası, çocuklarının iyi bir eğitim alabilmesi için Ankara’ya yerleşmeyi tercih eder. İlk yılların zorluğu atlatılıp, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdikten sonra Mutlu, fotoğrafçılık ile yakından ilgilenir. Bu çalışmalar günden güne daha profesyonel bir hal almaya başlar ve ailesinin geçimine katkıda bulunur. Tıp fakültesi son sınıfta okurken evlenir. 1986 yılında mezun olduktan sonra Ankara’da hekimlik yapmaya başlar.

2001 yılı Mayıs ayında amatör balıkçı arkadaşları ile yoğun iş temposu streslerini atmak için gittikleri bir balık avında, oltalarına hiç balık yanaşmayınca, teknede bulunan Ankara Devlet Opera ve Balesi Sanatçısı Bariton ve Rejisör Murat Göksu’nun “Balık tutamıyoruz, bari şarkı söyleyelim” demesiyle hayatı değişen Zafer Mutlu, kısa bir süre sonra Murat Göksu’dan sonra da Mustafa Yurdakul ile Ankara Operası Solist Sanatçısı Tenor Şenol Talınlı’dan şan dersleri alarak çocukluk zamanlarında yarım bıraktığı müzik tutkusunu devam ettirmeye başlar. Aynı dönemde tanıştığı Tenor Pekin Kırgız ve Moldovalı Opera Sanatçısı Stepan Kurudimov sayesinde de opera kültürünü geliştirme şansını yakalar. Heyecanı, yeteneği ve ses tekniğini doğru kişilerle çalışarak geliştirmesi O’nun yurt dışına kadar açılıp tanınmasını sağlar ve Gagavuz Otonom Cumhuriyeti’nin Kurtuluş Yıldönümü kutlamalarından Moldova Geleneksel Bahar Festivali’ne, Antalya, Ankara bilimsel tıp kongreleri sahnelerinden, Dışişleri Konutu ve Aya İrini’ye kadar pek çok yerde sayısız konserler verir.

Ses getiren konserleri, beğenilen albümü ve giderek artan popülaritesi’ne karşın mütevazılığını kaybetmeyen, piyasa standartları dışına çıkarak kirlenmiş bir sektöre inat seslendirdiği yeni besteleri, klasik nitelik kazanmış şarkıları, türküleri ve aryalarıyla bizleri özlemiş olduğumuz kaliteli müziğe kavuşturan gerçek bir opera sanatçısı Zafer Mutlu. Kendi öz topraklarımızda böylesi özel bir sesin olmasını bilmek beni gururlandırdı.
Esasen bir doktorun reçetesini sistem olarak antibiyotik + vitamin olarak yazdığını düşünürsek, antibiyotik ihtiyaçlarınız için sizleri Ankara’da görev aldığı sağlık ocağına, vitamin ihtiyaçlarınız için ise “müzik ruhun gıdasıdır” diyerek Zafer Mutlu’dan “Belcanto”yu dinlemeye davet ediyorum.




Hoşgeldiniz