İletişim Fakülteleri ve Konservatuvarlar Kapatılsın!.. Aykut Işıklar


Toplam Okunma: 7422 | En Son Okunma: 23.11.2024 - 12:43
Kategori: Fikir Yazıları

80′li yıllarda Şişli’deki Günay Lokantası’nda Leman Sam ile Neco birlikte sahneye çıkardı. Muhteşem repertuvarları çok büyük keyifle dinlenirdi. Her biri konser güzelliğindeki o programlarda Neco ile Leman’ın iki şirin ve güzel kız vokalisti vardı. Yani Neco’nun kızları Ayşe ile Zeynep… Evet, yanlış duymadınız Ayşe ile Zeynep, Leman ablalarına da vokal yapardı. Leman’ın kızları ise hiç ortada yoktu. Pardon Şevval, Beşiktaşlı futbolcu Metin Tekin ile evlenmişti. Kadere bakın; şimdi Neco’nun kızları gazeteci filan oldu…

Leman’ın kızlarından Şevval, Karadeniz türküleri söylüyor. Kardeşi Şehnaz da rock şarkıcısı. Nereden nereye değil mi? Kötü şarkıcıları hiç sevmeyen Leman Sam demek büyük konuşmanın bedelini ödüyor. Keşke kızlarını şarkıcı yapacağına gazeteci yapsaydı ya… Neco da tam tersi…

Biliktan Çamaşırları’nın sahibi Ahmet Biliktan ile evli iken, TV’ci olmaya merak saran Ruhat Mengi önce İzmir TV’sinde bir eğlence programında sunucu oldu. Sonra Sabah Gazetesi’nde moda yazarı oldu. O sırada ilk eşinden ayrılıp, Sabah’ın o zamanki başyazarı Güngör Mengi ile evlendi. Vatan Gazetesi’nde köşe yazarlığına terfi edince, Star TV’de politik tartışma programları hazırlayıp sunmaya başladı. Buraya kadar eyvallah… Ancak bu işleri yaparken de ilk eşinden olan kızı Nazlım’ı önce dergi yazı işleri müdürü sonra da rock şarkıcısı yaptı. Kız kardeşi Vuslat Ünaldı’nın pop şarkıcısı Erdem Erdem’den olan kızı ise galiba gazeteci kaldı. Belki o da bir albüm yapar.

Gurbetçi kardeşimiz İclal Aydın, HBB TV’de gündüz kuşağı hazırlayıp sunuyordu. Genel müdür Bülent Öztürkmen’in en beğendiği genç elemanı idi. Çok başarılı oldu. HBB kapılarını açıp Bab-ı Ali’ye dek uzandı. Hikâye ve şiir yazıp, yazar oldu. TV dizilerinde oynayıp artist olunca, haliyle bir gazeteye köşe yazarı da oldu. Geçen gün “Bu yazma çizme heyecanı yüzünden oyunculuğumu geliştiremedim. Oysa ben kendimi hiçbir zaman gazeteci gibi hissetmedim” demiş. İyi demiş.

Acaba Hülya Avşar’ın kız kardeşi Helin Avşar kendini ‘köşe yazarı’ gibi hissediyor mu?

Ve tabii ki Meyra Ilıcak’ın kendini “soprano” hissetmesi gibi… Kişinin eşi ve kayınvalidesi ünlü kişi olunca soprano da olur, orkestra şefi de… Ne gerek var 12 yıl konservatuvarda Allah’ın her günü 8 saat bağırmaya, nota ezberlemeye… İyi bir koca yeter.
Veya soyadın Öztarhan, Atasagun, Mavitan olmalı. İstersen haber spikeri bile olabilirsin. Patronun oğluna veya genel yayın müdürlerine Etiler Şamdan’da manken kız ayarlayarak “ana haber spikeri” olan aslan gibi delikanlılar da var. Ruhunda muhabbet tellalı olmak var ise bu işi taa İzmir’lerde öğrenmişler.

Bakın gazete ve TV’lerin genel yayın müdürlerinden özel eğitim almış, özel ve de güzel kızlara hiç değinmiyorum. Evet, bazı onurlu ve namuslu kızların hakkı yeniliyor. Çalışarak, onurunla yükselmiş pek çok bayan arkadaşım, kardeşim de var. Onları da herkes biliyor. “Medyada erkek saltanatı var” düşüncesini asla kabul etmiyorum. Tam tersi erkekler kakılmış…

Sonuç, marjinal liste çok uzar… İşte bu yüzden yetkili her kişiye diyorum ki: Kapatın şu iletişim fakültelerini ve konservatuvarları…

Oralarda yıllarca okuyarak işi öğrenmiş kaç genç yetenek iş bulabiliyor? TV’ci, gazeteci, radyocu olmak için başka özellikler gerekiyorsa; şarkıcı olmak için de eğitim gerekmiyorsa; yazık değil mi şu fakir halkın vergilerine? Her yıl çağdaş eğitim vereceğiz diye sokağa atılıyor. İsteyen gazetede köşe yazarı oluyorsa, isteyen soprano oldum diyorsa…
_________________________________________
Bugün Gazetesi 14 Ağustos 2009
http://www.bugun.com.tr/kose-yazisi/76144-iletisim-fakulteleri-ve-konservatuvarlar-kapatilsin-aykut-isiklar-makalesi.aspx

_______________________________________________




Hoşgeldiniz