Orff Yaklaşımı Nedir?.. Yrd.Doç. Dr. Atilla Coşkun Toksoy


Toplam Okunma: 45279 | En Son Okunma: 24.11.2024 - 04:32
Kategori: Araştırma Yazıları

Orff-Schulwerk genel olarak, okul öncesi ve ilköğretim alanında işlevselleşmiş; besteci Carl Orff ve dansçı Gunild Keetman tarafından geliştirilmiş; müzik, hareket ve konuşma/söz unsurlarını bütünleştiren bir müzik eğitimi yaklaşımıdır… Bu yaklaşım, 1948 yılında başlayan bir dizi radyo yayını ile adını duyurmuş, giderek yaygınlaşarak iki temel gelişmeyle geniş bir eğitimci kitlesi tarafından kabul görmüştür…

Orff Yaklaşımı Nedir? Yrd. Doç.Dr. Atilla Coşkun Toksoy

Orff-Schulwerk (Türkçe okunuşu: Orf-Şulverk) terimi Türkçeye ilk kez Zuckmayer tarafından; “Öğretici Eser” (Uçan 2003, sy. 21) olarak çevrilmiştir. Daha sonraları; “Okul Çalışmaları”, “Okul Çalışmalığı”, “Orff Okul Öğretisi”, “Orff Metodu”, “Orff Yaklaşımı” gibi isimlerle anılmıştır. Kullanılan bütün bu adlandırmalar; taşıdıkları bakış açısı, içerik ve açıklamaları ile Orff-Schulwerk kavramını değişik yönleri ile tarif edebilmektedir.

Etimolojik olarak bakıldığında terim; Almanca Schule ve Werk kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkmıştır. Schule, Türkçe “okul” anlamına gelmektedir. Werk kelimesinin ise birkaç değişik anlamı vardır. Sözlüklerde “yapıt”, “eser”, “iş”, “uğraş” gibi birden fazla karşılığı bulunmaktadır. Bu noktada karşılaşılan sorun ile ilgili Koçak; “Schulwerk”in sözcük anlamını karşılayacak çevirinin olanaksızlığı sadece Türkçede değil, başka dillerde olduğu gibi İngilizcede de söz konusu olduğunu vurgularken, Orff-Schulwerk’in dünyanın her yerinde, her dilde Almanca orijinal tanım, bir uzmanlık terimi olarak kullanıldığını belirtmektedir. (Koçak, 2005)

Orff-Schulwerk günümüzde Carl Orff ve Gunild Keetman’a uzanan bir müzik ve hareket eğitimi yöntemine / yaklaşıma verilen addır. Bu yaklaşım Dorothee Günther, Carl Orff, Gunild Keetman, Wilhelm Keller ve Hermann Regner’in basılmış kitaplarından, bütünleyici kuramsal makale ve görüşlerinden, ayrıca yaşanan ve geliştirilen uygulama deneyimlerinden oluşmaktadır. (Kugler, 2003: 70)

Ülkemizde Orff-Schulwerk genel olarak, okul öncesi ve ilköğretim müzik eğitimi uygulamalarında yer bulduğundan; konu, amaç ve içerik açısından Carl Orff’un müzik eğitimi felsefesi çerçevesinde düzenlenen müzik eğitim ve öğretimini ifade eder biçimde “Orff Yaklaşımı” olarak kabul edilip, yaygınlık kazanmaya başlamıştır.

Yukarıdaki fikirler ışığında genel anlamıyla Orff-Schulwerk; besteci Carl Orff ve dansçı Gunild Keetman tarafından geliştirilmiş, müzik, hareket ve konuşma/söz unsurlarını bütünleştiren bir müzik eğitimi yaklaşımıdır. Bu yaklaşım,1948 yılında başlayan bir dizi radyo yayını ile adını duyurmuş, giderek yaygınlaşarak iki temel gelişmeyle geniş bir eğitimci kitlesi tarafından kabul görmüştür. Bu iki gelişme:“Beş ciltlik Orff-Schulwerk’in (Music für Kinder – Çocuklar İçin Müzik) yayınlanması, Stüdyo 49 çalgı fabrikasında ksilofon ve glockenspiellerin üretimidir.” (Dawson , 1996: Ek 3.1.)

Orff Yaklaşımı’nın daha geniş bir tanımlamasını yapmadan önce, temel görüşlerini sıralamakta fayda vardır:

• “Dans ve müzik insanın bedensel, ruhsal ve zihinsel gücünün elementer biçimde dışa vurumudur.
• Dil, dans ve müzik çocuğun birbirinden ayırmadığı hareket alanıdır.
• Başlangıçtan beri şarkıya çalgı eşlik eder.
• Kulaktan kulağa geçen veya nota yazımı yapılan müziği veya geleneksel dans formlarını uygularken yaratıcılık katılır.
• Her insan kendini (duygularını) müzik ve hareketle ifade etme potansiyeline sahiptir.” (Koçak, 2005)

Yukarıda sayılan temel görüşler ışığında, Orff Yaklaşımı “Müzik ve Hareket Eğitimi” olarak da tanımlanmaktadır. Bu görüşlere yakından bakış bizi, yaklaşımın belkemiği sayacağımız “elementer müzik yapma” kavramına götürür. Elementer müzik yapma ise bu anlayışın ülkemizde tanınıp, gelişmesinde büyük katkısı olan Lisolette Sey’in de belirttiği gibi; “her insanda zaten var olan ritim oluşturma, ritme uyma, ritme ve müziğe bedenle ayak uydurma eğilimlerinin harekete geçirilmesine dayanmaktadır” (Arı 2000: 92) Orff Yaklaşımı çerçevesindeki “Müzik ve Hareket Eğitimi”, insanın çok yönlü algısına uygun olarak, öğrenme sürecinde mümkün olduğunca fazla duyuya hitap eder. Bu amaçla kullandığı en temel araçlar; görsel, işitsel, dokunsal duyular, bedenin duruşu ve dengenin fark ettirilmesidir. Amaç ise birlikte üretmek, uyumun sağlanması, bireysel yaratıcılık ve estetik anlayışın geliştirilmesidir.

Bu noktadan hareketle Orff Yaklaşımı ile yapılan çalışmanın amacı; bireysel yaratıcılık yolu ile estetik anlayışın ve sosyalleşmenin geliştirilmesi olarak özetlenebilir. Orff Yaklaşımı anlayışında Elementer Müzik Yapmak için, bireyin özel yeteneğe sahip olması beklenmez. Önemli olan bireyin içinde var olan müziği ve müzik yapma duygusunu, en temel ve saf haliyle dışa vurabilmesidir. Bunu yapabilmek için gerekli olan ilk şey; bireyin kendi potansiyelinin farkına varabilmesidir. Bütün yapılan çalışmalarda bu yönde, hem bireyin potansiyelini ortaya çıkaracak ve geliştirecek, hem de bu yolla gruba katkı yapmasını sağlayacak biçimde planlanır. Bu anlayışla müzik yapma kendi içinde taşıdığı estetik amaçlar kadar, genel eğitimin ve “insanın kendini gerçekleştirme” yolundaki ilerleyişinin önemli bir aracı haline gelir. Bütün bu açıklamalar, yaklaşımın altında yatan felsefe ile çok yakından ilgilidir ve bu bakış açısıyla değerlendirildiğinde çok daha çarpıcı değerlendirmeler yapmak mümkündür.

Orff Yaklaşımı müzik öğretimi hedefleri yönünden ele alındığında temel amacın; “ şarkı söyleyen, dans eden, çalgı çalabilen aynı zamanda müziği okuyup yazabilen çocuklar” olduğu söylenebilir. Ancak asıl olarak Orff Yaklaşımı ve süreci, birincil olarak bireyin yaratıcılığının ortaya çıkarılmasını hedefler. Bu amaçla da müzik yapma öğeleri ile (çalma, söyleme, dinleme) dans-hareket yetilerinin geliştirilmesini kendini ifade edebilmenin baş koşulu olarak görür. Müzik çalışmasının amacı; ifadeyi sağlayacak eylemin (doğaçlama) ön hazırlığının yapılmasıdır. Orff Yaklaşımı’nın asıl amacı; çocukları, kendi müziğini oluşturabilecek, doğaçlayabilecek ve bu yolla kendini ifade etme imkânı bulabilecek seviyeye ulaştırmaktır.

Orff-Yaklaşımı’nın bugünkü uygulama ve içeriğini yansıtacak bir tanımlama şu şekilde yapılabilir: “Elementer ve Hareket Eğitimi / Orff-Schulwerk Kapsamında Müzik ve Dans Pedagojisi” müziğe bir giriş yolu arayan çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin müzik ve dansla ilgili çeşitli temel deneyimler edinmelerini sağlamayı hedefler. “Elementer müzik ve hareket eğitimi” insanı bütün antropolojik boyutlarıyla ele alır ve tüm duyuları ile öğrenmesini sağlar. Ses çalışmasından, hareket ve danstan, çalgı çalmaktan, bilinçli müzik dinlemekten, çizmekten, nota yazmaktan ve zihinsel kavrayıştan yola çıkılarak bütünlük içinde öğrenmenin olanakları araştırılır, müzik, dil ve hareket birliğini yaşamanın yolu açılır, müzik ve dansta sürekli farklılaşan ifade biçimleri kullanılır” (Jungmair, 2003: 50)

“İlköğretim de Müzik Eğitimi” adlı eserde yaklaşımın aşamaları şu şekilde verilmiştir:

Ritimleme;
. Ritimli konuşma kalıpları oluşturma,
. Oluşturulan ritimli konuşma kalıplarını söyleme,
. Ritimli konuşma kalıplarını sabit perdelere (seslere) aktarma,
. Sabit perdelere aktarılı ritimli konuşma kalıplarını düzenli vuruşla söyleme,
. Sabit perdelere aktarılı ritimli konuşma kalıplarını söylerken düzenli vuruş yapma,
. Ritimli konuşma kalıplarını önce çizgisel, sonra geleneksel notalama,
. Ritimsel taklit etme-öykünme ve oluşturma (motifleştirme),
. Soru ve Cevap’ yoluyla ritimsel motifler oluşturma-geliştirme,
.Oluşturulan ritimsel motiflerden bir ritimsel cümle oluşturma (oluşturulan motifleri cümleleştirme),
. Ritimsel cümlelerden bir ritmik parça ( örneğin bir rondo) oluşturma (Ritimsel
rondo biçimi: A B A C A D A kuruluşunda).

Ezgileme;
.Ezgilemeye sol-mi ile başlama, ezgilemede sol-mi’yi başlangıç noktası olarak alma/kullanma,
(Avrupa‘da sol-mi, çocukların ‘ilk doğal ses aralığı’ olarak kabul edilir.)
. Ezgilemede sol-mi’ye re-do’yu ekleme,
. Bir pedal sesi eşlik olarak kullanma, ezgiyi bir pedal sesle eşlikleme,
. Pedal sesi taklit etme ve pedal ses taklidinden motif oluşturma ve geliştirme,
Oluşturulan motiflerden bir ezgisel cümle oluşturma (oluşturulan / geliştirilen motifleri cümleleştirme),
. Ezgisel cümlelerden bir parça/eser (rondo) oluşturma (Ezgisel rondo biçimi: A B A C A D A)

Dizileme/Dizgeleme
.Sol-mi küçük üçlüsü iki perdeli çekirdek ses öbeğidir, ikiperdeli çekirdek ses öbeğinden beş perdeli dizi ye gelinir, beş perdeli diziden yedi/sekiz perdeli dizi ye varılır.” (Uçan ve diğ., 2001:98–99)
1950–1954 yıllarında yayımlanan Orff-Schulwerk Musik für Kinder isimli beş kitaptan oluşan eser, Orff Yaklaşımı ile ilgili temel kaynak durumundadır. Bu kitapların büyük bölümünü söz ve şarkı ağırlıklı kompozisyon modelleri oluşturmaktadır. Ancak Musik für Kinder’i yayınlandığı biçimiyle ders kitabı olarak kullanmak olanağı yoktur. Bu yüzden Orff-Schulwerk’le ilgilenenler çoğunlukla bir yöntem sorusu ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu noktada yöntem bilgisi ilgili ilk saptamaları Wilhelm Keller, “Einführung in Music für Kinder” (Çocuklar İçin Müziğe Giriş) adlı eserinde yapmıştır. Yaklaşımın, yöntem bilgisi ile ilgili başlıca kuralları ise Orff, Musik für Kinder üzerine yazdığı makalelerinde belirtmiştir. Buna göre; müziğin ritmi hareketin ritminden çıkmalıdır. Konuşmak, seslenmek, şarkı söylemek mırıldanmak, ses heceleri söylemek gibi vokal etkinliklerden ezgiler geliştirilir ve ancak bundan sonra çalgılara (çubuklar, blok flüt) geçilir. Beden perküsyonundan (beden vurmalı) çalgı müziğine geçilir. Müzik yapmak nota yazmaktan önce gelir.” (Kugler 2003:74)
“Orff-Schulwerk konusundaki bu yaklaşımın en önemli özellikleri toplam eğitim içeriğinin müzik ve hareket eğitimi olarak yapılandırılması, yapı taşları prensibiyle oluşturulan çalışmada dil, ritim ve ezginin birbiriyle sıkı ilişkisi formüller ve biçimden oluşan bir repertuarın kişinin kendi doğaçlamasına temel oluşturmasıdır” şeklindeki açık bir yaklaşım ise Gunild Keetman tarafından Elementaria adlı eserde ortaya konmuştur. (Kugler 2003: 74)

Bununla beraber Orff Yaklaşımı bir kalıplaşmış bir metot değildir. Brigette Warner’e göre; Orff ve Keetman, hiçbir zaman detaylı ders planları içeren bir ders kitabı yazma niyetinde olmamışlardır. Böyle bir yaklaşım, çocuğun doğal yaratıcılığı kadar öğretmenin de yaratıcılığına dayanan Orff felsefesini inkâr etmek anlamına gelirdi. Bunun yerine, müzikal kavramların ardışık biçimde gelişmesine hizmet edecek konuşma (dil), ritim, melodi ve armoni egzersizleri geliştirdiler. Bu egzersizler, doğaçlamaya doğru hareket noktası oluşturarak, bu yolda motivasyon sağlamaktadırlar (Mark, 1996: 135)

Bergethon ve Boardman’a göre ise; Orff’un öğretim planının özü, çocuklara kendi müziklerini yaratmada kullanabilecekleri ritmik, melodik ve armonik örneklerden oluşan bir dağarcığı oluşturmalarında yardımcı olmaktır. Bu; konuşma, hareket etme, şarkı söyleme ve çalmadan oluşan performans aktivitelerinin ardıllık gösteren bir gelişme çizgisine oturtulması ile sağlanır. (Mark, 1996: 136)
Orff yaklaşımı ile yapılan müzik eğitimi sürecini; taklit, araştırma ve keşif, doğaçlama ve yaratıcılık aşamalarına ayırmak mümkündür. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise yaklaşım dört basamağa genişletilerek adapte edilmiştir: “Taklit, araştırma ve keşif, müzikal okuma-yazma, doğaçlama ve yaratıcılık” (Campbell, Scott ve Kassner 1995: 54)

Bu aşamalardan oluşan Orff süreci; yaklaşımın A.B.D.’deki en yetkin isimlerinden olan Avon Gillispie tarafında şu başlıklarla açıklanmıştır:

Orff Süreci:
Süreç kelimesi, Orff-Schulwerk’te çok önemlidir. Orff sürecinin anahtarları; araştırma ve tecrübedir. Müziğin elementleri ilk önce en kolay, genelde kaba şekilleriyle araştırılır. Sonunda, edinilen tecrübeler sayesinde, bu elementler temizlenir, araştırmaların ve deneyimlerin daha karmaşık seviyelerine ulaşılır.

Hareketin Araştırılması
Çocuklar, hareketin (hafif-ağır, aşağı-yukarı, içeri-dışarı, düzgün-karmaşık) değerini araştırmak için cesaretlendirilir. Vücut durumu ve hareketleri tartışmasız ve öğretmenin verdiği açıklamalar olmaksızın araştırılır ve tecrübe edilir.
Aşağıdakilerden başlamak üzere araştırmanın döngüsü şöyledir,
• Hareketin dış motivasyonu (doğal olarak yapılan hareketler; yürümek, koşmak
gibi)
• Hareketin iç motivasyonu (kalp atışını hissetmek, nabzın farkına varmak gibi)
• Daha yüksek seviyede, hareketin dış motivasyonuna dönmek. İçsel motivasyon,
dışsal anlatımın parçası haline gelir.
Hareket, tüm Orff süreci için temeldir ve diğer tüm öğrenimin dayandığı temeldir.

Sesin Araştırılması
Sesin araştırılması, çevresel sesler ve organizasyonsuz seslerle başlar; havlayan bir köpek, çarpan bir kapı, üstümüzde uçan bir uçak, düşen bir cisim buna örnektir. Daha sonra düzenlenmiş seslere geçilir; davul sesinin aşamaları, sopaların birbirine vurulması vb. Çocuklar ses özellikleriyle oynar ve denerler; güçlü sesler, zayıf sesler, ağaç sesleri, metal sesleri, sıvı ve katı sesleri gibi.

İlk çalgılar, standart olmayan, ihtiyaç duyulmayan, fakat çocuklar tarafından bulunan ya da keşfedilen doğal çalgılardır; şişe şıngırtısı, içi boş dallar, kurumuş tomurcuklar gibi. Bu ham çalgılarla üretilen sesler, belli bir sürede, başlangıç ve bitişi olan basit parçaları-formları yaratmada kullanılırlar. Ses kaynakları aynı, seslerden oluşan aileler içinde gruplanmakta ve tümü, performans için değil, araştırmanın gelecek bölümünün büyümesi ve gelişmesi için parçalara ayrılmaktadır.
Konuşma da, açıklanması, gereken bir ses kaynağı olarak görülür. Çocuklar, ağızdan çıkan seslen kullanmanın birçok yolu olduğunu keşfeder ve bu sesler daha sonra, konuşma ve şarkı söylemeyi destekleyecek sözcükler haline gelir. Çocuklar konuşma sesleriyle oynarlar. Anlamsız kelimeler ve sesler, çocuklar kadar yetişkinlere de zevk verir. Kullanımları da tam bir müzik tecrübesine doğru bir aşama olmaktadır.

Formun Açıklanması
Formun açıklanması, hareket ve sesin açıklanmasıyla birlikte ortaya çıkar. Hareketler örüntülere, örüntüler de danslara organize edilir. Sesler, benzer ve farklı bölümlü, girişi ve kadansı olan kompozisyonlara dönüşür. Hareketin biçimleri ve ses diyagramla gösterilir. Bu, notalamanın kaba fakat etkili başlangıcıdır. Sonuçlar, genelde Taş Devri’nin resimlerini, andırır ve bu, basitçe Orff un öğrenme sürecine ilişkin elementer görüşü yansıtır.

Yaratıcılığa Model Olan Taklit
Orff Schulwerk’te taklit, yaratıcılık için bir model oluşturmada kullanılmıştır. Taklit en eski öğretim biçimidir. Schulwerk’te öğretmen “usta” ve temel rol modeldir. Öğretmenin rolü, çocuklar bağımsız hareket etme yolunda gelişme gösterdikçe giderek azalır. Çocuklar bu süreç boyunca kendi sorunlarını çözebilme, kendi sorularına cevap verme yeteneğini sergilerler. Bu şablon; Gözlem → Taklit → Deneme → Yaratma şeklinde, verilen her yeni kavramda devam eder.

Bireyden Topluluğa
Çocukların kendileri için hareketin, sesin ve biçimin özelliklerini kendi başlarına araştırıp keşfetseler de, her birey aynı zamanda bir bütün olarak gruba katkıda bulunur ve bireylerin topluluğu bütünü oluşturur. Bu topluluk ya da bütün için çalışmak, Orff Schulwerk’in en önemli amacıdır. Birey, bu grubun bir parçasıysa, en önemli olan bu birlikteliktir. Bu takım bilinci; Schulwerk’in her aşamasında gerçekleşmesi beklenen bir durumdur. “Topluluğun olmadığı yerde müzik yapılamaz.” Toplulukta müzik yapmak ayrıcalıklı bir zevktir.

Müziksel Okuma ve Yazma Becerisi
Schulwerk’te her aşamadaki gelişme, temel amacı tamamıyla müzik tecrübesi olan bütünün bir parçasını içermektedir. Çocuklar, konuştuktan belli bir süre sonra kelimeleri okurlarken, Orff Schulwerk’teki çocuklar, müzik sesleriyle pek çok tecrübeden sonra müzik okumaya yaklaşırlar. Müzik okumak ve yazmak, Orff pratiğinde sistemleşmemiştir, yani, belli başlı yazın becerilerinin ne zaman, nerede ve nasıl verilmesi gerektiği, kesin olarak belirlenmemiştir. Standart notaların okunması genellikle blok flütün tanıştırılmasıyla başlar ve diğer müzikal tecrübelerden sonra gelir. Müzik okumanın sistemleşmesi görevi, her öğretmenin kendi inisiyatifine bırakılmıştır. Sürecin en önemli amacı, müzikle şarkı söyleyen, dans eden, çalabilen, aynı zamanda müziği okuyup yazabilen çocuklardır.

Ses ve Beden
Orff pratiğinde en önemli çalgı bedendir ve ikincisi sestir, çünkü bedenin içinde yer almaktadır. Bedenin her kısmı, hem ana vuruşu, hem de parçanın farkında olmayı ifade etmede kullanılabilir. Beden, ilk aşamalarda konuşma egzersizleri ve şarkı söylemek için eşlik çalgısı olarak kullanılabilir. Bunun modeli eski kültürlerden gelmektedir ve bu da “elementer”dir.

Daha sonraları beden bir çalgı olarak, değişik nitelikteki dört çeşit ses tipini ifade etmek için kullanılır:
Parmak şıklatmak tiz
El çırpmak ↕
Elle hafifçe dize vurmak ↕
Ayağı yere vurmak pest

Bu ses elde etme yolları, fiziksel gelişmeyle bağlantılı olan sistematik yolla sunulur. Bunlar ayrı ayrı ve şarkıya eşlik edecek şekilde kullanılabilir

Bir sonraki aşamada ve şarkı söyleme ve konuşma egzersizleri, müziğin yapı taşlarını keşfetmede temel oluşturmalıdır. Çocukların isimleri, benzer yapılar, yemek ve doğal çevre gibi basit kaynaklardan zaman ve ezgi elementleri keşfedilebilir. Müziksel yapılar, kompozisyonlar yaratmak için bu elementlerin bir araya konulmasında kullanılabilir.” (Choksy ve diğerleri 1986, sy. 96–100)

Sonuç olarak Orff Yaklaşımı; “dil-müzik-hareket birlikteliğini, çocuğun yaratıcı güçlerini ortaya çıkartarak müzik eğitimini gerçekleştirme yolunda kullanan çalışma ve çabaların tümü” olarak algılanmalıdır. Böylece ülke kültüründen kaynaklanan eğitim materyalinden de (çocuk şarkıları, türküler, Türk ritimleri ve ses dizileri, tekerlemeler, sayışmalar, v.b.) yararlanarak söz konusu yaklaşımın ulusal müzik eğitimi programları içinde kullanılabilirliği ve etkinliği artacaktır.
__________________________________________

KAYNAKLAR
Arı, Z. 2000. Orff Metodu Ve Çalgılarının Müzik Öğretimindeki Önemi Üzerine Bir Araştırma, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Ens., Konya.
Campbell, P. S., Scott, C. And Kassner, K., 1995. Music In Chidhood, Schirmer Books, New York.
Choksy, L., Abramson, R.M., Gillespie, A.E. And Woods, D., 1986. Teaching Music in The Twentieth Century, Prentice Hall, New Jersey.
Dawson, D. 1996. Müzik Öğretimi, YÖK/DÜNYA BANKASI Milli Eğitimi Geliştirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi Deneme Basımı, Ankara.
Jungmair, E. U. (Prof. Dr.), 2003. Elementer Müzik ve Hareket Eğitimi Temel İlkeler, Uluslararası Orff-Schulwerk Müzik ve Dans Pedagojisi Sempozyumu, Orff Schulwerk Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Yayını, İstanbul.
Koçak, K. O., 2005. Orff-Schulwerk’in Türkçe Karşılığı Nedir?, www.orffmerkezi.org son erişim 10.07.2009
Kugler, Michael. 2003. Orff-Schulwerk’in Geçmişi, Uluslararası Orff-Schulwerk Müzik ve Dans Pedagojisi Sempozyumu, Orff-Schulwerk Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Yayını, İstanbul.
Mark, M. L., 1996. Contemporary Music Education, Schirmer Books, New York.
Uçan, Ali, Yıldız G. ve Bayraktar, E. 2001. İlköğretimde Müzik Öğretimi, MEB Yayınları, Ankara.
Uçan, Ali, 2003. Türkiye’de Müzik Eğitiminin Gelişimi, Orff Okul Öğretisinin Tanımı Uygulanımı- Uyarlanımı ve Orff Anlayışıyla Temel Müzik Eğitiminin Genel Durumu, Uluslararası Orff-Schulwerk Müzik ve Dans Pedagojisi Sempozyumu, Orff Schulwerk Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Yayını, İstanbul.




Hoşgeldiniz