“Türkiye’de Müzik Terminolojisi Çalışmaları” Başlıklı Bitirme Çalışması(*) Değerlendirmesi… Demet Urus
Toplam Okunma: 7626 | En Son Okunma: 22.11.2024 - 04:59
Muallim Bestekâr Kazım Uz’un 1893’ te yayınladığı “Musiki Istılahı” kitabını Gültekin Oransay günümüz Türkçesi’ne çevirerek bazı katkılarda bulunmuştur. Ayrıca Oransay terminoloji çalışmaları, Yılmaz Öztuna “Türk Musikisi Ansiklopedisi”, Mahmut Ragıp Gazimihal “Musiki Sözlüğü”, Vural Sözer “Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi”, Adnan Saygun, Günay Günaydın, Ahmet Say, H. Saadettin Arel, Mildan Niyazi Ayomak gibi birçok müzik adamı terimler konusunda çalışmalar yapmıştır…
“Türkiye’de Müzik Terminolojisi Çalışmaları” Başlıklı Bitirme Çalışması(*) Değerlendirmesi… Demet Urus
Türkiye’de müzik terminolojisi alanında çalışma yapan müzik adamlarımızdan Kazım Uz, Rauf Yekta Bey, M. Niyazi Ayomak, H. Sadettin Arel, M. Ragıp Gazimihal, A. Adnan Saygun, Prof. Dr. Gültekin Oransay’ın çalışmaları dikkati çekmektedir.
Terminology (ing.): Terim, bilim, teknik, meslek, sanat gibi alanlara ait kesim ve belli bir tarife, anlama karşılık olan kelimeleri içine almaktadır.( ATASOY, 1993-1994, 1-3)Türkçe en eski yazılı belgelerinden bu yana pek çok değişiklik geçirmiştir. Geçmişte konuşulan, yazılan dillerle günümüzde konuşulup yazılan diller aynı kalmamış bir değişime gelişime uğramıştır. Dillerin geçmişte kullanılan ve günümüzde kullanımları birbirinden çok farklıdır.
Türkçe de İslamlığın yayılmasıyla birlikte geniş ölçüde Arapça ve Farsça’dan etkilenmiştir. 16. yüzyıldan başlayarak Cumhuriyet dönemine kadar Türkçe’nin gelişmesi iki yönde olmuş, böylece yazı dilinde iki farklı değişke ortaya çıkmıştır:
1- Saray ve çevresinde, şairler, yazarlar gibi aydın sayılan arasında Arapça ve Farsça sözcük ve dilbilgisi özellikleriyle yüklü, Divan edebiyatı olarak gelişen Osmanlıca.
2- Daha çok sözlü geleneklerle sürdürülen, Arapça ve Farsça ödünçlemelerin az ve sözcüksel düzeyde kullanıldığı, çoğunlukla halk edebiyatı olarak gelişen Türkçe.(İMER, 2001, s.35-40)
İşte 16. yüzyıldan başlayarak ortaya çıkan bu iki durum, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen dil planlaması ile sona ermiştir. Türk Dil Kurumunda ilk 50 yıl içinde, aslında 1949’dan 1983’e kadar, dilbilim ve dilbilgisi alanında üç kez terim sözlüğü yayımlanmıştır. Fakat yayınlanan sözlükler ne kadar önemli olsa da 1980’den sonra kapsamlı bir sözlük yayınlanmaması bu kurum için oldukça üzücüdür.(İMER, 2001, s.40-55)
Müzik terimleri hakkında birçok kitap yazılmıştır. Muallim bestekâr Kazım Uz’un “Musiki Istılahı” 1893’ te yayınladığı kitabıdır. Bu kitabı yeni harflerle büyük katkı sağlayan Gültekin Oransay tarafından tekrar kaleme alınmıştır. Yılmaz Öztuna’nın “Türk Musiki Ansiklopedisi”, Mahmut Ragıp Gazimihal’in “Musiki Sözlüğü”, Vural Sözer’in “Müzik ve Müzisyenler Ansiklopedisi”, Gültekin Oransay’ın “Terminoloji Çalışmaları”, Adnan Saygun, Günay Günaydın, Ahmet Say, H. Saadettin Arel, Mildan Niyazi Ayomak…vb. gibi birçok müzik bilim adamı terimler hakkında çalışmalar yapmış, Terimler sözlüğü niteliğinde eserler yazılmıştır. 1987’de yapılan Müzik Kongresi’nde terim üzerine durulmuş, bu konuda tebliğler verilmiş. Türk Dil Kurumu’nun 1932’de kurulmasından iki sene önce müzikolog H. Saadettin Arel, terim konusu üzerinde durmuş ve çalışmalar yapmıştır.
Yüzyıllar öncesine Müzik adamlarımızın yaptıkları çalışmalar vardır. Müzik adına yapılan bu çalışmalar Türkçeleştirme yolunda birçok yeni terimler/deyimler oluşması sağlanmış. Aşağıda sıralı bir şekilde musikimize katıkıları olan müzik adamlarından ve başlıca kaynaklarından bazıları;
Kazım Uz(1872 – 1943): “Musiki Istılahatı” adında yayınladığı küçük bir kitabın etkisiyle, “Muzıkay-i Humayun’a” alındı. İki yıl sonra maarif sınavlarına girerek öğretmen oldu. Ankara İdadisi’nde, Topkapı Rüştiyesi de Türkçe, Farsça, matematik öğretmenliği yaptı.
Musiki çalışmalarına Zekai Dededen ders alarak başladı. Zekai Dede’den öğrendiklerini “Hataü’l-Ervah” adı altında yazdı ise de bastıramadı. Batı musikisi nazariyatı ile ilgili bir kitabı ve ayini basılmıştır.
Divan müziğinin son büyük ustası Zekai Dede’nin öğrencisi olan ve kendisi de pek çok müzikadamı yetiştirmiş olmakla “muallim Kazım Bey” diye anılan Kazım Uz “Musiki ıstılahatı” başlığıyla 1894 yılında yayınladığı kitapçık Divan müziğinin basılan ilk sözlüğüdür. Yazarı, henüz yirmi yaşındayken ortaya koyduğu bu eserini daha çok Zekai Dede’den öğrendiklerinin ve basılan ilk edvarlarımız olan Haşim Bey edvarındaki bilgilerin ışığında kaleme aldığından, sözlük Divan küğünün kuşaktan kuşağa gelen teknik bilgilerini yansıtan önemli bir belge olmuştur. (ÖZALP,2000,C.2,s.118-119)
Rauf Yekta Bey (1871–1935): Darülelhan’ın kurucularındandır. öğrenime açılışından itibaren “Türk Mûsıkîsi Nazariyatı ve Tarihi” derslerini okuttu. asıl önemli yanı Türk müzikolojisine verdiği hizmetlerdir. Ses sistemi ve müzikal tasnif konularında çalışmıştır. Yetiştirdiği öğrenciler Türk Müziğinin ses sistemi ve icrası konusunda önemli hizmetlerde bulunmuştur. Lavignac’ın yönetimindeki bir kurul tarafından yazılan “Ancyclopedie de la Musique”in (Müzik Ansiklopedisi) beşinci cildine 150 sayfalık bir Türk Müziği bölümü yazmıştır. Türk Müziği monografisi uluslararası boyutta Türk müziğini tanıtan ilk eserdir. (ERGUNER, 2003, s.15-22)
Bir oktavın birbirine eşit olmayan 24 Aralığa bölünmesi ilk olarak Rauf Yekta Bey tarafından ortaya atılmıştır. Günümüzde kullanılan sistem ise, Rauf Yekta Bey’in sisteminden ana dizi, notasyon gibi konularda ayrılmakla beraber 24 eşit olmayan aralık konusunda ortak görüşler taşımaktadır. (DURMAZ, 1995, s.89)
Ana dizi Fisagor dizisinin aralıklarına sahip çargâh makamı dizisidir. Bu sistemin temelini tam börtlü ve tam beşliler oluşturmaktadır. Kaba çargâh sesinden (nota üzerinde portenin bir ilave çizgili do, duyum olarak; bu do notasının tam dörtlik altındaki, iki ilave çizgili sol notası) itibaren peşpeşe 11 tam beşli ve 12 tam dörtlünün alınmasıyla, bir sekizli içinde 24, oktavıyla 25 perde elde edilmiştir.
Usullerle ilgili Dr. Suphi Ezgi, Rauf Yekta Bey’e yazdığı 08.03.1926 tarihli mektubunda:“Safiuddin, Kutbuddin, Abdülkadir-i Meragi’nin ika bahsinde ele aldıkları Elif, Be, Cim, Dal, He zamanlarını, elif: bir sekizlik, be: bir dörtlük, cim: birbuçuk dörtlük, dal: iki dörtlük, he: ikibuçuk dörtlük şeklinde ifade edersek…” demektedir.(PAÇACI, 2001,S.5, s.2-33)
Mildan Niyazi Ayomak(1888 – 1947): 1925’te İzmir’de 3 musiki okulu birden açtı, bu faaliyeti 1933’te İstanbul’a gelinceye kadar 8 yıl sürdü. 1933’te İstanbul’da açtığı musiki okulu ömürsüz oldu. 1933 – 35 ‘te “Nota mecmuası” adıyla 15 günlük bir dergiyi 37 sayı çıkardı. Türk musikisi için bir armoni kitabı yazmayı düşündüyse de yapamadı.
Türk Musikisi Tedrisi adlı kitabı da basılmadı (yazması Dr. Neş’et Halil Bey’de bulunmaktadır.) An’anevi Türk Musikisi çerçevesinin kırılması icab ettiğini Batı Musikisinin muazzam imkânlarında faydalanmanın şart olduğunu kavramıştı. Fakat bunu yapabilecek şekilde hazırlanmış, Türk ve Batı musikilerini iyi öğrenmiş değildi. “Musikimizde İnkılâp” adlı yazısında usuller içinde değişiklikler önermiştir. “Nota Mecmuası” isimli haftalık musiki dergisi çıkartmaya başlamıştır. Numune matbaasında basılmış ve 37. sayıya kadar yayın hayatını sürdürebilmiştir. Yazılarında pek çok ve pek fahiş yanlışlar vardır. Türk makamlarının adlarını değiştirmek gibi yersiz ve tutulmayan teşebbüsler de oldu.(ÖZTUNA, 1996,C1, s.25)
Mildan Niyazi Ayomak; “musikimizde inkılâp” adlı yazısında Türk musikisinin öğreniminin zorluğunu, bunun için bir ömür harcamak gerektiğini belirterek, Türk musikisinin melodik, usul, makam yapılarını bozmadan Batı’da kullanılan sistemde olduğu gibi daha basitçe öğretilebilecek bir sistem getirmeyi amaçlamış, bu nedenle mecmuaları çıkarttığını belirtmiş, 37 sayıdan sonra çeşitli nedenlerle devam ettirememiştir.(ÇAKAR, 1997, s.3-15)
Hüseyin Sadettin Arel (1880–1955): hem Batı hem de Türk müziği dersleri alan Arel, 1943 yılında beş yıllık bir sözleşme ile İstanbul Belediye Konservatuarı’nın müdürlüğüne getirilmiştir. Sözleşmesi sona erince İleri Türk Musikisi Konservatuarı Derneği’ni kurmuştur. 1948 yılından sonraki yazılarını bu derneğin yayın organı olan Musiki Mecmuası’nda yayımlamıştır. Arel, Türk Filarmoni Derneği’nin de kurucusu ve ilk başkanıdır.
Türk müziği sistemini ve tarihini birçok yönden incelemiş ve kuramsal çalışmalar yapmıştır. Hüseyin Saadettin Arel, Rauf Yekta Bey ve Dr. Suphi Ezgi ile birlikte Türk müziği sistemini bilimsel ölçülerle açıklayan üç müzikçiden biridir.
H. Saaddettin Arel’in terim konusundaki görüşleri; Musiki terimlerinin, birbirinden farklı muamele görmek üzere, üç zümreye ayrılabilir olduğunu söylemiştir. Zümreler şunlardır:
1-Eskiden beri kullanılan öz Türkçe terimler;
2-Eskiden beri kullanılan Arapça ve Farsça terimler;
3-Eski kitaplarda bulunmayıp ta yeni ihtiyaçların sevkiyle yaratılmasına zaruret hâsıl olan terimler.
Hüseyin Sadettin Arel, terimler meselesi ile muhtelif tarihlerde resmi makamlardan musiki terimlerinin Fransızca tariflerini veya her terim için yeniden tarif yazılması isteğinde bulunuldu. (AREL, 1948, No:8, s.3)
Mahmut Ragıp Gazimihal (1900-1961): M. Ragıp Gazimihal Türk müzikolojisinin kurucuları arasında yer alır.1921 yılından beri müzik yazıları yazan Gazimihal, yazarlığının gücünü Avrupa’ya da kabul ettirmiş, yurt dışında yayınlanan çeşitli dergilere müzik konularında makaleler yayımlamıştır. Gazimihal in yayınlamış olduğu “Musiki Sözlüğü” batı müziği ile ilgili olmakla birlikte, doğu müziğini ilgilendiren terimler de bulunmaktadır. (Larousse, C.9, 1986, s.4439)
Batılı anlamda ilk müzikoloji çalışmalarının Gazimihal tarafından yapıldığını biliyoruz. Türk müziğinin Asya ve Anadolu kökenleriyle ilişkisi konusundan, müzik politikalarına, organolojiden müzik derlemelerine kadar geniş bir çalışma alanına sahip olan Gazimihal, bu çalışmalarını öğrencileriyle paylaştığı gibi yayın hayatına da sokmuş ve alanında en çok eser vermiş müzikologlardan birisidir.. 1956’da kaleme aldığı Türk Musikisi Tarihi adlı eserinde o güne kadar hiçbir yazarın ele almadığı, iç Asya Türk Musikisi kaynakları ile Elam, Eti ve Sümer Musikilerinin Türk Musikisine etkileri ve Anadolu halk ezgilerinin bir metot içerisinde incelenmesine işaret etmiştir. (GAZİMİHAL, 2006, s.1-15)
Prof. Dr. AhmetAdnan Saygun (1907-1991): “Türk Beşleri” olarak adlandırılan bestecilerimizden olan Adnan Saygun, Atatürk’ün müzik planında gerçekleştirdiği devrimin en önemli temsilcilerindendir. Çünkü o sadece bir besteci değil, aynı zamanda bir müzikolog ve kompozisyon öğretmenidir.
Saygun’un müzikoloji/folklor çalışmaları ise 1931′de yurda dönmesinden sonra başlamıştır. 1936 yılında Türkiye’ye gelen Bela Bartok ile Anadolu’da bir araştırma gezisi yapmış ve Ankara Devlet Konservatuarı’nın kurulma çalışmalarına katılmıştır. Ayrıca 1972 ile 1978 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu’nda görev almıştır.
Saygun, 1930′lu yıllardan başlayarak müzik fokloru alanında sürekli araştırmalar yapmış, makamsal müzik üzerine yoğunlaşmıştır. (Sanat Ansiklopedisi, 1991, s.240)
Saygun, 1930′lu yıllardan başlayarak müzik fokloru alanında sürekli araştırmalar yapmış, makamsal müzik üzerine yoğunlaşmıştır. Türk geleneksel müziğindeki makamları Iran ve Yunan müziğinde kullanılan makamlarla karşılaştırmalı olarak inceleyen Saygun, Anadolu halk müziğinin kökenine inerek Asya halk şarkıları ile Macar ve Fin halk müziğinde görülen pentatonik yapılanmayı incelemiş, ezginin doğuşundan başlayarak makamsal sistemin gelişimi üzerinde durmuştur. (ARACI, 2007, s.2–30)
�
Prof. Dr. Gültekin Oransay (1930-1989): Ankara Devlet Konservatuarı’ndaki kompozisyon öğrenimini yarıda bırakarak 1954’te Almanya’ya gitmiştir. Türkiye’ye dönüşünün ardından Ankara Devlet Konservatuarı Müdürlüğü ve Öğretmenliği, Ankara İl Radyosu Transkripsiyon Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Şube Müdürlüğü görevlerini üstlenmiştir. Bu dönemde Derleme Gezileri bünyesinde Kars ve Gaziantep gibi bölgelerde araştırmalar yapmıştır. 1971 yılında Doçent olan Oransay; Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Türk Din Musikisi Kürsü Başkanlığı görevini yürütmüştür. Oransay; Almanca, İngilizce, Arapça, Farsça ve Osmanlıca bildiğinden bu sayede çeviriler de yapmıştır.1976 yılında ise İzmir’e giderek Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi “Müzik Bilimleri” bölümünün kurucusu ve ilk başkanıdır.
Türkçe müzik terminolojisi konusunda yapılan çalışmaların tarihçesine baktığımızda, ilk olarak çalışmaların Hüseyin Saadetin Arel,
Suphi Zühtü Ezgi ve Rauf Yekta Bey tarafından başlatıldığını görürüz. Bunlardan özellikle Arel’in kullandığı bazı terimler bugüne kadar yaşamakla birlikte, ilk çalışmalar çok sınırlı kalmıştır.
Cumhuriyet döneminde müzik terimlerinin Türkçeleştirilmesi konusunda daha kapsamlı ve sistematik çalışmalarda M. R. Gazimihal ile A. Adnan Saygun’ un sabırlı ve titiz çalışması ile ortaya konulan müzik terimleri 1954 yılında Türk Dil Kurumu’na [TDK] sunulmuş, tek bir terim dışında, tümüyle benimsenerek TDK’ ce yayınlanmıştır. (ORANSAY, 1968, s.30,131)
Türkçe müzik terimleri ve dil çalışmalarına daha sonra katılan Dr. Gültekin Oransay da büyük ölçüde bu terimlerden yararlanmıştır. Ancak konuya daha akademik ve sistematik olarak yaklaşan Prof. Dr. Gültekin Oransay’ın çalışmaları çok daha etkin ve geniş kapsamlı olmuştur. (ORANSAY, 1997, s.424-431)
Yüzyıllar öncesine dayanan müzik yazılarına 19.yüzyılda Hamparsum nota yazısı katılmış, bu konuyla ilgili bilimsel çalışmalar 20. yüzyılda başlatılmıştır. Bir müzik ansiklopedisi oluşturmanın önemli olması ve okuyucuya doğru bilgi vermesi esastır. Bu doğrultuda Batıdan alınan bazı terimlerin Türk müziğinde doğru yeri olmayabilir.(USLU, 2006, s.14,28)
Saadettin Arel, Kazım Uz, Rauf Yekta Bey, Mildan Niyazi Ayomak, Ahmet Adnan Saygun, Prof. Dr. Gültekin Oransay, Dr. Suphi Ezgi gibi birçok bilim adamının çalışmaları, bu konuya bilimsel bir çerçeve getirmiştir.
Her ilmin kendine özel terimleri vardır. Klasik çağ öncesinde yazılmış “Kitabü’l-edvar” denilen musiki nazariyat kitaplarında da perk çok musiki terimi mevcuttur.
Edvar’da geçipte bugün bir lugate bakmadan anlaşılmayan terimler vardır. Eski nazariyat kitaplarında geçip de halk ve aydınların konuştuğu bazı kelimeler edvar’da musiki ilmini bilenlerce anlaşılacak özel manada kullanılmışlar ve bir “terim” vasfını almışlardır. “münaferet”, “mülâyemet” kelimeleri örnek verilebilir.
Sonuç olarak, zamanımıza kadar Türk müziğinde terminoloji çalışamaları yapılsa da; bu çalışmaların bilimsel düzeyde yeterli olmadığı, adeta tamamlanamadığı tespit edilebilir. Türk müziğinin bu yönden eksik kalması da konuyla ilgili gelişimin engellenmesine ya da gecikmesine sebep olmuştur.
Bu eksiklik nedeniyle Batı müziğinde kullanılan terimlerin Türkçe’nin özellikleri dikkate alınmadan Türkçeleştirmeye çalışılması, bazılarının kabul görmesine, bazılarının ise benimsenmemesine yol açmıştır.
Aşağıda söz konusu sorunlara tarafımızdan bir takım çözüm önerleri getirilmeye çalışılmıştır. Bu gibi önerilerin sayıca artması bilimsel perspektifte yapılacak terminoloji çalışamalarına ışık tutacaktır.
• Batı müziğine ait terimlerden Türk müziğinde kabul görenler aynen kullanılmalı, Türk müziğine özgü olan terimler olduğu gibi bırakılmalıdır.
• Her alanda olduğu gibi, müzik sanatında da dünya iletişimini sağlamak için uluslar arası terimlerin kabul görmüş olanların kullanılması gereklidir. Çünkü uluslararası kullanılan terimleri, öztürkçeye uydurmak adına bir takım yanlışlıklar yapılmamalıdır.
• Sözcüklerin yazım gelişimi tarihi bir seyir izlediği için, dildeki benzerlerini incelerken çok dikkatli olunmalı, kullanacak terimler anlamları ve yerleri doğrultusunda belirlenmeli ve öyle kullanılmadır.
• Müzik bilimini ilgilendiren terimler incelinirken; geçmişte büyük ölçüde yaygın kullanılan Farsça ve Arapça sözcüklerle birlikte, Batı dillerindeki sözcükler de araştırılmalıdır.
Özellikle Türk müzği alanında söz sahibi olan kurum ve kuruluşla aynı terminoloji de birleşmeleri müziğimizin gelişmesi ve geleceği için çok önem arzetmektedir.
KAYNAKÇA
ARACI, Emre. Ahmed Adnan Saygun/Doğu-Batı Arasında Müzik Köprüsü, Yapıkredi Yayınları, İstanbul, 2007.
AREL, Sadettin. Musiki Mecmuası. Musiki Terimleri 1, no:8, 1948.
AREL, Sadettin. Musiki Mecmuası. Musiki Terimleri 2, no:9, 1948.
ATASOY, M. Cahit. Yüksek Lisans(Terminoloji) Ders Notları, 1994.
AYOMAK, M. Niyazi. “Nota Musiki Mecmuası” No: 30-33, 1934.
Büyük Larousse, Gazimihal, M. Ragıp, Milliyet Yayınları, cilt9.
ÇAKAR Şule, Mildan Niyazi Ayomak’ın Hayatı ve Eserleri, İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Ensititüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1997.
DURMAZ, Canan. Türk Müziğinde Terminoloji, Yüksek Lisans Tezi, 1995.
ERGİN. Muammer. Türkiyenin bugünkü meseleleri, Güryay matbaacılık. İstanbul. 1975.
ERGUNER, Süleyman. Rauf Yekta Bey, Kitabevi, İstanbul, 2003.
GAZİMİHAL, M. Ragıp, Anadolu Tğrkleri ve Musiki İstikbalimiz, Özgeçmiş kısmı. İstanbul, 2006.
GAZİMİHAL, Mahmut. Ragıb, Musiki Sözlüğü, Milli EğitimBasımevi, İstanbul, 1961.
http://www.turkishmusicportal.org/composer.php?id=269&lang2=tr
İMER, Prof. Dr. Kamile. Türkiye’de Dil Planlanması, Ankara, 2001.
İstanbul Teknik Üniversitesi, Terimler Sözlüğü, İTÜ Rektörlüğü, Ofset Atölyesi, 1996.
Musiki Mecmuası Musiki Terimleri, H.Saadettin Arel,1 Ekim 1948, No:8.
Musiki Mecmuası Musiki Terimleri, H.Saadettin Arel,1 Kasım 1948, No:9.
Nota Musiki Mecmuası, 1.07.1934 – 15.07.1934 – 1.08.1938 – 15.08.1934, No:30 – 31 – 32 – 33.
ORANSAY, Gültekin, Bağdarlar Geçidi, Küğ Yayını, İzmir, 1997.
ORANSAY, Melahat ve Gültekin. “Çağdaş Seslendiricilerimiz ve Küğ Yazarlarımız”, Küğ yayını, Ankara, 1968.
ÖNEY, Cahit. Musiki Mecmuası, Edvar Terimlerinden Bazılarının Kökeni, yıl:45, no: 458, 1992.
ÖZALP, M. Nazmi. Türk Musikisi Tarihi, Milli Eğitim Yayınları, Cilt 2, İstanbul, 2000.
ÖZTUNA, Yılmaz; Türk Musikisi Ansiklopedisi, Cilt 1, İstanbul, 1996.
PAÇACI, Gönül. Türk Musikisi Nazariyatı-Rauf Yekta, Musikişinas, Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği Kulübü, S.5, 2001.
PAÇACI, Gönül. Türk Musikisi Nazariyatı-Rauf Yekta, Musikişinas, Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği Kulübü, S.2, 1998.
Sanat Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, 1991.
SARITOSUN, Nadiye. Terim Hazırlama Kılavuzu, İTÜ Terim Hazirlama Komisyonu, 1992.
SAYGUN, Adnan. Musiki Temel Bilgisi, C.I-IV, 1971.
TURA, Yalçın. Türk Musikisi Mes’eleleri, Pan Yayıncılık, Kent Basımevi, İstanbul, 1988.
TURHANİ, Adnan, Güzel Sanatlar Terimler Sözlüğü, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara Üniversitesi Basımevi, 1968.
USLU, Recep. Müzikoloji ve Kaynakları, İTÜ Yayınları, İstanbul, 2006.
UZ, Kazım. Musiki Istılahatı, Gültekin Oranasay’ın çevirisi ile düzeltilip genişletilmiş bazım,1964.
ÜNGÖR, Ethem Ruhi. Oransayın Ardından da Yazmak İstemezdim, Hürriyet/Gösteri Sanat Edebiyat Dergisi, Sayı: 110, Ocak 1990.
_________________________________________
Demet Urus “Türkiye’de Müzik Terminolojisi Çalışmaları” İTÜ TMDK Müzikoloji Böl. Lisans Bitirme Çalışması, 2009