Prof. Ayhan Turan Aramızdan Ayrıldı…
Toplam Okunma: 7804 | En Son Okunma: 25.11.2024 - 06:53
Ülkemizin yetiştirdiği ender keman öğreticilerinden ve Türk Keman Okulu’nun kurucularından Prof. Ayhan Turan, 10 Haziran 2009 akşamı, saat 22.30 sularında yakalandığı amansız hastalık sonucu İstanbul’daki evinde aramızdan ayrıldı. Keman Sanatçımız Cihat Aşkın’ın da hocası olan ve kendine özgü yöntemiyle birçok değerli öğrenci yetiştiren Prof. Ayhan Turan, 12 Haziran Cuma günü Teşvikiye Camii’nde ikindi namazını müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda ebediyete uğurlanacak.
Prof. Ayhan TURAN
Prof. Ayhan Turan 1933 yılında Adapazarı’ na bağlı Çerkeş ilçesinde bir posta müdürünün oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta müziğe yetenek gösteren Turan, İstanbul Belediye Konservatuarı’ na girerek Ekrem Zeki Ün ile keman çalışmalarına başlamıştır. Öğrenciliği sırasında gösterdiği üstün başarılarla İstanbul Filarmoni Derneği’ nin 4 yıllık Paris bursunu kazanmış ama Menderes hükümeti zamanındaki döviz yasağı nedeniyle bu bursu kullanamamış daha sonra Roma Santa Cecilia Akademisi’ ne kabul edilmiştir. İtalyan Kültür Bakanlığı eğitim bursu sayesinde buradaki çalışmalarını Prof. Lilia d’ Albore ile tamamlamıştır. Lilia d’ Albore, Flesch’ in öğrencilerinden biri olup İtalya’ nın 1920-40 arası en tanınmış keman sanatçılarından biridir. 1957-1960 yılları arasında Roma Societe Kuartet bünyesinde konserler vermiştir. 1960 ve 1963 arasında Ansbach Vivaldi Topluluğu ile solo ve oda müziği konserleri vererek Avrupa turnelerine katılmıştır. Mezuniyetinin sonlarına doğru 1962 yılında bir yıl süreyle Roma Santa Cecilia Akademisi’ nde Asistan Öğretmenlik yapmıştır. Buradaki eğitimini başarıyla tamamlayan Turan daha sonra yurda dönerek konser sanatçısı olmuştur. 1963 ve 1974 yılları arasında gerek konser ve resitaller vermiş gerekse radyo ve TV kayıtları gerçekleştirmiştir.
Ayhan Turan daha sonraki dönemlerde aldığı bir burs ile New York State University Binghampton Müzik Okulu’ nda eğitim psikolojisi ve oda müziği çalışmaları yapmıştır. Ünlü Lenox Kuartet ile oda müziği çalışmaları yapan Turan buradan aldığı başarı belgesiyle yurda dönmüştür. Ayhan Turan yetmişli yıllarda 10 yıl süreyle Dünya gazetesinin kültür ve sanat editörlüğünü yapmış ve müzik yazıları yazmıştır. 1965 ve 1970 yılları arasında İstanbul Belediye Konservatuarı Müdürlüğü görevini sürdüren Ayhan Turan daha sonra İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasının kurulmasıyla beraber orkestra üyesi olmuştur.
1976 yılında Türk Müziği Devlet Konservatuarı’ nın kurulmasıyla idealist bir yaklaşımla ele aldığı keman eğitimi çalışmaları için konservatuarda öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. Kısa sürede yetiştirdiği öğrencileri ile ün yapan ve Türkiye’ nin gündemine hızlı bir şekilde oturan Turan, kendi geliştirdiği eğitim metoduyla fark yaratmış ve İTÜ Rektörlüğü tarafından takdir ve başarı belgeleriyle onurlandırılmıştır. Hızlı Eğitim Özel Keman Birimi’ ni kuran Turan burada daha sonra Türkiye’ nin müzik hayatına damgasını vuracak Hakan Şensoy ve Cihat Aşkın gibi öğrenciler yetiştirmiştir. Öğrencileri arasında Ceyda Uzgören, Engin Yafet, Zeynep Yılmaz, Ferda Anıl Yarkın, Ebru Ekmekçioğlu, Aslı Elçi, Türkan Hepgür, Pınar Ertuğrul, Buket Ökten vs. gibi örnekler sayabiliriz.
1984-1990 yılları arasında İDSO Müdürlüğü yapmış, 1990-1999 yılları arasındada İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’ nda Yönetim Kurulu üyeliği ve Çalgı Bölüm Başkanlığı gibi görevlerde bulunmuştur. 1999 yılında emekli olan Ayhan Turan emekliliğinde keman eğitimi alanında çalışmalar yapmaya devam etmiştir. 1974 yılından bu yana yaptığı çalışmalarını 1990 lı yılların başından itibaren yazıya döken Turan’ın ‘Fizik ve Fizyolojik Özellikleriyle Keman Çalma Sanatı’ adını taşıyan kitabı bitim aşamasındadır.
Ayhan Turan 1984 yılında Profesör ünvanını almıştır ve İtalyanca bilmektedir. İstanbul’ da oğlu ile birlikte yaşamakta olan Turan Türk Keman Okulu’ na damgasını vurmuş en önemli sanatçılarımızdan biridir.(www.cihataskin.net)
* * * * * * * * * * *
Anekdotlar
Ayhan Turan’ın özel bir eğitim verdiği ‘yetenekli çocuklar’ sınıfı vardır. Uyguladığı metod, ona göre, Türkiye’nin ilk bilimsel keman çalma metodudur. Suzuki tekniği adı verilen bu metodda, çocuklar notalarla korkutulmadan müziğe ısındırılır ve sonra teorik eğitim alarak virtüöz olur. Suna Kan’lar, İdil Biret’ler Türkiye’de ders alıp yurtdışında yetişmişlerdir, onun sınıfından mezun olan ‘yetenekli çocuklar’ ise Türkiye’de yerli eğitimi alan ilk ‘öğrencilerdir. Emekli olduğundan bu yana ve bugün hálá ‘Keman ve Viyolanın Bilimsel Sırları’ adlı kitabı üzerine çalışmakta idi.
O’nun ve öğrencisi Cihat Aşkın’ın döneminde (1978-89) İTÜ TMDK’da Türk Müziği-Batı Müziği ayrımı belirgindir. Hatta öğrencisi Cihat Aşkın ilk yıllarında uzunca bir süre ‘iki tarafa’ da yaranamaz; Klasik Batı Müziği çaldığı için bir tarafın, Türk Müziği bölümünden olduğu için öbür tarafın gönlü bir türlü olmaz.
* * * * * * * * *
En Sevdiği Kemanını Ayhan Turan’a Verdi…
Nigo Usta tamircilik daha kazançlı bir iş olduğu için enstrüman yapımcılığı yerine bu alana yönelmişti. Ancak Paris’te Vatelot’un yanındaki eğitimini tamamlayıp ustalık beratı alması için bir keman yapması gerekiyordu. En sevdiği enstrümanı Paris’te yaptı. Türkiye’ye döndükten sonra, mükemmelleştirmek amacıyla sayısız kez elden geçirdi. Gözünün içi gibi baktığı çalgıyı büyük ücretler teklif edilse de satmadı. 1950′lerde atölyesine gelen, sonraları oğlu gibi sevdiği genç kemancı Ayhan Turan’a verdi. Ama kemanını hiç unutmadı. Aradan yaklaşık 20 yıl geçtikten sonra Turan, New York’ta ziyaretine gittiğinde nadide enstrümanlarla dolu şifreli dolabını açıp “İçinden birini seç, yerine benim yaptığım kemanı geri ver” demişti. Turan’ın “Usta, o kemanın sizinle birlikte öyle çok anısı var ki bende, istemeyin lütfen” demesi üzerine talebinden vazgeçecekti.(http://www.muziksoylesileri.net/cms/index.php?option=com_content&task=view&id=266&Itemid=50)